SON DAKİKA

logo

Yunusların avlarını yakalama anı dron ile saniye saniye görüntülendi

Antalya’nın Kemer ilçesi açıklarında yunusların palamut balığı avı, dron ile saniye saniye görüntülendi. Avlarını çembere alan yunuslar, uzun uğraşlar sonucu balığı yakaladı.
Kemer ilçesi Tekirova Mahallesi’nde turizmle uğraşan Saltuk Celal Durman, tanıtım videosu çekimi yapmak için kıyıdan 40..

Antalya’nın Kemer ilçesi açıklarında yunusların palamut balığı avı, dron ile saniye saniye görüntülendi. Avlarını çembere alan yunuslar, uzun uğraşlar sonucu balığı yakaladı.
Kemer ilçesi Tekirova Mahallesi’nde turizmle uğraşan Saltuk Celal Durman, tanıtım videosu çekimi yapmak için kıyıdan 400 metre uzaklığa tekneyle açıldı. O sırada yunus grubuna denk gelen Durman, sevimli memelileri görüntülemek için dronunu havalandırdı. Palamut balığının peşine takılan 5 yunus balığı, uzun süre avını yakalamak için uğraştı. Avlarını çembere alan yunuslardan biri, balığı yakalamayı başardı. Ağzında avıyla birlikte bir süre yüzen yunus ile peşinden giden diğer yunusların o anları başından sonuna kadar dron kamerasına saniye saniye yansıdı.
Olayı görüntüleyen Saltuk Celal Durman, yunusları fark edince çekime başladıklarını ortaya çıkan görüntülere ise şahit olmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.22 10:58:24
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bin 500 yıl önce depremle birlikte denizin yuttuğu şehir tekne turlarının merkezi oldu

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgen..

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos’un Vitası’ndan anlayabiliyoruz” dedi.

Her ne kadar M.S. 141’deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası’nı da içeren Orta Likya’daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor.

"Plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentleri içine gömülmesine sebep olmuş"
Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra - Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi olayın yaşandığı bölge hakkında bilgiler paylaştı. Kekova’daki yerleşimlerin batmadan önce üzerinde yoğun yaşamın olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çevik, 529 ile 540 yıllarında yaşanan büyük depremler ve sonrasında yaşanan tsunami ile salgın hastalıklarla neredeyse 200 yıl boyunca bölgenin sessizliğe büründüğünü söyledi. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı’nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma’nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi.

"Dönemin Akdeniz’deki en büyük limanı da işlevini yitirdi"
Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz’in en büyük antik limanı Andriake’nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake’deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova’da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya’yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 14:31:53
Son Düzenlenme Tarihi :





Vali Köşger: “Daima depremzede hemşehrilerimizin yanında olacağız”

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin ardından depremzede vatandaşların barınması için Çukurova ilçesi Şambayadı Mahallesi’nde kurulan Şambayadı Konteyner Kent ile Toplu Konut İdaresince (TOKİ) yapımı devam eden deprem konutlarını ziyaret etti.
İlk olarak Şambayadı Konteyner Kent’i ziyaret eden Vali Köşger, konteyner kentte gerçekleştirdiği incelemelerin ardından burada kalan depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. Depremzedelerle bir müddet sohbet eden, onların hal ve hatırlarını soran Köşger; ülkenin 6 Şubat’ta dünyada eşi benzeri görülmemiş çok büyük bir felaket yaşadığını ve bu felaketin ardından ülkece çok zor günler geçirildiğini kaydetti. Ancak her şeye rağmen en kısa zamanda Adana’dan depremin izlerini silmek için çalışacaklarını kaydeden Köşger, “Daima depremzede hemşehrilerimizin yanında olacağız” dedi.
Konteyner kent ziyaretinin ardından Şambayadı Mahallesi’nde TOKİ başkanlığınca inşa edilen deprem konutlarını ziyaret eden Vali Köşger, konut inşaatında incelemelerde bulunup, projede gelinen aşama hakkında yetkililerden bilgi aldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.13 21:24:13
Son Düzenlenme Tarihi :