SON DAKİKA

logo

Muratpaşa Belediyesi,’En İyi Çevre Eğitim Etkinlikleri Ödülü’nü’ 8. kez aldı

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin üst üste 8’inci kez almaya hak kazandığı ‘En İyi Çevre Eğitim Etkinlikleri Ödülü’nü Alanya’da düzenlenen 2023 Ulusal Mavi Bayrak ödül töreninde aldı.
Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) koordinasyonunda düzenlenen 2023 Ulusal Mavi Bayrak Ödül ..

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin üst üste 8’inci kez almaya hak kazandığı ‘En İyi Çevre Eğitim Etkinlikleri Ödülü’nü Alanya’da düzenlenen 2023 Ulusal Mavi Bayrak ödül töreninde aldı.
Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) koordinasyonunda düzenlenen 2023 Ulusal Mavi Bayrak Ödül Töreni, Alanya Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Alanya Belediyesi Engelsiz Halk Plajı’nda düzenlenen törende, TÜRÇEV Yönetim Kurulu Başkanı ve eski Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş’in yanı sıra belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşlarından, sivil toplum örgütlerinden temsilciler yer aldı.
Törende, Muratpaşa Belediyesi’nin kendine ait rekoru kırarak üst üste 8’inci almaya hak kazandığı ‘En İyi Çevre Eğitim Etkinlik’ ödülü Başkan Uysal’a takdim edildi. Başkan Uysal, yaptığı konuşmada, ödülü üst üste 8’inci kez almanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Başkan Uysal, şöyle konuştu: “Hem ulusal değerler hem de insanlık değerleri ve evrensel yaklaşım açısından çok kıymetli. Çevre, hele bizim gibi milyonlarca insanı çevresiyle, çevre dokusuyla sınırlarına çeken bir kentseniz ahlaki ve felsefi bir yönelimden ziyade aynı zamanda çok karlı, hayati, doğrudan ekmek davasını ilgilendiren bir konudur”.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.08 15:05:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kepez’de tek eksik !

Kepez’in ilk belediye başkanı İsa Akdemir, makama gelip koltuğuna oturduğu o ilk gününde de oradaydım, 1999 seçimlerinde Mehmet Atay’a koltuğunu devrettiği günde. Daha sonra Erdal Öner’li günler başladı Kepez’de. Ramazanın bir gecesi Laura Alışveriş Merkezi’nin karşısındaki bir tatlıcıda Belediye Başkanı Erdal Öner’le buluşurken, aramızdaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıracak konuşmalara şahit olan bir kişi daha vardı masada, bugün AESOB Başkanı olan o dönemde Kepez Meclis Üyesi Adlıhan Dere.

    Yani Erdal Öner döneminde de Kepez yakın takibimdeydi. 
    Bildiğiniz gibi 2009 yılında Kepez’de Hakan Tütüncü dönemi başlarken, gecekondu denince akla gelen  yer olan Kepez’de dört belediye başkanı dönemindeki değişikliği de yakından izleme ve yaşama imkanı da buldum.
    Kepez’in makus talihi İsa Akdemir’le değişmeye başlamış, Mehmet Atay ve  Erdal Öner döneminde de değişim tüm hızıyla sürmüştür. Üç dönemdir Kepez’de Hakan Tütüncü’nün hizmet rüzgarı esiyor ve bir zamanlar Antalya’nın arka bahçesi olan Kepez bugün artık şehrin vitrini olarak gösteriliyor.
    Bir zamanların gecekondu bölgesi Kepez bugün onlarca temalı park, onlarca kütüphane, kültür, sanat ve kongre merkezleri, çok amaçlı semt evleri, hastanesi, kreşleri ile Türkiye’nin en fazla yatırım ve hizmet yapılan ilçelerinden olmuştur.
    Kepez; özellikle DokumaPark ile sadece Kepez’in değil Antalya’nın akciğerlerinden biri olmuştur.. Beton yığınlarının arasında yeşil alan olmakla kalmayan DokumaPark, aynı zamanda müzeleri barındıran bir kompleks, bir sanat galerisi, kütüphane, similasyon merkezi, botanik park, bilim merkezi ile şehrin  önemli bir çekim merkezi de olmuştur.
    Peki bunca yatırım ve hizmete rağmen Kepez’in hiç mi eksiği yoktu ?
    Olmaz  mı ? Bir eksiklik vardı, hem de  oldukça önemli bir eksiklik. 
    Antalya turizm merkezi. Yerli ve yabancı turistler yılın 12 ayı ilimize geliyor, tatil yapıyor. Türkiye geneline baktığımız zaman turizmdeki en büyük pasta dilimi Antalya’ya ait.   
    İşte Kepez’in en büyük eksiliği turizm pastasından hak ettiği payı almaması. Bir başka ifade ile Kepez’in 3 T’den sadece ikisine, tarım ve ticarete sahip olması.
    Dün çok önemli bir proje için BAKA adına Antalya Valisi Ersin Yazıcı ile Kepez Belediyesi adına Başkan Hakan Tütüncü tarafından  bir protokol imzalandı. Sözkonusu protokolla, Kepez sınırları içinde 2 bin 200 yıllık bir geçmişe sahip bulunan Lyrboton Kome antik şehrine BAKA’dan sağlanacak destekle alternatif bir turizm destinasyonu için çalışma yapılacak.
    Şimdi diyeceksiniz, deniz, güneş sahilde güneşlenmek varken, Aspendos, Perge gibi dünya tarafından tanınan antik kentler dururken, çarşı içine turisti getiremezken yerli ya da yabancı turist Kepez’in Varsak Mahallesi’nde bulunan bu antik şehre gelir mi ?
    Kaç yıl oldu hatırlamıyorum ama Hakan Tütüncü, birara hizmetlerini tanıtmak için geziler düzenliyordu. Bu gezilerden biri gazeteciler için yapıldı ve ben o gün Lyrboton Antik kenti’nden haberdar oldum, bu tarihi yerin özelliğini o gün belediye başkanının ağzından öğrendim ve bugün gelinen noktada  da Tütüncü’nün o gün düşündüklerini bugün hayata geçirilmesi için çok büyük bir adımı attığını anladım.
    Lyrboton Kome; Roma döneminde Perge Antik kentinin  zeytinyağı üretim merkezi. BAKA’nın maddi desteğiyle Tütüncü burayı  500-600 zeytin ağacıyla birlikte bir arkeopark haline getirmeyi hedefliyor.
    Yerli ve yabancı konukların Lyrboton Kome’ye gelmesi için elbette geçerli bir neden olmalı. Bu antik şehir yerli ve turist için cazip hale getirilmeli.
    Peki bu nasıl sağlanacak ?
    Proje ile o dönemdeki zeytinyağı  işleme prosesleri ziyaretçilere sunulacak. Zeytin  bahçesi haline getirilecek antik kentte gelen yerli ve yabancı konuklar hasat zamanında kendi zeytinlerini kendileri toplayacaklar.  Kendi elleriyle işleyecekler ve zeytin taş baskı soğuk  sıkım atölyesinde sıktırarak doğal ve organik zeytinyağını alıp ülkelerine gidecekler.
    Ayrıca bölge çiftçinin ürettiği  zeytinyağı Lyrboton Kome markası adı altında değerlendirilecek, satışa sunulacak.
    Sonuç olarak bu proje Hakan Tütüncü’yle hayata geçer. Bu proje düşünülenlerin yapılması halinde tutar. Bu proje, kepez’in turizm pastasından hak ettiği payı almasını sağlar.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.20 15:54:47
Son Düzenlenme Tarihi :





‘Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030’ bildirisine Korkuteli Dereköy Köylülerinden destek geldi

Yıllardır kömürün gölgesinde yaşayan Türkiye’nin farklı illerinden ekoloji örgütleri, 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesinde, mevcut kömürlü termik santrallerin 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılması için ‘‘Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030’’ talebini bir bildiriyle paylaştı.
Bildiriye Antalya’dan da destek geldi.
Bildirinin imzacıları arasında Muğla, Kahramanmaraş, Çanakkale, Antalya, İzmir, Denizli, Sivas, Adana, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Hatay, Karaman gibi illerde yıllardır kömüre karşı mücadele eden 17 kurum bulunuyor.
‘‘Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030’’ bildirisi, Türkiye’nin 13 ilinde, 3 Haziran’da eş zamanlı basın açıklaması ve eylemlerle kamuoyuna sunuldu.
Bildiride, kömür madenciliği ve kömürlü termik santraller nedeniyle bölgede yaşayanların ya topraklarını kaybederek köylerini terk etmek ya da madene inmek zorunda kaldıkları belirtildi.
‘‘Yıllar içinde kömür; suyumuzu, toprağımızı, gıdamızı kirletti. Madende ve santralde çalışan ve etrafında yaşayan herkes, her gün kömürün zehirlediği kirli havayı soluyor, kirli gıdayı tüketiyor. Kanser olduk; çocuklarımız ve gençlerimiz sinsi hastalıklara yakalandı.
Kömürün artık vadesinin dolduğuna dikkat çekilen bildiride, yapılan bilimsel çalışmaların Türkiye için rüzgarı ve güneşi merkeze alan toplumun gerçek enerji ihtiyacına yönelik bir enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğu belirtildi.
‘‘Bu enerji dönüşümü doğa koruma alanları, orman, tarım alanları, su varlıkları üzerindeki baskıyı arttırmayacak şekilde planlanmalı, dönüşümde biyolojik çeşitlilik gözetilmeli, arazi kullanımı kararları planlı ve bütüncül politikalarla verilmeli, gıda güvencesini temin eden verimli tarımsal araziler korunmalı, yöre insanının ekolojik ve sosyal hakları gözetilmeli. Ancak bu sayede iklim krizinin doğa ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri ile mücadele edebiliriz.’’
Karar alıcılardan, kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı planlı ve kademeli bir kömürden çıkış planı hazırlanmasını talep eden imzacılar, bu planın ekolojik, ekonomik ve sosyal açıdan adil bir geçişi temin etmesinin şart olduğunu vurguladı.
Bildiride kömürden adil çıkış için talepler şöyle sıralandı:
* Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın.
* Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin.
* Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun.
* Kömür arama çalışmaları durdurulsun.
* Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler özlük haklarını ve geleceklerini güvence altına alacak programlarla desteklensin.
* Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki ve yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin.
* Krizlere karşı dirençli bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarını değil, kamu yararını, bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.04 11:46:22
Son Düzenlenme Tarihi :