SON DAKİKA

logo

Obezitenin Yetişkinlerde ve Çocuklarda Görülme Sıklığı Hızla Artıyor

Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, halk sağlığını tehdit eden bir sorun olan Obezite ile mücadelede alınacak önlemlere dikkat çekti. Uzm. Dr. Ünal, “Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı ”dedi.

Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen Obezite, modern çağın en yaygın ve tehlikeli hastalığı olarak hayatımızda yer alıyor. Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, “Endüstriyel toplumlarda aşırı kiloluluk ve obezite daha sık görülür hale gelmekte ve özellikle çocuklarda artmaktadır. Fiziksel aktivitenin azalması, yüksek-yağ ve kaloriden zengin hazır gıdaların daha ulaşılabilir olması obezite gelişimini artırır. Obezite gelişmesinde ayrıca birçok faktör rol almaktadır. Bunların içinde genetik, yetersiz egzersiz, aşırı kalori alımı vardır. Bazı ilaçlarda yan etki olarak kilo alımı ile ilişkilidir. Psikososyal faktörlerde obezite gelişmesine katkıda bulunabilir” dedi.

 

Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı


 2022 yılı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre obezite tanısı alan bireylerin sayısı tüm dünyada 1 milyarı aşmış durumda. Uzm. Dr. Ünal, “Obezite sadece erişkinlerde değil çocuklarda ve gençlerde de hızla artmaktadır. 1975'ten 2016'ya kadar, 5-19 yaş arası aşırı kilolu veya obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında dört kattan fazla artarak %4'ten %18'e çıkmıştır” dedi. Obezite tanısını koymada günümüzde kullanılan en yaygın metottun  vücut kütle indeksi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ünal, “Obezite, beraberinde pek çok fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik sorunlar getiren kronik bir hastalıktır. Obezite, Tip  2 diyabetes mellitus (kandaki şeker seviyesinin normalin üzerine çıkması) , koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, beyin- damar hastalıkları, solunum güçlüğü, bazı kanser türleri, derin ven trombozu (toplardamarda meydana gelen kan pıhtısı), Mide ve ince bağırsak yolunda oluşabilecek olan ve iltihaplanmaya yol açabilen virüsler-bakteriler, yağlı karaciğer ve siroz, kolesterol yüksekliği, Yumurtalıklarda küçük ve iyi huylu çok sayıda kistin oluşumu, idrar kaçırma, lenfatik sistemdeki bozukluklar, obstrüktif uyku apnesi ve eklemlerde kireçlenme gibi hastalıklara da neden olmaktadır” dedi. 

 

Obezitenin şiddeti arttıkça Tip 2 diyabet gelişme riski de yükseliyor
 

Tip2 diyabet hastalarının %80’nin obez olması nedeniyle önemli bir risk faktörü haline gelmesine neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Ünal, “Tip 2 diyabet gelişme riski, obezitenin şiddeti arttıkça yükselir. Obez ve diyabetiklerde hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve aterosklerotik kalp hastalığı dikkati çekecek kadar sık görülmektedir. Bunların yanı sıra ılımlı kilo vermek yeni diyabet gelişimini %30 oranında azalttığı tespit edilmiştir” dedi. Felç(inme), kalp krizleri gibi kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin gelişmiş batılı ülkelerde azalma eğilimi gösterirken gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de artış gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Ünal, “Toplumların beklenen yaşam süresinde görülen uzama nedeniyle yaşlı nüfusun artışı toplumda kalp damar hastalıklarının da artışını da beraberinde getirmiştir. Kalp ve damar hastalıkları açısından olumlu olan husus büyük ölçüde ‘önlenebilir’ olmalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirmektedir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm verileri toplam ölümlerin içinde kalp hastalıklarının payının gittikçe artma eğiliminde olduğunu göstermektedir” dedi.

 

Bireylerin obez olmaları önlenmelidir

 

Ülkemizin nüfus yapısının halen genç nüfus ağırlıklı olup, gelişmekte olan ülkelere benzemekte olduğundan bahseden Uzm. Dr. Ünal, “Çocukluktan itibaren obezite konusunda eğitim verilmeli, yeterli-dengeli beslenme ve fiziksel aktivite yapılmalıdır. Bu amaçla çocukluktan itibaren temel alışkanlıkları kazandırarak obezite ve buna bağlı diyabet, kalp damar hastalıklarını azaltmaya yönelik çalışılmalıdır” dedi. Uzm. Dr. Ünal, sağlıklı kalmak, kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinden uzak durmak için ise önerilerini şöyle sıraladı: 


-Sağlıklı beslenin,
-Düzenli fiziksel aktivite yapın
-Tütün ve tütün ürünleri kullanmayın,
-Alkol kullanmayın,
-Kardiyovasküler riskinizi öğrenenin,
-Kilolu veya obez olup olmadığınızı öğrenenin,
-Kan basıncınızı ölçtürün. Yüksek tansiyonunuz varsa tedavi olun
-Kan şekerinizi ölçtürün. Diyabetiniz varsa tedavi olun.
-Kan lipidlerinizi ölçtürün. Yüksek ise tedavi olun.
 -Hekiminizin verdiği diğer sağlıklı yaşam önerilerine uyun. *

KIZILAY Basın Ofisi 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.20 17:28:18
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Su deposu besinlerin şimdi tam zamanı

Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, yaz aylarında sıvı tüketiminin mümkün olduğunca artırmanın genel vücut sağlığını korumada önemli bir rol oynadığını söyledi.
Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, yaz aylarının en sıcak ve nemli günlerinin yaşandığını belirterek, “Böyle havalarda metabolizmamız terleme nedeniyle normalden daha fazla su ve beraberinde değerli mineral kaybediyor. Bu nedenle özellikle yaz aylarında sıvı tüketimini mümkün olduğunca artırmak genel vücut sağlığını korumada önemli bir rol oynuyor” dedi.
Sıcak havalarda sağlık açısından ilk yapılması gereken şeylerden birinin de günlük su tüketiminin artırılması olduğunu söyleyen Diyetisyen Özbay, “Ancak bazı bireyler susamadan su içmekte zorlanabiliyor. Bu gibi durumlarda suyun yanı sıra yüksek su içeriğine sahip besinleri tüketerek de vücudunuza gereken sıvı takviyesini yapabilirsiniz” şeklinde konuştu.
Diyetisyen Duygu Özbay, su deposu olan 8 besini sıralayarak, şu bilgileri verdi:
Karpuz
Su ve lif içeriği yüksek bir meyve olan karpuz hem lezzeti hem de serinletmesi nedeniyle yaz aylarının en tercih edilen meyvelerinden birisi. Yüzde 90’dan fazlası sudan oluşan karpuz, içerdiği yüksek vitamin ve mineraller ile kabızlıktan cildi gençleştirmeye, saçların beslemesinden kilo vermeye dek pek çok fayda sağlıyor. Ancak içerdiği yüksek şeker oranı nedeniyle 2 dilimden fazla tüketilmemesi gerekiyor.
Kavun
Hoş kokusu ve tadıyla bilinen kavun, içerisinde bol miktarda su ile çekirdek barındıran ve sağlık açısından birçok faydası bulunan bir meyve. Ayrıca, A, B, C, E, D, K vitaminleri ve sodyum, potasyum, magnezyum, demir, bakır ve alfa-beta karotenleri açısından da zengin olan kavun bu sayede kemik sağlığını koruyor, kan basıncının düzenlenmesine katkı sağlıyor, sindirim sistemini düzenliyor.
Şeftali
Bol sulu ve tatlı bir meyve olan şeftali, yaz mevsiminin gözde meyveleri arasında yer alıyor. Ancak şeftalinin lezzetli olmasının yanı sıra sağlığa da birçok faydası bulunuyor. İçerdiği bol su ile metabolizmanın sıvı ihtiyacını karşılamasına yardımcı olan şeftali bunun yanı sıra vitaminleri sayesinde sindirimi destekliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve yüksek potasyum seviyesi ile de vücudun sağlıklı bir denge oluşmasını sağlayarak, yüksek tansiyondan korunmaya destek veriyor.
Kivi
Özellikle su ve C vitamini yönünden oldukça zengin olan kivinin sağlık için birçok yararı bulunuyor. Adeta bir C vitamini deposu olan kivi, solunum sorunlarında iyileşme sağlayarak astımı hafifletmeye yardım ediyor. İçeriğindeki karotenoidler, antioksidanlar ile göz hastalıklarının önlenmesine ve görmenin iyileşmesine fayda sağlarken barındırdığı A vitamini ile de korneanın korunmasında görev alıyor.
Domates
Tek başına veya yemeklerde bolca tüketilen domates, içerdiği yüksek su miktarı ile iyi bir hidrasyon kaynağı olarak vücudun su dengesini korumaya yardım ediyor. Domates ayrıca, barındırdığı C vitamini ve likopen yardımıyla cilt sağlığını destekliyor, yaşlanma belirtilerini azaltıyor. Ayrıca yine likopen sayesinde özellikle prostat, akciğer ve mide kanserine karşı koruyucu bir etki gösteriyor.
Salatalık
Neredeyse tüm diyetlerin ve detoks sularının vazgeçilmezlerinden olan salatalık içerisinde yüzde 95’ten fazla su barındırıyor. Bu anlamda susuzluğu gidermede önemli bir rol oynayan salatalık, idrar söktürücü etkisi ile ödem atılmasına yardım ediyor. Bunun yanı sıra salatalık günlük ihtiyaç duyulan K, B ve C vitaminlerini de sağlıyor.
Marul
Salataların vaz geçilmez malzemelerinde olan marul, yüksek miktarda A, K ve C vitamini içeriyor. Aynı zamanda bol sulu içeriği ile hem kalorisi düşük hem de besleyici bir sebze olan marul, lipoksigenaz ve karagenan enzimleri sayesinde anti-inflamatuar bir özellik göstererek vücutta iltihabı kontrol altına almada rol oynuyor. Yeşil yapraklı sebzeler tip 2 diyabet riskini azalttığından, düşük glisemik indeksli marul da diyabet dostu olarak tanımlanıyor.
Taze kırmızı biber
C vitamini denince akla ilk olarak turunçgiller ailesi gelse de taze kırmızı biber aslında bir portakaldan çok daha fazla C vitamini içeriyor. Bu bakımdan enfeksiyon hastalıkları ve kansere karşı korunmadan, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde kadar birçok faydası bulunan taze kırmızı biber aynı zamanda içeriğindeki bol su oranı ile susuzluğun giderilmesinde de etkin rol üstleniyor."
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 16:34:04
Son Düzenlenme Tarihi :





Yerleşim yerine inen yaralı dağ ceylanı tedavisi sonrası doğaya salındı

Hatay’ın Belen ilçesinde şehir merkezine inen yaralı dağ ceylanı ’gazella gazella’ itfaiye ekipleri tarafından yakalanarak koruma altına alındı tedavisi sonrası doğal yaşam alanına bırakıldı.
Nesli tükenme tehlikesine karşı koruma altında olan Karaca cinsi dağ ceylanı ormanlık alandan Belen ilçesinde evlerin arasında vatandaşlar tarafından fark edildi. Haber verilmesi üzerine büyükşehir itfaiyesi Belen bölge amirliği ekipleri korkmuş halde görülen Karaca’yı yaptığı çalışma ile zarar vermeden yakalayarak koruma altına aldı. Burun kısmından yaralı olduğu belirlenen dağ ceylanı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Burada yapılan ilk yardım sonrası ceylan tekrar doğal yaşam alanına bırakıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.22 19:07:31
Son Düzenlenme Tarihi :