SON DAKİKA

logo

Onkolojide ilaç tasarımı konusunda “En İyi Çalışma” ödülüne değer görüldü

(İHA) - SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, 10. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde “Onkolojide İlaç Tasarımı” konusunda yaptığı sunumla Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından “En İyi Çalışma Ödülü”ne değer görüldü.   
  Antalya’da düzenlenen kongre, aldığı ödül ve yaptığı çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yıldırım, ilaç sektörünün stratejik bir alan olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin geleceği için yerli ve milli ilaç geliştirilmesi gerektiğini söyledi. 
  Prof. Dr. Yıldırım, beyin tümörü hastalarında hidroksiklorokin isimli ilacın kullanımının etki mekanizmasını aydınlatan çalışmasıyla “Onkolojide İlaç Tasarımı” konusunda yaptığı sunumla “En İyi Çalışma” ödülünü kazanmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. 
  İlaç sektörü stratejik bir alan 
  İlaç sektörünün, gıda ve silah sektöründen sonra dünyada üçüncü büyük sektör olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: 
  “İlaç sektörü stratejik bir alan ve ülkemiz dünyanın en büyük 15’inci ilaç pazarı konumundadır. Ciddi bir ilaç endüstrisi var. Başkalarının tasarladığı ilaçları kullanmak yerine kendi ilaçlarımızı geliştirip patent alarak yerli ve milli ilaçlarımızı piyasaya sürmeliyiz. 
  Yeni ilaç tasarımı konusunda çalışma yok. Bu konuda öncülük yapmaya çalışıyorum. Bu çalışmalar gelecekte ülkemizin önünü açacaktır. Yetişmiş insan gücü ve bilim insanlarımızın geliştireceği yerli ve milli ilaçlar ülkemizi ilaç sektöründe dünyada söz sahibi yapacaktır.” 
  Türkiye’nin son yıllarda özellikle savunma sanayi alanında büyük hamleler yaptığına vurgu yapan Prof. Dr. Yıldırım, “Bu kadar potansiyeli olan ülkemizde yapılan başarılı çalışmalar bizleri cesaretlendiriyor. İlaç sektöründe de çalışmalara yaparak bu alanda da farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu. 
  Özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde ülkelerin maske ve ilaç temini konusunda büyük sorunlar yaşadığına değinen Prof. Dr. Yıldırım, “İnsanların birbirlerine maske vermedikleri dönemi yaşadık. İlaç sanayide de bağımsız olmak için kendi ilacımızı üretmek zorundayız” ifadelerini kullandı. 
  Prof. Dr. Yıldırım beş molekül geliştirdi 
  Yeni çalışmalar üzerine yoğunlaştıklarınım altını çizen Prof. Dr. Yıldırım, beş molekül geliştirdiğini ve bağırsak kanserinde denemeyi planladıklarına işaret etti. 
  Geliştirdiği beş moleküle SANKO 01, 02, 03, 04, 05 adını verdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Yıldırım, “Bu molekülleri önümüzdeki günlerde bağırsak kanserinde deneyeceğiz. Hücre kültürü düzeyinde yapacağımız deneme başarılı olduğu takdirde patent başvurusu yapacağız” diyerek geliştirdiği moleküllerin müjdesini verdi. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.10 16:33:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Prof. Dr. Nuri Tutar: “Ayakta başlayan enboli ölüme kadar götürebilir”

Uluslararası Katılımlı Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) Başkanı Prof. Dr. Nuri Tutar, "Uzun süre hareketsiz kalınca bacakta oluşan enboli (pıhtı) akciğere ilerleyebilir. Bacakta oluştuğu zaman bir şişlik meydana gelir veya ağrı hissedilir. Ardından akciğere bu pıhtı ilerlerse hava yollarını tıkar, akciğerin damarlarını tıkar. Damarları tıkadıktan sonra akciğerlerin çalışma fonksiyonunu bozarak ölüme kadar götürebilir" uyarısında bulundu.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Katılımlı Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) 2023, Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te bir otelde devam ediyor. Kongre Başkanı Prof. Dr. Nuri Tutar, deprem ve akciğer enbolisi ilişkine yönelik açıklamalarda bulundu. Tutar, “Depremde göçük altında kalanlar oldu. Veya kendisi kurtuldu diyelim, kurtulduktan sonra dışarı çıkarak araçlarında kaldılar. Ya da hareket edemediği alanlarda kaldı. Enboli dediğimiz şey aslında pıhtı demektir. Pıhtı bacağımızdan başlayarak akciğere ilerleyebilir. Bacakta oluştuğu zaman bir şişlik meydana gelir veya ağrı hissedilir. Ardından akciğere bu pıhtı ilerlerse hava yollarını tıkar, akciğerin damarlarını tıkar. Damarları tıkadıktan sonra akciğerlerin çalışma fonksiyonunu bozarak ölüme kadar götürebilir. Burada özellikle uzun süre hareketsiz kalmak; örneğin araç kullanırken meydana gelen pozisyon damarlarda baskı oluşturarak, pıhtı oluşmasına zemin hazırlayabilir” dedi.

"Deprem zamanında oluşan enboli sayısı 5’e katlamış"
Deprem bölgesinde yaşanan stresinde hastalığı tetikleyebileceğini belirten Tutar, “Bu stres de damarların yapısını bozarak yine pıhtı oluşmasına neden olabilir. Bu konuda Japonya’da bir çalışma yapılmış. Bu çalışmada deprem bölgesinde normalde oluşan akciğer enbolisi sayısı ile deprem zamanında oluşan enboli sayısı 5’e katlamış. Yani deprem esnasında pıhtı oluşma gerçekten yükseliyor. Bunun farkında olmak lazım. Bacağımızda şişlik varsa, bir bacak diğerinden daha genişse buna dikkat etmek lazım. Veya ağzımızdan kan gelmesi, göğsümüzde ağrı olması pıhtının meydana gelebileceğini bize gösteren tespitlerdir. Bunların üzerinde dikkatli olmak gerekir. Biz bunları ilk 1 haftada gördük, 1 ay geçti şuanda artık iyice deprem ve pıhtı ilişkisi azaldı” açıklamasına yer verdi.

İş makinesi operatörlerini hareket konusunda uyardı
Stres ve hareketsizliğin olduğu her yerde akciğer damarlarının pıhtı açısından risk altında olduğunu belirten Tutar, sözleri şu şekilde tamamladı: “Burada korunmanın en düzgün yolu hareket etmektir. Hasta hastaneye gelirse biz zaten müdahale ediyoruz. Bölgede çalışan iş makinelerinin sürücüleri de gün içerisinde belli bir süre zarfında hareket etmeleri, sadece kamyonun içerisinde bekleyerek, kamyonun içerisinde yatarak hareketsiz kalmaları pıhtı açısından bir risk faktörü oluşturur. Tedavisi kan sulandırıcı ilaçlardır. İğne veya hap kullanıyoruz. 3-6 arasında değişen bir tedavi dönemi var. TUS sınavında 10-12 saat çalışan arkadaşlarımızdan da zaman zaman bu şikayetleri duyuyoruz. 2 saatte sonra hareket etmek gerekir.”

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.18 08:44:14
Son Düzenlenme Tarihi :





Aylardır korku içerisinde yaşıyordu, 7 katlı binanın yerle bir olmasıyla rahat nefes aldı

Depremin vurduğu Hatay’da evinin yanında bulunan 7 katlı ağır hasarlı binanın korkusuyla yaşayan kadın, binanın dinamitle patlatılarak yıkılmasıyla rahat nefes aldı.
Asrın felaketinin binlerce binayı yıktığı ve ağır hasar oluşturduğu Hatay’da ekiplerin yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Hassa ilçesi Yeni Mahalle’de bulunan Şehit Adem Kurt Sokağı’ndaki 7 katlı ağır hasarlı bina da dinamitle patlatılarak yıkıldı. Bölge halkı, yıkımı meraklı gözlerle izledi. Ağır hasarlı binanın yanında 2 katlı evi bulunan Hatice Duman, binanın sorunsuz bir şekilde yıkılmasıyla rahat nefes aldı.

“Çok şükür, evimin üzerine yıkılmadı”
Binanın sorunsuz bir şekilde yıkılmasıyla kurtulduğunu dile getiren Hatice Duman, “Çok şükür, evimin üzerine yıkılmadı. Rabbim razı olsun, biz 6 aydır korku içerisinde bu evde yaşıyorduk. Rabbim tüm Müslüman alemini kurtarsın. Bizleri kurtardı elhamdülillah. Şükürler olsun, rahatladım. Rabbim razı olsun” dedi.

“Hiç görmediğimiz için böyle yıkımları merakla izliyoruz”
Meraklı vatandaş Necati Ok ise, “Yıkım var herkes heyecanlı, rabbim hayırlısını versin. Hiç görmediğimiz için böyle yıkımları merakla izliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.20 21:37:57
Son Düzenlenme Tarihi :