SON DAKİKA

logo

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi yıllık %40,42, aylık %6,50 arttı

Yİ-ÜFE 2023 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %6,50, bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,82, bir önceki yılın aynı ayına göre %40,42 ve on iki aylık ortalamalara göre %86,59 artış gösterdi.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi yıllık %42,09 arttı
Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %53,61, imalatta %42,09, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %3,29 ve su temininde %59,68 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %36,50, dayanıklı tüketim malında %47,00, dayanıksız tüketim malında %62,00, enerjide %10,26 ve sermaye malında %52,44 artış olarak gerçekleşti.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi aylık %6,15 arttı
Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %4,77, imalatta %6,15, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %12,54 ve su temininde %2,71 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %6,59, dayanıklı tüketim malında %2,53, dayanıksız tüketim malında %3,19, enerjide %12,67 ve sermaye malında %8,02 artış olarak gerçekleşti.
Yıllık Yİ-ÜFE'ye göre 13 alt sektör daha düşük, 16 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık en yüksek azalış; %19,99 ile kok ve rafine petrol ürünleri, %3,66 ile ham petrol ve doğal gaz alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri %95,38, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları %91,80, içecekler %81,97 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık Yİ-ÜFE'ye göre 17 alt sektör daha düşük, 12 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Aylık en yüksek azalış; %6,68 ile ham petrol ve doğal gaz, %0,08 ile kömür ve linyit alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri %18,15, metal cevherleri %13,65, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme %12,54 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
* TUİK

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.05 14:01:06
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bağışıklık sistemimiz gücünü ondan alıyor!

Bağışıklık sistemimizin gücünü büyük ölçüde bağırsaklarımızdan aldığını biliyor muydunuz? Hatta mutluluk hormonu olan serotoninin yüzde 90’ının bağırsaklardan salgılandığını? Peki bağırsaklarımızın sağlıklı olmasının yolunun sağlıklı mikrobiyotadan geçtiğini? Acıbadem Fulya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal “Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70’i bağırsaklarda bulunur. Bağırsakta bizimle birlikte yaşayan ve 100 trilyon civarında bulunan bakteri, maya ve virüslere ‘bağırsak mikrobiyotası’ veya ‘bağırsak florası’ denir. Doğum şekli, antibiyotik kullanımı, çevresel koşullar ve özellikle beslenme şekli mikrobiyotamızı belirler. Bağırsak florasındaki yararlı bakterileri artırmak için yaptığımız her yatırım zararlı bakterilerin etkisini azaltır. Yapılan araştırmalar; bağırsaklarımızda bulunan bu dost veya zararlı bakterilerin miktarının genel sağlığımızı ve ruh durumumuzu etkilediğini açıkça ortaya koyuyor” diyor. Peki bağırsak sağlığımızı korumak, bağırsaklarımızda zararlı bakterileri azaltıp dost bakterileri artırmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal, bağırsak sağlığımız için 10 altın öneride bulundu, önemli açıklamalar yaptı.  

Şekerli ve yağlı besinlerden kaçının

Beslenme ve bağırsak sağlığının çok yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oya Yönal, şeker, yapay tatlandırıcı, fastfood ve doymuş yağ oranı yüksek besinler tüketmenin bağırsak florasını olumsuz etkilediğini belirterek “Bu gıdalar bağırsakta zararlı mikroorganizmaların çoğalmasına neden olabiliyor. Bu nedenle bağırsak sağlığınız için bu gıdaları tüketmekten kaçının” diyor.

Lif (posa) oranı yüksek besinler tüketin ve sağlıklı beslenin 

Besinlerde bulunan lif (posa) bağırsak sağlığı açısından çok önemli. Lif oranı yüksek besinler yararlı mikroorganizmaların bağırsakta çoğalmasını destekliyor. Prof. Dr. Oya Yönal; bulgur,  yulaf, nohut, barbunya, kuru fasulye, kinoa, brokoli, kuşkonmaz, badem, antep fıstığı, elma, şeftali, turunçgiller ve brokoliyi beslenmenize ekleyerek bağırsak sağlığınızı destekleyebileceğinizi belirtiyor. Bu besinlerin yüksek lif içerikleri sayesinde bağırsak hareketlerini artırarak, sindirilmiş besin artıklarının kalın bağırsaktan geçişini hızlandırdığını  söyleyen Prof. Dr. Oya Yönal “Toksik öğelerin kalın bağırsakta uzun süre kalmaması sayesinde burada zararlı bakteri oluşumunun önüne geçiliyor ve sağlıklı bağırsak florasının devamlılığı sağlanıyor” diye konuşuyor. Prof. Dr. Oya Yönal, lifli organik gıdalar, fermente gıdalar (mayalanmış yoğurt, kefir, turşu, şalgam suyu), et, yumurta ve probiyotik kullanmanın bağırsak sağlığı için önemli etkiye sahip olduğunu vurguluyor. 

Yeterli su tüketin

Yapılan bilimsel çalışmalarda; daha fazla su içen kişilerin mide-bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilecek daha az bakteri türüne sahip olduğunun kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Oya Yönal, her gün yeterli su tüketmenin aynı zamanda kabızlığı önlemeye de yardımcı olduğunu söylüyor. 

Probiyotik ve Prebiyotiklerden faydalanın

Bağırsaklarımıza dost bakteriler içeren probiyotik besinler; florayı düzenleyerek bağırsağın düzgün çalışmasını sağlıyor ve toksik maddelerin geri emilimini engelliyor. Kefir, yoğurt, sirke gibi besinler içerdikleri probiyotikler sayesinde bağırsak sağlığının korunmasında önemli etkiye sahipler. Probiyotikler, prebiyotik adı verilen sindirilemeyen karbonhidratlarla besleniyor. Prebiyotiklerin, yararlı bakterilerin bağırsakta çoğalması için gerekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oya Yönal “Kuru baklagiller, enginar, pırasa, soğan, sarımsak, bezelye, kuşkonmaz, muz, arpa, çavdar gibi besinler başlıca prebiyotiklerdir. Bu besinlere sofranızda yer vererek bağırsak sağlığınızı güçlendirebilirsiniz.” diyor. 

Düzenli ve kaliteli uyuyun

Düzenli ve kaliteli uyku, ruh halini ve bağırsak sağlığınızı iyileştiriyor. Düzensiz uyku ise bağırsak florasını bozuyor. Yetişkinler için ortalama 7 saat kaliteli uyku şart.  

Gelişigüzel antibiyotik kullanmayın

Antibiyotiklerin bağırsak mikrobiyotasına ve bağışıklığına zarar verebildiğini belirten Prof. Dr. Oya Yönal şöyle konuşuyor: “Bazı araştırmaların sonucuna göre antibiyotik kullanımından 6 ay sonra bile, bağırsakta hala bazı yararlı bakterilerin oluşmadığını gösteren çalışmalar mevcut. O nedenle gereksiz yere antibiyotik kullanılmamalıdır.”

Düzenli egzersiz yapın

Düzenli egzersiz sağlıklı ve zinde bir yaşam için olmazsa olmazların başında geliyor. Yapılan araştırmalar; düzenli egzersizin bağırsak sağlığı ile de yakından ilişkili olduğunu, bağırsak sağlığını pozitif yönde etkilediğini gösteriyor. Haftada üç gün en az 30 dakika tempolu yürüyüşle bağırsak hareketlerini dolayısıyla bağırsak sağlığınızı güçlendirin.

Sigara ve alkolden uzak durun

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Yönal “Sigara içmek bağırsak florasını bozuyor. Bağırsak sağlığının yanısıra kalp ve akciğer sağlığını da son derece olumsuz etkiler. Kronik alkol tüketimi de bağırsak florasını bozarken, toksinlerin ve inflamatuar ajanların bağırsak duvarından sızmasına yol açabiliyor” diyor.  

Besinleri çok çiğneyin

Bağırsak sağlığı için besinleri yavaş bir şekilde, çok çiğneyerek ve oturarak tüketin. Lokmalarınızın küçük olmasına, aşırı yememeye, özellikle gece yemeğinden kaçınmaya dikkat edin. 

Stresi yönetmeyi öğrenin 

Prof. Dr. Oya Yönal “Kronik yani uzun süre devam eden stres bağırsaklar da dâhil olmak üzere tüm vücudu olumsuz etkiliyor. Yürüyüş ve düzenli egzersiz yapmak, arkadaşlarımızla veya ailemizle vakit geçirmek, hayvanlarla ilgilenmek, meditasyon, nefes egzersizleri ve yoga stresi azaltmanın yollarından bazıları olarak sayılabilir. Ayrıca stresi yönetmeyi öğrenmek, gerekirse destek almaktan kaçınmamak gerekir” diyor.

Acıbadem Basın 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.01 14:28:48
Son Düzenlenme Tarihi :





Oruç Ülsere Nasıl İyi Gelir

Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır SöğütözüHastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, Ramazan ayında uzun süreli açlık nedeniyle ülser riskinin artabileceğini ancak gerekli önlemler alınması durumunda oruç tutulabileceğini, hatta ülser şikayetlerine iyi bile gelebileceğini söyledi.

Ülser şikayeti olanların sanıldığını aksine Ramazan ayında gerekli önlemleri alarak rahatlıkla oruç tutabileceklerini söyleyen Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, “Oruçta uzun süreli açlık nedeniyle ülser riski artabilir. Ancak oruç tutmak isteyen, sağlıklı kişilerin ülser riski artabilir mantığıyla oruçtan men edilmesi mantıklı değildir. Oruç tutarken sigaranın içilmemesi, duyulan manevi haz ve huzur ülser gelişmesini engelleyebilir” diyor.

Ülserin, mide ve on iki parmak bağırsağının iç yüzeyindeki doku kaybı ve yara olarak tanımlanabileceğini belirten Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, şu bilgileri verdi:“Üst orta karında ağrı, şişkinlik, geğirme, yanma, bulantı, kusma hastayı rahatsız edebilir. Hastaların azında ağrı hissi görülmez. Az ihtimalle kanama, delinme, oniki parmak bağırsağında tıkanma gibi ciddi sonuçlar hastanın hayatını riske sokabilir, ameliyat gerektirebilir. Kanamada kanlı kusma, kahve telvesi gibi kusma, siyah cıvık dışkılama, nadiren makattan bol kan gelmesi, halsizlik, solukluk, çarpıntı, nefes darlığı gelişebilir.”

HUZUR ÜLSERE İYİ GELİR

Doç. Dr. Öksüzoğlu, ülser oluşumundaki etkili faktörleri şöyle sıraladı: “Helikobakterpilori isimli bir bakteri, ağrı kesiciler, bazı ilaçlar (kalsiyum tabletler vs.), sigara, genetik faktörler, stres, uzun süreli açlık, bazı hastalıklar (KOAH, böbrek yetmezliği vs.) önemli etkenlerdir.”

Uzun süreli aç kalmanın ülseri tetiklediğini hatırlatan Doç. Dr. Gürol Öksüzoğlu, bu nedenle Ramazan ayı boyunca tutulan oruç döneminde deuzun süreli açlık nedeniyle ülser riski artabileceğini belirtti. “Ancak oruç tutmak isteyen sağlıklı kişilerin, ülser riski artabilir mantığıyla oruçtan men edilmesi mantıklı değildir” diyen Dr. Öksüzoğlu, şöyle devam etti:

MİDE HAPINIZI UNUTMAYIN

“Oruç tutarken sigaranın da içilmemesi, duyulan manevi haz ve huzur ülser gelişmesini engelleyebilir. Oruç tutmak isteyen hastaların dikkat etmesi gereken nokta, eğer eskiden ülser öyküsü varsa günde 1-2 adet mide asit salgısını azaltan mide hapı alarak oruç tutmak, ağrı kesicilerden, stresten, sigaradan kaçınmak, gerekirse parasetamol içeren ağrı kesicileri tercih etmektir. Eğer yeni teşhis edilmiş ülser varsa, ülserin tipine göre doktora danışarak belli bir tedavi süresi sonrası oruç tutmak ya da hiç tutmamak olabilir. Ayrıca üst orta karında saydığımız bu yakınmalar gelişmişse bir an önce doktora başvurmak gerekir.”

Dr. Öksüzoğlu, iftar ve sahurda yavaş yemek gerektiği uyarısında bulunarak, “Bir öğünde mideyi tıka basa doldurmamak, acı, ekşi, kızartmadan, asitli içeceklerden kaçınmak, mideye dokunduğunu bildiğiniz gıdalardan kaçınmak faydalı olur” diye konuştu.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.06.02 02:36:02
Son Düzenlenme Tarihi :