Ülkenin ve Antalya’nın hızla betonlaşması, tarihi evlerin restorasyonlarının yapılmaması, zamana yenik düşmesi, tarihi evlerde el emeği kapı, pencere gibi günümüz için çok değerli olan, ülkemizde bir türlü hake dilen değeri bulamayan, tarihi eser niteliği taşıyan bu el emeği ürünlere sahip çıkılmıyor.
Tarihi evlerin çok büyük bir hızla yıkılması, terk edilmesi, kapı, pencere, hatta kapı tokmakları, kilitlerinin bile çalınması, bir çoğunun özel sergilere dahil edilmesi dikkatleri çekiyor.
Ülkemiz devlete ve özel sektöre ait onlarca müze olmasına rağmen, bu eserlerin korunup saklanmasına özen gösterilmiyor.
Türkiye’nin her tarafından tarihi eser niteliği taşıyan ve çok fazla değere sahip kapıların zamanla yok olmasının hızla önüne geçilmesi gerekiyor.
Ülkemizde 1200'li yıllardan itibaren ahşaptan üretilmiş ve çok fazla özelliğe sahip kapılar, eğer koruma altında değilse ya özel kolleksiyonlara ya da yurt dışındaki özel kolleksiyonculara gönderildi.
Kaleiçi’nin turizmde önplana çıkması, restore edilerek turizme kazandırılması kısmen de olsa bazı tarihi kapıların korunabilmesini sağladı.
* İSA KAVLAK