SON DAKİKA

logo

Lösemi hastası torununa aylık bağlanacak sandı, 30 bin lira dolandırıldı

Adana’da bir çift, sahte kartlarla kendilerini devlet memuru olarak tanıtıp, lösemili 10 yaşındaki çocuğun ailesini maaş bağlatma vaadiyle dolandırdı. Dolandırıcılar, küçük çocuğun ailesini bir GSM operatörü üzerinden yaklaşık 30 bin liralık cep telefonu alarak zarara uğrattı.
Tuğba ve Kayacan Atalan çiftinin iki çocuğundan en büyüğü olan Ayaz, 2016 yılında aniden fenalaştı ve yüksek ateş şikayetiyle hastaneye kaldırıldı. Hastanede yapılan test sonucunda doktorlar, küçük çocuğa lösemi teşhisi koydu. Ayaz, 2018 yılı Mayıs ayında amcası Fahri’den nakledilen kök hücreyle hayata tutundu. Henüz hastalığını atlatamayan ve zaman zaman yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hastanede yatmak zorunda kalan küçük çocuğun ailesi, oğullarının yeniden sağlığına kavuşup hastalığını yeneceği günü umutla beklerken bu kez dolandırıcıların hedefi oldu. İddiaya göre eşi İ.T. ile birlikte bir süredir lösemili çocuk ve aileleriyle yakından ilgilenip, onlarla bağlantıya geçen K.G.T. onların güvenini kazandı. Aynı zamanda hamile olan K.G.T., 12 Mayıs’ta kendilerini Yüreğir Kaymakamlığı’nda görevli memurlar olarak tanıtıp, Tuğba Atalan ve annesi Müberra Döndü Ekici’yi merkez Yüreğir ilçesine bağlı Yavuzlar Mahallesi’ndeki evinde ziyaret etti. Aileye sahte kimlik kartları gösterip, kaymakamlık çalışanı oldukları yalanına inandıran çift, Ayaz Atalan için aileye devletten maaş bağlama vaadinde bulundu. Çift, Tuğba Atalan yerine annesi Müberra Döndü Ekici üzerinden işlem yaptı. Yaşlı kadının kimlik bilgileriyle işlem yapmak için cep telefonunu alan İ.T. telefonu şarj etmek için mutfağa geçerken, eşi de hamileliğini kullanıp aileyi oyaladı.

30 bin liralık telefon aldılar
İ.T., yaşlı kadının cep telefonundan işlem yapıp, Şanlıurfa’da yine kendileriyle ortak hareket eden bir GSM operatörü bayisi aracılığıyla hat üzerinden yaklaşık 30 bin liralık bir cep telefonu satın aldı. Dolandırıcı çift, daha sonra cep telefonundan bütün mesajları silerek evden ayrıldı. Atalan ailesi, çocuklarının tedavisi için gereken paranın kendilerine bağlayacağı maaşla karşılanacağını beklerken 2 bin 568 liralık cep telefonu faturasıyla şok oldu. Olayı araştırdıklarında aile, kendilerine maaş bağlama vaadiyle evlerine gelen çift tarafından dolandırıldıklarını, karı-kocanın devlet memuru olmadıklarını ve çiftin kendi hatları üzerinden cep telefonu aldıklarını öğrendi.
İ.T., aileyle yaptığı görüşmede suçunu itiraf etti ve zararlarını telafi edeceğinin sözünü verdi. Ancak şahıs aradan geçen bir aylık süreçte sadece 500 lira gönderip tüm bağlantıyı koparttı. Bunun üzerine Müberra Döndü Ekici, konuyu yargıya taşıdı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

“Borca girdik”
İhlas Haber Ajansı’na yaşadıklarını anlatan Müberra Döndü Ekici, “Torunum için geldiklerini, onun tedavisi için devletin bize maaş bağlayacağı vaadinde bulundular. Ayaz’ın tedavisi için paraya ihtiyacımız vardı. Kayıt işlemleri için kod geleceğini söyleyip telefonumu aldı. Kadın hamileydi, o bizi oyalarken eşi de mutfağa geçip telefonumu şarj etme bahanesiyle işlem yapıp, bizi dolandırdı. Maaş bağlanmasını beklerken borcun altına girdik” ifadelerini kullandı.
Dolandırıldıklarını olaydan sonra gelen cep telefonu faturasıyla öğrendiklerini anlatan Ekici, “Ben normalde aylık 85 lira fatura ödeyen birisiyim. Borcu araştırdığımızda adıma cep telefonu alındığını öğrenince şoke oldum. Dolandırıldığımızı da böyle öğrendim. Torunumun hastalığını kullanıp bize yaklaştılar, onun durumundan faydalandılar. Adalet yerini bulmalı, en ağır cezayı almalılar” dedi.

“Bu olay beni çok üzdü”
Ailesinin kendisi yüzünden dolandırıldığını düşünüp üzülen Ayaz Atalan, “Ben lösemiye karşı yaşam savaşı verirken, onlar benim hastalığımı kullanıp ailemi dolandırdılar. Her şey benim yüzümden oldu. Bu olay beni çok üzdü, çok ağladım” ifadelerini kullandı.
Öte yandan İ.T. ve eşi K.G.T.’nin lösemili Mustafa Çimen’in (6) ailesini de aynı şekilde dolandırdıkları öne sürüldü.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.21 12:12:19
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Elmalı Cezaevi’ne tavuk eti ve dondurulmuş tavuk alınacak

Teklifler yarın saat 10.00’ kadar verilebilecek

Elmalı Cezaevi 6 kalem tavuk eti ve  dondurulmuş tavuk ürünü almak için ihaleye çıktı. İhale için son başvuru tarihi yarın saat 10.00 olarak yayınlanan ilanda yer alıyor. 
Tekliflerin sadece EKAP üzerinden alınacağı kaydedilen ve Toros Gazetesi’nde yayınlanan ilanda, ihalenin açık ihale usulü ile gerçekleşeceği de yer alırken, ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabiliniyor.

İhaleyi kazanan firma, 1 Ocak 2025 ve 30 Haziran 2025 tarihleri arasında peyder pey  6 kalem tavuk eti ve dondurulmuş tavuk ürününü Elmalı T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu mutfağına teslim edecek. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamayacağı yayınlanan ihale ilanında yer alırken, diğer bazı maddeler şöyle: Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. İhale dokümanı EKAP üzerinden bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanların, e-imza kullanarak EKAP üzerinden ihale dokümanını indirmeleri zorunludur. Teklifler, EKAP üzerinden elektronik ortamda hazırlandıktan sonra, e-imza ile imzalanarak, teklife ilişkin e-anahtar ile birlikte ihale tarih ve saatine kadar EKAP üzerinden gönderilecektir. İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucunda, üzerine ihale yapılan istekli ile birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.11.27 10:23:09
Son Düzenlenme Tarihi : 2024.11.27 10:37:38





Dünyanın en modern su altı arkeoloji gemisi UPL ilk seferine çıktı

Antalya’da dünyanın en büyük ikinci en donanımlı su altı arkeoloji araştırma gemisi, suya inerek ilk seferini gerçekleştirdi. UPL isimli modern gemi ile Türkiye sahillerinin su altı gün yüzüne çıkarılacak. 25 arkeoloğun görev yapacağı gemi, 500 metre derinlikten üç boyutlu görüntü alabilecek.
..

Antalya’da dünyanın en büyük ikinci en donanımlı su altı arkeoloji araştırma gemisi, suya inerek ilk seferini gerçekleştirdi. UPL isimli modern gemi ile Türkiye sahillerinin su altı gün yüzüne çıkarılacak. 25 arkeoloğun görev yapacağı gemi, 500 metre derinlikten üç boyutlu görüntü alabilecek.
Antalya’da dünyanın en büyük ikinci en donanımlı UPL isimli su altı araştırma gemisi, yapımının tamamlanmasının ardından ilk seferini bugün "Yolun açık olsun UPL" lansmanıyla geniş bir katılımla gerçekleştirdi. Gemi ile Türkiye sahillerinin su altı gün yüzüne çıkarılacak. 25 arkeoloğun görev yapacağı gemi, 500 metre derinlikten üç boyutlu görüntü alabilecek. Ayrıca büyük ekranlı bilgisayar sistemlerinin yanı sıra, deniz tabanında gemi hareket halinde çalışırken, dip sonardan elde edilen görüntü büyük ekranda sürekli olarak 25 araştırmacı tarafından takip edilebilecek. Eğer bu görüntüler arkeolojik potansiyel içeriyorsa o derinliğe robot indirilip, görüntü elde edilebilecek.

22 bilim adamının çalışabileceği üst düzey bir altyapı bulunuyor
Gemi, Kültür ve Turizm Bakanlığının izinleriyle Akdeniz kıyılarında yapılacak su altı kazı ve araştırmalarında kullanılacak. İçinde 5 kişilik modern bir basınç odası, 500 metre derinlikte 3D görüntü alan multi beam sonar, XRF analiz cihazı gibi üst teknolojiler bulunan 38 metre boyundaki gemi, aynı zamanda kendi elektriğini ve sıcak suyunu üreten, deniz suyundan kendi suyunu elde eden yeşil gemi niteliğinde bulunuyor. Gemide toplantı salonu, denizden çıkan eserler için hazırlanmış özel bir laboratuvar ve 22 bilim adamının çalışabileceği üst düzey bir altyapı bulunuyor.

“10 yıldır Türkiye’de UPL ismi ile var olmaya devam ediyoruz”
Geminin ilk seferini yapmasından mutluluk duyduğunu belirten UPL Türkiye Ülke Müdürü Murat Yahyaoğlu, “İlk seferimizde çok değerli kişileri ağırladık, bizim için gurur verici oldu. Basınç odasından kamera izleme odasına kadar geminin tüm alanlarının tanıtımını yaptık. Umuyorum ki bu üstün özelliklerle, çevreye duyarlı gemiyle çok güzel buluşlara imza atacağız. UPL olarak çok farklı alanlarda faaliyetimiz var. Kendimizi farklı alanlarda bilinir kılmaya özen gösteriyoruz. Son 10 yıldır Türkiye’de UPL ismiyle var olmaya devam ediyoruz. Bilinirliğin artması anlamında güzel çalışmalara imza atıyoruz. Bu imkanların sağlanmasında CEO’muz Bay Jai Shrooff’un büyük katkısı var. Biz de bunu sahiplenerek olabildiğince değer katmaya ve bu değeri yaşatmaya devam ediyoruz. Tüm katılımcılara çok teşekkür ederim” dedi.

“Tarım sektöründen deniz altı arkeolojisine destekten dolayı çok mutluyuz”
UPL Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Halil köstekli ise konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“UPL dünyanın en büyük 5’inci gıda ve tarım sektörü olan bir firmadır. Bu sosyal sorumluluk projesinde UPL gemisinin isim sponsoru olmaktan gurur duyuyoruz. Dünya ve kültürel mirasa katkı vermekten mutluyuz. Bu gemi dünyadaki en eski batıkların araştırmalarını yapacak. Denizaltı araştırmaları son derece önemlidir. Tarımla olan ilişkisi ise bu denizlerde binlerce yıl tarım ürünleri ticareti yapılıyordu ve 4 bin yıl önceki batıklarda bile bakır külçeleri çıkıyor. Kıbrıs’tan çıkan bakırın Girit’e ve İyonya’ya ticaretinin yapıldığı anlaşılıyor buradan. Bakır sanayide kullanılıyor diye bilsek bile bakırı bitki sağlığında da kullanıyoruz. UPL olarak bizler, bakırlı biyoçözümlerimiz ile dünya lideriyiz. Günümüzde de Rusya ve Ukrayna savaşının olması ile yine tarım ürünleri ticareti var. Önemli olan yer altında hiç dokunulmayan tarihin kalıntılarını yeryüzüne çıkararak, bunun kültür mirasına kazandırılmasını hedefliyoruz. Tarım sektöründen deniz altı arkeolojisine destekten dolayı çok mutluyuz. Her şey bir hayalle başladı. Bu gemi dünyanın en modern ikinci büyük arkeoloji gemisidir. Dünyanın her yerinden öğrenci ağırlayacağız.”

“Gemimizde 25 su altı arkeoloğu konforlu bir şekilde konuk edebileceğiz”
Gemi hakkında bilgiler veren Akdeniz Üniversitesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz, “Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle Akdeniz kıyılarında araştırmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Bizim en az 5 ayımız denizde geçiyor. Bu anlamda daha rahat çalışmalar yapmak ve daha ileri bir teknolojiye sahip olmak hepimizin hayaliydi. Yaklaşık 2.5 yıl önce tersanede bulunan bir geminin dış halini satın alarak işlemlere başladı. Geminin bitmesi için mücadele verdik. Gemimizde 25 su altı arkeoloğu konforlu bir şekilde konuk edebileceğiz. Gemimiz üst teknolojiye sahip, bilinen her türlü sonar teknolojisine sahiptir. 500 metreden üç boyutlu görüntü alabilecek, aldığı görüntüleri robotlarla inceleyerek kazı aşamasına gelecek. 5 kişilik basınç odası var. İlk araştırmamızı yarın itibarıyla Kemer açıklarında yapacağız. Gemimiz dünyanın en büyük ikinci, Avrupa’nın en büyük arkeoloji gemisi diyebiliriz. Bugün ilk seferi de gayet başarılı geçti” dedi.

“Gemi söylenilen kadar hem mekanik hem de donanım anlamında çok iyi”
Geminin kaptanı Gökalp Dinçalp, “Gemimiz çok donanımlıdır. Burada olmaktan büyük keyif alıyorum. İnanıyorum ki çok değerli çalışmalar yapacağız. Gemi söylenilen kadar hem mekanik hem de donanım anlamında çok iyi. Derin sularda arama yapabilecek. Basınç odamız var. Bu daha derin alanlarda çalışma yapmamıza imkan verecek” açıklamasını yaptı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.02 17:25:40
Son Düzenlenme Tarihi :