SON DAKİKA

logo

header-ad

Eski CHP’li vekilden Kılıçdaroğlu’na seçim eleştirisi

CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, 28 Mayıs ve 1 hafta sonrası gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni değerlendirdi. Seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu savunan Sapan, CHP liderini sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren CHP 24. Dön..

CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, 28 Mayıs ve 1 hafta sonrası gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni değerlendirdi. Seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu savunan Sapan, CHP liderini sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Sapan, “Sokaktaki insanı anlamadan Türkiye’nin demografik yapısını anlamadan, siyaset sosyolojisini okumadan, insanların ihtiyaçlarını gözetmeden çalakalem söylemlerle, zaten olmayan itibarınızı kazanamazsınız, kazanamadınız. Yani bu açıdan baktığınızda Kemal Kılıçdaroğlu bana göre CHP’nin utancıdır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi gerektiğini de ifade eden Sapan, “Liderlik gömleği Kemal Kılıçdaroğlu’na göre değil. Onun kafasının arkasında CHP, Atatürk falan yok. Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var? Bakıyorsunuz uçakların arkasında Atatürk ve Türk bayrağı uçuyor. Balkon konuşması yapıyor, bir tarafında Atatürk bir yanda kendi posteri var” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nu başarısız olarak gördüğünü belirten Yıldıray Sapan, geçmişte Türkiye’nin kurucu unsurunun savaş verdiği 7 düveli, bu seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına aldığını ileri sürdü. Sapan, “Hatta bunların yanında terör örgütlü gruplar da vardı. Fakat buna rağmen hiçbir şekilde başarılı sayılamaz. Denenmeyen hiçbir şey kalmadı. Yani seçim alma bahanesiyle ilkelerden vazgeçilmek, ideolojiyi bir kenara bırakmak, Mustafa Kemal’i ötelemek, bertaraf etmek de dahil, denenmeyen hiçbir şey kalmadı ama seçim alınamadı ve başarısız olundu. O halde istifa etmelidir. Çünkü başarısızlık kavramları varsa istifa da vardır işin ucunda. Başarılıysanız devam ederseniz. Başarısızsanız etmezsiniz. İstifa etmesi gereken sadece Kılıçdaroğlu değildir. O dönemde parti meclisi üyeliği yapmış, hala yapan MYK ve seçimi yönlendiren, yöneten kim varsa, hepsi istifa etmelidir. Öyle Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp kendine iki kurban seçerek bu işi öteleyemez, sürdüremez, genel başkanlığa devam edemez. Mutlaka istifa etmelidir. Bunun başka bir yolu yoktur. Partinin dışına attığı Atatürkçülere yol açmalıdır” dedi.

“Siyaset bir ideoloji pazarlamasıdır”
Siyasetin bir anlamda pazarlama olduğunu vurgulayan Sapan, “Nasıl dışarıda ticari maksatlı bir ürünü pazarlarsanız siyasette de ideolojinizi pazarlarsınız. Metodolojinizi, fikrinizi pazarlarsınız. Ama bunu yaparken geçmişinizi bir kenara bırakarak ideolojik fikirlerinizi, ilçelerinizi bir kenara bırakarak bir işportacı zihniyetiyle yapamazsınız. Zaten yapamadınız. Yani sokakta düşünce üreterek, sokakta çalakalem akla gelen söylemlerle seçim yönetilemez, alınamaz da” diye konuştu.

“Utanç içindeyim”
“Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimi alamazdı” diyerek sözlerini sürdüren Sapan, “Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu giydiği gömlek itibariyle alamazdı. Türkiye’nin ayarlarıyla, kılcal damarlarıyla oynuyorsunuz. Geçmişte biz bunları başkalarına söylerdik. Ne acıdır ki şimdi biz CHP diyemeyeceğim yeni CHP’nin genel başkanına söylüyoruz ve utanç içindeyim. Türkiye’nin çıkarlarını dış odaklara karşı iç düşmanlara karşı Türkiye’nin çıkarlarını korumak Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel ilkesidir. Siz bunlara karşı hareket eden kurumlarla, kuruluşlarla birlikte hareket ediyorsunuz. Onlarla seçim almayı düşündünüz. O işe angaje oldunuz. Terör odaklarıyla, FETÖ ile iş birliği yaptınız. HDP’nin PKK uzantısıyla iş birliği yaptınız ama alamadınız. Bunun sebebi Türk milleti’in bu işi anlaması. Türk milletini kandıramazsınız. Yani kanarmış gibi yapar ama kandıramazsınız. Durumu, ‘Ne vereyim ağabeyime?’ durumuna getirdiniz, hepsini yaptınız ama bu milletin gönlünü kazanamadınız. Temel nedeni budur. Bir de bir program dahilinde yürümedi yeni CHP. Yani tamamıyla bir siyasi işportacı zihniyetiyle sokakta üretilmiş laflarla şunu da yapacağız, bunu da yapacağız, emeklilere şu kadar işte bayram ikramiyesi gibi. Olacak iş değil. Yani siyaset itibar işidir. Yani böyle sokak söylemleriyle, sokaktaki insanı anlamadan Türkiye’nin demografik yapısını anlamadan, siyaset sosyolojisini okumadan, insanların ihtiyaçlarını gözetmeden çalakalem söylemlerle, zaten olmayan itibarınızı kazanamazsınız, kazanamadınız. Yani bu açıdan baktığınızda Kemal Kılıçdaroğlu bana göre CHP’nin utancıdır. Yani on iki seçimdir kaybediyor ve dışarıda ağlayan bir seçmen grubu var. Kendi örgütümüz var. Bunun yanında vatandaşlar var, sizi umut olarak görmüş, ne olursa olsun oy vermiş, ağlayan vatandaşlar var. Şimdi bedelini ödemelisiniz” ifadelerini kullandı.

“Zafer Partisi’ni tebrik ediyorum”
Zafer Partisi ile ikinci tur desteği öncesi imzalanan anlaşma maddelerinin CHP’nin kurucu ilkeleri olduğunu hatırlatan Sapan, “O maddeler aslında Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyaseti, siyasetçiler için bir utanç vesikasıdır o. Bundan utanılmalıdır. Çünkü o kağıtta yazılan ne varsa, aslında bu partinin ruhudur. Sanki o maddeler biz de yokmuş gibi imzalanması ders verme niteliğindedir. Zafer Parti’sini tebrik ediyorum” diye konuştu.

“Tam bir diktatör yönetimi var”
Sapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık dönemini fetret devrine benzeterek, “Boşa geçmiş kayıp bir zaman dilimidir. O nedenle hiç vakit kaybetmeden, Kemal Kılıçdaroğlu istifa etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde o kadar değerli insanlar var ki; ancak Kılıçdaroğlu ile birlikte getirilen bir açıklama yasağı, kendini ifade etme yasağı var. Bu mecliste de böyle, dışarıda da böyle. Hemen ‘Kimse bu konuda açıklama yapmasın’ diye bir genelde yayınlarlar. Bu toplumda temayüz etmiş kişileri frenleyen bir tavır. Bu nedenle onlar ortaya çıkmıyor. CHP, insan ve lider anlamında mücevher dolu. Tam bir diktatör yönetimi var” ifadelerine yer verdi.

“Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var?”
Kılıçdaroğlu’nu eleştirilerine devam eden Sapan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Liderlik gömleği Kemal Kılıçdaroğlu’na göre değil. Zaten başka şeylere angaje olmuş bir kafa yapısı var. Bizim gerçek CHP ile fikren uyuşmayan bir tavır. Onun kafasının arkasında CHP, Atatürk falan yok. Zaten buradan da başarı çıkmaz. Bütün argümanları kaptırmışsınız. Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var? Bakıyorsunuz uçakların arkasında Atatürk ve Türk bayrağı uçuyor. Balkon konuşması yapıyor, bir tarafında Atatürk bir yanda kendi posteri. Siz? Anıtkabir’e bile seçime 3-5 gün kala gittiniz. Kim rahatsız oluyor Atatürk’ten? Sizin oy beklentiniz olan bir grup mu? Olmasın öyle bir iktidar, biz öyle bir iktidar istemiyoruz. 7 düvel içten ve dıştan düşmanla iktidar olma, Tayyip Erdoğan nefreti örgütleyerek iktidar olmak size bir şey kazandırmaz. Öyle söylemler geliştireceksiniz ki; altı dolu olacak ve mantığa bürünebilecek, halk da inanacak. Kılıçdaroğlu meselesi itibar meselesidir. Son anda milliyetçilik gömleği giydi. Oysa durum değişmemişti, başından beri aynı durum vardı. Tavır değiştirmek için durumun değişmesi lazım. Ama durum değişmeden tavır değiştirdiniz. Peki halk inanır mı size? Asla inanmaz, inanmadı da. Buradan AK Parti övgüsü yaptığım düşünülmesin, ben CHP’liyim ama ortada bir gerçek var. İnsanlar ‘Tayyip Erdoğan’a kurban olayım’, ‘Allah ömrümden alsın, ömrüne versin’ diyor. Bu irdelenmesi gereken bir şey. Peki sizin için bunu söyleyen birisi var mı? Yok. Tam tersi kendinize nefret örgütlüyorsunuz. Tayyip Erdoğan’a örgütlemeye çalıştığınız nefret, size dönüyor. Bunu nasıl göremezsiniz?”

"CHP tabanı Kılıçdaroğlu’nu asla seçmez"
Mustafa Kemal Atatürk’ün mezhep, ırk ve köken anlayışıyla siyaset yapmadığına dikkati çeken Sapan, 2010 yılından bu yana CHP’de mezhepçilik yerleştiğini iddia etti. Sapan, CHP tabanının Kılıçdaroğlu’nu genel başkan olarak görmediğini de ileri sürerek, “CHP’ye kayıtlı 1 milyon 350 bin kişiyi sandığa götürseniz, Kemal Kılıçdaroğlu’nu asla seçmez. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nda entelektüel seviyesi yüksek örgütü tatmin edecek bir belagat yok. Kılıçdaroğlu’nun söylemleri tatmin etmiyor. Dışarıdaki seyyar satıcıya sorsanız Kemal Kılıçdaroğlu gibi konuşur. Hatta o daha iyi konuşup, ideolojik, sosyolojik açılımlar yapar ve çözüm de üretir” dedi.

"Ekrem İmamoğlu belediye başkanıyken genel başkanlığı örgüt düzeyinde kabul görmez diye düşünüyorum"
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘değişim’ sözlerini de değerlendiren Sapan, “Ekrem İmamoğlu’nun anladığım kadarıyla bir genel başkanlık düşüncesi var. Ama bu söylediklerime herkes dikkat etmeli. Bu bir yarıştır ama bana sorarsanız Kemal Kılıçdaroğlu’nun bırakacağını düşünmüyorum. Belediye Başkanıyken Genel Başkanlığını örgüt düzeyinde kabul görmez diye düşünüyorum. Aday olacaksa olur, hevesini kırmayayım ama CHP’nin içinde daha çok cevher var” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.01 16:08:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Tütüncü: “Antalya’nın en büyük kütüphanesini açıyoruz”

Şehit Volkan Canöz Anadolu İmam Hatip Lisesi konferans salonunda düzenlenen buluşmada öğrencilerin sorularını cevaplandıran Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Aynı anda 2 bin 500 kişinin çalışabileceği, 1 milyon kitap kapasiteli ve 9 bin metre kare kapalı alana sahip kütüphaneyi sizlere armağa..

Şehit Volkan Canöz Anadolu İmam Hatip Lisesi konferans salonunda düzenlenen buluşmada öğrencilerin sorularını cevaplandıran Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Aynı anda 2 bin 500 kişinin çalışabileceği, 1 milyon kitap kapasiteli ve 9 bin metre kare kapalı alana sahip kütüphaneyi sizlere armağan edeceğiz” diye konuştu.
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Şehit Volkan Canöz Anadolu İmam Hatip Lisesini ziyaret etti. Başkan Tütüncü, okulu gezdi, öğretmen ve öğrencilerle sohbet etti. Okulun konferans salonunda öğrencilerle bir araya gelen Başkan Tütüncü, imam hatip okullarından belediye başkanlığına uzanan hayat yolculuğunu anlattı, öğrencilerin sorularını cevapladı. İmam Hatip Okulları öğrencileriyle her buluşmada kendi gençlik hatıralarını hatırladığını belirten Başkan Tütüncü, “Her seferinde o masum yılların güzelliğini yaşıyorum. Geçmişle bugünü kıyasladığımızda, sizlerin bugünkü imkanlarına baktığımızda ne kadar şanslı olduğunuzu görüyorum. Buda bize çok büyük bir mutluluk veriyor. Sizlerde bu okullardan mezun olduğunuzda, hayatın içerisinde olduğunuzda İmam Hatip Okullarına değer katacak adımlar atacaksınız. Okulumuzun öğrencilerine hayat yolculuklarında başarılar diliyorum“ dedi. Konuşmasının ardından Başkan Tütüncü’ye, okul öğrencileri tarafından Antalya Spor ve adının yazılı olduğu forma hediye edildi.

“Antalya’nın en büyük kütüphanesini açıyoruz”
Konferans salonundaki buluşmanın ardından Başkan Tütüncü, okulu gezdi. Bir öğretmenin okuma alanı yapmayı düşündükleri yeri göstermesi üzerine Başkan Tütüncü, “Çok güzel düşünülmüş” diyerek okul yönetimini kutladı. Başkan Tütüncü, “Okuma alanının planlamasını, masa, sandalye gibi tüm ihtiyaçlarını ben size hediye etmek istiyorum“ dedi. Okumanın önemine değinen ve Antalya’nın her köşesine kütüphaneler açtıklarına değinen Başkan Tütüncü, Antalya’nın en büyük kütüphanesini Kepez’de açacaklarını bildirdi. Başkan Tütüncü, “Aynı anda 2 bin 500 kişinin çalışabileceği, 1 milyon kitap kapasiteli ve 9 bin metre kare kapalı alana sahip kütüphaneyi sizlere armağan edeceğiz” diye konuştu. Başkan Tütüncü, okul bahçesinde okçuluk sporuyla ilgilenen öğrencilerin atışlarını izledi. Öğrencilerle beraber ok attı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.15 15:58:33
Son Düzenlenme Tarihi :





Emniyetin ‘delil avcısı’ Ayşe polisi suçluların kabusu oldu

Antalya’da Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Ayşe Akman, işlenen suçlarda titizlikle tespit ettiği izleri ekip arkadaşlarıyla birlikte delil haline getirerek, suçluların yakalanmasında büyük rol oynuyor. "Her temas bir iz bırakır" diyen Akman, suçlunun bu izden tespit edile..

Antalya’da Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Ayşe Akman, işlenen suçlarda titizlikle tespit ettiği izleri ekip arkadaşlarıyla birlikte delil haline getirerek, suçluların yakalanmasında büyük rol oynuyor. "Her temas bir iz bırakır" diyen Akman, suçlunun bu izden tespit edilememesinin imkansız olduğunu vurguladı.
Antalya İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görevli 2 çocuk annesi Ayşe Akman (43), kadın olma ve titizlik ile dikkat konusundaki avantajını mesleğinde de gösteriyor. 17 yıldır Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görev yapan Akman, suçluların bıraktığı izleri titizlikle tespit ederek, ekip arkadaşlarıyla birlikte delil haline getiriyor. Mesai arkadaşlarıyla birlikte büyük bir özveriyle çalışan Akman, suçluların yakalanmasında büyük rol oynuyor.

“Erkeklere nazaran biraz daha avantajlı olabiliriz”
Polis memurluğunun küçüklüğünden bu yana hayali olduğunu belirten Ayşe Akman, bu konuda ailesinin kendisine büyük destek verdiğini söyledi. Polisliğin kadın erkek fark gözetmeksizin özveri isteyen bir meslek olduğunu aktaran Akman, “Dikkat ve titizlik isteyen bir meslek. Bu noktada erkeklere nazaran biraz daha avantajlı olabiliriz” diye konuştu.

“Her temas bir iz bırakır”
“Her temas bir iz bırakır. Dokunulan her yüzeyde bir iz kalır. Bunun tespit edilmeme durumu söz konusu değildir” diyen Akman, emniyetin 80 milyon civarında veri tabanı olduğuna dikkat çekti. Akman, “Sahibi ve karşılığı bulunmayan olay yeri izlerinin veri tabanımıza girişini yapıyoruz. Veri tabanı da bize ihtimalli adayları getiriyor. Bu adayların içerisinden biz son kontrollerimizi yaparak aradığımız belirli karakteristiklerin uyuşması halinde ‘bu iz bu şahsa aittir’ diyebiliriz.
Fakat, sistemin getirmiş olduğu adaylar arasında ‘kesinlikle bu buna aittir’ diye bir şey söz konusu değil. Son kararı biz veriyoruz ve bunda yanılma payı yok” şeklinde konuştu.

Mesai dışında da aklında ’iz’ var
Başarılı polis memuru, mesai saati dışında alışveriş yaparken iz bırakma konusunda bazı anlarda tedirginlik yaşadığını belirterek, “Alışverişe gidince dokunmuş olduğum yüzeyler olunca ‘Acaba buraya izimi bırakır mıyım?’ diye bir düşünce oluşuyor. Normalde olay yerlerindeki incelemelerimizi eldivenlerle yapıyoruz. Fakat mesai saati dışında alışverişe gittiğimde çıplak teninizle her yere dokunduğumuz için izinizi bırakıyorsunuz. İşimiz gereği ister istemez burada bir olay yaşanırsa ‘izim kalır mı’ diye sürekli kafamızda sorular dolaşıyor” ifadelerine yer verdi.
Akman, kendisini en çok etkileyen olayı ise şu sözlerle anlattı:
“Engelli 1,5 yaşında bir bebeğin fethi kabir işlemi vardı. Mezar tekrar açılmıştı ve bu safhada biz görev yapıyorduk. Aynı bebeğin otopsisine de girdim. O dönemde benim oğlum da aynı yaşlarda olduğundan dolayı bu olay meslek hayatımda iz bıraktı. Her zaman da hatırlarım ve beni en çok etkileyen olaydır diyebilirim.”

Komiser Dikenova: “Delile olan güven, devlete olan güven”
Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nde görevli Komiser Abdulkadir Dikenova da, olaylara ‘delile olan güven, devlete olan güven’ anlayışıyla ilk günkü heyecanla gittiklerini söyledi. Olayın gerçekleşmesiyle ekibin bölgeye hızlı bir şekilde hareket ettiğini aktaran Dikenova, “Ardından olay yerinin ve bulgu güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığının kontrolü yapılıyor ve gerekli saha çalışmasına uzman ekiplerimiz başlıyor. Bu çalışmalar akabinde toplanan bulgular şubemize intikal ediyor. Şubede ise kendi alanında uzman ve donanımlı personelimizle alınan bulguların delil vasfına dönüştürülmesi için gerekli çalışmalar yapılıyor. Laboratuvara alınan bu materyaller belirli kimyasallar uygulanarak izi görünür hale getirip, ardından diğer veri tabanındaki izlerle karşılaştırma yapılarak şüpheliyi tespit etmeye çalışıyoruz” dedi.

“Uluslararası standartların üzerinde olduğumuzu söyleyebilirim”
İl Emniyet Müdürlüğü ve Kriminal Daire Başkanlığı’nın eğitimler planlayarak personelleri uluslararası standartlara ve üstüne çıkarmaya çalıştığını ifade eden Dikenova, “Kendimizi sorguladığımız zaman uluslararası standartların üzerinde olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. İstatistikler de bunu destekler nitelikte” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.08 11:30:47
Son Düzenlenme Tarihi :