SON DAKİKA

logo

Red Bull Back Line’da elemeler 3-4 Haziran’da Antalya'da

Kültür sanat ve spor alanında düzenlediği global etkinliklerle hayatın her alanında çığır açmaya devam eden Red Bull’un yeni projesi Red Bull Back Line, voleybolun kurallarını yeniden belirliyor. Her sette kazanan takımın sahasının 1 metre daralacağı Red Bull Back Line’a ön kayıtlar 17 Haziran tarihinde başlıyor.

 

Red Bull Back Line için geri sayım başladı. Voleybolu sokaklara taşımayı amaçlayan ve değişen kurallarla son dönemin gözde sporu voleybola yeni bir soluk getirecek Red Bull Back Line’a ön kayıtlar 17 Haziran’da başlıyor. 

 

Red Bull Back Line’da elemeler 3-4 Haziran’da Antalya, 8-9 Temmuz’da İzmir, 16 Temmuz’da Ankara ve 21-22 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleşecek. Etkinlik, 23 Temmuz’da yine İstanbul’da organize edilecek final etabıyla sona erecek. Red Bull Back Line’ın Antalya etabına yalnızca etkinlik alanında ön kayıt yapılabilecek, diğer etaplar için ise ön kayıtlar 17 Haziran’dan itibaren https://www.redbull.com/tr-tr/events‘ten gerçekleştirilebilecek.

 

Voleybolun kuralları baştan yazılıyor

Red Bull Back Line voleybolu sokağa taşımayı amaçlarken aynı zamanda kuralları da daha eğlenceli hale getiriyor. Turnuva kapsamında set kazanan takımın sahası 1 metre daralıyor. Böylelikle seti kazanan ekip skor avantajının yanında daha küçük sahada oynama avantajı elde ediyor. 

 

Turnuvada, 4 ana ve 1 yedek oyuncudan oluşan takımlar elemelerde 11 puanlık 3 set üzerinden,  çeyrek finaller itibariyle ise 5 set üzerinden mücadele edecekler.  Karşılaşmalarda her iki takımın da sahada en az 1 kadın ve 1 erkek oyuncu bulundurması gerekecek. -redbull


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.29 14:21:27
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Enkaz kentte ağızları tatlandıran hasat yüz güldürdü

Depremin vurduğu Hatay’ın Hassa ilçesinde incirdeki bereket ve 22 TL’lik fiyat üreticinin yüzünü güldürdü.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkımın yaşandığı Hatay’ın Hassa ilçesinde tadıyla damaklarda tat bırakan incirde hasat başladı. Bölge ekonomisine önemli katkıda bulunan incirdeki bereket ve tarladan 22 TL’den alıcı bulması üreticiyi mutlu etti. Hassa’da yetişen ve lezzetiyle ün salan incir; Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.

“Bahçede 22 liraya alıyoruz, pazara 28 liraya götürüyoruz”
Bahçede incirin 22 TL’den pazarda 28 TL’den alıcı bulduğunu dile getiren Hasan Çoban, “İncirlerimizin tadı bal gibidir. Dünyada bulunmayan eşi benzeri yoktur. Ballarımızı sabah saat 4’te başlıyoruz toplamaya. Bu saatlere kadar topluyoruz. Ondan sonra götürüyoruz pazara. Pazarda pazarlamamızı yapıyoruz. Hem köy halkımız, hem biz, hem de vatandaşımız faydalanıyor. Geride kalanı da incir reçeli yapıyoruz. Bahçede 22 liraya alıyoruz, pazara 28 liraya götürüyoruz. Türkiye’nin dört bit yanına Türkiye’nin iç bölgeleri. Diyarbakır, Elazığ, Urfa, Kayseri’ye gönderiyoruz. Bu yıl hasattan memnunuz. Hasat çok iyi. Deprem bölgesindeyiz, deprem bölgesinde olmamıza rağmen çok güzel. Allah bir daha bize böyle bir deprem yaşatmasın. İncirlerimi de bozulmadı. Verimi de çok iyi” ifadelerini kullandı.

“Fiyatlardan da mahsulden de memnunuz”
İlçeye bağlı Söğüt Mahallesi’nde incir üretimi yapan Cemil Ateş, incirdeki hasadın geçen yıla oranla bu yıl daha iyi olduğunu belirterek “Hayat normalleşiyor. Herkesin işi var, gücü var. Hasattayız mahsul arkası devam ediyor. Üzümlerimiz var, zeytinlerimiz var, yani sumak ekşilerimiz var. Fiyatlardan da mahsulden de memnunuz. Herkes memnun. Geçen yıl bu hasat bu durumda değildi. Halkımız bu sene paralı. Bu sene rabbime a şükür, mahsullerden memnunuz. Satışlarından da memnunuz. Günlük olarak topluyoruz. Arkadaşlar pazarlara götürüyorlar. Tekrar gelip alıyorlar. Reçeli de var, her mahsulü var içerisinde” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.16 09:53:58
Son Düzenlenme Tarihi :





Türkiye'de ilk yüz nakli ne zaman, kime yapıldı ?

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan’ın da katıldığı Türkiye’de ilk yüz naklinin yıl dönümü nedeniyle basın toplantısı gerçekleştirildi.

Akdeniz Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ömer Özkan, Prof. Dr. Özlenen Özkan ve ekipleri tarafından Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen yüz naklinde 11. yıl geride kaldı.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan’ın da katıldığı Türkiye’de ilk defa 11 yıl önce gerçekleştirilen yüz naklinin yıl dönümü nedeniyle basın toplantısı gerçekleştirildi. Yüz nakli yapılan Uğur Acar’ın da katıldığı toplantı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi B Blok Toplantı Salonu’nda yapıldı.

11 yıl önce Uğur Acar’a yüz nakli yaptıklarını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “2012 yılında kompozit nakli ilk olarak kol nakliyle başlamıştı. 2012 yılında yüz naklini de Uğur Acar’a yaptık. 11 yıl geçti aradan çok hızlı geçti zaman. Artık yeni yüzü demiyorum çünkü eskidi artık yüzü. İnşallah diğer insanlara organ nakli yaparak devam ederiz.” dedi.

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ OLARAK ÜLKE İMAJINA ÖNEMLİ KATKIDA BULUNDUĞUMUZA İNANIYORUZ

Yüz naklinin üzerinden 11 yıl geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, “Hayırlı olsun Uğur Acar’a 11 yıl geçmiş üzerinden dün itibariyle. Bu tür ameliyatlar ülkenin sağlık sisteminin geldiği düzeyi de gösteriyor. Bu sadece bizim hastanemiz için değil Antalya için Türkiye için önemli olaylardı. Eğer sağlık turizminde ve diğer olaylarda ülke tıbbının düzeyini göstermesi açısından son dönemlerde popülarite olmasında Türkiye’nin adının bu kadar duyulmasında bir miktar emeğimiz olduysa ki olduğunu düşünüyorum, çok mutluyuz. Yapılan bir tane iş o ülkenin dışarıdaki imajını çok değiştiriyor. Bu ülke de yüz nakli bile yapılıyor, bu ülkede kol nakli, karaciğer nakli bu kadar başarılı yapılıyor diye bakıldığı zaman o ülkenin ekonomik düzeyine siyasi düzeyine aslında bakarsanız yardımcı oluyor. Biz Akdeniz Üniversitesi olarak ülke imajına önemli katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. Bunu da elimizden geldiğince artırmaya çalışıyoruz. Uğur’a sağlık, mutlu nice yıllar diliyoruz.” şeklinde konuştu.

YÜZ NAKLİYLE YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ OLUYORSUN

Yüz nakli olan Uğur Acar ise “Artık kelime bile bulamıyorum.  Türkçe’de 29 harf var. Sağlık sektörüne, doktorlarımıza kelime bile üretemiyorum artık. Tek haneli yıllar kutluyorduk burada artık çift haneli yıllara geçmişiz. Rektör hocamıza ve Ömer Özkan hocamıza ve organ bağışında bulunan aileye teşekkür etmek istiyorum. ‘11 yılda hayatın nasıl değişti’ sorusuna Uğur Acar, “Bir insan tıraş olamıyor, tıraş olduğunu fark ediyor. Aynaya bakamıyor, aynaya baktığını fark ediyor. Çocukların korktuğunu hissediyordum, çocukların artık senden korkmadığını hissediyorsun. Yani yeniden doğmuş gibi oluyorsun. 11 yaşında bir kişisin ama 30 yaşındasın.” dedi.

Basın mensuplarının yüz nakillerinin devamı gelecek mi sorusuna Prof. Dr. Ömer Özkan, “Bu nakiller hemen her gün, her sene yapılacak diye bir olay yok. Bu nakillerin yapılabiliyor olduğunu bu ülkede bilmek bile önemli. Ama çok dikkatli yapmak gerekiyor biliyorsunuz riskli ameliyatlar. Biz bu ameliyatları daha az riskle nasıl yaparız hastaları nasıl koruruz, yaşamlarına nasıl katkıda bulunuruz, hayatlarını riske atmayacak şekilde nasıl devam ettiririz, onlar için uğraşıyoruz. Yapılanlar için değil de yapılacak olanlar için bu işler daha sağlıklı nasıl yapılır, daha rafine nasıl yapılır. Bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Durmuyoruz yani.” dedi.

RAHİM NAKLİ DÜNYADA YAYGINLAŞMAYA BAŞLADI

Rahim nakli konusundaki mevzuatı hastaların heyecanla beklediğini söyleyen Prof. Dr. Ömer Özkan, “Organ nakli konusunda pandemi nedeniyle kaybettiğimiz bir dönem var. O da telefi edilecektir. Dünya’da artık bu birkaç ülkede yaygınlaşmaya başladı. Ama bu rahim naklinin başladığı ülkede de bunun artık düzenli ve kurallara uygun bir şekilde mevzuatıyla birlikte yapılması gerekir. Rahim nakli canlıdan da olur ama bir karaciğer, kalp naklini canlıdan yaptığınızda olacak bir problemde o hasta zaten ölecekti dersiniz, katkımız oldu yaşattı dersiniz, ölecekse de Allah’ın takdiri dersiniz. Ama rahim naklinde bir hastaya veya onun donöru olmuş bir canlıya zarar verirseniz bu sizin elinizde olmayabilir. Bunlar maalesef tıpta olabilen şeyler. Hastanın bir damar yolu zarar görür bir idrar yolu zarar görür o zaman aile ile beraber siz de çok üzülürsünüz. Onun için bunda tecrübe artıkça bununla ilgili altyapı geliştikçe ondan sonra bence canlıya geçmek gerekir. Dünya’da bizden sonra canlıdan yapan ekiplere de biz hep teknik olarak yardım ettik, bizim tekniğimiz kullanılıyor ama maalesef canlıdan olan birçok hastada komplikasyonlar görüldü neredeyse hastaları kaybetmek üzereydiler. İdrar yollarında sorunlar çıktı aylarca yatan hastalar oldu. Bu işi kötülemek anlamında söylemek istemiyorum insanlar işin ciddiyetini anlasın diye söylüyorum. Bizim öncelikle bunu kadavradan nakillerde geliştirmemiz ve yaygınlaştırmamız gerekir.” dedi.

DÜNYA’DA KULLANILAN TEKNİK, BİZİM TEKNİĞİMİZ

“Yüz naklinde de bahsetmiştim bu ameliyatlar elli tane merkezlerde yapılmayacak belirli merkezler yapılması tavsiyemiz oldu bakanlığa. Tecrübeleri artırmak üzere belli merkezlerde bunların yoğunlaşması gerekir. Tek başımıza biz bunun ağırlığını yükünü de kaldıramayız. Biz görevimizi yaptık, dünyaya tanıttık, ihtiyacı olan her yere de yardım etmeye hazırız ama kimler yapacaksa da bunu bakanlık karar verecektir. Ama mutlaka o merkezlerde tecrübelerin gelişmesi gerekir.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ömer Özkan, rahim nakli yapılalı yaklaşık 12 yıl olduğunu söyleyerek “Nakilden hemen on-on beş gün sonra birçok ülkeden insanlar geldi ve bununla ilgili fikirlerini övgülerini bize anlattılar. Dünya’da kullanılan tekniğimiz bizim tekniğimiz hala bu teknik gelecekte bu değişse bile bizim tekniğimizin üzerinde gelişmiş olacak bu teknik. Türk tıbbı adına söylemek gerekirse bu çok ileri seviyedir. Böbrek naklinde ilk yapan kişinin ismi anılıyor, karaciğer öyle, kalp öyle. Rahim naklide yaygınlaştığı zaman bunun değeri anlaşılacak diye düşünüyorum. Bir kalp naklinden daha komplike. Ama bizim üniversitemizden çıkan bu tekniğin kullanılıyor olması Hindistan’da da Amerika’da da İsveç’te de bizim için gurur verici.” şeklinde konuştu.

HAYVANDAN İNSANA NAKLİN CERRAHİ ZORLUĞU YOK, ALTYAPI ÖNEMLİ

Hayvandan insana yapılan nakillerle ilgili sorulan soruya Prof. Dr. Ömer Özkan, “Cerrahi olarak hayvandan insana naklin hiçbir cerrahi zorluğu yok. Kalp naklini yapan insan o domuzdan da nakli çok rahatlıkla yapar. Ama bunun altyapısını oluşturmak lazım. Yani genetik yapısını bozmak lazım. Onun için arkadaşlarımız çalışıyor. Onun işte ilaçlarının düzelmesi gerekiyor. Altyapıyı ve o laboratuvarı oluşturabilmek lazım ondan sonra yola çıkmanız lazım.” dedi.

Konuşmaların ardından pasta kesimi gerçekleştirildi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.01.20 20:00:33
Son Düzenlenme Tarihi :