SON DAKİKA

logo

770 sporcu Okullar Arası Okçuluk Türkiye Şampiyonası’nda yarıştı

Mersin Erdemli’de 66 ilden 770 sporcunun katıldığı Okul Sporları Okçuluk Türkiye Birinciliği Şampiyonası gerçekleştirildi.
Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü Okul Sporları Daire Başkanlığı himayesinde Erdemli Belediyesinin desteğiyle düzenlenen ‘Okul Sporları Okçuluk Türkiye Birinciliği, Avrupa’nın en büyük Atış Poligonu olma özelliği taşıyan Erdemli Atış Poligonunda yapıldı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sporcular birincilik hedefi için ter döktü. Türkiye Şampiyonası’na, ülke genelinden 66 ilden 770 sporcunun katıldığı yarışma Küçükler, Yıldızlar ve Gençler kategorilerinde yapıldı.
Okçuluk Şampiyonasına ev sahipliği yaptıkları için gurur duyduklarını ifade eden Erdemli Belediyesi Spor İşleri Müdürü Kamil Boran, "Dört gündür Erdemli ilçemizde devam eden Okullar Arası Okçuluk Türkiye Şampiyonası bugün sonuçlandı. 66 ilden 770 sporcuyu Erdemli ilçemizde misafir ettik. Erdemli Belediyesi olarak Okçuluk Federasyonu, Okul Sporları Federasyonu ile beraber güzel bir şampiyona oldu. Birçok ilimizden birçok öğrenci ve velilerimiz Erdemlimizi ziyaret etti. Atış poligonunda gerçekleşen ve rekabetin üst düzey olduğu yarışlarda kazanan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyor başarılarının devamını diliyoruz” dedi.

"Buradan nice Mete Gazozlar, Yasemin Anagözler çıkarmayı hedefliyoruz"
Avrupa’nın en büyük tesisinde yapılan yarışmadan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Uluslararası hakem Alper Güler, “Çok güzel bir tesis, memnunuz. Umarım buradan nice Mete Gazozlar, Yasemin Anagözler çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Atış sahasını çok beğendiğini ifade eden sporcu Elif Sena Akçay, “ Ben Antalya’dan geldim, klasik yay 13-14 yıldız bayanlarda yarışıyorum. Üçüncü oldum Türkiye üçüncüsü. Ben çok beğendim atış sahasını her şey çok güzel. Akademik olmasa bile bir sporda başarı yapmak çok güzel bir şey” diye konuştu.
Yarışmanın zaman zaman stresli olduğunu yine de keyif verdiğini ifade eden sporcu Ada Aslan, “Antalya’dan geliyorum klasik erkeklerde atıyorum. Burası hoşuma gitti, güzel yani keyifli bir yer. Güzel stresli oluyor yarışma ama keyif veriyor yani” diye kaydetti.
Şampiyonada torununun katıldığı için çok mutlu olduğunu dile getiren Fatma Demirseçen, “ Çok mutluyum torunumun böyle yarışlara katılmasını, organizasyonların böyle olmasını gençlerin, ondan çok mutluyum, çok da gururluyum yani devamı gelsin isterim hep” ifadelerini kullandı.
Avrupa’nın en büyük Atış Poligonu’nda düzenlenen şampiyona ödül töreninin ardından sona erdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.27 15:26:29
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Sığla ağacı Antalya, Muğla, Denizli, Isparta ve Burdur bölgesinde bulunuyor

Halk arasında günlük ve amber ağacı olarak da bilinen (Hamamelidaceae familyasına mensup Liquidambar Orientalis Miller) Ülkemiz dışında sadece Rodos Adası'nda rastlanan, Antalya, Muğla, Denizli, Isparta ve Burdur bölgesine özgü ülkemizin en gözde relik ve endemik türlerinden biri olan Anadolu Sığla ağaclarından, kadimden gelen yöntemlerle elde edilen, Sığla yağı (Styrax Liquidus) binlerce yıldan beri şifa ve güzel koku yaymaya devam ediyor.
Yüz yıllarca yaşayabilen sığla ağacı uygun koşullarda 35-40 metreye uzunluğa ulaşabilirken, bataklık alan, vadi, akarsu ve dere kenarları, deniz kıyısı gibi nemli ve taban suyu yüksek yerleri seviyor.
ÜRETİMİ MEŞEKKATLİ VE UZUN SÜRELİ
Sığla yağı elde etmek için bahar aylarında ağacın gövdesine çizikler çizilir. Temmuz ayından itibaren gövde üzerinde biriken salgı ve kabuklar özel bıçaklar ile kazınarak toplanır. Bu salgı ve kabuklar sıcak su ile kaynatıldıktan sonra özel preslerde sıkılarak sığla yağı elde edilir. Sığla yağının bileşiminde kokusunu veren sinnamik asit, uçucu yağlar ve reçine bulunur.
Meşakkatli ve uzun süren Sığla yağı üretiminin, uzman ekiplerce belirlenen ağaçta kabuk sıyırma işlemi ile başlanıp 50-70 santimetre yüksekliğinde, 10 cm genişliğinde, dış kabuk kısımları yontulmak suretiyle “kızıllatma" denilen işlem yapılıyor. 
Yapılan bu işlemden bir ay sonra “kızıllatma" yapılan tabaka boyunca 4-5 santimetre genişliğinde, 3-4 milimetre derinliğinde “göz çekme" adı verilen damar açma işlemine geçiliyor.  Damar açıldıktan 1-2 hafta sonra, yara sathını onarmak isteyen ağacın oluşturduğu "sur" adı verilen reçine sathı kaşıkla, belli zaman aralıklarında sıyrılarak alınmaya devam ediliyor. Damarlarda biriken yağ ve kabuk yongaları, damar boyutları değiştirilmeden yine kaşık denilen aletle sıyrılarak alınıyor. "Sur arkası" ismi verilen bu işlem Temmuz ayı başlarında sona eriyor.
Biriken sığla yağı sıyrılarak "margun"adı verilen kıl torbalara toplanıyor. "Sefer" adı verilen bu işleme Ekim ayı başına kadar devam ediliyor. Ekim ayı sonu ile Kasım ayı ortalarına kadar damarlarda toplanan yağ ve ağacın dip kısımlarına akarak oluşan, yağ karışımı yonga kaynayan kazandaki sıcak suya koyularak 2-3 dakika kadar kaynatılma işleminden sonra presleme işlemine geçiliyor. Presleme sonucu çıkan bileşik bir havuzda toplanarak dinlendirilmeye alınıyor. Bu işlem sonra suyun üstüne çıkarak ayrılan Sığla yağı satışa hazır hale geliyor.  
Ekonomik değeri çok yüksek olan sığla yağı, kozmetik, ilaç, kimya ve gıda sanayisi için binlerce yıldır, önemli bir hammadde kaynağı olarak kullanılırken dünya piyasalarında “Türk sitiraksı" olarak tanınıyor.
SIĞLA YAĞI BİRÇOK HASTALIĞA İYİ GELİYOR
Özellikle cilt hastalıklarında, kesi, yara ve yanıklarda çok etkili olan Sığla yağı, iyi bir antiseptik ve parazit öldürücü özellikte olup, astım, bronşit gibi solunum yolu ve akciğer hastalıklarında, pomat ve yakı halinde uyuz ve mantar gibi cilt rahatsızlıklarında, ağrı dindirici, İltihapları giderici, stres ve uyku sorunlarını azaltıcı, zihin açıcı, saç canlandırıcı olarak geleneksel ve modern tıp tarafından kullanılmakta. Buhur olarak kullanılan yongalar köz üzerine atıldığında bedeni rahatlatıcı koku yayması nedeni ile tütsü olarak tercih edilmekte.
* Orman Genel Müdürlüğü​

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.13 11:04:52
Son Düzenlenme Tarihi :





Subaşı: Domateste yasak ortak mücadele sonucu kaldırıldı

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın domates ihracatına kısıtlama getiren Tarım-Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye yönelttiği sorular ve çiftçilerin Antalya ilçelerindeki eylemleri ve Serik ve Aksu'dan hal'e gelen çiftçilerin tepkileri üzerine ihracat kısıtlaması kaldırıldı. Antalya toptancı halinde ve üretim merkezlerinde üreticinin sevincine ortak olan Hasan Subaşı, ‘’Çiftçimizin her zaman yanındayız’’ dedi.

Domates ihracatına getirilen kısıtlamanın yanlış olduğunu, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesi ile dile getiren Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Tarım-Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin cevaplandırması istemi ile bir soru önergesi vermiş, kısıtlamanın kaldırılmaması halinde üreticinin ve ihracatçının güç durumda kalacağını ve en önemlisi de özellikle Avrupa’da pazarın kaybedileceğini anlatmıştı.

 

Çiftçimizin her zaman yanındayız

 

Önergenin ardından Antalya Toptancı hali esnafını, İl Başkanı İl Başkanı Vahdet Afşin Karacan, Hal Derneği Başkanı Hasan Ali Yılmaz, Serik ile Aksudan gelen çiftçilerle bir araya gelen Hasan Subaşı, domates ihracatına getirilen kısıtlama karanına dair tepkiler, basın açıklaması ve soru önergesinin sonuç verdiği ve kısıtlamanın kaldırıldığı müjdesini verdi. Subaşı ‘’Her zaman üreticimizin yanındayız. Tarım sektörü ekonomimizin can damarıdır ve sorunları mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır’’ dedi.

 

Kısıtlamanın kaldırılması kararından sonra Hal Esnafı ve üreticiler Antalya Toptancı Hali ve üretim merkezlerinde adeta bayram etti.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.07 14:30:18
Son Düzenlenme Tarihi :