SON DAKİKA

logo

Büyükşehir Belediyesi Ormana’ya kamp ve karavan alanı kazandırıyor

Ormana eko ve agro turizminin merkezi olacak
Antalya Büyükşehir Belediyesi, İbradı’da eko ve agro turizmi canlandırmak için düğmeye bastı. Ormana Mahallesi’nde Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait 8 dönümlük alanda kamp ve karavan alanları oluşturuldu. Bölgeye gidecek tatilciler Ormana’nın doğal ve tarihi dokusunda şehir hayatından uzak olmanın tadını çıkarırken, bölge halkı da yeni iş imkânlarına kavuşmuş olacak. 

İbradı’nın Ormana Mahallesi eko ve agro turizminin merkezi olacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği kamp ve karavan alanı, şehirli konuklarına doğayla iç içe bir ortamda farklı kültürleri ve bölgenin endemik bitki örtüsünü tanıyabilecekleri bir tatil imkanı sunacak. Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçireceği projeyle doğacak yeni iş imkanları sayesinde Ormana’dan şehre göç eden genç nüfusun bölgeye geri dönmesi hedefleniyor. 

33 ARAÇ KAPASİTELİ KARAVAN ALANI
Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından tahsisi alınan Ormana Mahallesi’ndeki 8 dönümlük alanda 33 araç kapasiteli karavan park oluşturuldu. Alanın etrafının çevrilmesi, güvenlik alanlarının belirlenmesi, elektrik ve su tesisatlarıyla ilgili çalışmalar tamamlandı. Yolların ve karavan park alanlarının düzenlenmesinin ardından alanın Haziran ayı içerisinde açılması planlanıyor. 

YENİ İŞ İMKANLARI DOĞACAK
Proje kapsamında köy okulunun da tahsisi alındı. Restorasyonu tamamlanan okul binasının içinin tefrişatı yapılacak. Gençlerin ve kadınların ücretsiz olarak burada konaklatılması ve buradaki faaliyetlerden yararlanması sağlanacak. Yöre halkına da ev pansiyonculuğuyla ilgili eğitimler düzenlenecek. Bu sayede bölge halkı yeni iş imkanlarına kavuşmuş olacak. 

UYGULAMALI EĞİTİMLER VERİLECEK
Alandaki çalışmaları yerinde izleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Seda Özel bölgenin endemik bitkiler açısından son derece zengin olduğunu belirtti. Özel, “Bölge hem tarihi hem coğrafi yapısı gereği gerçekten gizli kalmış güzelliklere ve özelliklere sahip. Buradaki bitki koleksiyonu görsel anlamda görmek ve eğitim almak isteyen vatandaşlarımıza uygulamalı metot olarak sunum yapabileceğimiz bir alan oluşturduk. Şehir hayatındaki insanların buraya gelerek bitki örtüsüyle doğayla tecrübe edinmesini sağlamaya hedefliyoruz” dedi. 

İKİNCİ ETAP AKSEKİ VE GÜNDOĞMUŞ’TA 
Ormana’nın yaşlı bir nüfusa sahip olduğuna dikkat çeken Özel, bölgenin kırsal turizmle kalkınması için de bu projenin bir başlangıç olacağını söyledi. Özel, “Distilasyon cihazı ile buraya has kekik ve adaçayı gibi bitkilerin yağının çıkartılıp mamulleştirilmesi de hedefimizde. Akseki ve Gündoğmuş ilçelerimizi de kapsayan projemizin birinci etabını burada gerçekleştiriyoruz. Akseki ve Gündoğmuş’ta da diğer etaplarını tamamlayarak karavan turizmciliğinin gelişmesi, ev pansiyonculuğunun gelişmesi ve yine buranın güzelliğinin ve kültürünün görsel anlamda vatandaşlar tarafından tanınması ve koruma altına alınmasıyla ilgili bir projeyi de desteklemiş olacağız” diye konuştu. 

MUHTAR CANBAŞ’TAN TEŞEKKÜR
Ormana Mahalle Muhtarı Fikret Canbaş da mahallede genç nüfusun yerinde kalması, şehirlerden insanların gelerek bölgenin tanınması için projenin son derece önemli olduğunu söyledi. Muhtar Canbaş, “Böyle projelerin fazla olmasının gençlere, köyümüze, turizmimize çok faydası var. Antalya Büyükşehir Belediyesize Başkanımız Muhittin Böcek’e ve emeği geçenlere çok teşekkür ederiz” dedi.  -BLD.BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.01 11:27:58
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Ata tohumu fideleri Antalya'ya da satıyor

Tokat'ta ata tohumlardan elde edilen domates ve biber fideleri dikim olgunluğuna ulaştı. Fide üretimi yapan Ahmet Yılmaz Antalya'ya da fide sattıklarını belirtti.
Tokat'ta ata tohum sebze üretimi yaygınlaşıyor. 4 bin metrekarelik serasında ata tohumun fide üretimi yapan Ahmet Yılmaz, Şubat ektikleri ata tohumların dikim olgunluğunda fidelere dönüştüğünü belirtti. Üretim maliyetlerinin diğer illerden gelen ürünlere göre düşük olduğu belirten Yılmaz, ata tohum fide satışlarının başladığını belirtti. 100 bin adet fidenin dikim için hazır olduğunu kaydeden Yılmaz, ata tohum fidelere ilginin yüksek olduğunu ifade etti.
100 bin fidenin dikime hazır olduğunu belirten Ahmet Yılmaz, "İlk olarak 40 metrekare bir alanda hobi olarak başladım, şuanda 4 bin metrekare alanda üretim yapıyoruz. 2 bin metrekaresi fide üretimi diğer 2 bin metrekaresi ise sebze ve meyve üretimi üzerine. Fide olarak 1 buçuk milyonluk kapasitemiz var, 30 çeşitte kadar ürün üretiyoruz. Ata tohumu ürünler ve hibrit olarak tabir edilen ürünlerde üretiyoruz. Ata tohumu olarak bizim bu bölgede Tokat yerli domates ve biberi üzerine üretimimiz var. Diğer ürünlerde ata tohumlarıyla karşılaşmadık. Ata tohumu üretiminde çevre iller ve hatta Antalya gibi illere satışlar yaptık. Bu üretimin burada olması bölgeye avantaj sağlıyor, nakliye ve diğer maliyetler yok. Üretimden direk olarak üreticiye geçiş yapıyor. Bizim üretimimiz düşük maliyetli oluyor ve diğer insanlarda buradan düşük maliyetle alabiliyor. Bu işi yapanlar bizden sık sık talepte bulunuyor. Şubat ayının ortasında başlayan maratonumuz da şuan bu seviyeye geldik ve hasada başladık. Fide dikicileri şuan bizden fide almaya başladı" şeklinde konuştu. -İHA

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.27 10:29:49
Son Düzenlenme Tarihi :





Başkan Çandır: Felakete hazır olmadığımızı gördük

20 Şubat’ta da Hatay’da meydana gelen şiddetli depremlerde yine can kayıplarının olduğunu belirten ATB Başkanı Ali Çandır, “Sözün özü böyle bir felakete hazırlıklı olmadığımızı yaşayarak gördük” dedi.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Şubat Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında yapıldı. Meclis üyeleri, 6 Şubat’ta merkezi Kahramanmaraş olan ve 10 ilde büyük yıkım ve can kaybına neden olan depremde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

 

Yönetimin bir aylık çalışması hakkında meclis üyelerinin bilgilendirildiği Meclis’te, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci, depremde can kayıplarından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinin hiçbir zaman unutulmamasını diliyorum. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesini tavsiye ediyorum. Yapılarımızı sağlam zeminlerde kurallara uygun olarak inşa etmeli ve her aşamada sıkı denetimler uygulamalıyız” dedi. Ekinci, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aileleri, yakınları ve Türk milletine başsağlığı, yaralılara acil şifa dileğinde bulundu.

 

FELAKETE HAZIRLIKLI OLMADIĞIMIZI GÖRDÜK

ATB Başkanı Ali Çandır, depremin etkileri, yardımlar ve alınması gereken önlemlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. “6 Şubat’tan itibaren hepimiz, kelimelerin yetersiz kaldığı, tarifi olmayan üzüntüye ve acıya uğradık. Ülkemizin şiddetli deprem yeri olduğunu çok ağır bir bedelle hatırladık” diye sözlerine başlayan Başkan Çandır, 13 milyondan fazla insanımızı doğrudan ve derinden etkileyen iki şiddetli depremin 10 ilde eşi benzeri olmayan bir yıkıma neden olduğunu belirtti. 20 Şubat’ta da Hatay’da meydana gelen şiddetli depremlerde yine can kayıplarının olduğunu belirten Çandır, “Sözün özü böyle bir felakete hazırlıklı olmadığımızı yaşayarak gördük” dedi.

 

KÖTÜ MÜHENDİSLİK VE MÜTEAHHİTLİK ÖLDÜRDÜ

Depremin değil, kötü mühendislik ve müteahhitliğin öldürdüğü bir afeti yaşadığımızı ifade eden Çandır, şunları söyledi:

 

Yaşadığımız yıkım ve kayıplarımız o kadar büyük ki “bu bize ders olsun” sözü çok yetersiz ve yersiz kalmıştır. Bunun yerine “deprem öldürmez, kötü mühendislik ve kötü müteahhitlik öldürür” tespiti acı bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Kaybettiğimiz canlarımız, yerine konulamaz kayıplarımızdır. Allah’tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Allah, yaralılarımıza şifalar versin. Tarifsiz acılar yaşayan kardeşlerimizin acılarını tüm kalbimizle paylaşıyoruz. Şimdi dayanışma zamanı, bu zor günleri dayanışma ile atlatacağız. Hep birlikte yaralarımızı sarmaya odaklanmalıyız. Deprem sabahından itibaren Antalya’mız, bir taraftan bölgeye insani yardım ve uzman ekiplerini gönderirken diğer taraftan da sonraki adımlar için destek faaliyetlerine bir bütün olarak başlamıştır. Kentimiz, bölgeden tahliye edilen afetzede kardeşlerimize en fazla kucak açan kent olmuştur.”

 

BİRLİKTE HAREKET ETTİK

Merkezi ve yerel yönetimler, sivil inisiyatif kurumları ile yardım seferberliğinin başlatıldığını belirten Çandır, yardımların yerine sağlıklı bir şekilde ulaşmasında koordinasyonun önemine dikkat çekti. Çandır, yardımların koordinasyonunu sağlamak için yapılan toplantılara katılarak görüş ve önerilerini dile getirdiklerini anlattı.

 

Eskiden olduğu gibi, ‘farklılıklarımız zenginliğimizdir’ ve “birlikte hareket etmek çözüm getirir” tespitlerinin hayata geçirilebileceğini söyleyen Ali Çandır, “Ortak amacımız ve paydamız bu büyük felaketi birlikte aşmaya çalışmaktır. Felaketin ilk anlarından itibaren Antalya’mızın tüm kurum ve kuruluşları bir bütün olarak var gücüyle hem kentimizde hem de felaket bölgesinde seferber olmuşlardır. Bu seferberlikte öne çıkan ve borsamıza düşen faaliyetleri yerine getirdik ve getirmeye devam edeceğiz.

Bu kapsamda felaketzede kardeşlerimizin neye ihtiyaçları olduğu bilgisine göre Antalya’daki oda ve borsalar olarak başlattığımız ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odamız koordinasyonunda organize ettiğimiz ayni yardım kampanyasına üyelerimiz ve hemşerilerimiz olağanüstü yakınlık göstermişlerdir. Toplanan yardımlar afetin ilk anından itibaren bölgeye ulaştırılmıştır. Üyelerimize, hemşerilerimize ve Antalya iş dünyamıza duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

BORSA OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından, bir ay süreli bir maddi yardım kampanyası başlatıldığını anımsatan Başkan Çandır, iş dünyasını ve tüm hayırseverleri kampanyaya destek olmaya davet etti. TOBB’un deprem bölgesine kalıcı konut yapımıyla ilgili de kampanya başlattığını anımsatan Çandır, “Borsa olarak kurumsal açıdan kalıcı konut seferberliğinde de üzerimize düşeni yapacağız. Detayları önümüzdeki günlerde açıklanacak olan kampanyaya üyelerimizi ve kentimiz iş dünyasını destek olmaya davet ediyoruz. Gün bölgedeki insanımızın yanında olma ve yaralarımızı birlikte sarma günüdür. Allah bize bir daha böyle acılar yaşatmasın. Dualarımızın kabulü için bizlerin de azimle, bilgiyle ve doğru biçimde çalışmamız gerektiği gerçeğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız” dedi.

 

DEPREM BÖLGESİNDE TARIM DESTEKLENMELİ

Başkan Ali Çandır, deprem bölgesinin tarım varlığıyla ilgili de bilgi verirken, yapılması gerekenleri söyledi. Ülkede bitkisel üretim değerinin yüzde 20’si, işlenen tarım alanlarının yüzde 14’ü, büyükbaş hayvan varlığının yüzde 12’si, küçükbaş hayvan varlığının yüzde 16’sını deprem bölgesindeki illerin oluşturduğunu söyleyen Çandır, “Rakamlardan da anlaşılacağı gibi bölge hem tarımsal üretim hem hayvancılıkta ülkemiz tarımı için önemli bir konumdadır” dedi.

 

Depremden hasar gören köylerde genel hayatı etkileyen yardım ve faaliyetlere ek olarak tarım ve hayvancılığın devamlılığı için 2023-2024 yıllarını kapsayacak şekilde, doğrudan gelir desteği, girdi, enerji, sulama, alet-ekipman ve mekanizasyon destekleri sunulması, iki yılı kapsayan BAĞ-KUR ve sigorta primlerinin kamu tarafından üstlenilmesi ve bankalara olan borçların silinmesini öneren Çandır, “Tarım alanları imara kesinlikle açılmamalıdır. Kalkınmayı hızlandıracak krediler ve hibeler sunulmalıdır. Kamu eliyle ortak ihtiyaca cevap verecek projeler uygulanmalıdır” dedi.

 

YEREL YÖNETİMLER DESTEKLENMELİ

Antalya’nın en çok depremzede ağırlayan kentlerin başında geldiğini söyleyen Çandır, resmi kayıtlara göre Antalya’ya yaklaşık olarak 150 bin depremzede geldiğini, oteller, öğrenci yurtları, misafirhanelerin depremzedelerin kullanımına sunulduğunu belirtti. Çandır, sayısını bilemediğimiz kadar depremzedenin de kendi imkanlarıyla Antalya’ya gelerek yakınlarının yanında ya da yine kendi imkanlarıyla şehirde kaldığını kaydetti.

 

Depremzedelerin günlük iaşeleri ve ihtiyaçlarının sürdürülebilir şekilde karşılanması için yerel yönetimlere hazine, bütçe ya da İller Bankası gibi kamu kurumlarından ilave maddi destek sağlanması gerektiğini kaydeden Başkan Çandır, şunları söyledi:

 

“Başta kentimiz olmak üzere pek çok kentte depremzede kardeşlerimize yardımcı olmak ve acılarını paylaşmak çabası hat safhadadır. İnsanlar ve kurumlar destek olmaya ve görev almaya çabalıyorlar. Ancak belirtmek gerekir ki yüzbinlerin ve milyonların günlük iaşeleri ve ihtiyaçları sürdürülebilir şekilde karşılanmalıdır. Bu konuda en büyük yük doğal olarak yerel yönetimlerin üzerindedir. İvedilikle ve yeterlilikle başta deprem bölgesindeki yerel yönetimlerimiz olmak üzere depremzede ağırlayan tüm yerel yönetimlere hiçbir ayırım yapmaksızın hazine, bütçe ya da İller Bankası gibi kamu kurumlarından ilave maddi destek sağlanmalıdır. Bu kapsamdaki kaynak aktarımlarının kamu ile sürekli paylaşılması şarttır. Bu paylaşım hepimize ilave motivasyon sağlayacaktır. Hangi kaynaktan ne kadar kaynak nereye aktarıldı bilmek hepimize şevk verecektir. Bakın sizinle bir örnek paylaşayım; 2021 yılında Almanya’da bir sel felaketi oldu ve 186 kişi hayatını kaybetti. Olayı hatırlarsınız. Alman Hükümeti, birkaç gün içinde ‘federal bütçeden ve eyaletlerin bütçelerinden acil ihtiyaçlar için 35 milyar Avro aktardık’ dedi. Eminim bizim hazinemizin de bütçemizin de acil ihtiyaçlar için böyle bir gücü vardır.”

 

BÖLGENİN ÜRETİM GÜCÜ AYAKTA TUTULMALI

Depremden etkilenen illerin boşaltılmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Çandır, gerek tarım gerekse sanayide ekonomik potansiyeli yüksek olan bölgenin üretim gücünün ayakta tutulması gerektiğini ifade etti. Çandır, şu değerlendirme bulundu:

 

“Nüfusu 13.5 milyon olan deprem bölgesinde, bu nüfusun yaklaşık üçte birinin, büyük ölçüde kalıcı olarak diğer illere dağılması bekleniyor. Gerek tarım gerekse sanayide ekonomik potansiyeli yüksek olan bölgenin üretim gücü ayakta tutulmalıdır. Bölgede güvenli yaşam alanları oluşturulmalı, zemini sağlam tüm yerleşim yerlerine yaygınlaştırılmış konteyner kentler ve kalıcı konutlar inşa edilmeli, insanlarımız yaşadıkları yerlerden koparılmamalıdır. Yerleşik hafızayı unutmalarına yol açılmamalıdır. Kentlerimiz, tarihi ve medeniyet zenginliği itibariyle kadim kentlerdir. Hiçbirinin yalnızlaştırılmasına ve yabancılaştırılmasına izin verilmemelidir.”

 

KAMU ÖNCÜ OLMALI, HERKES HAZIRLIĞINI YAPMALI

Artık deprem ve benzeri doğa olaylarını aklımızdan ve faaliyetlerimizden çıkarmamamız gerektiğini vurgulayan Çandır, bunun hayati bir zorunluluk haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Kamudan şirketlere toplumun her kesiminin afet hazırlığını yapması gerektiğini kaydeden Çandır, “Kamu yönetimi, bu konuda tavizsiz düzenlemeler ve benzeri çalışmalar yapmalıdır. Bizler de doğal afetlere her an hazırlıklı olma konusunda yeni bir tutum sahibi olmalıyız. Aileden ve evimizden başlayan sokağımızdan mahallemize genişleyen bir kapsamla mutlaka afet anlarında yapmamız gerekenlerle ilgili bir afet eylem planına ve hareket kabiliyetine sahip olmalıyız. Şirketlerimiz de bu kapsamdaki acil eylem planlarına sahip olmalı ve bir afet anında hepimiz görevlerimizi eksiksiz uygulayabiliyor olmalıyız. Bunun için yerel yönetimler hepimize yol gösterici olmalı ve kolaylaştırıcı adımlar atmalıdır” dedi.

 

Merkezi ve yerel yönetimlerin etkili ve gerçekçi düzenlemeleri ile toplumun duyarlılığını artırması, herkesin birbirini olumlu yönde etkilemesi ve motive etmesini isteyen Çandır, “Yani afete duyarlılığı, yeni bir insani itibar kaynağı olarak kabullenmeliyiz. Afete hazırlıklı olma konusunun bizler için en canlı göstergesi, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak ezberimize almamızdır. Bunu başarabilirsek ancak o zaman bu tür afetlerdeki kayıplarımızı en aza indirmemiz mümkün olacak ve birbirimize çok daha etkili destek olabileceğiz diye düşünmekteyim” diye konuştu.         

 

ANTALYA’DAKİ BİNALARIN DURUMU DEĞERLENDİRİLMELİ

Her ne kadar 2.derece deprem bölgesi olsa da Antalya’da özellikle şehir merkezinde ömrünü tamamlamış binaların tedirginlik yarattığını belirten Başkan Ali Çandır, “Antalya’daki binaların depreme dayanıklılık durumu değerlendirilmeli,  olası bir depremde can kaybı olmadan afeti atlatmamız sağlanmalıdır. Bu konuda hazırlanacak Deprem Master Planı yol göstericimiz olacaktır” dedi.

 

GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI

Yaşanan deprem felaketinin unutulmayacağını söylerken, “Şubat ayı, hepimiz için tarifi imkansız acılarla tarihteki yerini alıyor. Bu yaşadıklarımızı unutmayacağız. Allah, bir daha böylesi acıları milletimize yaşatmasın inşallah. Fakat biz de artık gerekli adımları zamanında ve doğru bir biçimde atmayı öğrenmeliyiz ve bu konuda çalışmalıyız” dedi.

 

Meclis’te üyeler, sektörlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.02.22 20:21:37
Son Düzenlenme Tarihi :