SON DAKİKA

logo

ALKÜ’de mandolin topluluğunun sesi Avrupa’dan duyuldu

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim Fakültesi Müzik Eğitim Ana Bilim Dalı ALKÜ Mandolin Topluluğu tarafından yapılan mandolin konserleri yurt içinde ve yurt dışında ilgi görmeye başladı.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi sanat ve kültürel alanda öğretime devam ederken bu al..

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim Fakültesi Müzik Eğitim Ana Bilim Dalı ALKÜ Mandolin Topluluğu tarafından yapılan mandolin konserleri yurt içinde ve yurt dışında ilgi görmeye başladı.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi sanat ve kültürel alanda öğretime devam ederken bu alanda yapılan çalışmalarla da ulusal ve uluslararası mecralarda ilgi odağı olmayı başardı. ALKÜ Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı hem eğitim yönüyle hem de önemli koşerlerde üstlendiği rolüyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Başarılı bir süreç geçiren ALKÜ Müzik Öğretmenliği Bölümünün elde ettiği başarılar Avrupa’dan da duyulmaya başlandı. Mandolin eğitimi ve konserleriyle öne çıkan Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğr. Gör. Zhanna Aktürk ve öğrencilerinin oluşturduğu ALKÜ Mandolin Toplumluluğu konserleriyle kapılarına dünyaya açtı. 2023 yılı Almanya’da Mandolin yılı olarak kabul edilmesinin ardından Aktürk, Nürnberg şehrinde düzenlenen konsere davet edildi. Aktürk, “Saitenklang” müzik topluluğu ile 2 konserde solist olarak yer aldı. Ülkemizde de oldukça talep gören ALKÜ Mandolin Topluluğu, Alanya’da da konser düzenlemeye hazırlanıyor.

İzmir’de düzenlenecek festivale hazırlar
İlki 2022 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından İzmir’de düzenlenen Mandolin Festivalinde sanat severlerin beğenisini kazanan ALKÜ Mandolin Topluluğu bu yılda sanatseverlerin talebi üzerine İzmir’e davet edildi. Topluluk, 9-11 Haziran tarihlerinde yine Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde İzmir’de düzenlenecek olan 2. Ulusal Mandolin Festivalinde sanatseverlerle buluşacak. Müzik Öğretmenliği Bölümünde; Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Cem Şaktanlı-Viyolonsel, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Mutlu Terzioğlu-Bağlama, Dr. Öğr. Üyesi Eren Lehlimler-Gitar ve Öğr. Gör. Zhanna Aktürk-Mandolin alanlarında eğitimler veriyor.

Şanlıurfa’dan Muğla’ya kadar tek müzik öğretmenliği bölümü ALKÜ’de
ALKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Cem Şaktanlı Cumhuriyet döneminde ilk müzik öğretmeni yetiştirme kurumu olan Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümünün devamı olduklarını belirtti. 1924 yılında kurulmuş olan Müzik Öğretmenliği Bölümünün 2024 yılında ilk mezunlarını vererek 100. Yılında o sürecin bir parçası olacaklarına değinen Prof. Dr. Şantanlı, “Şanlıurfa’dan Muğla’ya kadar tek müzik öğretmenliği bölümü ALKÜ’de bulunuyor. Bunlar bizim avantajlarımız. Bu eğitimin ALKÜ’de olmasının avantajı da, sanatın icrasına ve uygulamalı öğrenmesine bir yapıya sahip. Dolayısıyla Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ekrem Kalan desteği ve öngörüsüyle bu günlere gelebildik. Özel yetenek sınavıyla öğrenciler alıyoruz. Lisans düzeyinde Alanya’da eğitim veren tek kurumuz. İlerleyen süreçlerde yüksek lisans ve doktora programlarını açarak öğretim hayatımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
“ALKÜ’ye talep çok fazla”
Müzik Öğretmenliği Bölümü’ne öğrencilerin çok talep gösterdiğini belirten Şaktanlı, “Türkiye’nin her yerinden müzik okumak isteyen öğrenciler buraya gelmek istiyorlar. Bu bizim için büyük bir avantaj. Havalimanı, üniversiteleri, nüfus oranıyla birlikte Alanya artık bir il görünümünde. Artık buranın şehir olması için sanat kurumlarının yer alması gerekiyor. Biz burada hem Türk Müziği hem de Batı Müziği eğitimi veriyoruz. Şehirleri şehir yapan özelliklerin mutlaka oluşturulması lazım ki burada okuyan öğrenciler bir İstanbul, Ankara, İzmir özlemi çekmesinler” dedi. Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. S. Cem Şaktanlı, Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı’nın kurulmasında ve Türk Müziğinin gelişmesine sundukları destekler için ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan’a teşekkür etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.08 11:31:18
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Yüksek sesle müzik kavgası faciayla bitti: Tartıştığı 2 kişiyi vurdu ardından intihar etti

Adana’da komşularıyla arasında yüksek sesle müzik açma meselesi yüzünden çıkan kavgada bir kahvehaneci, 2 kişiyi pompalı tüfekle vurup ardından intihar etti. Olayda tüfekle vurulan şahıslardan biri hayatını kaybetti, diğeri ağır yaralandı.
Olay, Yüreğir ilçesine bağlı Seyhan Mahallesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Tugay Kopal (36) ve Mahir Palamut (33) kahvehane işleten Muhammet Ali Binen (22) ile yüksek ses ile işyerinin içerisinde müzik açtığı için 2 gün önce tartıştı. Muhammet Ali Binen daha sonra tartıştığı kişilerin yanına aracıyla gelerek kavga etmeye başladı. Kavga sırasında kahvehaneci Muhammet Ali Binen, Mahir ve Tugay’ı pompalı tüfekle vurdu ardından pompalı tüfekle kafasına sıkarak intihar etti.
İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Muhammet Ali Binen ve Tugay Kopal’ın öldüğünü tespit etti. Ağır yaralanan Mahir Palamut ise özel bir hastaneye kaldırıldı. Hastanede kalbi duran Palamut tekrar hayata döndürülürken durumunun kritik olduğu öğrenildi.
Polisin bölgedeki çalışmasının ardından Muhammet Ali ve Tugay’ın cenazeleri otopsileri yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.25 22:04:46
Son Düzenlenme Tarihi :





Göçerlerin doğal buzdolapları, 40 metrelik kar obrukları

Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı 1920 metre rakımlı 80 haneli Çimi Yaylasında bölge sakinleri buzdolabı yerine kar obruklarını kullanıyor. Bölge sakinleri, peynir, yağ, yoğurt, çökelek, hatta etlerini obruklarda muhafaza ediyor, ihtiyacı olduğu zaman 40 metrelik obruğa girip içi kar dolu obrukta..

Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı 1920 metre rakımlı 80 haneli Çimi Yaylasında bölge sakinleri buzdolabı yerine kar obruklarını kullanıyor. Bölge sakinleri, peynir, yağ, yoğurt, çökelek, hatta etlerini obruklarda muhafaza ediyor, ihtiyacı olduğu zaman 40 metrelik obruğa girip içi kar dolu obruktan malzemesini alıyor.

Soğuk hava deposu
İlçeye bağlı Çimi yaylasında vatandaşlar karla dolu obrukları buzdolabı yerine kullanıyor. Denizden bin 900 metre yüksekliğindeki Çimi yaylasındaki kuyu mevkisindeki obrukta kış boyunca biriken kar, yaz aylarında da erimiyor. Yazın yaylaya çıkanlar yiyeceklerini buzdolabı yerine derin obruklarda tutuyor.
Manavgat İlçesinden yaz ayında Çimi yaylasına çıkan Ramazan Arıcı, yaylaya çıkan vatandaşların obruğu yaz aylarında soğuk hava deposu olarak kullandığını anlattı. Obruğun derinliğinin yaklaşık 40 metre olduğunu belirten Arıcı, "Derin kar obruklarında sıcaklık sıfırın altındadır. Bölge sakinleri, peynir, yağ, yoğurt, çökelek, hatta etlerini obrukta saklar. Burada peynir çok kaliteli olur. Yoğurt yağ gibi olur, Yağlar taş gibi olur. Yani soğuk hava deposu gibidir. 80 haneli yaylada herkes bu obrukları kullanır. Buradaki göçerler keçilerden elde ettikleri ürünleri kar obruğuna getirerek 2 ay kadar burada saklarlar. Burası doğal bir buzdolabı. Buzdolabımız olmadığı için peynir, yoğurt, yağ gibi ürünlerimizi buraya getiriyoruz. Tulumlara ve bidonlara basılan yağ ve peynirleri burada bir iki ay bekletiyoruz. Burada ayrı bir lezzet oluyor" dedi.
Akseki ilçesi Çimi Yaylası’na çıkan Yörüklerden Bilal Arıcı, atalarından kalan geleneği sürdürerek ürettikleri peynirleri yaz aylarında sıcaklığı eksi 5-10 derece olan kar obruğunda sakladıklarını, mağarada saklanan peynirlerin daha lezzetli olduğunu ve bozulmadığını söyledi.
Obruğun organik soğuk hava deposu olduğunu anlatan Arıcı “Bu kar obruğu kış ayında yağan karlar ile dolar. Yaz ayında yaylaya çıktığımızda yaylada elektrik olmadığı için bozulacak tüm gıdalarımızı burada saklarız. Bu deliklerin içerisinde bol miktarda peynir, yağ ve yoğurt saklanmaktadır. Sahibi ihtiyacı olunca buradan çıkarıp evine götürür” dedi.
Arıcı, "Buradaki kar obruğu çok soğuk ve serindir. Buradaki peynir, yoğurtlarımızı ve buna benzer gıdalarımızı saklama deposu olarak kullanmaktayız. Yaz ayında Antalya’da hava sıcaklığı 35- 40 derece iken burası bizim bulunduğumuz yerde sıfırın altına kadar inmektedir. Bu soğuklukta doğal peynir, yoğurt ve yağlarımızı saklamaktayız. Buzdolabı gibi kullanmaktayız" şeklinde konuştu.
En iyi peynirin tuluma basılan peynir olduğunu dikkat çeken Arıcı, “Tulum peyniri deriye basılır. Yaklaşık 3 ay kar obruğunda bekletilir. Daha sonra pazarlara götürerek pazarlarız. Eskiden atalarımız peynirleri bu şekilde deri tulumlara basarlardı. Yeni nesil derilere basılan peynirin lezzetini bilmezler. Tulum peynirini tercih etmeyenler için bidonlara da basıyoruz. Aslında tulum peynirinin lezzeti ve kalitesi çok daha farklıdır" diye konuştu.
Manavgat ilçesinden nisan mayıs aylarında hava şartlarına göre yaylaya çıktıklarını anlatan Arıcı, “Yaylada keçilerimiz, koyunlarımız doğal ortamda beslenmektedirler. Keçilerden elde ettiğimiz sütten yayıklarda yağ çıkartırız. Ayrıca yine elde ettiğimiz sütten yaptığımız peynirleri ve yağları sıfırın altında 10-15 derece olan ve derinliği 35-40 metreyi bulan kar obruğuna getiriyoruz. Burada üç dört ay gibi bir süre durduktan sonra yayla göçüne doğru peynirleri çıkararak pazara götürüyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.20 12:43:25
Son Düzenlenme Tarihi :