SON DAKİKA

logo

Emziren Annelerde Kanser Riski Daha Az!

Doç. Dr. Yılmaz Güzel “Anne sütü doğası gereği normal doğum haftasında dünyaya gelmiş sağlıklı bir bebeğin ilk altı ay ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek besin değerlerine sahiptir. Süt, bütün memelilerin yavruları için optimum büyümesini ve gelişmesini sağlayan tüm besin öğelerini içeren, her zaman taze, temiz ve yavrusuna verilmeye hazır bir besindir. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerinin en sık nedeni ishal, pnömoni gibi enfeksiyon hastalıklarıdır. Bu hastalıkları önlemenin en kolay yolunun anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir. İlk 6 ayda bebeklerin sadece anne sütüyle beslenmesi ve 6. aydan sonra tamamlayıcı beslenme ile emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesi ile yılda yaklaşık 1.3 milyon bebek ölümünün önlenebileceği hesaplanmaktadır. Ancak, anne sütü yeterli değilse veya anne emzirme yapamıyorsa, bebeklere uygun bir süt formülü verilmesi gerekir” dedi.

Doğumdan sonra salgılanan sıvı olan kolostrum, yenidoğan için “ilk aşı” olarak adlandırılır

Doç. Dr. Güzel, “Doğumdan hemen sonra salgılanan anne sütüne kolostrum denir. Genelde anne sütüne göre daha sarımsı renkte ve daha koyu kıvamlıdır. Ortalama 4-5 gün boyunca salgılanmaya devam eder. İlk başlarda miktarı göze az gelebilir ancak yenidoğan midesinin boyutu da küçük olduğundan zengin içeriği ile bebek için oldukça yeterlidir. Kolostrum bağışıklık sistemini güçlendirdiği için “ilk aşı” olarak da adlandırılmaktadır. Kolostrumun yararları arasında bebeğin üst solunum yollarını koruması, alerjik reaksiyonları önlemesi, enfeksiyon riskini azaltması, sindirim sistemini geliştirmesi, yenidoğan sarılığını önlemesi ve içerdiği büyüme faktörü ile bebeğin hızlı bir büyüme ve gelişme göstermesi sayılabilir. Kolostrumun azalması ile birlikte sütün rengi açılarak sarıdan beyaz tonlara geçer ve kıvamı daha akışkan olmaya başlar” diye belirtti.

“Yenidoğanlar ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir”

Doç. Dr. Güzel, “Anne bebeğini doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirmeye başlamalıdır. İlk altı ay sadece anne sütü ile beslemeli ve sonrasında ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam etmelidir.  Yeterli anne sütü almayan çocuklarda büyüme gelişme geriliği, orta kulak iltihabı, nekrozitan enterekolit ve sindirim sistemi yeterince gelişemediğinden enfeksiyonlar daha fazla oranda görülmektedir. Bu çocuklar ileriki yaşamalarında da birçok sorunla karşılaşmaktadır.

Zengin içeriği ile bebekleri birçok enfeksiyondan, akut ve kronik hastalıklardan korur. İçerdiği IgA ve antikorlar ile normal bağırsak florasının gelişmesine yardımcı olur ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca çene ve diş gelişimini de olumlu yönde etkiler. Anne sütü aynı zamanda bebeklerin beyin gelişiminde de önemli bir rol oynar. Bebeklerin beyinleri, doğumdan sonraki ilk birkaç yıl boyunca hızla büyür ve anne sütü, beyin gelişimi için gerekli olan omega-3 yağ asitleri, protein ve diğer besin öğelerini içerir” diye söyledi.

“Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır”

Doç. Dr. Güzel, “Anne sütünün yüksek besin değeri, sindirimi kolay olması, ekonomik olması, kolayca emilebilmesi, anne ve bebek sağlığına sayısız faydası sebebiyle anneler emzirmeye daha çok teşvik edilmelidir. Doğumdan sonra anne emzirme konusunda bilgilendirilmeli gerekirse destek verilmeli ve emzirme yönünden cesaretlendirilmelidir. Sadece anne sütü ile beslenmeyle bile oluşabilecek hastalık ve ölüm oranları minimuma indirilebilir. Anne sütü, bebeklerin sağlığı ve gelişimi için en önemli besin kaynağıdır ve bebeklerin ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için hayati önem taşır” diye vurguladı.

“Emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de faydası çok fazladır”

Doç. Dr. Güzel, “Emzirmenin bebeğe sağladığı sayısız faydanın yanında anneye de birçok olumlu katkısı vardır. Emzirmenin anneye sağladığı ilk belirgin fayda meme uçlarının uyarılmasıyla birlikte salgılanan oksitosin hormonunun rahmin kasılmasını güçlendirmesidir. Bu sayede doğum sonrası kanama miktarı azalır, lohusalık dönemi kanamaları daha kısa sürede biter, postnatal uterus kanamalarının azalmasıyla birlikte annede anemi önlenir ve gebelikte büyümüş olan rahim daha hızlı bir şekilde küçülüp eski haline döner. Oksitosin aynı zamanda anne ve bebek arasında sevgi bağının kurulmasını sağlamaktadır. Emziren annelerin kilo vermesi ve doğum öncesi vücut yapılarına geri dönmeleri daha kolaydır. Emzirmenin annenin ileriki yaşamında göğüs kanseri, endometriyum kanseri ve over kanserine yakalanma riskini azaltmasının yanında emziren annelerde osteoporoz görülme riski de oldukça azdır” diye konuştu. -Faselis

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.24 10:08:34
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Rum misafirler Kaş'a geliyor...

(İHA) - Mübadele ile Türkiye’den Yunanistan’a göçmüş Eski Rum vatandaşlarının torunları Fethiye’nin Kayaköy Mahallesi’ne gelerek buradaki eski Rum Evlerini gezip köy halkıyla sohbet etti.  
 
Yunanistan’daki Likya Derneği kurucusu Tassos Koklamanis’in organize ettiği Türkiye turu çerçevesinde ABD, Fransa, Avustralya ve Yunanistan’daki 50 – 60 kişilik Rum grubu, İzmir Çeşme’yi ardından Efes’i ziyaret edip, daha sonra Fethiye’nin Kayaköy Mahallesi’ne gelip burada konakladı. Tassos Koklamanis, “130-140 yıl önce Kayaköy’de Türklerle birlikte yaşamış akrabalarımızın buradaki evlerini ziyaret edip, yaşayan köy halkıyla sohbet edip, eski günleri yad ettik” ifadelerini kullandı.  
 
Kayaköy’den Yunanistan’a mübadele ile giden Rumlar’ın torunları ve yakınları hemen her yıl Fethiye Kayaköy’ü ziyaret ederken, Yunanistan’daki Likya Derneği kurucusu Tassos Koklamanis ve Yunanistan’ın eski bakanlarından Kostas Katsigiannis 50-60 kişilik grupla Fethiye’ye geldi. İzmir Çeşme’den Efes’i gezip, Fethiye Kayaköy’e gelen Yunan grup Kayaköy’de Eski Rumların yaşadığı metruk evleri gezip daha sonra köy kahvesinde Kayaköy mahalle sakinleri ile sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Kayaköy Mahalle Muhtarı Metin Ekiz, turizmci Kamil Oral, ‘Tarihi Fotoğraflarla Fethiye’ kitabı yazarı ve fotoğrafçı Şükrü Gürel, Yunanistan’daki Likya Derneği kurucusu Tassos Koklamanis ve Yunanistan’ın eski bakanlarından Kostas Katsigiannis, Kayaköy’de doğan Yunan uyruklu vatandaşların torunlarıyla birlikte Kayaköy’ün eski durumlarını konuşup nostalji yaşadı. Atalarının yaşadığı eski Rum evlerini gezen Yunan grup sirtaki grubunun oyunlarını ilgiyle izledi. Kayaköy Muhtarlığı tarafından gözleme ikramlarının yapıldığı Rum grup fotoğrafçı Şükrü Gürel’in ‘Tarihi Fotoğraflarla Fethiye’ kitabını da tek tek izleyip kitapta bulunan Kayaköy fotoğraflarını inceledi. Akşam bir otelde yemek verilen Rum grup Fethiye’nin tarihi ve turistik yörelerini gezdikten sonra Antalya’nın Kaş İlçesine geçip buradan Meis Adası’na geçecek.  
 
Fotoğrafçı Şükrü Gürel, “Yunanistan’dan misafirlerimiz vardı. 50-60 kişilik grup hüzünlü mübadele ile gittikleri atalarının topraklarına dönmeleri bizleri de duygulandırdı. Kayaköy Mahallesi Kuyubaşı Kahve’de sıcak bir ortamda sohbet ettik. 2 ülke arasındaki vize sorunu kalkarsa Yunan dostlarla daha fazla gidip gelme görüşme imkanı bulabiliriz.  Eylül – Ekim ayı gibi yine gelmek istediklerini söylediler” dedi. 
 
Turizmci Kamil Oral ise; “Bizim 1922 yılında Kayaköy ve Fethiye’den giden Rumların çocuklarını ve torunlarını ağırladık. Gelen hemşehrilerimizin dünyanın dört bir tarafından toplanıp geldiler. ABD, Avustralya, Fransa ve Yunanistan’dan geldiler. Çok güzel bir gün geçirdik. Fethiye’deki yerleşik Sirtaki grubu gelen Rumlarla ortak oyunlar oynadılar. Ve çok mutlu oldular. Her sene Fethiye Kayaköy’de buluşmayı kararlaştırdık. Çünkü onlar bizim hemşerilerimiz. Yunanistan’da seçim dönemi olduğu için orada belediye başkanlığı ve milletvekilliği yapanlar gelemediler. Gelecek yıl geldiklerinde onların kentleriyle Kayaköy’ü kardeş şehir ilan edeceğiz” şeklinde konuştu. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.07 15:31:46
Son Düzenlenme Tarihi :





Çörek ustasının sıcakla imtihanı

Kahramanmaraş’ta sıcak havaların yanı sıra fırının sıcağında çörek üretimi yapan usta Ökkeş Yiğit, “Ocağı kapatıp buzun içine girmek istiyorum” dedi.
Türkiye genelinde etkili olan sıcak havalar 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta da etkili oluyor. Hava sıcaklığının günün saatlerine göre 40 ila 45 derecelerde seyrettiği şehirde, farklı meslek dallarında çalışan esnaf zor anlar yaşıyor.
Kahramanmaraş’ın coğrafi işaret tescilli ürünü Maraş çöreği üreten ustaların da sıcaklarla imtihanı devam ediyor. 5 çeşit çörek ürettiklerini söyleyen 55 yaşındaki Ökkeş Yiğit, “1978 yılından günümüze fırında çörek üretiyorum. Yorucu ve yoğun şekilde sıcaklarda çalışıyoruz. Durulmaz oldu sıcaklarda artık. Neredeyse şu anda ocağı kapatıp buzun içine girmek istiyorum. Soğuk su ile kendimizi serinletiyoruz. Biz burada 5-6 çeşit çörek üretiyoruz, çöreklerin kilogramını 60 liradan satıyoruz” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.13 13:13:42
Son Düzenlenme Tarihi :