Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Antalya'nın Altın Çocukları buluşmasına ev sahipliği yapacak
Çetin’den ikinci çeyrek büyüme rakamlarıyla ilgili değerlendirme
ATSO Başkanı Davut Çetin, “Büyümede sektörler arasında farklar ve ücret payının düşmesi, yüksek büyüme yanında dengeli büyüme için de daha fazla çaba harcamamız gerektiğini ortaya koymaktadır” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin’in ikinci çeyrek büyüme rakamlarıyla ilgili değerlendirmesi şöyle;
“2022 yılı ikinci çeyrek GSYH büyümesi beklendiği üzere %7,6 gibi yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir. Bu yüksek büyümede pandemi dönemine göre turizm gibi hizmet faaliyetlerinde hızlı artış ve ihracata dayalı sanayi üretiminde artışın güçlü seyri rol oynamıştır. Doğal gaz ve elektrik maliyetlerindeki artışa rağmen iç ve dış talep artışı, kredi destekleri ekonomide canlılığın sürmesini sağlamıştır.
Sektörel büyüme performansında ise gerek pandemi baz etkisine gerekse girdi maliyetleri etkileriyle farklılıklar olduğunu görüyoruz.
Büyüme performansında bankaların yüksek kar artışlarında da ortaya çıktığı gibi finans sektörü öne çıkmıştır. Sanayi, turizm ve ticarette yüksek büyümeye karşılık tarım üretiminde %2,9 oranında azalma görünmektedir. Gübre ve yem gibi girdi maliyetlerinde artışın sonucu olarak özellikle bakliyat, et ve süt ürünlerinde üretim kayıpları söz konusudur. İnşaat sektöründe de yine girdi maliyetleri artışına bağlı yatırım gerilemesi sektörde %10,9’a varan sert daralmaya yol açmıştır.
Hizmetler kesiminde perakende ve toptan ticaret, ulaştırma ve turizmi kapsayan ana kalemde büyüme %18,1 düzeyinde tahmin edilmiştir. TÜİK verilerine göre, hane halkı tüketimi, perakende satış hacminin oldukça üzerinde, %22,5 gibi bir oranda artmış, dayanıklı, dayanıksız, yarı dayanıklı mal ve hizmet tüketimi artışları %19-%37 arasında değişen oranlarda artışlar kaydedilmiştir. Ancak, eğitim, sağlık, sosyal hizmetlerde ve diğer hizmet faaliyetlerinde büyümenin düşük düzeyde kaldığı görülmektedir.
TUİK tarafından ikinci çeyrekte enflasyon dahil yıllık büyüme %114,6, reel büyüme %7,6 olarak tahmin edilirken, ücret veya işgücü ödemelerinde artışın %66,4 oranında kaldığı, buna karşılık, kar ve kira geliri gibi kazançların %132,6 oranında arttığı tahmin edilmiştir. Yüksek enflasyonun katma değerde ücretlerin payını %25,4’e düşürdüğü görülmektedir.
Büyümede sektörler arasında farklar ve ücret payının düşmesi yüksek büyüme yanında dengeli büyüme için de daha fazla çaba harcamamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Kredi tahsisleri, vergi reformuyla dengeli büyüme ve adil gelir-kar paylaşımı yönünde de önlemler alarak yüksek büyümenin refah etkisinin bütün sektör ve kesimlere yayılmasını sağlamalıyız. Ayrıca, enflasyonun yatırım arzusunu azaltmaya başladığına dikkat etmeli ve yatırımlara yeniden ivme kazandırmalıyız.
Yine bugün açıklanan verilere göre GSYH’nın 2021 yılı GSYH düzeyimiz 807 milyar dolar, kişi başı ortalama gelirimiz 9.592 dolar olarak hesaplanmıştır. 2013 yılında ulaştığımız 958 milyar dolar GSYH ve 12.582 dolar kişi başı dolar düzeylerini hızla yeniden yakalayıp geçmemiz gerektiğine inanıyorum. Ekonomide vergi reformu gibi yapısal adımlarla birlikte reel sektörde dijital ve yeşil dönüşüme dayalı verimlilik reformuyla bu başarıya rahatlıkla erişebiliriz.”
Gayrisafi yurt içi hasıla (alıcı fiyatlarıyla) | 7,6 |
-Tarım, ormancılık ve balıkçılık | -2,9 |
-Sanayi | 7,8 |
-İmalat sanayi | 9,1 |
-İnşaat | -10,9 |
-Hizmetler | 18,1 |
-Bilgi ve iletişim | 5,3 |
-Finans ve sigorta faaliyetleri | 26,6 |
-Gayrimenkul faaliyetleri | 4,1 |
-Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri | 11,0 |
-Kamu yönetimi, eğitim, sağlık, sosyal | 1,7 |
-Diğer hizmet faaliyetleri | 1,9 |
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.09.01 09:45:31
Son Düzenlenme Tarihi :
67 yıl sonra gelen şehitlik
1956 yılında Hatay’da askerlik görevini yaptığı sırada tifo hastalığı yüzünden hayatını kaybeden Jandarma Er Osman Nazmi Er, ağabeyinin açtığı dava sonunda 67 yıl sonra şehit olarak kabul edildi.
Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Nazmi Can, yaklaşık 7 yıl boyunca abisi Osman Nazmi Can’ın şehitlik hakkı kazanması için mücadele etti. Şehit abisinin asker arkadaşlarından ölümü hakkında bilgi aldıktan sonra ilk olarak Hatay’daki kabrini ziyaret etti. Her yıl motosikleti ile ziyaret ettiği şehit abisinin şehitlik hakkı kazanması için hukuki yollara başvurdu. 1956 yılında tifo hastalığına yakalanan abisi J. Er Osman Can’ın şehitlik hakkı kazanması haberini almasıyla bir tarafının buruk, bir tarafının sevinçli olduğunu belirten demir ustası Can, "Abim için ödenecek nakdi tazminatı Hatay’daki depremzedelere bağışlamak istiyorum. Çünkü Hatay, 67 yıldır abimin mezarına ev sahipliği yaptı” dedi.
Nazmi Can, “Abim Osman Nazmi Can, 1956 yılında Hatay 121. Alay Komutanlığında görev yaptığı sırada rahatsızlanmış. Hastalıktan dolayı yattığı hastanede vefat etmiş. Daha sonra Hatay askeri mezarlığına defnetmişler. Bununla ilgili 2017 yılında kabrini buldum ve mezarını yaptırdım. Abimin Taşağıl Mahallesinde iki asker arkadaşı vardı. Onlardan bilgi aldım nasıl vefat ettiği ile ilgili. Bu bende takıntı yaptı. 1956 yılında çok büyük bir sıcak olmuş. Kaldığı bölükte gıda zehirlenmesi olmuş. Vücudu hastalığa yenik düşmüş ve tifo hastalığına yakalanmış. Antakya hastanesinde Hemşehrisi aynı zamanda asker arkadaşı 1 ay başında kalmış. Daha sonra vefat ediyor ve asri mezarlığa defnediliyor." dedi.
2017 yılında arşivleri araştırdığını ve mezarın yerini bulup yaptırdığını söyleyen Nazmi Can, "Ailemdeki şehitlerimiz adını yaşatmak için Manavgat’ın Taşağıl mahallesinde babamdan kalan yere çeşme yaptırdım. 2019 yılında kardeşi şehit olan Avukat İsmail Kılıç ile görüştüm. Benden abimin ölüm raporunu, eski kimlik ile askeriyede kullandığı tüfek ve kasatura numaralarını istedi. Ankara’ya giderek dava açtık. 2022 yılında davayı kaybettik ve istinafa taşıdık. Geçen hafta avukatım beni aradı ve sevindirici haberi verdi. Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bütün hasta olarak ölen şehitlerimizin davalarını kazanmasını diliyorum. 67 yıl sonra abinin şehitliği kabul oldu. Bir tarafım buruk, bir tarafım sevinçli. Çünkü 7 yıl boyunca çok mücadele verdim. 3 gündür çok mutluyum. Bu davayı kazandığımız için nakdi tazminat hakkımız olacak. Biz 5 kardeşiz. Benim hakkıma düşen pay ile Kur-an okutup bir kısmını da Hatay’daki depremzedelere bağışlamak istiyorum. Çünkü 67 yıl abimin mezarına ev sahipliği yaptı” şeklinde konuştu.
Avukat İsmail Kılıç ise tifonun bakteriyel bir enfeksiyon olması, Nazmi Can’ın bu hastalığa askerlik görevini yaparken yakalanmış olması,hastalığın askerlik gibi toplu yaşama alanlarında buluşacı olması, ölüm tarihi ve günün koşulları gibi koşullar göz önüne alındığında müteveffanın şehit sayılması durumunun çok bariz olarak ortada olduğunu söyledi.5434 sayılı Kanun’un 45. Maddesinin bu durumu tartışmaya yer veremeyecek nitelikte düzenlediğine dikkat çeken Kılıç, "Verilen bu karar ile Nazmi Can askerlik görevini yaparken hastalanarak hayatını kaybettiği için Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından 5434 sayılı kanun un 45 maddesi kapsamında kesin olarak şehit sayılmıştır. Bu karar 67 yıl sonra bir askerimizin şehit sayılması sonucunu doğurduğu gibi bu şekilde hayatını kaybeden askerlerimiz bakımından da emsal nitelikte bir karardır" dedi.

