Kadından kahveci mi olur diyenlere aldırmadı, iş yeri dolup taşıyor
ISPARTA (İHA) - Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kahvehane açarak işletmeciliğini yapan 28 yaşındaki Melike Tarhan, “Kadınlar buraya giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi. Bu öncülüğü kendimde gördüğüm için böyle bir taşın altına elimi koydum” dedi.
Yalvaç ilçesinde yaşayan evli ve iki çocuk annesi Melike Tarhan, 6 ay önce çalıştığı işinden ayrılıp tarihi Çınaraltı mevkiisinde kahvehane açtı. Bir süre iş arayışında olan Tarhan, eşinin desteği ile açtığı kahvehanesine sabahın ilk ışıklarında geliyor. Ocağını yakarak tüm hazırlıklarını yapan genç kadın, mevsimine göre hazırladığı el yapımı içecekler, çay ve kahvelerini müşterilerine sunuyor. İlk zamanlar bu durumu yadırgayan müşteriler ise, "Torunum, yeğenim kahvemizi, çayımızı sen getir" diyor.
Kahvehane müşterilerinden Durmuş Ali Karip, Melike Çınar'ın Çınaraltı'na açtığı kahvehane ile neşe ve değişik bir konsept getirdiğini söyleyerek, “Çınaraltı'na yeni açılan Tarhan Kahvehanesi'ni Melike Tarhan işletiyor. Buraya güzellik ve neşe kattı, çayı ve kahvesi mükemmel. Kendisine verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Çınaraltı'nın kahvehane ortamının bir kadının gelmesi sebebi ile daha sosyalleştiğini belirten müşteri Yusuf Küçüksarı da, “Melike Hanım yaptığı çay ve kahve ile mutluluk veriyor. Kişiliğinden ve karakterinden çok memnunuz. Erkek ve kadının arasındaki fark çok önemli. Bayanların çayı, kahvesi, hizmeti erkeklerden çok farklı. Bu durumdan çok mutluyuz” dedi.
Yalvaç’ta sosyal yaşantının kısıtlı olduğunu söyleyen Küçüksarı, kadın işletmeci geldikten sonra Çınaraltı'nın atmosferinin değiştiğini belirtti.
“Kadınlar buraya giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi”
6 ay önce çalıştığı özel sektördeki işinden ayrıldıktan sonra iş arayışında olduğunu söyleyen işletmeci Melike Tarhan, “Bir gün Çınaraltı’nda eşimle oturup çay kahve içerken dükkanın kiralık olduğunu gördüm. Nasıl olur, nasıl yapabilirim gibi düşüncelere kapıldım. Eşim de bu süreçte bana destek oldu. 3-5 yıla kadar kadınlar buraya gelip tek başına oturamazdı, giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi. Buna rağmen ben burada işletmeci olabilirim, yapabilirim dedim. Bu öncülüğü kendimde gördüğüm için böyle bir taşın altına elimi koydum” şeklinde konuştu.
“Çayımızı, kahvemizi sen getir gibi iltifatlar alıyorum”
Kadın kahvehane işletmecisi olarak halkın ilk zamanlar bu duruma alışık olmadığını söyleyen Tarhan, “Halkın ilk zamanlar 'Kadından kahveci mi olur?' gibi sözleri oldu ama sonrasında müşterilerimden 'Torunum, yeğenim kahvemizi sen getir, çayımızı sen getir' gibi iltifatlar alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Yaptığımın karşılığını alıyorum” dedi.
Yalvaç ilçesinde yaşayan evli ve iki çocuk annesi Melike Tarhan, 6 ay önce çalıştığı işinden ayrılıp tarihi Çınaraltı mevkiisinde kahvehane açtı. Bir süre iş arayışında olan Tarhan, eşinin desteği ile açtığı kahvehanesine sabahın ilk ışıklarında geliyor. Ocağını yakarak tüm hazırlıklarını yapan genç kadın, mevsimine göre hazırladığı el yapımı içecekler, çay ve kahvelerini müşterilerine sunuyor. İlk zamanlar bu durumu yadırgayan müşteriler ise, "Torunum, yeğenim kahvemizi, çayımızı sen getir" diyor.
Kahvehane müşterilerinden Durmuş Ali Karip, Melike Çınar'ın Çınaraltı'na açtığı kahvehane ile neşe ve değişik bir konsept getirdiğini söyleyerek, “Çınaraltı'na yeni açılan Tarhan Kahvehanesi'ni Melike Tarhan işletiyor. Buraya güzellik ve neşe kattı, çayı ve kahvesi mükemmel. Kendisine verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Çınaraltı'nın kahvehane ortamının bir kadının gelmesi sebebi ile daha sosyalleştiğini belirten müşteri Yusuf Küçüksarı da, “Melike Hanım yaptığı çay ve kahve ile mutluluk veriyor. Kişiliğinden ve karakterinden çok memnunuz. Erkek ve kadının arasındaki fark çok önemli. Bayanların çayı, kahvesi, hizmeti erkeklerden çok farklı. Bu durumdan çok mutluyuz” dedi.
Yalvaç’ta sosyal yaşantının kısıtlı olduğunu söyleyen Küçüksarı, kadın işletmeci geldikten sonra Çınaraltı'nın atmosferinin değiştiğini belirtti.
“Kadınlar buraya giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi”
6 ay önce çalıştığı özel sektördeki işinden ayrıldıktan sonra iş arayışında olduğunu söyleyen işletmeci Melike Tarhan, “Bir gün Çınaraltı’nda eşimle oturup çay kahve içerken dükkanın kiralık olduğunu gördüm. Nasıl olur, nasıl yapabilirim gibi düşüncelere kapıldım. Eşim de bu süreçte bana destek oldu. 3-5 yıla kadar kadınlar buraya gelip tek başına oturamazdı, giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi. Buna rağmen ben burada işletmeci olabilirim, yapabilirim dedim. Bu öncülüğü kendimde gördüğüm için böyle bir taşın altına elimi koydum” şeklinde konuştu.
“Çayımızı, kahvemizi sen getir gibi iltifatlar alıyorum”
Kadın kahvehane işletmecisi olarak halkın ilk zamanlar bu duruma alışık olmadığını söyleyen Tarhan, “Halkın ilk zamanlar 'Kadından kahveci mi olur?' gibi sözleri oldu ama sonrasında müşterilerimden 'Torunum, yeğenim kahvemizi sen getir, çayımızı sen getir' gibi iltifatlar alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Yaptığımın karşılığını alıyorum” dedi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.30 14:22:56
Son Düzenlenme Tarihi :
Milletvekili Coşar: “Devlet sporcusu unvanlı güreşçiler özlük haklarından yoksunlar”
Antalya Milletvekili Av. Aliye Coşar’dan Devlet Sporcusu Unvanı alan güreşçilerin özlük haklarını kazanabilmeleri ve Devlet Sporcusu Unvanından tam olarak yararlanabilmeleri için TBMM’ne kanun teklifi verdi.
27. dönemde Kırkpınar’da altın kemerin ebedi sahipleri için Devlet Sporcusu Unvanı verilmesi yönünde Antalya Milletvekili Aydın Özer tarafından verilen kanun teklifi ile meclisteki tüm siyasi partilerin ortak kararı ile geçen yasa da unvanı almaya hak kazanan güreşçiler özlük haklarından yararlanamamakta ve maaş bağlanmamıştı.
DEVLET SPORCUSU UNVANI ALAN GÜREŞÇİLERİMİZ ÖZLÜK HAKLARINDAN YOKSUNLAR!
Antalya Milletvekili Aliye Coşar; “Buradaki asıl konu Devlet Sporcusu unvanı alan güreşçilerimizin maaş alması değil özlük haklarından tam olarak yararlanabilmesidir.
TBMM’nin 04.07.20219 tarihindeki Genel Kurulu’nda, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde başpehlivan olan güreşçilerimizin “Devlet Sporcusu” unvanı alabilmeleri için tüm siyasi parti gruplarının ortak kararıyla 7182 Sayılı Kanun’a; “Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde üst üste üç defa altın kemer kazanarak altın kemerin devamlı sahibi olanlara 7 nci madde uyarınca Devlet Sporcusu unvanı verilir. Bunlar hakkında Devlet sporcularına ilişkin olarak bu Kanunda yer alan hükümler uygulanır” şeklinde yeni bir madde eklenerek Tarihi Kırkpınar Güreşlerinde Altın Kemere sahip olan güreşçilerimiz Devlet Sporcusu unvanı almaya hak kazanmışlar, ancak kanun değişikliği sırasında Sporcu Şeref aylığı başlıklı bölümün 3. Maddesinde gerekli düzenleme yapılmadığı için sporcularımız kendilerine verilen bu haktan bugüne kadar yararlanamamışlardır.
Tarihi Kırkpınar Güreşlerinde Altın Kemer sahibi başpehlivanlarımızın Devlet Sporcusu unvanından ve Sporcu Şeref Aylığından yararlanabilmeleri için 5774 Sayılı Kanun’un Sporcu Şeref Aylığı başlıklı 3. Maddesinde değişiklik yapılması gerekmektedir.
PEHLİVANLARIMIZI VE GELENEĞİMİZİ YASA İLE GÜVENCE ALTINA ALMAK BİZİM SORUMLULUĞUMUZDUR!
Olimpiyat ve dünya şampiyonu milli değerlerimiz bu yasadan yararlanmaktadırlar.
Kırkpınar ve başpehlivanlarımız hem bizim için, hem de Türk Dünyası için, hem de farklı ülkelerden gelenler için önemini her yıl arttırarak devam ettiren bir geleneğimizdir.
Başpehlivanlarımız gençlere örnek olmakta ve tarihsel değeri olan bir sporu özendirici hale getirmektedir. Buradaki en önemli konu, başarılı sporcularımızın onurlandırılması ve alttan gelen gençlerimize özendirici olması ve Ata sporumuz olan yağlı güreşimizin daha nesiler boyu devam etmesini sağlamak son derece önemlidir.
Bu bağlamda; Tarihi Kırkpınar güreşlerimiz 2010 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Tarihi Kültürel listesine girmiştir. Günümüzde 8 asırlık geleneğimizi devam ettiren pehlivanlarımızın yaptıkları yağlı güreş önemini arttırdığından pehlivanlarımızı ve geleneğimizi yasa ile güvence altına almakta bizim sorumluluğumuzdur.”
* HABER MERKEZİ

