SON DAKİKA

logo

Bir Türk takımı ilk kez Avrupa kupasını kazandı

Hentbol Kadınlar Avrupa Kupası’nı Türkiye’ye getiren ilk takım olan Konyaaltı Belediyesi SK Kadın Hentbol Takımı, Türkiye Kupası müsabakaları için Bolu’ya gidiyor.
EHF Kadınlar Avrupa Kupası finalinde İspanyol rakip Atletico Guardes’i rövanş maçında 33-20’lik skorla yenerek kadın hentbolunda kupayı kazanarak bir ilke imza atan Konyaaltı Belediyesi SK Kadın Hentbol Takımı, HDI Sigorta Kadınlar Türkiye Kupası için Bolu’ya gidiyor. Mavi Kelebeklerin elde ettiği başarı ile kadın hentbolunda bir Türk takımı ilk kez Avrupa kupasını kazanmış oldu. Rakibini seyircisi önünde 13 sayılık bir farkla yenen Mavi Kelebekler, rotayı yeniden Türkiye Kupası ve Süper Lig play-off maçlarına çevirdi. Kupada 8 takım, dörderli takımdan oluşan iki grup halinde mücadele edecek. Mavi Kelebekler’in yer aldığı grupta rakipleri Kastamonu, Üsküdar ve Tekirdağ olacak. 10-13 Mayıs tarihleri arasında oynanacak karşılaşmalar tek maç üzerinden yapılacak.

Avrupa kupasını kazanan ilk takım
Türkiye Kupası çeyrek finalinde Üsküdar Belediyesi ile eşleşen Mavi Kelebekler, ilk maçı 10 Mayıs Çarşamba günü saat 13.00’da deplasmanda oynayacak. Avrupa Şampiyonu, turu geçmesi halinde yarı finalde Kastamonu-Tekirdağ mücadelesinin galibi ile mücadele edecek. Finalde ise diğer grubun birincisi ile oynayacak. Avrupa Kupası’nı Türkiye’ye getiren ilk kadın hentbol takımı olmaktan dolayı çok mutlu olduklarını kaydeden Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, kupayı Türk kadını adına kazandıklarını ve yine kadınlara armağan ettiklerini dile getirdi. Sporcularını tebrik eden Esen, Mavi Kelebekler’e Türkiye Kupası’nda başarılar diledi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.08 15:03:52
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Doç. Koşar: ”Keçe, moda dünyasında yükseliyor”

Keçenin geçmişte bir çok alanda yaygın olarak kullanıldığına dikkat çeken Doç. Sevim Tuğba Arabalı Koşar, “Keçe malzemesi, çağdaş moda dünyasında yükselen bir trend haline gelmiştir. Moda tasarımcıları, yerel üretim yapan zanaatçılarla birlikte kolektif bir çalışma sürecine odaklanmışlardır” dedi.
Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Sevim Tuğba Arabalı Koşar, Çukurova Türkoloji Araştırma Merkezi’nde (ÇÜTAM) “Geleneksel Keçe Tekniğinin Sanatsal İfade Aracı Olarak Kullanımı ve Çağdaş Yorumlamalar” konulu bir konferans verdi. Koşar, keçenin sözlük anlamı olarak, yapağı veya keçi kılının dürülüp kuvvetlice bastırılması veya dövülmesiyle elde edilen kepenek, çadır, cank, külah ve döşeme örgüsü yapımında kullanılan dokunmamış kaba kumaş (aba) olarak tanımlandığını söyledi.
Maddi kültürün en güzel örnekleri olan el sanatlarının, Türk halk kültürünü tanımlaması, çeşitliliği ve sanat değeri ile geçmişten geleceğe taşıması özellikleri ile dünya el sanatları içinde seçkin bir yere sahip olduğunu ve geleneksel Türk el sanatları ya da halk sanatlarından biri olan keçe yapımcılığının en eski el sanatı olarak nitelendirilebildiğini ifade eden Koşar, “Keçenin soğuğa dayanıklı ve su geçirmez olması, onu kullanım aracı olarak ilk sırada tutmuştur. Türkçe’de, keçe sözüne ilk kez XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde rastlanmıştır. Keçe kelimesinin, geçme-geçmek (kaynaşıp birleşmek anlamında) kelimeleri arasındaki bir ilişkiden dolayı kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir. Keçeleme kelimesi de lifi keçeye dönüştürme sürecini ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir çok bilim adamı ve araştırmacı keçenin tekstilin ilk örneği olduğu, iklim Özellikleri nedeniyle de muhtemelen ilk kez Orta Asya’da üretildiği konusunda hem fikirdir. M.Ö 4. yüzyıldan bu yana keçenin buluntuları, koyunun olduğu her coğrafyadaki kazıdan çıkmıştır. Özellikle Orta Asya göçerleri, keçeyi ürününü ana temel ihtiyaç olarak kullanmışlardır. Geçmişte iklim şartlarına ve yaşam tarzına uygunluğu, sağlıklı olması, nemi tutması ve yalıtıma yatkı olması özellikleri nedeniyle "çadır örtüsünden yer örtüsüne, giysilerden günlük yaşamda kullanım ve taşıma aksesuarlarına kadar birçok alanda yaygın olarak kullanılmıştır” diye konuştu.

"Günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur"
Geleneksel Türk el sanatlarının sonsuz döngü içinde yer almaya ve geleceğe taşınan kültür mirasının bir parçası olmaya devam etmekte olduğunu belirten Koşar, “Geleneksel Türk El Sanattan içinde geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan keçe popüler kültür içinde, doğal, kültürel değerleri barındıran, yenilenebilir, sürdürülebilir ve ekolojik bir malzeme olması nedeniyle günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur. Günümüzde birçok yerli ve yabancı sanatçı keçeyi geleneksel yöntemlerin ve kullanımının dışında farklı malzeme ve tasarımla kullanarak, çağdaş sanat dünyası içinde yerini korumasına destek olmaktadır” şeklinde konuştu.
Toplantı sonunda ÇÜTAM Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik tarafından Doç. Sevim Tuğba Arabalı Coşar’a bir teşekkür belgesi verildi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.25 15:01:44
Son Düzenlenme Tarihi :





Sadece yürüyerek ya da denizden ulaşabileceğiniz cennet !

Antalya denince akla 640 kilometre uzunluğunda sahil bandı geliyor. Sahil denince ise doğal olarak deniz ve güneş.
Gazipaşa ilçesinden Kaş’a kadar uzanan sahil şeridinde  onlarca plaj,  Antalyalılar gibi Antalya’ya gelen yerli ve yabancı konuklara Akdeniz’in serin, berrak ve temiz suyunda yüzme imkanı sunar. 

Plajlar kimi zaman bir koyda gizlenmiştir, bazısı yolunuzun üzerindedir, bazısına sadece deniz yolu ile ulaşılabilmektedir.

Antalya’nın önemli turizm  merkezlerinden biride Demre’dir. Likya’nın en iyi korunmuş tiyatrosuna sahip Demre’de bulunan diğer önemli bir yapı St. Nikolaos Kilisesi’dir. Yürüyerek ya da deniz yoluyla ulaşılabilen Kale’köy’e Demre sınırları içinde yer almaktadır.

Likya Birliği’ne bağlı Antik Simena kentinin üzerine kurulmuş Kaleköy’e karayolu ile ulaşım belirli bir noktadan sonra ancak patika yoldan 10 dakikalık bir yaya yürüyüşüyle mümkün.  Yani, Simena Kalesi’ne vardıktan sonra Kaleköy’e ulaşabilmek için yürümeniz gerekiyor.

Antik kalıntılarla içiçe olan ve  antik taşlardan yapılmış dik bir merdivenle neredeyse tamamı turizm amaçlı kullanılan evlere ulaşılabilen Kaleköy, önünde çok küçük bir plaj,  balık ve meze çeşidi sunan salaş lokantaları ile  adeta gizli kalmış bir cennet Kaleköy’e ulaşmak isteyenler  genelde deniz yolunu tercih ediyorlar.

Kaleköy’de birkaç gün kalmak isteyenler için konaklama imkanı mevcut.  Güneşin batışı, doğuşunu en güzel Kaleköy’de izleyebilirsiniz. Konaklamayı düşünmeyenler ise Üçağız’dan çıkan tur tekneleri tercih ediyorlar.  Tur tekneleri birbirinden güzel koylarda denize girme imkanı sunarken, Kaleköy’e de mutlaka uğruyorlar, tura katılanların  büyüleyici manzarayı izlemelerini ve ev yapımı doğal dondurmaları tatmalarına imkan sağlıyorlar.

Antalya’ya gelirseniz mutlaka 1 gününüzü Kaleköy’e ayırın, mutlaka tur teknesine katılın...Pişman olmayacaksınız. *Abdültalip GÜNGÖR
 

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.10.09 00:03:24
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.09 14:01:26