Kazanın ardından sürücüler arasında tartışma çıktı
Antalya’nın Manavgat ilçesinde kimsenin burnunun kanamadığı kazanın ardından iki sürücü sözlü tartışmaya girdi.
Kaza, Alanya-Manavgat D-400 Karayolunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Alanya istikametinden gelip yan yola dönmek isteyen Abdullah K.’nın kullandığı 07 JR 200 plakalı otomobile, aynı istikamette seyir eden Mustafa Taha M.’nin kullandığı 06 GR 076 plakalı otomobil çarptı. 06 GR 076 plakalı otomobilde büyük hasar meydana gelirken, kazada kimsenin burnu dahi kanamadı. Trafik ekiplerinin olay yerine gelmesinin ardından araç sürücüleri ve 06 GR 076 plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan gençler arasında tartışma çıktı. Araçta bulunan gençler, diğer araç sürücüsünün ’U’ dönüşü yapmak istemesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini, sigortacı ve trafik ekipleri gelinceye kadar kendilerine ‘Siz haklısınız, ben hatalıyım’ dediğini, daha sonra ‘Ben dönmüyordum. Siz çarpınca araç’ döndü dediğini belirterek bu duruma tepki gösterdi. Yaşanan tartışma, trafik ekiplerinin araya girerek gençleri sakinleştirmesi ile sona erdi.
Kaza, Alanya-Manavgat D-400 Karayolunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Alanya istikametinden gelip yan yola dönmek isteyen Abdullah K.’nın kullandığı 07 JR 200 plakalı otomobile, aynı istikamette seyir eden Mustafa Taha M.’nin kullandığı 06 GR 076 plakalı otomobil çarptı. 06 GR 076 plakalı otomobilde büyük hasar meydana gelirken, kazada kimsenin burnu dahi kanamadı. Trafik ekiplerinin olay yerine gelmesinin ardından araç sürücüleri ve 06 GR 076 plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan gençler arasında tartışma çıktı. Araçta bulunan gençler, diğer araç sürücüsünün ’U’ dönüşü yapmak istemesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini, sigortacı ve trafik ekipleri gelinceye kadar kendilerine ‘Siz haklısınız, ben hatalıyım’ dediğini, daha sonra ‘Ben dönmüyordum. Siz çarpınca araç’ döndü dediğini belirterek bu duruma tepki gösterdi. Yaşanan tartışma, trafik ekiplerinin araya girerek gençleri sakinleştirmesi ile sona erdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.12 11:27:56
Son Düzenlenme Tarihi :
Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!
Doç. Dr. Yılmaz Güzel “Anne sütü doğası gereği normal doğum haftasında dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebeğin ilk altı ay ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek besin değerlerine sahiptir. Süt, bütün memelilerin yavruları için optimum büyümesini ve gelişmesini sağlayan tüm besin öğelerini içeren, her zaman taze, temiz ve yavrusuna verilmeye hazır bir besindir. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerinin en sık nedeni ishal, pnömoni gibi enfeksiyon hastalıklarıdır. Bu hastalıkları önlemenin en kolay yolunun anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir. İlk 6 ayda bebeklerin sadece anne sütüyle beslenmesi ve 6. aydan sonra tamamlayıcı beslenme ile emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi ile yılda yaklaşık 1.3 milyon bebek ölümünün önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ancak, anne sütü yeterli değilse veya anne emzirme yapamıyorsa, bebeklere uygun bir süt formülü verilmesi gerekir” dedi.
Doğumdan sonra salgılanan sıvı olan kolostrum, yenidoğan için “ilk aşı” olarak adlandırılır
Doç. Dr. Güzel, “Doğumdan hemen sonra salgılanan anne sütüne kolostrum denir. Genelde anne sütüne göre daha sarımsı renkte ve daha koyu kıvamlıdır. Ortalama 4-5 gün boyunca salgılanmaya devam eder. İlk başlarda miktarı göze az gelebilir ancak yenidoğan midesinin boyutu da küçük olduğundan zengin içeriği ile bebek için oldukça yeterlidir. Kolostrum bağışıklık sistemini güçlendirdiği için “ilk aşı” olarak da adlandırılmaktadır. Kolostrumun yararları arasında bebeğin üst solunum yollarını koruması, alerjik reaksiyonları önlemesi, enfeksiyon riskini azaltması, sindirim sistemini geliştirmesi, yenidoğan sarılığını önlemesi ve içerdiği büyüme faktörü ile bebeğin hızlı bir büyüme ve gelişme göstermesi sayılabilir. Kolostrumun azalması ile birlikte sütün rengi açılarak sarıdan beyaz tonlara geçer ve kıvamı daha akışkan olmaya başlar” diye belirtti.
“Yenidoğanlar ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir”
Doç. Dr. Güzel, “Anne bebeğini doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirmeye başlamalıdır. İlk altı ay sadece anne sütü ile beslemeli ve sonrasında ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam etmelidir. Yeterli anne sütü almayan çocuklarda büyüme gelişme geriliği, orta kulak iltihabı, nekrozitan enterekolit ve sindirim sistemi yeterince gelişemediğinden enfeksiyonlar daha fazla oranda görülmektedir. Bu çocuklar ileriki yaşamalarında da birçok sorunla karşılaşmaktadır.
Zengin içeriği ile bebekleri birçok enfeksiyondan, akut ve kronik hastalıklardan korur. İçerdiği IgA ve antikorlar ile normal bağırsak florasının gelişmesine yardımcı olur ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca çene ve diş gelişimini de olumlu yönde etkiler. Anne sütü aynı zamanda bebeklerin beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bebeklerin beyinleri, doğumdan sonraki ilk birkaç yıl boyunca hızla büyür ve anne sütü, beyin gelişimi için gerekli olan omega-3 yağ asitleri, protein ve diğer besin öğelerini içerir” diye söyledi.
“Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır”
Doç. Dr. Güzel, “Anne sütünün yüksek besin değeri, sindirimi kolay olması, ekonomik olması, kolayca emilebilmesi, anne ve bebek sağlığına sayısız faydası sebebiyle anneler emzirmeye daha çok teşvik edilmelidir. Doğumdan sonra anne emzirme konusunda bilgilendirilmeli gerekirse destek verilmeli ve emzirme yönünden cesaretlendirilmelidir. Sadece anne sütü ile beslenmeyle bile oluşabilecek hastalık ve ölüm oranları minimuma indirilebilir. Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır ve bebeklerin ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için hayati önem taşır” diye vurguladı.
“Emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de faydası çok fazladır”
Doç. Dr. Güzel, “Emzirmenin bebeğe sağladığı sayısız faydanın yanında anneye de birçok olumlu katkısı vardır. Emzirmenin anneye sağladığı ilk belirgin fayda meme uçlarının uyarılmasıyla birlikte salgılanan oksitosin hormonunun rahmin kasılmasını güçlendirmesidir. Bu sayede doğum sonrası kanama miktarı azalır, lohusalık dönemi kanamaları daha kısa sürede biter, postnatal uterus kanamalarının azalmasıyla birlikte annede anemi önlenir ve gebelikte büyümüş olan rahim daha hızlı bir şekilde küçülüp eski haline döner. Oksitosin aynı zamanda anne ve bebek arasında sevgi bağının kurulmasını sağlamaktadır. Emziren annelerin kilo vermesi ve doğum öncesi vücut yapılarına geri dönmeleri daha kolaydır. Emzirmenin annenin ileriki yaşamında göğüs kanseri, endometriyum kanseri ve over kanserine yakalanma riskini azaltmasının yanında emziren annelerde osteoporoz görülme riski de oldukça azdır” diye konuştu. -Faselis

