SON DAKİKA

logo

İYİ Tarım uygulaması çiftçinin gelirini ve güvenliğini arttırır

İyi Tarım Uygulamaları (İTU), gerek kaliteli ve verimli bir tarımsal üretim gerekse güvenli gıda tüketimi açısından oldukça önemlidir. ÎTU ile üreticilerin kazancı ve rekabet gücü artacağı gibi tüketicilerin sağlığı da korunmuş olacak.
KARAR AŞAMASINDA RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPIN
İyi Tarım Uygulamaları, topraktan sofraya kadar uzanan bütün üretim ve pazarlama aşamalarını kapsar. Karar vermeden önce üretim alanında daha önce yetiştirilen ürün veya tarımsal faaliyetler bilinmeli, insan sağlığı ve çevreye olan etkileri değerlendirilmeli, kontrol altına alınamayacak riskler söz konusu ise bu alanlar iyi Tarım Uygulamalarında kullanılmamalı.
Üreticiler, üretim kararını vermeden önce risk değerlendirilmesi yapmalı. Risk değerlendirilmesi; toprak tipi, erozyon, taban suyu seviyesi ve kalitesi, sürdürülebilir su kaynaklarının varlığı, arazinin ilk kullanımı, parazit ve diğer asalaklarla bulaşık olması ve bitişik alanlara etkisi gözönünde tutularak yapılmalıdır. Toprak sağlığının korunması, tarım ilaçlarına bağımlılığın azaltılması ve bitki sağlığının maksimum düzeyde sağlanabilmesi için dönüşümlü üretim yapmalıdır.
ÜRETİME BAŞLAMADAN ÖNCE YETKİLİ KURULUŞLARA BAŞVURUNUZ
İyi Tarım yapmaya karar verdikten sonra gerekli prosedürü yerine getirmek üzere yapılacak ilk iş, İTU konusunda yetkilendirilmiş kuruluşlara başvurarak üretim sürecinin kayıt altına alınmasını sağlamak.
İZLENEBİLİRLİK VE KAYIT TUTMA, ÜRÜNÜN BELGELENMESİ İÇİN ŞARTTIR
Üretim sırasında yapılan bütün işlemler çifçiler tarafından kayıt altına alınmalı ve daha sonra yapılacak kontroller için saklı tutulmalıdır. Bu kayıtlarda; ürün çeşidi, ürünün bulunduğu coğrafi bölge, gübre uygulama zamanı, uygulama nedeni, teknik izin, kullanılan kimyasalın ticaret ismi ve miktarı, uygulama aleti, operatörün ismi ve uygulama zamanından kaç günsonra hasat yapılması gerektiği, sulama zamanı, yöntemi ve miktarı gibi bilgileri içermelidir.
ÜRETİMDE DİKKAT EDİLECEK TEMEL HUSUSLAR
* Toprağın işlenmesinde, erozyonu azaltacak ve toprağın fiziksel yapısını koruyacak teknikler kullanılmalı.
* Seçilen çeşitler virüsten ari, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı olmalı.
* Kaliteli tohum, fide veya fidan kullanılmalı
* Uygun zamanda ve miktarda gübre kullanımı için toprak analizleri yılda en az bir defa, yaprak analizleri ihtiyaç duyulduğunda yaptırılmalı. Gübreleme, toprak yapısına göre hangi gübrenin uygun olduğunu belirledikten sonra, bitkinin ihtiyaç duyduğu miktarda ve zamanda yapılmalıdır.
* Sulama, gübreleme, ilaçlama, pestisit kullanımı vediğer bütün uygulamalarla ilgili işlemleri kayıt altına alınız,
* Su kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirilebilecek ve bitkinin ihtiyaç duyacağı suyu temin edebilecek sulama sistemleri kurulmalı. Sulama için asla atık su (kanalizasyon suyu) kullanılmamalıdır. Risk değerlendirme esaslarına bakılarak, sulama suyu kaynağı yılda en az bir kez mikrobiyal, kimyasal ve mineral kirleticiler bakımından analiz ettirilmeli.
* Hastalık ve zararlılarla mücadele "Entegre Mücadele Teknik Talimatları" doğrultusunda öncelikle kültürel tedbirler, mekanik mücadele, biyolojik mücadele veya biyoteknik yöntemler uygulanmalı. Son çare olarak kimyasal mücadele yapılmalıdır.
* Bütün pestisit uygulamaları ile ilgili kayıtlar tutulmalı. Pestisit kalıntı analizlerinin sıklığı, risk değerlendirmelerine göre yapılmalı. Maksimum kalıntı limitlerinin aşılması durumunda ise bir acil eylem planı mevcut olmalıdır.
* İşletmedeki olası atık ürünleri ve kirlilik kaynaklarını belirtiniz.
* Hasat, hijyenik koşullarda yapılmalı.
* Tarım işletmesindeki bütün olası atık ürünler (kağıt, karton, plastik, ürün kalıntısı, yağ, kaya yünü vb.) ile muhtemel kirlilik kaynakları (kimyasallar, yağ, yakıt, ses, ışık kalıntı, paketleme evinden çıkan akıntılar) belirtilmeli.
* Tarımsal kimyasalları kullanan, taşıyan ve uygulayan işçilere bu konuda eğitim verilmeli; işletmede ilk yardım eğitimi alan kişiler bulunmalıdır.
Ürün, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından İyi Tarım Ürünü Sertifikası ile belgelendirilir.
İTU ile üretilen ürünler tüketicinin daima tercih edeceği güvenilir gıdalardır.
* İL TARIM BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.21 13:03:45
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Muratpaşa Belediyesi'nden memnuniyet rekoru

Muratpaşa Belediyesi’nin halkla ilişkiler ve yönetişim sistemi Turunç Masa, geçen yıl temmuz ayında yüzde 80,95 olan memnuniyet oranını bu yılın aynı itibariyle yüzde 93,60’a taşıdı.

Muratpaşa Belediyesi, halkla ilişkiler, yönetişim ve iletişim projesi olarak Turunç Masa’yı Kasım 2014’te uygulamaya aldı. Çağrı merkezi, gezici ekipler, sosyal medya, web ve basın birimleriyle kuruluşundan bu yana ilçe sakinlerinin istek, öneri ve şikâyetlerini çözüme kavuşturan Turunç Masa’ya, temmuzda gelen başvuru sayısı 15 bin 210 oldu.

BİR TELEFON YETER

Başvuruların yüzde 82,88’i çağrı merkezi üzerinden alınırken, yüzde 12,33’ü web, mail ve sosyal medya üzerinden gerçekleşti. Temmuz ayında 2 bin 881 başvuru ile en yoğun talep Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından işleme alındı. Ardından 950 başvuru ile İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü işyerinden ambalaj atıklarının toplanması konulu talepler değerlendirildi.

EN ÇOK TALEP GÜZELOBA’DAN

Tüm başvuruların profesyonel ekiplerce titizlikle değerlendirilerek, çözüm sürecinin takip edildiği sisteme en çok başvuru Güzeloba Mahallesi’nden geldi. 1390 başvurunun kayda alındığı Güzeloba Mahallesi’ni, 705 başvuru ile Çağlayan Mahallesi takip etti.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.08.12 10:51:53
Son Düzenlenme Tarihi :





Dere: Esnaf yeni bir borç yapılandırması istiyor

Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı ve TESK Yönetim Kurulu Üyesi Adlıhan Dere yaptığı yazılı açıklamada bu rekabetçi sistemde varlığını devam ettirmeye çalışan özellikle günümüz ekonomik şartlarında zorlanan esnaf ve sanatkarların SGK ve vergi borcunu ödeyebilmesi için en büyük isteğinin yeni bir borç yapılandırması olduğunu belirtti.

AESOB Başkanı Adlıhan Dere; Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği'nin çatısı altında faaliyet gösteren yaklaşık 100 bin esnaf ve sanatkâr olduğunu aktararak esnaf için sıfır faizli ve uzun vadeli yeni bir borç yapılandırmasının şart olduğunu ifade etti. “Yapılandırma paketi kapsamında vergi, sigorta primi borçları ile adli ve idari cezalar için yapılandırma imkânı sunulmalı. Şirketlere matrah artırımı, kasa ve stok affı imkânı sağlanmalı. Belediyelere olan borçlar, elektrik ve su borçları da yapılandırılmalı. Anapara borcuna eklenen faiz ve gecikme faizi borçlarının bir kısmı silinmeli. Önceki yapılandırmalarda da olduğu gibi peşin ve taksitli ödeme fırsatı getirilmeli ve peşin ödeme halinde borçların büyük bir miktarı silinmeli. Özellikle esnaf ve sanatkarlarımızın borçlarını ödeyebilmesi için kolaylıklar getirilmeli.” Dedi.

 

Ayrıca bu rekabetçi sistemde ve günümüz zorlu ekonomik koşullarında varlığını devam ettirmekte zorlanan esnaf ve sanatkarlarımıza dikkat çeken Başkan Adlıhan Dere ""Sadece kamu bankaları değil, özel bankalar da ekonominin bel kemiği olan esnaf ve sanatkarlar için düşük faizli kredi imkanı sunulmalı. Krediler ile yeni iş yeri açacak olan genç girişimcilerin de önü mutlaka açılmalı" değerlendirmesinde bulundu.

 

“SOSYAL GÜVENLİK DÜZENLEMELERİNDE
ESNAF UNUTULMAMALI”

EYT düzenlemesiyle birlikte birçok vatandaşımızın mağduriyetinin giderildiğini fakat esnafın bu hususta hala umutla müjdeli bir haber beklediğini vurgulayan AESOB Başkanı Adlıhan Dere, sosyal güvenlik düzenlemeleri kapsamında esnaf ve sanatkarlarımızın da mutlaka gündeme alınması gerektiğine dikkat çekti. Başkan Dere; “Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi kapsamında esnaf ve sanatkarların sosyal güvenlik sorunlarının da çözülmesi gerekiyor. 4 Ekim 2000 tarihinden önce oda ve vergi kaydı olmasına rağmen BAĞ-KUR kaydı olmadığı için emekli olamayan ve bu konuda mağdur olan çok fazla esnafımız bulunmakta. Bununla birlikte esnaf ve sanatkarlarımız 9 bin prim gün sayısı ile emekliliğe hak kazanabiliyorken sigortalılar 7 bin 200 prim gün sayısı ile emekli olabiliyor. Aradaki gün sayısı farkı çok fazla burada bir haksızlık söz konusu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın gündeme aldığı 3600 ek gösterge ve emeklilikte yaşa takılanlar gündemdeyken, BAĞ-KUR’da prim gün sayısı eşitsizliği ve düzeltilmesi gereken diğer konular da unutulmamalı. Anayasa’nın eşitlik ilkesi gereğince sosyal güvenlikteki eşitsizlikler düzeltilmeli, bu farklılık ortadan kaldırılmalı. BAĞ-KUR emeklilik prim günü sayısı 9 bin gün değil, sigortalılarda olduğu gibi 7 bin 200 gün olmalı. BAĞ-KUR kaydı olmayan esnaflarımıza vergi ve oda kaydı dikkate alınarak son kez geriye dönük borçlanma imkanı sağlanmalı.  Diğer yandan esnaf ve sanatkâr 60 gün sigorta primini yatırmayınca muayene olamıyor, ilacını bile satın alamıyor. Esnafımız sağlık sigortasından faydalanamadığı halde sosyal güvenlik primini cezalı yatırıyorsa bu haktan yararlanması olmazsa olmazımız bu konuya da değinmemiz gerekiyor. 2 buçuk milyon insanın istifade ettiği EYT’den esnaf ve sanatkarlarımızın da yararlanması lazım. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Bakanımız Sayın Vedat Bilgin’den bu mağduriyetin çözülmesi ile ilgili çalışma ve müjdeli bir haber bekliyoruz. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.01.20 17:40:39
Son Düzenlenme Tarihi :