SON DAKİKA

logo

Federasyon başkanından sokakta kıyma çekenlere uyarı: "Cezası 60 bin TL"

Kurban Bayramı’nda sokak aralarında kıyma çekenleri sert bir dille uyaran Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, “Bazı kişiler yol kenarına paslı bir makine koyuyor, sadece kıyma çekiyor. Ben gittim berberde yakaladım. Öyle şey mi olur. Petrol istasyonunda onca araç yakıt alıyor, o o..

Kurban Bayramı’nda sokak aralarında kıyma çekenleri sert bir dille uyaran Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, “Bazı kişiler yol kenarına paslı bir makine koyuyor, sadece kıyma çekiyor. Ben gittim berberde yakaladım. Öyle şey mi olur. Petrol istasyonunda onca araç yakıt alıyor, o orada kıyma çekiyor. Bunun cezası 60 bin TL. Tüm birimlerle iletişim halindeyiz” dedi.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala vatandaşlar kurbanlıklarını almaya başladı. Bayrama yönelik hazırlıklar devam ederken, Türkiye’nin sahip olduğu hayvan sayısı da merak konusu oldu. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, ülkede 64 milyon küçükbaş, 20 milyonun üzerinde büyükbaş hayvanın var olduğunu belirtti. Kurbanlık konusunda kimsenin karamsar olmaması gerektiğini belirten Yardımcı, “Kimse çıkıp da ‘Kurbanlık hayvan yok’ demesin. Kimse kurbansız kalmaz. Eğer kurban alamayan kalırsa bizi arasın, biz gerekeni yapacağız. Herkes gönül rahatlığıyla kurbanını alacak. Kimse korkmasın, herkese yetecek kurbanımız var. Küçükbaşta canlı fiyatlar 140 TL’den başlayarak 150 TL’ye kadar çıkabilir. Bu fiyatın üzerinde yoktur, altında vardır. Vatandaşımız fahiş fiyata kurbanlık veren yerden kurban almasın. Bizi arayarak şikayet etsinler. Biz müdahale ederiz” dedi.

"Türkiye’nin her yerinde kurbanımız var"
Her yıl ithal kurbanlık tartışmanın yaşandığını belirten Yardımcı, “Bu gelirse İstanbul’da iki bölge var, oraya gelir. Orada da şu anda böyle bir durum yok. Yeterli hayvan var. Biz ilk defa 33 tane bölge danışma kurulu kurduk. Tüm kurullarla istişare halindeyiz. Türkiye’nin her yerinde kurbanımız var. Kimse vatandaşımızı kandırmasın, kurbanlıklar ne kadar erken alınırsa o kadar iyi olur. Kimse kurbansız kalmaz. Kurban pazarları da yavaş yavaş açılmaya başlayacak. Kesim yerlerimiz de belli olmaya başladı. Bu konuda belediyeler güzel çalışmalar yapıyor. Herkes kurbanını kesim yerlerinde kessin. Acemi kasaplardan uzak dursunlar” açıklamasını yaptı.

"Paketlere koyuyorlar, paketlerde üç tane kol var, diğer parçalar yok"
Zincir marketlerin kurban kampanyaları hakkında da vatandaşları uyaran Yardımcı, “Bir kurbanın dini vecibelere uyması için gününde kesilmesi lazım. Kimse görmeden kurbanlığını almasın. Biz Avrupa ülkelerinde Paskalya bayramında helva dağıtmıyoruz, bizim için de en önemlisi kurban bayramıdır. Ücretinin yarısı peşin, yarısı 1 yıl vade diyorlar. Böyle bir şey olamaz. Zaten peşin alınan hayvanın gerçek değeridir. Geriye kalan kardır. Mini koç 20 kilo diye reklam yapıyorlar, bir mini koç 20 kilo olur mu? Olmaz. Vatandaşı kandırmayalım. Bu kesilen kurbanların kellesi, ciğeri nerede? Paketlere koyuyorlar, bize bu paketler geliyor. Bu paketlerde üç tane kol var, diğer parçalar yok. Kilo ile et satıyorlar, böyle bir şey olamaz. Burada haksız rekabet de var. Yüzde yüz para kazanıyorlar” dedi.

"Petrol istasyonunda onca araç yakıt alıyor, o orada kıyma çekiyor"
Osman Yardımcı, bu yıl 1 kilo kıymanın 10 TL’den çekileceğini de açıkladı. Sokak aralarında usulsüz kıyma çekenlere de uyarılarda bulunan Yardımcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sokak araları, berber, petrol istasyonları gibi yerlerde kıyma çekildiği tespit edilirse cezası 60 bin TL’dir. Bizim için önemli olan insan sağlıdır. Bazı kişiler yol kenarına paslı bir makine koyuyor, sadece kıyma çekiyor. O zaman karkas eti tamamen parçalasın. Ben gittim berberde yakaladım. Öyle şey mi olur. Petrol istasyonunda onca araç yakıt alıyor, o orada kıyma çekiyor. Bunun için tüm kurumlarla gerekli görüşmeleri gerçekleştirdik.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.15 10:25:55
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






IBB Avusturya Delegasyonu üyeleri Mersin Üniversitesinde

İş insanlarından oluşan International Institute of Business Enterprises (IBB) Avusturya Delegasyonu üyeleri, Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) koordinatörlüğünün iş birliğiyle bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getiren ’Endüstri 4.0’ konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere Mersin Üniversitesini ziyaret ettiler.
Senato Odasında, IBB Avusturya Delegasyonu Koordinatörü Recep Tanrıkulu, IBB Başkanı Muhammed Ali Toptaş, Başkan Yardımcısı Jan Walprecht, iş insanları Holger Walprecht ve Uwe Dybamer’den oluşan heyeti kabul eden MEÜ Rektörü Erol Yaşar, Mersin Üniversitesi İleri Teknoloji Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi (MEİTAM) ve Mersin TTO’nun hem üniversiteye hem de bölgeye büyük katkı sunacağını belirterek, Mersin TTO’yu canlandırarak öğretim üyelerinin çalışmalarına daha çok destek vereceklerinin altını çizdi. Yaşar, “MEİTAM, Türkiye ve bölgemiz için önemli bir laboratuvar. MEİTAM ve TTO’nun bölgemize daha fazla hizmet etmesi için çalışmalarımıza ivme kazandırdık ve bu birimlerimiz için de gerekli bütçeyi aktardık. Tüm birimlere alt yapı desteği verdik. Bu çalışmalar bize mutluluk veriyor” dedi. Ekip ruhunun önemine değinen Yaşar, üniversitede birçok projenin hayata geçirildiğini ve birbirinden bağımsız olarak çalışan öğretim üyelerini bir araya getirerek proje sayısını artırmayı amaçladıklarını belirtti.

“Üniversite ve sanayi iş birliğinin sağlanmasında Teknoloji Transfer Ofisimiz bir köprü görevi görüyor”
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk de MEÜ ile bölgenin tanıtılması ve anlatılmasının önemine değinerek, “Üniversite adına temaslar kurulunca bir takım şeylerin de olabileceğini gördük. Üniversite ve sanayici iş birliğinin sağlanmasında Teknoloji Transfer Ofisimiz bir köprü görevi görüyor. Endüstri 4.0 ve Ar-Ge çalışmalarını Türkiye’nin kaçırmaması gerekiyor. Özellikle Endüstri 4.0 gelişen ülkeler için çok daha önemli” diye konuştu.

“Endüstri 4.0 iki yıl içinde standartlaşacak”
IBB Avusturya Delegasyon üyeleri daha sonra Mühendislik Fakültesi akademisyenleri ile bir toplantı yaptı. Mühendislik Fakültesinin tanıtım filminin izlenilmesiyle başlayan toplantıda, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Akın tarafından fakültenin kuruluşu, öğretim elemanı ve öğrenci sayıları ve Erasmus programı hakkında bilgiler verildi. IBB Avusturya Delegasyonu Koordinatörü Recep Tanrıkulu da ziyaret nedenleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Üretim yapmanın sanayi için tek başına yeterli olmadığını, sanayinin kompleks bir yapı olduğunu belirten Tanrıkulu, bu kapsamda ’Endüstri 4.0’ın önemine değindi ve Almanya’nın ’Endüstri 4.0’ sürecine geçişi hakkında bilgi verdi. Tanrıkulu, “Tanınmış bazı markalar gibi şirketler ’Endüstri 4.0’a tam geçişin neden olmadığı ile ilgili çalışmalar yürüttüler. Yan sanayi de Endüstri 4.0 konusunda yüzde yüz bir uygulamaya gitmedi henüz. Dolayısıyla Almanya’da üniversiteler ve teknoparkların da içinde bulunduğu bir oluşum tarafından toplantılar yapıldı. Toplantılar sonrasında Endüstri 4.0 için bir standart olması yönünde bir sonuç çıktı. Avrupa Birliği Komisyonu ile görüşüldü. İki yıl içerisinde Endüstri 4.0 standartlaşacak. Endüstri 4.0 ile birlikte emisyon azaltılması, karbon ayak izi gibi konular da önem kazanacak. Yan sanayi, Endüstri 4.0 ve emisyon azaltılması konusunda çalışmalar yapmadıkları takdirde büyük firmalar tarafından tedarikçi listelerinden çıkarılacaklar” ifadelerini kullandı.

“Öğrencileriniz sanal gerçeklik gözlüğüyle Almanya’daki fabrikaları gezebilecek”
Pandemi nedeniyle mal alımında sorunlar yaşandığı için de Avrupa’nın Çin dışında alternatif ülkeler arayışına girdiğini kaydeden Tanrıkulu, iş insanlarının Vietnam gibi ülkelere yöneldiğini ancak mesafe olarak bu ülkelerin Çin ile aynı olması nedeniyle Bulgaristan, Romanya’yı ziyaret ettiklerini söyledi. Bu kapsamda da IBB olarak devreye girdiklerini kaydeden Tanrıkulu, Türkiye’nin de bu süreçte yer alması için girişimleri başlattıklarını belirtti. Tanrıkulu şöyle devam etti; “Bu çerçevede üniversitelerin mühendislik fakülteleri için Mühendislik Fakültelerinde Endüstri 4.0 için bir konsept hazırlandı. Bir sınıfa ’Endüstri 4.0’ın bir minyatürünü yapacağız. Almanya’da beyaz eşya ve otomotiv sektöründe işbirliği içinde olduğumuz iki fabrika bulunuyor. Endüstri 4.0 işbirliğinin sağlanması halinde Türkiye’deki öğrenciler sanal gerçeklik gözlüğüyle Almanya’daki bu fabrikaları gezebilme imkanı sağlayacaklar. Ayrıca öğrenciler fabrikadaki makinelerin ayarlarını yapabilecek, makinelerle çalışabilecekler.”
Almanya’da bir üniversite ile Endüstri 4.0 konusunda çalışmalar yürüttüklerini de söyleyen Tanrıkulu, bu çalışmaları Türkiye’ye taşımak istediklerini ve bu konuda da Mersin Üniversitesinin iyi bir pilot üniversite olacağını kaydetti.

“Endüstri 4.0’ın Türkiye’deki sanayiye hizmet edebilmesi için her türlü iş birliğine hazırız”
TTO Koordinatörü Abdi Kurt, ’Endüstri 4.0’ın MEÜ’de uygulanması konusunda Mersin TTO olarak üzerlerine düşen görevleri yapmaya hazır olduklarını belirtti. Kurt, “Bu, ’Endüstri 4.0’ın ilk uygulaması olacak ve öğrencilerimizin daha yetkin, uluslararası donanımlı mühendisler olmaları için gerekli ortamı hazırlayacak. Süreç, müfredatın geliştirilmesi, eğitim metodu ve teknolojilerinin belirlenmesi, sertifikasyon modeline karar verilmesi gibi benzeri alt süreçleri de kapsayacak ve Mühendislik Fakültesi ile birlikte yönetilecek. Mühendislik Fakültesinde uygulanacak bu model ile sadece bölgemize değil, Türkiye’deki sanayiye de buradan hizmet verilmeye başlanacaktır“ dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.13 21:26:23
Son Düzenlenme Tarihi :





Müzik öğretmeninin 1 milyon liralık model araba tutkusu

ANTALYA (İHA) – Antalya’da yaşayan 49 yaşındaki müzik öğretmeni Gökhan Heparslan, 20 yıldır model arabaları biriktiriyor. 600 parçadan oluşan bu tutkusunun onu dünyanın sıkıntılarından uzaklaştırdığını aktaran Heparslan’ın koleksiyonun değeri ise yaklaşık 1 milyon lirayı buluyor. Heparslan, aynı z..

ANTALYA (İHA) – Antalya’da yaşayan 49 yaşındaki müzik öğretmeni Gökhan Heparslan, 20 yıldır model arabaları biriktiriyor. 600 parçadan oluşan bu tutkusunun onu dünyanın sıkıntılarından uzaklaştırdığını aktaran Heparslan’ın koleksiyonun değeri ise yaklaşık 1 milyon lirayı buluyor. Heparslan, aynı zamanda ilkokuldan bu yana çaldığı nostaljik klavyeleri de biriktiriyor.
Model araba tutkusunun nasıl başladığını anlatan müzik öğretmeni Gökhan Heparslan, “Benim çocukluk yaşlarımda oynadığım oyuncak arabalarımı bulmam ve onları bir vitrine dizmemle başladı her şey. Sergileme şekli hoşuma gitti ve biriktirmeye başladım. Daha sonra 20 yılı aşkın süredir biriktirerek sayıyı artırmaya devam ettim. Her şeyden daha önemlisi bu metal arabalar sayesinde çok sayıda dostluklar edindik. Bunlar çok çok daha kıymetli geliyor bana. Bununla ilgili Türkiye çapında buluşmalar yaptık. Bu dostluk olayı gerçekten de bu metal arabaların bize sağladığı çok güzel bir avantaj oluşturmuş durumda” dedi.

Koleksiyonunun toplam değeri 1 milyon lira
Koleksiyonunun toplam değerinin 1 milyon lira olduğunu vurgulayan Heparslan, “Bu oda eski parayla 1 trilyonu geçkin. Artık oda yetmeyecek gibi duruyor. Yani böyle bu odaya sığmaz hale geldiği için artık farklı bir mekanda yapmam gerekiyor. Müze tadında bir sergileme konusu olursa ilerleyen zamanlarda çok daha şık olur diye düşünüyorum. Herkesle paylaşmış oluruz bu şekilde” şeklinde konuştu.

“Dünyanın dertlerinden uzaklaştırıyor”
Öğretmenlik yaptığı okulda zaman zaman öğrencilerinin de kendisini örnek alarak koleksiyonerlik yolunda ilerlediklerini dile getiren Heparslan, “Bir şeylerle uğraşmak, oyalanmak bunlar çok önemli. Yani o zaman yaşadığınızı hissediyorsunuz. Rutin ve mecbur olduğunuz şeyler yerine bunlarla uğraşmak, bunların tozunu almak, temizliğini yapmak insanı o kadar rahatlatıyor ki, dünyanın bir takım dertlerinden uzaklaştırıyor, sizi alıp götürüyor. Böyle bir rahatlamadan sonra tekrar rutin yaşantınıza çok daha rahat dönebiliyorsunuz, deşarj oluyorsunuz” ifadelerini kullandı.
İstediği parçalara yurt dışı alışverişi ve diğer koleksiyonerlerle takas yoluyla ulaştığını belirten Heparslan, önemli olanın seriyi tamamlamak olduğunu ve bunun için çaba gösterilmesi gerektiğini aktardı.

“Hayallerinizi yaşıyorsunuz”
Toplam 600 parçayı bulan bir koleksiyonu olduğunu vurgulayan Heparslan, “Bunların hepsinde bir anınız var. Yani gerçeğini alıp binememişsiniz, mesela Renault 12 sizin bir akrabanızın bir arabasıydı belki. Bu şekilde olunca, onu en azından burada yakından izlemek, sergilemek keyif veriyor ve gerçekten de hepsi de çocuklarımız gibi. Hayallerinizi yaşıyorsunuz. Hatta takasa gönderdiğimiz modelin halini hatırını sorarız. Modelime iyi bak, temizliyor musun, nerede sergiliyorsun? diyoruz. Fotoğrafını çekip gönderir. ‘Abi burada sergiliyorum’ der. Yani böyle aramızda bir takım paylaşımlar da oluyor” dedi.

Nostaljik klavyeleri de biriktiriyor
Model araba koleksiyonunun yanında nostaljik klavyeler de biriktirmeye başladığını belirten Heparslan, bunun ise 1994 yılında Ankara Devlet Tiyatroları için “Savaş Baba” isimli oyuna müzik yaptığı orgu bulmasıyla başladığını anlattı. Heparslan, “Hayatım boyunca çaldığım tüm klavyeleri toplamaya başladım. O klavyeleri gördüğünüzde aynı model araçlardaki gibi o yaşadığınız anlar o zamanlar aklınıza geliyor. Hedefim, ilkokuldan başlayıp şu yaşa kadar kullandığım bütün klavyeleri yıl yıl seri olarak dizmek. Fakat tabii ki 90’lı yılları konuştuğumuz için yani kondisyonu düzgün cihazlar bulmak benim için çok önemli. Yani üstünde benim cihazlarımda tek çizik bulamazsınız. Kondisyonun böyle olması da çok kıymetli. Onun için zor oluyor. Yani her zaman takip etmek zorundasınız. Bu seriyi tamamlayınca da bunu sergilemeyi düşünüyorum” dedi.

“20 yılı 1 günde toplayamazsınız”
Bunca yıllık emeğinin zarar görmesine ilişkin kaygıları sorulduğunda ise hepsinin sigortalı olduğunu aktaran Heparslan, “Allah göstermesin tabii öyle bir şey olduğunda üzülürsünüz. Bunlar yıllar yılı toplanmış, harcanmış emekler. Yani sizin cebinizde para olabilir ama 20 yılda toplanan bu şeyi 1 günde bir araya getiremezsiniz. Tekrar bir 20 yıl gerektirir. Onun için hani maddiyattan da ziyade manevi kaygı oluyor” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.27 15:27:37
Son Düzenlenme Tarihi :