MEB’den öykü temelli eğitim seti
Millî Eğitim Bakanlığınca özellikle otizm spektrum bozukluğu ve zihinsel yetersizliği olan öğrenciler için "Öykü Temelli Müdahale Seti" hazırlandı.
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan set, hem dijital ortamda hem de basımı gerçekleştirilerek öğretmen ve öğrencilerin istifadesine sunuldu.
Alanında uzman akademisyenlerin desteğiyle hazırlanan set, orta-ağır düzeyde zihinsel yetersizliği ve otizm spektrum bozukluğu olan öğrencilerin öğrenim gördüğü okullara ve özel eğitim sınıflarına dağıtılmaya başlandı.
Açık ve anlaşılır bir şekilde öğrencilere kazandırılmak istenen davranışlarla birlikte bu davranışların sergilenmesinin beklendiği koşulları betimleyen öyküler; başlık, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içerecek şekilde hazırlandı. Yazılan öyküler resim, fotoğraf gibi görsellerle desteklendi ve belirli uygulama basamakları izlenerek sistematik bir süreç hâline getirildi.
Öykü Temelli Müdahale Seti'nin içinde 10 adet "Güç Kartı" ve 10 adet "Sosyal Öykü" olmak üzere iki kategoride toplam 20 öykü bulunuyor. Öykülerde birden fazla davranışın öğretimi ve çeşitli problem davranışların önlenmesine yönelik kurgular yer alıyor. Sosyal öykü ve güç kartlarının kullanımına yönelik detaylı bir öğretmen kılavuzu olan bu setin örnek öğretim oturumları da bulunuyor.
Öğretmen kılavuzunun ilgili bölümlerindeki karekod okutularak da bu oturumlara erişim sağlanabiliyor.
* MEB BASIN
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.23 09:24:50
Son Düzenlenme Tarihi :
Depremde ailesinden geriye fotoğraf albümü kaldı
Antalya'nın Serik ilçesinde yasayan Esra Durgut, Antakya'da meydana gelen depremde anne, baba ve kardeşlerini kaybetti. Elinde ailesinden sadece bir fotoğraf albümü kalan kadın, büyük acı yaşadığını belirterek, "Kendimi boşlukta ve kimsesiz hissediyorum" dedi.
Mehmet Demirci
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.

