07 Gençlik'ten Alanya'da yaşananlara SERT TEPKİ
Süper Lig'in son hafta karşılaşmasında deplasmanda Alanyaspor ile karşı karşıya gelen Antalyaspor, sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrılırken maça, taraftar grubu 07 Gençlik'in maç öncesi ve maç sonrasında maruz kaldığı muamele damga vurdu.
Maça girişlerinin oldukça geciktirildiği, turnikelerin çalışmadığını ve deplasman tribünündeki kantinlerin kapalı olduğu kaydeden taraftarlar, sert bir açıklama ile yaşananlara tepki gösterdi. 07 Gençlik'in açıklaması şu şekilde;
Değerli Kamuoyu,
07 Gençlik Antalyaspor Taraftar Derneği olarak, alanya’da oynanan maçta yaşanan kabul edilemez olaylar hakkında kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur.
Alanya Jandarmasının maç günü Antalya’ya gelip taraftarlarımızı otobüse binmeden araması ve alanya’ya kadar temel ihtiyaçlarımızı giderme amacıyla bile herhangi bir dinlenme tesisinde durdurmaması, Antalyaspor taraftarlarına karşı sergilediği insanlık dışı davranışları şiddetle kınıyoruz. Yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden taraftarlarımıza uygulanan orantısız güç ve kapalı alanlarda biber gazı kullanımı insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına aykırıdır. Barışçıl bir şekilde takımını desteklemeye gelen taraftarlarımıza karşı bu tür müdahaleler asla kabul edilemez.
Ayrıca, Alanya’da yaşanan güvenlik zaafiyetine dikkat çekmek istiyoruz. Yetkililerin taraftarlarımızın can güvenliğini tehlikeye atan davranışlarda bulunması kabul edilemez. Bu zaafiyetler, maç esnasında ve sonrasında yaşanan olayların tırmanmasına sebep olmuştur. Yetkililerden bu konudaki ihmallerin incelenmesini ve sorumluların cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Bununla birlikte, Alanyaspor yönetiminin kasıtlı olarak kantinleri kapatması, taraftarlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamasını engellemiştir. Maç günü stadyumda uzun süre kalan taraftarlarımızın su ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayamaması, sporun ve taraftarlığın ruhuna aykırıdır. Alanyaspor yönetimi ve jandarmalar taraftarlarımızı tek turnikeden içeriye girmeye zorlayıp maçın 45. dakikasında halen içeri girmeye çalışan taraftarlarımız vardı. Bu tür kasıtlı uygulamaların, taraftarlarımıza yönelik bir yıldırma politikası olduğuna inanıyoruz ve bu durumu protesto ediyoruz.
07 Gençlik Antalyaspor Taraftar Derneği olarak hiç bir zaman kardeşlerimizi yalnız bırakmadık ve bırakmayacağız, tüm bu yaşanan olayların takipçisi olacağımızı ve adaletin yerini bulması için her türlü hukuki ve demokratik hakkımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz. Yetkilileri göreve çağırıyor ve tüm futbolseverleri bu tür haksızlıklara karşı birlikte durmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
07 GENÇLİK ANTALYASPOR TARAFTAR DERNEĞİ
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.05.25 21:36:44
Son Düzenlenme Tarihi :
Kalp hastalarında bütüncül yaklaşım tedavi başarısını arttırıyor
Başkent Üniversitesi Dr. Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Yiğit, kalp hastalığı belirtileri, tanı ve tedavide bütüncül yaklaşımın önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kalp ve damar hastalıklarında en sık görülen ve en tipik şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Yiğit, "Özellikle eforla yani hareketle ortaya çıkan, göğsün ortasında veya sol tarafında, sol kola veya sırta yayılan, 5 ile 10 dakika arasında süren, dinlenmekle geçen, baskı tarzındaki ağrı kalp hastalığı açısından önemli bir belirtidir. Eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlık, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabilir. Beynin kan akımının geçici olarak azalması sonucunda ortaya çıkan ve kendiliğinden düzelen şuur kaybı yani bayılma da önemli belirtilerden biridir. Bacak şişliği, geceleri yastık sayısını artırma ihtiyacı, ani nefes darlığı ile uyanma, yeni gelişen halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, kollarda güçsüzlük de kalp hastalığını akla getirmelidir. Kalp ve damar hastalıkları herhangi bir belirti vermeyebilir. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabeti olan ve sigara kullanan kişiler, 45 yaşın üstündeki erkekler, 55 yaşın üstündeki ve menopoza giren kadınlar, ailesinde erken yaşta kalp hastalığı ve obezite olan kişiler riskli gruptadır. Yoğun kaygı ve depresyon da kalp hastalığı için risk teşkil etmektedir. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları açısından risk taşıyan kişilerin şikayetleri olmasa da düzenli aralıklarla kontrole gitmelerini öneriyoruz" diye konuştu.
"Bütüncül yaklaşımda hastalık yoktur hasta vardır"
Genel tıpta bütüncül yaklaşımın kişiyi belirli bir hastalık üzerinden değil, tüm ihtimaller üzerinden inceleyerek altta yatan esas soruna yönelip onu tedavi etmeyi hedeflediğini bu nedenle bütüncül yaklaşımda ’hastalık yoktur, hasta vardır’ vurgusu yapan Prof. Dr. Yiğit, "Kalp hastalığı özelinde, hastanın demografik özellikleri, kalp hastalığı risk faktörleri, eşlik eden diğer hastalıkları da göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Bu yaklaşımla, erken ve doğru tanıyla birlikte en etkin ve en az yan etkisi olan tedavi hedeflenmektedir. Tanı için hastadan alınan tıbbi öykü önemlidir. Hastalığın gelişimi kişinin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sosyokültürel çevresi, ekonomik düzeyine göre farklılık gösterir. Her hastaya aynı yöntemle yaklaşmak uygun olmaz. Fizik muayenesi de yapıldıktan sonra kalp hastalığı düşünülen veya kalp hastalığı yönünden yüksek riskli olan kişilere bütüncül yaklaşımın bir sonucu olarak, eşlik eden diğer hastalıklar göz önüne alınarak uygun görülen tetkik ve testler yapılır. Böylelikle hastayı oluşabilecek komplikasyonlardan korumuş oluruz. Şikayeti olmayan ve sadece kontrol maksatlı gelen kişilerde de gereksiz tetkikten ve bunun doğuracağı risklerden kaçınmak için risk düzeyine göre tetkikler yapılır. Son zamanlara kullandığımız ve kalp hastalığının erken teşhisine yardımcı olan sanal anjiyografi (koroner bilgisayarlı tomografik anjiyografi) yöntemiyle, kalp damarları görüntülenir, darlık veya tıkanıklık tespit edilir, plak olup olmadığı tespit edilir. Kalp damar darlığı bu plaklar üzerinde gelişir. Yine bu yöntemle doğumsal kalp hastalıkları, damar stentleri, by-pass damarları, kalpten çıkan ana damarlar ve kalp kapakları da değerlendirilmektedir. Tanı sonrasında bütüncül bir yaklaşımla uygulanan tedavinin başarı oranı artmaktadır. Tedavi düzenlenirken diğer almakta olduğu ilaçlarla etkileşim açısından dikkatli olunur ve tedavinin etkinliği artarken yan etkisi azalır. Ayrıca kişilere hastalığı nedir, tedavisi nedir ve yan etkileri nelerdir, tedavi edilmezse riski ne olur, kontrol gerektiriyorsa ne sıklıkla yapılmalıdır, acil durumların neler olabileceği ve bu durumda ne yapılması gerektiği nasıl irtibata geçileceği detaylıca konuşulmaktadır" diye bilgi verdi.