Edinilen bilgiye göre olay merkez Çukurova ilçesine bağlı Güzelyalı Mahallesinde meydana geldi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen depremlerde Adana’da şehir merkezinde 11 bina yıkılırken 8 bine yakın bina da hasarlı olduğu için boşaltıldı. İddiaya göre bu Güzelyalı Mahallesi’nde boşaltılan bir binaya hırsızlar dadanıp apartmanda ne ver ne yok çalmaya başladı. Dün gece de evi ağır hasarlı olduğu için boşaltan apartman sakinleri bina etrafında beklemeye başladı. Bu arada iki kişi gelerek binaya girdi. Vatandaşlar hemen bu şahısların arkasından binaya girdiklerinde şahısların kapı kolu, pencere, plastik doğrama gibi değerli eşyaları çaldıklarını gördü. Hırsızlardan biri vatandaşları fark edip kaçtı. Diğer zanlı ise bir daireye girdi. Zanlı vatandaşlar tarafından dairenin banyosunda jakuzi de yakalandı. Yakalan zanlı vatandaşlar tarafından darp edildi. Bu anlar saniye saniye görüntülendi. Sopalarla darp edilen zanlı vatandaşlara yalvardı.
Edinilen bilgiye göre olay merkez Çukurova ilçesine bağlı Güzelyalı Mahallesinde meydana geldi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen depremlerde Adana’da şehir merkezinde 11 bina yıkılırken 8 bine yakın bina da hasarlı olduğu için boşaltıldı. İddiaya göre bu Güzelyalı Mahallesi’nde boşaltılan bir binaya hırsızlar dadanıp apartmanda ne ver ne yok çalmaya başladı. Dün gece de evi ağır hasarlı olduğu için boşaltan apartman sakinleri bina etrafında beklemeye başladı. Bu arada iki kişi gelerek binaya girdi. Vatandaşlar hemen bu şahısların arkasından binaya girdiklerinde şahısların kapı kolu, pencere, plastik doğrama gibi değerli eşyaları çaldıklarını gördü. Hırsızlardan biri vatandaşları fark edip kaçtı. Diğer zanlı ise bir daireye girdi. Zanlı vatandaşlar tarafından dairenin banyosunda jakuzi de yakalandı. Yakalan zanlı vatandaşlar tarafından darp edildi. Bu anlar saniye saniye görüntülendi. Sopalarla darp edilen zanlı vatandaşlara yalvardı.
Antalya açıklarında balıkçının 400 metre derindeki oltasına ‘ışık saçan’ köpek balığı takıldı
Antalya’nın 1 mil açıklarında 28 yıldır balıkçılık yapan bir kişinin oltasına ‘ışık saçan’ köpek balığı olarak bilinen küt burunlu köpek balığı takıldı. İlk kez bu türle karşılaşan balıkçı köpek balığını tekrar denize salarken, uzman isim Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu derin sularda yaşayan bu türün ışı..
Yeni Zelanda’nın doğu kıyısında 2021 yılında biyolüminesans olarak adlandırılan, kimyasal enerjinin ışık enerjisine dönüştürülmesiyle etrafa ışık yayma yeteneği keşfedilen küt burunlu köpek balığı cinsi, Antalya açıklarında sportif balıkçılık yapan Savaş Dursun’un oltasına takıldı. Balığı teknesine aldığında neye uğradığını şaşıran Dursun, gözleri zümrüt gibi parlak, dişleri ise testereyi andıran balığı eliyle tutup yaşadığı o şaşkınlığı cep telefonuyla kaydetti. Küt burunlu köpek balığını tekrar denize salan Dursun, 28 yıldır balıkçılık yaptığını ve böyle bir balıkla ilk kez karşılaştığını söyledi.
“Dişleri korkunçtu”
Kıyıdan yaklaşık 1 mil açıkta 400 metre derinlikte balığın oltasına takıldığını belirten Dursun, “Oltama gelen balığı tanıyamadım. Yakalamamış olsam bile görmüş olmam lazımdı. Biraz temkinli yaklaştım. Dişleri korkunçtu. Tanımadığım balık türlerinin mutlaka salıyorum. Araştırınca dünyada en parlak omurgalı canlı olduğunu öğrendik. Denizin altında parlıyormuş ve en yağlı karaciğere sahipmiş. Çok büyük balıklar yakaladık, keşfettik ama bu benim için de sürpriz oldu” dedi.
“Gözü zümrüt gibi”
Daha önce 2 kez oltasına köpek balığı takılan Savaş Güzel de, “Ben de ilk defa gördüm. Gözünden ışık saçtığını ve avını kendine çektiği gibi özelliğinin olduğunu duydum. Balığın gözü zümrüt gibi. Değişik bir hayvan ve çok şaşırdım” diye konuştu.
“Kırmızı listede yer alıyor”
Küt burunlu köpek balığının derin sularda yaşadığını belirten Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, biyolüminesans yöntemiyle ışık saçma yeteneğine sahip bu balığın yaşamını dip sularda sürdürdüğünü kaydetti. Gökoğlu, söz konusu türün Akdeniz’de nadir yakalanan köpek balığı cinsinden olduğunu aktararak, “Tehlikesi yok çünkü çok derinde yaşıyor. Sığ sulara girmez. Genellikle yaşamını dipte geçirir ve oradaki canlılarla beslenir. Biyolojik olarak ışık saçan bir tür. Işık saçtığı için diğer balıkları kendine cezbettiriyor. Bu balık tüm denizlerde var. Yaklaşık 2,5-3 metreye kadar büyüyebilen bir balık. Az yavru veren balıklardan birisi. Çok sık yakalanan bir balık değil. Koruma altında ve kırmızı listede yer alıyor” ifadelerine yer verdi.
“Köpek balığı popülasyonu azaldı”
Özellikle sosyal medyada köpek balığı görüntüsü çekip paylaşılan görüntülerin, vatandaşlarda korku oluşturduğunu ancak söz konusu olayın kıyıdan çok açıkta ve tehlike oluşturmayacak düzeyde olduğuna vurgu yapan Gökoğlu, şu anda köpek balığı popülasyonunun oldukça azaldığını da sözlerine ekledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.13 10:51:18
Son Düzenlenme Tarihi :
Obezitenin Yetişkinlerde ve Çocuklarda Görülme Sıklığı Hızla Artıyor
Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, halk sağlığını tehdit eden bir sorun olan Obezite ile mücadelede alınacak önlemlere dikkat çekti. Uzm. Dr. Ünal, “Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı ”dedi.
Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen Obezite, modern çağın en yaygın ve tehlikeli hastalığı olarak hayatımızda yer alıyor. Kâğıthane Kızılay Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Mustafa Ünal, “Endüstriyel toplumlarda aşırı kiloluluk ve obezite daha sık görülür hale gelmekte ve özellikle çocuklarda artmaktadır. Fiziksel aktivitenin azalması, yüksek-yağ ve kaloriden zengin hazır gıdaların daha ulaşılabilir olması obezite gelişimini artırır. Obezite gelişmesinde ayrıca birçok faktör rol almaktadır. Bunların içinde genetik, yetersiz egzersiz, aşırı kalori alımı vardır. Bazı ilaçlarda yan etki olarak kilo alımı ile ilişkilidir. Psikososyal faktörlerde obezite gelişmesine katkıda bulunabilir” dedi.
Obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında %4'ten %18'e çıktı
2022 yılı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre obezite tanısı alan bireylerin sayısı tüm dünyada 1 milyarı aşmış durumda. Uzm. Dr. Ünal, “Obezite sadece erişkinlerde değil çocuklarda ve gençlerde de hızla artmaktadır. 1975'ten 2016'ya kadar, 5-19 yaş arası aşırı kilolu veya obez çocuk ve ergenlerin oranı dünya çapında dört kattan fazla artarak %4'ten %18'e çıkmıştır” dedi. Obezite tanısını koymada günümüzde kullanılan en yaygın metottun vücut kütle indeksi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ünal, “Obezite, beraberinde pek çok fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik sorunlar getiren kronik bir hastalıktır. Obezite, Tip 2 diyabetes mellitus (kandaki şeker seviyesinin normalin üzerine çıkması) , koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, beyin- damar hastalıkları, solunum güçlüğü, bazı kanser türleri, derin ven trombozu (toplardamarda meydana gelen kan pıhtısı), Mide ve ince bağırsak yolunda oluşabilecek olan ve iltihaplanmaya yol açabilen virüsler-bakteriler, yağlı karaciğer ve siroz, kolesterol yüksekliği, Yumurtalıklarda küçük ve iyi huylu çok sayıda kistin oluşumu, idrar kaçırma, lenfatik sistemdeki bozukluklar, obstrüktif uyku apnesi ve eklemlerde kireçlenme gibi hastalıklara da neden olmaktadır” dedi.
Obezitenin şiddeti arttıkça Tip 2 diyabet gelişme riski de yükseliyor
Tip2 diyabet hastalarının %80’nin obez olması nedeniyle önemli bir risk faktörü haline gelmesine neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Ünal, “Tip 2 diyabet gelişme riski, obezitenin şiddeti arttıkça yükselir. Obez ve diyabetiklerde hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve aterosklerotik kalp hastalığı dikkati çekecek kadar sık görülmektedir. Bunların yanı sıra ılımlı kilo vermek yeni diyabet gelişimini %30 oranında azalttığı tespit edilmiştir” dedi. Felç(inme), kalp krizleri gibi kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin gelişmiş batılı ülkelerde azalma eğilimi gösterirken gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de artış gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Ünal, “Toplumların beklenen yaşam süresinde görülen uzama nedeniyle yaşlı nüfusun artışı toplumda kalp damar hastalıklarının da artışını da beraberinde getirmiştir. Kalp ve damar hastalıkları açısından olumlu olan husus büyük ölçüde ‘önlenebilir’ olmalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirmektedir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) ölüm verileri toplam ölümlerin içinde kalp hastalıklarının payının gittikçe artma eğiliminde olduğunu göstermektedir” dedi.
Bireylerin obez olmaları önlenmelidir
Ülkemizin nüfus yapısının halen genç nüfus ağırlıklı olup, gelişmekte olan ülkelere benzemekte olduğundan bahseden Uzm. Dr. Ünal, “Çocukluktan itibaren obezite konusunda eğitim verilmeli, yeterli-dengeli beslenme ve fiziksel aktivite yapılmalıdır. Bu amaçla çocukluktan itibaren temel alışkanlıkları kazandırarak obezite ve buna bağlı diyabet, kalp damar hastalıklarını azaltmaya yönelik çalışılmalıdır” dedi. Uzm. Dr. Ünal, sağlıklı kalmak, kalp ve damar hastalığına yakalanma riskinden uzak durmak için ise önerilerini şöyle sıraladı:
-Sağlıklı beslenin,
-Düzenli fiziksel aktivite yapın
-Tütün ve tütün ürünleri kullanmayın,
-Alkol kullanmayın,
-Kardiyovasküler riskinizi öğrenenin,
-Kilolu veya obez olup olmadığınızı öğrenenin,
-Kan basıncınızı ölçtürün. Yüksek tansiyonunuz varsa tedavi olun
-Kan şekerinizi ölçtürün. Diyabetiniz varsa tedavi olun.
-Kan lipidlerinizi ölçtürün. Yüksek ise tedavi olun.
-Hekiminizin verdiği diğer sağlıklı yaşam önerilerine uyun. *

