SON DAKİKA

logo

Okuma aşkı bitmedi, 43 yaşında üniversiteden mezun oldu

Gönen Meslek Yüksekokulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı bölümünde öğrenim gören evli ve 3 çocuk annesi, 43 yaşındaki Safiye Batmaz, çocukları yaşındaki öğrencilerle birlikte mezuniyet sevinci yaşadı.
Isparta’da 24 yıllık evli ve 3 annesi Safiye Batmaz, ilkokul öğrenimini bitirdikten sonra açık öğretimde eğitim alarak ortaokul ve lise eğitimini tamamladı. Ev hanımlığı yapan Batmaz, lise eğitiminin ardından halk eğitim merkezinde geleneksel el sanatları usta öğreticiliği yapmaya başladı. İşini devam ettirebilmek ve daha iyi yapabilmek için üniversite sınavına giren Safiye Batmaz, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Gönen Meslek Yüksek Okulu Kuyumculuk ve Takı Tasarımı bölümünde eğitim aldıktan sonra mezun olmaya hak kazandı. Batmaz, 43 yaşında çocukları yaşındaki öğrencilerle birlikte mezuniyet sevinci yaşadı.

“Okumanın yaşı yok, istediklerini hiçbir zaman ertelemesinler”
1999 yılında evlendiği zaman ilkokul mezunu olduğunu dile getiren Batmaz, “Devletimizin bize sağladığı açık öğretimden orta okul ve liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girdim. Buradan ev hanımlarına şunu söylemek istiyorum, okumanın yaşı yok. İstediklerini hiçbir zaman ertelemesinler, gençler ise yapamadıklarını daha sonradan da yapabilirler istemeleri yeterli” dedi. Çocukları ile mezuniyet sevinci paylaşan Batmaz, “Çocuklarımın burada olması bir anne olarak çok gurur verici ve çok duygulandım. Çocuklarım benim adıma çok mutlu oldular, evlendikten sonra eşim de üniversite mezunu oldu; aynı şekilde onu da beraber kutlamıştık. Çocuklarım büyüdüler, her zaman beni desteklemelerine çok mutlu oldum. Beni her zaman destekledikleri ve arkamda durdukları için başta eşim olmak üzere hepsine çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

“Yaşın bir sınırı olmadığının en büyük kanıtı annem”
Annesinin mezuniyet törenine gelerek sevincine ortak olan kızı Nurgül Batmaz, annesinin onlara her zaman örnek olduğunu belirterek, “Annem kendini geliştirmek adına böyle bir yola girdi ve kendi gayretiyle olmuş bir durum bu. Çok mutluyum, onunla gurur duyuyorum. Mezuniyetlerde hep annelerin gözleri yaşarırdı, hiç anlamazdım neden yaşardığını. Bugün de benim gözlerim yaşardı, çok gurur verici gerçekten. Bütün kadınları teşvik ediyorum, okumayan kimse kalmasın, eğitimde yaşın bir sınırı olmadığının en büyük kanıtı annem. Kendi yaşıtım arkadaşlarım var ama annem gibi, onun yaşıtlarını görmek daha gurur verici çok duyguluyum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.17 10:41:47
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Halk Ekmek fabrikası açmak tek çözüm mü ?

Ne yazık ki ekmek yerel siyasetçinin bir numaralı gündemi oldu. Büyükşehir Belediyesi halk ekmek fabrikası açmak için kolları sıvarken, Elmalı Belediyesi yönetiminin de gündeminde halk ekmek fabrikası bulunuyor. Peki olaya fırıncılar ve bakkallar açısından bakılıyor mu ? Fırınlardan doğrudan temin yoluyla ekmek alınması neden düşünülmüyor ? Böyle bir durumda kafadan Büyükşehirin ayda 20 bin lira az ödemesi mümkünken, ihtiyaç sahiplerine ekmeğin bedava verilmesi düşüncesi neden değerlendirilmiyor?

    Siyasetçinin deyimiyle halk ekmek fabrikası kurarak zararına vatandaşa ucuz ekmek satmanın artık  yerel siyasetçinin bir seçim aracı olduğunu düşünüyorum. Evet, dar gelirli vatandaşın en önemli giderlerinden biri ekmek. Hele hele bazı evlere günde 5-10 ekmeğin girdiğini düşünürseniz, bir ailenin günlük Antalya merkezde ekmeğe ödediği paranın tutarı 15-30 lira arasında değişiyor. Bu rakamları 30’la çarparsanız ortaya da astronomik bir rakam çıkıyor, bu gerçek..
    Ama....
    Olaya birde fırıncılar açısından bakmak lazım.. Bu açıdan da sağlıklı bir değerlendirme yapmak gerekli. Sonuçta, fırıncı daha az ekmek üretmek zorunda kalacak. Bu da maliyeti dolaylı da olsa arttıracak. Belediyelerin halk ekmek fabrikası kurmasından sadece fırıncılar etkilenmeyecek, yok olma tehditi ile karşı karşıya olan, sayıları her geçen gün daha da azalan bakkalların da en önemli satış kalemini oluşturan ekmek satışları azalacak.
    Bu işin, yani ekmek fabrikası kurmanın bir maliyeti var. Mesela büyükşehir Belediyesi’nin kuracağı ekmek fabrikası için 1000 metrekarelik bir yere  aylık 20 bin lira kira ödemesi sözkonusu. 
    Aylık 20 bin lira para az bir para değil.  Büyükşehir kendisine ait bir arsaya  1000 metrekare kapalı alan yaptırsa daha kazançlı olmaz mı ? bu da ayrı bir konu...
    Yani, fırın ya da siyasetçinin ifadesiyle halk ekmek fabrikası kurmak için araç-ekipmana ihtiyaç  var. Bunlar içinde ciddi bir para harcanması gerekiyor. Yeni büfeler yapılacak, maliyet. İşin dağıtım maliyeti var. Elektrik parası var, unu var...
    İşçiliği saymıyorum çünkü belediyelerin fırın ya da halk ekmek fabrikası kurmalarının tek güzel yanı, istihdam yaratması.
    Belediyeler fırın ya da halk ekmek fabrikaları kurana kadar, fırınlardan ekmek alsa ve bunları ihtiyaç sahiplerine ucuza değil, bedavaya verse  daha uygun olmaz mı ? 
    İhaleye de gerek olduğunu sanmıyorum, doğrudan temin yoluyla da alabilirsin. 15 günlük, ya da 1 aylık periyodikler halinde bu alım ihaleleri tekrarlanırsa, fırıncıda artan fiyatlardan etkilenmez. Şu anda fırında ekmek fiyatı 3 TL ise, maliyetinin çok az üzerine bir rakamla ürettiği ekmeği verecek fırıncı mutlaka çıkar. Kaldı ki, daha fazla ekmek üretmek demek maliyetinde az da olsa aşağıya çekilmesi demektir, bu da fırıncının işine gelir.
    Bu konuda bin düşünüp, bir karar vermek en doğrusudur. Madalyonun sadece bir yüzüne bakmamak gerekli. * Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.02.02 08:09:24
Son Düzenlenme Tarihi :





İş yerinin ortasından geçen ağaç dikkat çekiyor

Kahramanmaraş’ta bir bakkal dükkanının yapımı sırasında kesilmeyen çam ağacının iş yerinin ortasından geçmesi dikkat çekiyor.
Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde bulunan bakkal dükkanının ortasından geçen ağaç, görenlerin dikkatini çekiyor. Dükkanın yapımı sırasında kesilmeyen 20 yıllık çam ağacının hem içerideki görüntüsü hem de çatıdan gökyüzüne yükselen dalları farklı bir görüntü oluşturuyor. Yazın iş yerinin serin olması açısından gölgelik oluşturan ağacı, sahibinin binayı yaparken kıyamayıp kesmediği öğrenildi.
Kesilmeyen ağacın hem dükkanı koruduğunu hem de görenlerin beğenisini kazandığını belirten bakkal Mehmet Yalçın, “Bu iş yeri kiralık benim değil. Daha önce kesilmemiş ve orijinal haliyle duruyor. İş yerimize ayrı bir güzellik katıyor. İnsanlar gelip fotoğrafını çekiyorlar. Dikkat çekiyor. Ağacın böyle kalmasına mutlu oluyor insanlar. Bir ağaç kolay meydana gelmiyor. Çocuk gibi 20 yılda meydana geliyor. Ağacın devamı yukarda sallanıyor. Yazın serin tutuyor, kışın da faydası oluyor havası farklı ve yeşillik alan” dedi.
Bölgede tek bakkal olduğu için deprem sürecinde insanlara hizmet verdiğini söyleyen Yalçın, “Depremden önce de buradaydım. Halkımıza hizmet ediyoruz. Başından sonuna kadar buradayız. İnsanlara açık havada çay kahve ikram ediyoruz. Elimizden geldiği kadar görevli memurlara yardım ettik. Yemekler yapıldı halen de buradayız. Atlatacağız bu günleri” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.16 11:58:04
Son Düzenlenme Tarihi :