SON DAKİKA

logo

Deprem mağduru hayvanları gönüllü olarak tedavi ediyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bir veterinerlik öğrencisi, Hatay’da enkazdan çıkarılan hasta kedi ve köpekleri gönüllü olarak tedavi ederek yaşamlarına dokunuyor.
Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş depremleri 11 ilde insanlar gibi hayvanları da etkiledi. Birçok kurum ve kuruluş gibi gönüllü vatandaşlar da deprem bölgelerinde görev aldı. Halen görevlerini sürdürenler hem insanların hem de diğer canlıların hayatlarına dokunmaya devam ediyor. Veterinerlik Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Alper Cem Köprücü de bu gönüllülerden biri oldu. Deprem sonrası eğitim gördüğü İstanbul’dan memleketi Sivas’a gitmek yerine Hatay’ın Samandağ ilçesine gelen Köprücü, sahipli ya da sahipsiz, enkazdan çıkan veya kaybolduktan sonra getirilen evcil hayvanların tedavi ile bakımları için gönüller tarafından oluşturan klinikte görev aldı. Halen klinikte tek başına tedavi çalışmalar yapan Köprücü 4 ayda 600 kedi ve köpek tedavisi yaptı. Köprücü, daha önce barınaklarda gönüllü olarak çalışma yaptığını, şu anda deprem bölgesinde 4 aydır gönüllü olarak görev aldığını ifade etti.
Veterinerlik öğrencisi Alper Cem Köprücü, "Depremin ilk zamanları enkazlardan hayvan çıkardık. Enkazdan çıkan hayvan doğal olarak çok yaralıydı ve enfeksiyon kapanlar vardı zorlu tedaviden geçtiler. Hocalarım desteği ve kendi öğrendiğim bilgiler ile 600’den fazla kedi ve köpeğe tedavi yaptım. Bu hayvanlarımızın birçoğunu sağlığına kavuşturduk ve kavuşturmaya devam ediyoruz. Bazı gönüllülerden ilaç ve alet desteği geliyor. Bu gelen alet ve ilaçlar ile hayvanlarımızı sağlığına kavuşturmaya çalışıyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.05 18:52:25
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






100 milyon balık kaynaklara bırakılacak

Tarım ve Orman Ba­kan­lı­ğı, Su Kay­nak­la­rı­nın Ba­lık­lan­dı­rıl­ma­sı Pro­je­si çer­çe­ve­sin­de Cum­hu­ri­ye­tin 100. yı­lın­da 100 mil­yon yavru balık üre­te­rek kay­nak­la­ra bı­ra­ka­cak.
Ba­kan­lık, belli boya gelen yavru ba­lık­la­rın suyla bu­luş­tu­rul­ma­sı ve de­niz­ler­de­ki av araç­la­rı­nın te­miz­len­me­si ça­lış­ma­la­rı­na ara­lık­sız devam edi­yor.
Stok­la­rın tak­vi­ye­si, balık üre­ti­mi­nin ar­tı­rıl­ma­sı ve bi­yo­lo­jik çe­şit­li­li­ğin ko­run­ma­sı için "Su Kay­nak­la­rı­nın Ba­lık­lan­dı­rıl­ma­sı Pro­je­si" yü­rü­tü­lü­yor.
Su kay­nak­la­rı­nın ge­liş­ti­ril­me­si fa­ali­yet­le­ri kap­sa­mın­da 15 türde üre­tim ya­pı­la­rak su kay­nak­la­rı­na bı­ra­kı­lı­yor. Ba­lık­lan­dır­ma fa­ali­yet­le­ri, 2020'ye kadar yılık 30-40 mil­yon dü­ze­yin­de devam eder­ken, üre­ti­len balık sa­yı­sı, 2021'de Dev­let Su İşleri Genel Mü­dür­lü­ğü­ne bağlı fa­ali­yet gös­te­ren 7 su ürün­le­ri üre­tim te­si­si­nin Ba­lık­çı­lık ve Su Ürün­le­ri Genel Mü­dür­lü­ğü­ne dev­re­dil­me­siy­le arttı.
Ba­kan­lık ta­ra­fın­dan geçen yıl 89 mil­yon yavru balık üre­ti­le­rek kay­nak­la­ra bı­ra­kı­lır­ken bun­la­rın 76 mil­yon 373 bin 300'ünü sazan, 71 bin 500'ünü lev­rek, 71 bi­ni­ni çi­pu­ra, 20 bi­ni­ni ala­ba­lık, 9 bi­ni­ni kal­kan oluş­tur­du.
Son 10 yılda top­lam 176 mil­yon 185 bin sazan ba­lı­ğı, 9 mil­yon 500 bin şabut, 820 bin siraz, 170 bin 500 kal­kan, 80 bin gran­yöz, 23 bin mer­sin ba­lı­ğı, 21 bin ala­ba­lık, 21 bin yayın, 5 bin Ka­ra­de­niz ala­ba­lı­ğı, 1033 çi­pu­ra-lev­rek, 1000 is­ta­koz, ve 1000 lahoz ba­lı­ğı yav­ru­su su ürün­le­ri kay­nak­la­rı­na bı­ra­kıl­dı.
Ba­kan­lık, Cum­hu­ri­ye­tin 100. yı­lın­da da 100 mil­yon yavru balık üre­te­rek kay­nak­la­ra bı­rak­ma he­de­fi doğ­rul­tu­sun­da üre­tim ha­zır­lık­la­rı­na da baş­la­dı.
2,3 MİLYON SUCUL CAN­LI­NIN HA­YA­TI KUR­TA­RIL­DI
Ba­kan­lık 2014'te De­niz­le­rin Ter­ke­dil­miş Av Araç­la­rın­dan Te­miz­len­me­si Pro­je­si'ni de uy­gu­la­ma­ya koydu. Proje kap­sa­mın­da şim­di­ye kadar 103 mil­yon met­re­ka­re alan ta­ra­na­rak, yak­la­şık 800 bin met­re­ka­re ha­ya­let ağı ve 35 bin sepet, pin­ter ve diğer av araç­la­rı çı­ka­rıl­dı. Böy­le­ce yak­la­şık 2,3 mil­yon sucul can­lı­nın ha­ya­tı kur­ta­rıl­dı.
Ba­lık­çı­lar, sivil top­lum ku­ru­luş­la­rı, be­le­di­ye­ler­le far­kın­da­lık ça­lış­ma­la­rı yü­rü­tü­lür­ken, bu kap­sam­da kay­bo­lan yeni av araç­la­rı be­lir­le­ne­rek çı­ka­rı­lı­yor.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.08 16:51:38
Son Düzenlenme Tarihi :





Hobi olarak başladığı işini şimdi dünyaya pazarlıyor

Yıllar önce hobi olarak başladığı taş toplama ve işleme sanatını ticarete döken Mustafa Kemal Koca, hobisini ve sevdasını ticarete dönüştürüp, değerli taşları dünyanın farklı ülkelerine pazarlıyor.
Yıllar önce bulduğu bir değerli taş sonrası kendisine bir hobi edinen Mustafa Kemal Koca, daha sonra taşçılığı bilimsel olarak sorgulamaya ve taşların insanlar üzerindeki etkilerini bilimsel olarak araştırmaya başladı. Bilimsel araştırmaları sonucu bulduğu taşların insan psikolojisi ve sağlığı açısından faydasının bulunduğunu öğrenen Koca, hobisini ticarete dönüştürüp, il il gezerek bulduğu değerli taşları işleyerek bu alanda ticarete başladı.
Çıkarttıkları taşları e-ticaret yöntemi ile satmaya başlayan Koca, bu taşları özellikle yurtdışına pazarlarken, taşları satın alan kişilerin yüzde 90’ının enerjisine ve şifasına inandıkları için aldıklarını ifade etti.
“Dünyanın her tarafına gönderiyoruz”
Türkiye’nin her tarafında değerli taşların peşinde koştuklarını ifade eden Koca, “Aslında çocukluktan başlayan bir meraktı ama ilk başladığı yer polis memuru iken doğuda görev yaptığımda Mardin’de oldu. Orada araştırdığımız taşlar bizi buraya kadar getirdi. Kahramanmaraş’a da geldiğimde de volkanik bacalarda yaptığım araştırmalarda bulduğum taşı kırdığımda içinden çıkan kristaller ve o açığa çıkan enerji bizi bizden aldı. Biz tek bir taşla başladık sonra şu an yurtdışına dünyanın her yerine taş göndermeye başladık. İşlenmiş ya da ham halde taşları dünyanın her tarafına gönderiyoruz ve dünyanın her yerinden bize gelen taşlar var” dedi.
“Kahramanmaraş jeolojik olarak zengin bir il”
Kahramanmaraş’ın taşları, taş camiasında konuşulur durumda olduğunu dile getiren Koca, “Kahramanmaraş jeolojik olarak da gemolojik da çok zengin bir ilimiz. Fakat bilinmeyen bir tarafı var ki gemolojik olarak çok değerli taşlar var. Bunlardan birincisi granattır ve dünyanın pek çok kültüründe bunun enerjisinin çok yüksek olduğu için tercih edilir ve kullanılan bir taştır. Bu taşın Kahramanmaraş’ta çok büyük rezervi vardır ve aynı zamanda Kahramanmaraş’ta genç dönem yakutlar var. Bunlar da enerji ve şifa olarak çok tercih edilir çünkü tam olgunlaşmış gem kalitesi yüksek yakutlar oldukça pahalı olduğu için Kahramanmaraş’taki genç dönem yakutlar fiyat ve işleme açısından daha kolay olduğu için çok tercih edilir. Genç dönem amatistler var, çokça sulu jeotlar var, kristal kuartzlar var. Bunlar bizim tespit ettiklerimiz ama yeni tespit ettiklerimiz baklava desenli aragonit taşı var, bunlar da çok önemli ve çok özel. Ama Kahramanmaraş bu anlamda bilinmiyor” diye konuştu.
“Taşların frekansı ve enerjileri çok önemli”
Bilimde ve dinde taşların faydalarına ve şifalarına yönelik bilgiler var olduğunu söyleyen Koca, “İnsanların yüzde 95’i dünyada ve ülkemizde taşı enerji ve şifası için alıyorlar. Bu ilaç tavsiyesi değildir, biz kadimdeki kullanımı ve bugünümüzdeki kadim toplumlardaki kullanıma bakarak yazılı olan Osmanlı’da 83’e yakın taşların enerji ve şifası ile ilgili yazılı eserler var, işte İbn-i Sina ve Zekeriya Razi’nin eserlerine yer verilen bilgiler var. Biz bunlara dayanaraktan taşların içerisindeki mineral yapısı ve bugün modern eczacılıkta nerede kullanılıyor ve günümüzdeki o uyuşmayı araştırdık. Bunlarla ilgili doktor tedavisine ek olarak verdiğimiz taşlar var. Ben bir egzama hastasıydım, uzun süre geçmeyen bir egzamam vardı ve buna ek olarak kendimde kullandım çünkü bilgisi vardı. Bu hastalık geçti mi, geçmedi ama çok rahatlattı. Özellikle psikolojik olarak sıkıntıya düşmüş çok insan var aslında bu insanların kullandığı taşlar bu kişinin o psikolojik rahatsızlığının zihin alanında olduğu obsesyon olduğu, aslında hepsinin kafasında olduğunun farkına varmasına vesile oluyor. Taşların buradaki frekans ve enerjileri çok önemli tabi ki yine bunu psikologlar eşliğinde yapıyoruz tek başımıza yapmıyoruz. Çünkü bir doktor değiliz, verdiklerimiz de ilaç değil. Ama elde ettiğimiz başarılara yüzde ile bakılırsa, bunların doktorlar ve akademisyenler tarafından da araştırılması gerek” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:57:08
Son Düzenlenme Tarihi :