İskenderun-Payas karayolunda iki otomobilin karıştığı trafik kazası meydana geldi. Yaşanan kazada otomobillerde bulunan 6 kişi yaralandı. Kazadan sonra çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine Hatay Büyükşehir Belediyesi Payas İtfaiye Amirliği Ekipleri ve sağlık ekipleri geldi. İtfaiye ekipleri kaza sonrası yaralıları sıkıştığı yerden kurtardı. Yaralılar daha sonra ambulanslarla Dörtyol Devlet Hastanesine sevk edildi.
İskenderun-Payas karayolunda iki otomobilin karıştığı trafik kazası meydana geldi. Yaşanan kazada otomobillerde bulunan 6 kişi yaralandı. Kazadan sonra çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine Hatay Büyükşehir Belediyesi Payas İtfaiye Amirliği Ekipleri ve sağlık ekipleri geldi. İtfaiye ekipleri kaza sonrası yaralıları sıkıştığı yerden kurtardı. Yaralılar daha sonra ambulanslarla Dörtyol Devlet Hastanesine sevk edildi.
Gürsu’ya 20’nci park
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Gürsu Mahallesi’nde 20’nci parkın yapımını tamamladıklarını belirterek, “Biliyoruz ki çocuklarımız parklarda özgürce koşup oynamayı özledi. Bizler de onların parklardan gelen o neşeli seslerini özledik. Salgının sona ermesinden sonra çocuklarımız yeni parkımızda çok eğlenecek” dedi.
Çevreci bir anlayışla proje üreten ve bu çalışmalarla
ilçenin yeşil alan miktarını artıran Konyaaltı Belediyesi, Gürsu Mahallesi’nde
20’nci parkı hizmete hazır hale getirdi. 350 ile 366 Sokak kesişiminde 6 bin
155 metrekare büyüklüğündeki alan üzerinde inşa edilen park, koronavirüs
salgını tedbirleri kapsamında sokağa çıkma yasaklı olan çocukların özgürce
koşup oynayabildiği günleri bekliyor.
ENGELLİ DOSTU PARK
Tekerlekli sandalyeliler ve bebek arabaları için rampaların yapıldığı, engelli
karoları ile görme engelli vatandaşların rahatlıkla dolaşabileceği parkın
yapımını tamamladıklarını dile getiren Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, “Tekerlekli
sandalyeliler ve bebek arabaları için rampalar yaptık. Görme engelli
vatandaşlarımızın rahatlıkla dolaşabilmesi için de görme engelli karoları
döşedik. Çocuk oyun alanı olarak belirlenen bölgeye çocuk oyun grubu, salıncak
ve tahterevalli monte edilecek, alanın zeminine çocukların güvenliği için
yumuşak ve doğal bir malzeme olan kum serdik. Etrafını da panel çit ile çevreledik”
diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZ ÖZLEMLE BEKLİYOR
Parka gece kullanımı ve emniyet için aydınlatma sistemi ve suyun verimli
kullanımını sağlayan otomatik sulama sistemi kurduklarını kaydeden Esen, “Mevcut
ağaçları koruyup, fonksiyonel ve estetik açıdan uygun bitkiler diktik. Çim
tohumu ile de peyzaj düzenlemesini tamamladık” dedi. Başkan Esen, son derece
modern inşa edilen parkın, çocukların özgürce koşup oynayabildiği o günleri
beklediğini söyledi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.05.07 14:07:07
Son Düzenlenme Tarihi :
MEYVE SEBZENİN YARISI ÇÖPE GİDİYOR
Antalya Ticaret Borsası(ATB), Antalya Tarım Konseyi(ATAK), Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen “2021 Uluslararası Meyve Sebze Yılı İlk Yarı Değerlendirme Toplantısı" gazeteci Galip Umut Özdil’in moderatörlüğünde çevrimiçi yapıldı. ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca’nın açılışında konuştuğu toplantıya, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği Başkanı (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan ile Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm konuşmacı olarak katıldı.
BM’nin 2021 yılını “Meyve ve Sebze Yılı” ilan ettiğini anımsatan Özdil, 2016 yılının da “Bakliyat Yılı” ilan edildiğini, farkındalık yaratılan o dönemde bakliyatın üretim ve tüketiminin arttığına dikkat çekti. Özdil, “Bakliyatın tüketimi o dönem dünya genelinde yüzde 3.84 arttı. Bu yıl meyve sebze üretim ve tüketiminde de artış olmasını umuyoruz” dedi.
ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın yaş meyve sebze üretiminde Türkiye’nin en önemli merkezi olduğunu kaydederken, üretimin sürdürülebilir olması için ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Çandır, Borsa olarak 2021’i sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini belirtirken, iklim değişikliği, yeşil mutabakat konularına dikkat çekmek için toplantılar düzenledikleri söyledi.
Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, Türkiye’nin meyve sebze üretiminde dünyada 5. sırada yer aldığını kaydederken, “Hem üretim hem tüketim noktasında şanslı bir coğrafyadayız” dedi. Türkiye’de geçen yıl 50 milyon ton yaş meyve sebze üretilirken, Antalya’daki üretimin 6.7 milyon tonu geçtiğine dikkat çeken Karaca, “Üretimimiz artarak devam ediyor. Ürettiğimiz ürünün planlamasını yapmalıyız. Bununla ilgili tüm kurumlarla ortak çalışıyoruz” diye konuştu.
SAĞLIKLI, UYGUN FİYATLI VE ERİŞELEBİLİR OLMALI
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, sağlıklı beslenme için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurgularken, “Dünya Sağlık Örgütü her gün en az 400 gram meyve sebze tüketilmesini öneriyor. DSÖ, 2017 yılında 3.9 milyon insanın ölüm sebebinin yeterince meyve sebze tüketmemelerinden kaynaklı olduğunu rapor etti. Meyve sebze beslenmemizin temeli. O nedenle gıda güvenliği kuralları çerçevesinde üretilmeli, uygun fiyatlı, sağlıklı ve erişilebilir olmalı” diye konuştu.
MEYVE SEBZENİN YARISI ÇÖPE GİDİYOR
Selışık, 2000 yılında dünya genelinde 685 milyon ton sebze üretilirken, 2018 yılında 1 milyar ton sebze üretildiğini, aynı döneminde meyve üretiminin 577 milyon tondan, 868 milyon tona çıktığını kaydetti. Selışık, TÜİK verilerine göre bu yıl Türkiye’de sebze üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 0.3 azalacağının tahmin edildiğini, meyve, içecek ve baharat bitkileri üretiminde yüzde 7.1 oranında artış olacağının tahmin edildiğini söyledi. Selışık, gıda israfına dikkat çekerken, “Gelişmiş ülkelerde meyve ve sebzenin yüzde 50’ye yakını hasat ve tüketim sürecinde kaybediliyor. Özellikle yaş sebzenin pazara erişimi sırasında büyük kayıplar oluyor. Bu kayıplar da toprak su gibi giderek azalan sınırlı kaynaklarımızın kaybına neden oluyor” diye konuştu.
GIDANIN YÜZDE 80’İNİ KÜÇÜK İŞLETMELER ÜRETİYOR
Ayşegül Selışık, meyve sebzedeki kaybın sera gazı sorununu da artırdığını belirtirken, “İklim değişikliği riskini iyi yönetmemiz gerekiyor. Kayıp ve israf önlenirse sera gazı salınımı da azalır” dedi. Selışık, dünya gıda üretiminin yüzde 80’inin, meyve sebze üretiminin ise yüzde 50’sinin küçük işletmeler tarafından üretildiğini belirtirken, küçük üreticinin ürününü pazara ulaştırmada yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Selışık, küçük üreticinin yaşadığı sıkıntıların kooperatifler aracılığıyla giderilebileceğini belirtti.
AFYONKARAHİSAR KİRAZ İHRAÇ EDEMEDİ
BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, salgın döneminde tarım sektörünün üretim ve ihracatının durmadığını, artarak devam ettiğini belirtirken, bu yılın ilk 6 ayında yapılan tarımsal ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40’ın üzerinde artış kaydettiğini söyledi. Ürün kaybının yaş meyve ve sebze ihracatında da yaşandığını belirten Çavuşoğlu, “Ürünümüzü tüketiciye ulaştırıncaya kadar ciddi bir israf yaşıyoruz” dedi. İklim değişikliğinin yaş meyve ve sebze üretimi ve ihracatını olumsuz etkilediğini kaydeden Çavuşoğlu, kiraz ihracatında önemli bir yer olan Afyonkarahisar’ın bu yıl hava şartlarının üretimi olumsuz etkilemesi nedeniyle kiraz ihraç edemediğine dikkat çekti.
TAKİP SİSTEMİ SAHADA OLMALI
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, yaş meyve ve sebzede üretimden tüketime ürünün izlenebilirliğinin önemini vurguladı. Bunun için sahada olan bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Tavşan, “Ürünü tarladan sofraya iyi takip edecek, gıda güvenliğinden fiyatlandırmasına kadar takibini yapabilecek bir yapıya ihtiyaç var ama bu yapılanmayı sahada görmek istiyoruz” dedi. Hal sisteminin sürekli gündeme getirildiğini, ancak yerine konacak daha iyi bir sistemin henüz bulunamadığını söyleyen Tavşan, “Hal sistemini sürekli konuşmak bizi yaralıyor” dedi. Tavşan, üretim planlaması ve fiyat garanti sisteminin oluşturulmasıyla üreticinin ve tüketicinin mutlu olabileceğini kaydetti.
YAŞ MEYVE SEBZENİN YÜZDE 30’U HAL’DEN GEÇİYOR
Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, 1960 yılında çıkarılan Hal Kanunu’nun yaş meyve ve sebzeye standart getirdiğini belirtirken, daha sonra yapılan düzenlemelerle ürün standardının yok sayıldığını söyledi. Kuruüzüm, “Buzdolabı alırken bile ‘tek kapılı mı çift kapılı mı’ diye soruyorsunuz ama domateste hangi domates çeşidi diye sormuyorsunuz” dedi. Türkiye’de üretilen yaş meyve sebzenin yüzde 30’u, Antalya’da ise sadece yüzde 20’sinin hallerden geçtiğini kaydeden Kuruüzüm, “Fiyat mekanizmasını ve şeffaflığı hal sistemiyle oluşturmak mümkün” dedi. Kuruüzüm, hal yasasına her dokunuşta hem üretici hem tüketicinin zarar gördüğüne dikkat çekti.