Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Vekili Acar, kan bağışının önemine işaret ederek, yapılan bir kan bağışıyla birçok hayatın kurtarılabileceğini kaydetti.

 

Yaptıkları çalışmalar için Türk Kızılayı Kan Bağışı Merkezi Müdürü Erdoğan'a teşekkür eden Acar, belediye olarak her zaman kendilerine destek vermeye hazır olduklarını söyledi.

 

Erdoğan, Kızılay otobüsünün 12-16 Haziran tarihleri arasında Kemer Turizm Otelcilik Lisesi önünde 11.30-20.00 saatleri arasında olacağını ve ‘İyi ki varsın kan dostum' kampanyası kapsamında kan vermek isteyen vatandaşları beklediklerini ifade etti-Bld.bsn.

Altunkaya’nın bu sorusuna, Belediye Başkanı Halil Öztürk,  “Ümit Öztekin döneminde yaptığı projeyi gördünüz mü ? “ diye sordu. Haluk Altunkaya’nın ‘gördük’ cevabı üzerine Başkan Halil Öztürk, Altunkaya’ya bu kez “Becerebildi mi ? “ sorusunu yöneltti.

ÖNCEDEN DE ORASI BETONDU

    Proje yapılan alanda dükkanların üstünde ve çevresinde evlerin olduğunu hatırlatan Başkan Halil Öztürk, her belediye başkanının Hüseyin Altıntaş’tan itibaren oraya (eski otogar)  ‘meydan’ yapmak  gibi hayali olduğunu kaydederek, “Meydan dediğimizin adı meydan. Bana sorarsanız orası bir ticaret merkezi. Altında otoparkı olan, işyerlerinin bulunduğu bir iş merkezi” dedi.

    Haluk Altunkaya’nın, “O zaman meydan değilde ticaret merkezi” deseydiniz tespitine  Başkan Halil Öztürk, “Eskiden orada elma ağaçları mı vardı ? Portakal ağaçları mı vardı ? Yani limon ağaçlarımı vardı ? Kuşlar mı ötüyordu ? Önceden de orası betondu, biz altı otopark yaptık, pazar yerini oraya taşıyacağız. 40 odalı otel var. Burada pazar ve pazartesi dışında oranın altının belki 1,5 katı fazlası bir araç üste park edilebilecek. Elmalımızı rahatlatacak bir proje” dedi.

    Haluk Altunkaya’ya, “Sizce bu proje nasıl olmalıydı ?” diye soran ve devamında “ortasında ağaçların, çiçeklerin böceklerin olduğu bir proje mi olmalıydı ? “ diyen Başkan Halil Öztürk, “Böyle mi hayaliniz vardı” sorusuna Ak Parti Belediye Meclis Üyesi Haluk Altunkaya, “Ortada meydan olsun isteniliyordu, öyle düşünülüyordu” cevabını verdi.

    “Proje (Kent meydanı) kötü olsaydı 5300 fark yemezdiniz değil mi ?“ diye konuşmaya devam eden Başkan Halil Öztürk’e,  Ak Partili Meclis Üyesi Altunkaya “ Proje ile alakası yok. Bizim kendi hatamız. Halkımızın takdirine rıza gösteriyoruz” dedi.

    Başkan Halil Öztürk, “Bu projenin yapımını hayal bile edemediniz “ derken devamında, “Biz Hasan başkanımla birlikte biz kapı kapı dolaştık, biz buraya müteahhit aradık. Onca büyük müetahhitle görüştük, hiçbiri gelipte bu oranla cesaret edemedi” diye konuştu. 

                        * Abdültalip GÜNGÖR

İlginç ve farklı bulunan her şeyin hızlıca yaşamımıza girdiği ve de hızla tüketildiği günümüzde, müziğimiz de bundan nasibini alıyor. 

Öylesine bir koşuşturma içindeyiz ki binlerce yıllık kültürel mirasımızla ilişkimiz hızla kesilmeye başladı. Bizi biz yapan her şeyden olduğu gibi, neşemiz ve hüznümüzle birlikte aslında kimliğimizin dile geldiği, yüzyıllardan beri kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze gelmeyi başarmış, güzellikleri, neşe ve hüzünleri içinde barındıran türkülerimizden de uzaklaşıyoruz.

Türküler, Türk ulusunun yaşamından, kültürel mirasından, toplumsal olaylardan ilham alan, duygu ve düşüncelerin, kendi kültür ve sanat anlayışının müzik yoluyla anlatımıdır. 

“Bir toplumun insana verdiği değeri görmek istiyorsan, o topraklarda sanatın yerine bak; bir toplumun uygarlık düzeyini görmek istiyorsan, oradaki yaşamda kadının yerine bak” diyen Baki Karaçay, “Biz katkı vermesek de hep bu cennet vatana sahip olacağımız yanılgısı gibi, biz katkı vermezsek de hep bu kültürel zenginliğe sahip olacağımız yanılgısından kurtulmamız gerektiğini” vurguluyor. Geçmiş zamanların yaşayan tanıkları olan, her bir sözünde, her satırında aklımız, fikrimiz, gönlümüz, yüreğimiz, acılarımız, sevinçlerimiz, yaşam biçimimiz, doğrularımızla, yanlışlarımızla bizi biz yapan değerlerimizin saklı olduğu türkülerde kendi kimliğimize ait duygu, düşünüş ve inanışların izlerini arıyor. 

“Kendin Ol” isimli dinleti ve söyleşide, bu eşsiz türkülerin, bize geçmişimizi hatırlatırken geleceğe de umutla bakmamızı sağladığına dikkat çekiyor ve sevda, özlem ve güzellik gibi temalarla yaşamın merkezinde yer alan Türk kadınının toplum içindeki önemli rolüne ışık tutan türkülerimizin, kültürel değerlerimizi yaşatmada önemli bir işlevi olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Geçmişten günümüze gelen bu hazineyi keşfetmek, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak adına kültürel bağlarımızı güçlendirelim, türkülerimizi yaşatalım ve gelin birlikte söyleyelim. Kendimiz olalım ve geleceğe umutla bakalım.

* AKS  Basın