SON DAKİKA

logo

Türkiye’de Aile Çiftçiliğinin Geleceğine Bakış Çalıştayı”nın sonuncusu Antalya'da yapılacak

(İHA) - “Türkiye’de Aile Çiftçiliğinin Geleceğine Bakış Çalıştayı”nın üçüncüsü Samsun’da yapıldı.  
  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÇAM) ortaklığı, Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliği ile yürütülen ‘Birleşmiş Milletler Aile Çiftçiliği On Yılı (2019-2028) Projesi’ çerçevesinde ‘Türkiye’de Aile Çiftçiliğinin Geleceğine Bakış Çalıştayı’ Samsun’da düzenlendi. 
   Türkiye’de aile çiftçiliğinin mevcut durumunu ve temel dinamiklerini incelemek üzere ‘Türkiye’de Aile Çiftçiliğinin Geleceğine İlişkin Bir Perspektif Çalışması’ yürütülüyor. Çalışma kapsamında hazırlanacak ana rapora temel oluşturmak üzere dört yerel çalıştay ve bir ulusal çalıştay organize edildi. Bu çerçevede, Nevşehir ve Erzurum’da gerçekleştirilen yerel çalıştayların üçüncüsü, Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Zirai Karantina Toplantı Salonu’nda yapıldı.  
  Programa Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, AKÇAM Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, FAO Sorumlusu Rıdvan Kurtipek, Tarım ve Orman Bakanlığı, AKÇAM, FAO ve diğer kurum kuruluş temsilcileri, konuyla ilgili akademisyenler, üretici örgütleri ve çiftçiler katıldı.  
  İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam yaptığı açılış konuşmasında küçük ölçekli aile işletmelerinin; üretim, istihdam ve oluşturdukları katma değer açısından ekonomilerin temel taşları olarak kabul edildiğini, aile çiftçiliğinin yapısı ne kadar güçlendirilirse tarımsal, ekonomik ve toplumsal yapının da o derece güçlü olacağını vurguladı.  
  Çalıştaylara katılan tarım ve kırsal kalkınma alanının kilit paydaşları da aile çiftçiliğine ilişkin temel eğilimleri tartıştı ve çözüm önerileri geliştirdi.  
  Sonuncusu Antalya'da gerçekleşecek olan yerel çalıştayların ardından, nihai olarak 21 Haziran 2023 tarihinde Ankara'da yapılacak ulusal çalıştaydan elde edilen sonuçlar, hazırlanacak “Türkiye'de Aile Çiftçiliğinin Geleceğine İlişkin Bir Perspektif Çalışması" başlıklı rapora ışık tutacak.  

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.09 16:47:33
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Elmalı'da mera alanına yapılmak istenen GES (1)

Bu konu ile ilgili çok önemli bir gelişme mevcut. Toros Gazetesi'nde bu gelişmeyi haberleştirdik, yarın haber sitemizde de paylaşacağız. Ama gelinen nokta da Elmalılı vatandaşların konuya duyarsızlığı bir başka haber nedeni olacak gibi.

    “Burası şirket tek başına geldi, buraya kondu diye gösterilmiş değil.Yani şirket keyfinden buraya oturmadı” diyor şirket yöneticilerinden İbrahim Erder. 
    Bu cümleden çıkardığım sonuç şu: 
    Antalya’dan birileri ölmüşlerinin hayrına Elmalı’daki mera alanını Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ( TMSF) tarafından atanan  yönetimce idare edilen Erciyes Anadolu Holding’e bağlı, projenin sahibi Gün Güneş Enerjisi Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’ye önermiş.
    Projenin adı Akseki Büyükalan 1 Güneş Enerjisi Santrali  (GES) (23,4 MW) projesi. Eğer proje adına bakıp, bu projenin Akseki’de yapıldığını sanıyorsanız yanılırsınız. 
    Proje, Elmalı’ya yapılacak tabii ki Elmalı kamuoyu bilinçlenip bu konuya sahip çıkmazlarsa, cesaretle konunun üzerine giden ve
    “Biz GES’e karşı değiliz. Gelin mera alanının bir bölümüne yapacağınız bu projenizi, hem Elmalı’ya daha yakın, hem de orman ve tarım alanı vasfını taşımayan bir başka yerde yapalım” diyen Ak Parti Elmalı İlçe Başkanı Mustafa Başkaya’nın, 
    “Elmalı’da sebze ve meyva  üretimi artıyor. Hal ihtiyacı büyüyor. Büyükşehir modern ve büyük bir hal yapmak için yer bulamıyor. Buraya hal yapmak istedik Tarım Bakanlığı “mera” diye vermedi, havaalanı yapılsın dedik olmadı, daha önce sera projesi için başvuruldu, yine verilmemişti. Bu arazi Elmalı’ya lazım” diyen Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş’ın,
    “Elmalı’da ilk defa iktidarıyla, muhalefetiyle kolkola girdik, omuz omuza verdik mera alanına GES’in kurulmaması için mücadele edeceğiz diyen CHP Elmalı İlçe Başkanı Şakir Aydın’ın
    arkasında durmazlarsa.
*****
    Projenin adı değişmedi, yeri değişti.
    Her ne kadar şirket yetkililerinin Akseki’de yapılacak projenin de bir bölümünün mera alanı içinde kaldığını ama diğer bölümün şahıslara ait olması nedeniyle mahkemelik olmasından dolayı Akseki’den vazgeçildiğini açıklasalarda,  belirlenen bir sürede projenin hayata geçmesi gerektiğinden rotanın Elmalı’ya çevrildiğini konuşmalardan anlıyoruz.
    Ama GES yapılmak istenen yer mera alanı olunca konu medyaya yansıdı, az da olsa bir kamuoyu oluştu ve Ak Parti Elmalı İlçe Başkanı Mustafa Başkaya’nın gazetemize yaptığı özel açıklamada, “Mera alanında yapılmak istenen GES’e karşıyız. Konuyu Antalya ve Ankara’ya ileteceğiz” açıklamasıyla birlikte sanıldı ki, mera’ya GES’ten vazgeçildi.
    Halbuki biz sürecin devam ettiğini, Ankara bazında girişimlerin sürdüğünü ve yakın bir zamanda daha önce pandemi nedeniyle iptal edilen halkı bilgilendirme toplantısının yakın bir zamanda yapılacağını biliyorduk.
    Tahmin ettiğimiz gibi o toplantı çok az bir katılımla dün yapıldı ve toplantı sonucunda çıkan sonuç, toplantıya katılan çok az katılımcının tamamının bu projeye karşı oldukları.
******
    Bu tür projelerin adı halkı bilgilendirmek. Peki halk nasıl bilgilenecek ? Gazetelerde ilan yayınlatılması, belediye hoparlörlerinden duyuruların yapılması.
    Elmalı’da günlük çıkan bir gazete olmasına karşın sözkonusu proje konusunda halkın bilgilendirileceği toplantı duyurusunun Türkiye genelinde yayınlanan ama bırakın Elmalı’yı Antalya’da kaç adet satıldığını cidden merak ettiğim bir gazete ile yine Antalya’da yayınlanan ama Elmalı’da ulaşmayan yerel bir gazetede yayınlatılması elbette toplantıya vatandaş düzeyinde katılımın bana göre az olmasının en önemli nedenidir.
*******
    Eğer mera alanına GES yapılırsa, bu Ak Parti hükümetinin elinde patlar, sandıkta da sonucunu görürler. 
    Mera alanına GES yapıldıktan sonra sonucun sandıkta görülmesinin Elmalı’ya  ve Elmalılılara bir faydası olmaz. 
    Ne demiş atalarımız : “Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye.”
    Bu nedenle uyanık olmakta, tepkiyi sürekli ortaya koymakta ve 7’sinden 77’sine herkesin bu davaya sahip çıkmasına gerek vardır.
    Toros Gazetesi olarak biz bu konuyu kamuoyunun gündeminde tutmakta ve oluşacak kamuoyu baskısının daha da artmasında üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız.
    Proje için yanılmıyorsam 9 kurumdan oluşan bir komisyonun 9’unun da ortak karar vermesi lazım. Eğer Elmalı bu konuda bir ve diri olursa 9 kurumdan bırakın 1’ini, 9’unun da “hayır” diyeceğine inanıyorum.
    Ama konuya önce Elmalı halkı sahip çıkmalı.Eğer, Elmalı sessiz kalırsa bugün mera, yarın daha başka yerlerde elden çıkar gider.
*******
    İYİ Partili Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün neden sessiz kaldığını da merak ediyorum.
    Evet GES’in mera’ya kurulup-kurulmaması ile ilgili Öztürk’ün ve  yönetimindeki belediyenin bir yaptırımı yok. Ama yine de karşı olduğunu belediyenin sosyal medya hesaplarından  ya da fahri basın danışmanı aracılığıyla Elmalı kamuoyu ile paylaşabilirdi.
    Kamuoyu oluşmasında belediye başkanlarının rolünün büyük olduğu unutulmamalı.  *ERKİN ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.07.07 16:54:08
Son Düzenlenme Tarihi :





Lozan Antlaşması 100. Yıl Dönümünde Önemini Koruyor

Antalya, 21 Temmuz 2023 - CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı ile birlikte Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü münasebetiyle önemli bir basın açıklaması yaptı.

Arı, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın, Türklerin bağımsızlığını ve sınırları belli bir vatan sahibi olmasını sağlayarak, Batı karşısında sürekli gerilemekte olan Türk milletine umut ve güven verdiğini ifade etti.

Lozan Antlaşması'nın, İtilaf Devletleri tarafından Misak-ı Milli'nin kabul edilmesiyle Türk Devleti'nin bağımsızlığının tanındığını ve askeri zaferlerin siyasi başarıya dönüştüğünü belirten Arı, bu antlaşmanın aynı zamanda Sevr Antlaşması'nın geçersizliğini ispatlayarak I. Dünya Savaşı'nı sona erdiren en önemli belge olduğunu vurguladı.

Av. Cavit Arı, Lozan Barış Antlaşması'nın galip devletler tarafından Türkiye'ye dayatılmamış, eşit şartlarda imzalanmış kalıcı bir antlaşma olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin bağımsızlığının ve hukuki statüsünün bu antlaşma ile kesinlik kazandığını belirtti.

Lozan Antlaşması'nın çağdaş bir Türk devleti olan yeni Türk Devleti'nin temellerini atan Büyük Önder Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesi ışığında imzalandığını vurgulayan Milletvekili Arı, bu antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olduğunu ifade etti.

Arı, Lozan Antlaşması'nın süresi olmadığını ve Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece geçerliliğini koruyacağını, bu antlaşmanın sona ermesini bekleyenlerin Türkiye'yi yeniden Sevr Antlaşması'na mahkum etmek isteyenler olduğunu söyledi.

CHP Milletvekili Av. Cavit Arı, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve hukuki bağımsızlığının resmi dayanağı olduğunu vurgulayarak, bu önemli tarihi olayın 100. yıl dönümünü kutladığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Türk diplomasi tarihi açısından büyük bir başarı gösteren Konferans Heyeti ve Milli Mücadele Kahramanları'nı rahmet ve şükranla andığını belirtti.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.21 14:48:07
Son Düzenlenme Tarihi :