SON DAKİKA

logo

Bakan Özhaseki’nin ’Yerinde dönüşüm’ açıklamasına Kahramanmaraş’tan destek

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından ağır hasar alan 13 bloklu sitenin sakinleri, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’nin açıkladığı, ‘Yerinde Dönüşüm’ projesine katılmak istediklerini ve ağır hasarlı binalarının yerinde dönüşüm çerçevesinde yeniden yapılmasını istedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, dün depremzedelere yeni destek paketini açıkladı. Özhaseki, Yerinde Dönüşüm Projesi çerçevesinde kendi yapısını yerinde inşa edecek afetzedelere faizsiz kredinin yanı sıra konutlar için 500 bin lira, iş yerleri için 250 bin lira hibe verileceğini belirtmişti. Bakan Özhaseki’nin açıklaması depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta karşılık buldu. Merkez Onikişubat ilçesi Süleyman Şah Mahalle sakinleri de yerinde dönüşüm istedi. Mahallede bulunan ve ağır hasar alan 13 bloklu Sümer Evleri Sitesi ile bir bloğu depremde yıkılan ve iki bloğu da ağır hasar alan 60 Evler Sitesi sakinleri de binalarının yerinde dönüşümünü talep etti.
Mahalle Muhtarı Ali Mehmet Kurtağzı, “Depremlerden sonra sıkıntıya girdik ancak Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Bu binalarımız 1984 yılında temelleri atıldı ve deprem nedeniyle ağrı hasar aldı yıkılacak. Mahalle halkım Sümer Evler ve 60 Evler sitesi sakinleri beni her zaman arıyor ve soruyor son durumu. Evlerinin yerine yapılmasını istiyorlardı. Bizim bu binaların yerlerinin de sağlam olduğuna inanıyoruz ölçülsün takip edilsin. İnşallah devletimiz de milletimiz de bu sıkıntılardan kurtulur. Aylardır çadır ve konteynerlerde hayat geçiriyor insanlar. Devlet büyüklerimizden yardım bekliyor ve bir an önce evlerimizi yerine yapıp normal hayatımıza geçelim” dedi.
Depremzedelerden Ömer Çolak ise “Binalarımızın evlerimizin yerinde yapılmasını istiyoruz. Binalarımız iki büyük deprem yaşamış olmasına rağmen ağır hasar aldı ve yıkılmadı. Zeminin sağlam olduğuna kani geldik. Yetkililerimizin bu taleplerimizi dikkate almalarını ve evlerimizin yerinde yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.08 21:09:31
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Ters şeride giren otomobil kazaya neden oldu: 1 ölü, 3 yaralı

Burdur-Antalya karayolunda ters şeride giren otomobil kazaya neden oldu. İki aracın kafa kafaya çarpıştığı kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı.
Kaza, saat 04.30 sıralarında Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Karapınar köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Burdur’dan Antalya istikametine seyir eden Yıldıray S. idaresindeki 43 ACV 172 plakalı otomobil, aynı şeritte ters yönde ilerleyen Hilmi S. idaresindeki 07 AVK 599 plakalı otomobille kafa kafaya çarpıştı. Kazada araç sürücüleri Hilmi S. ve Yıldıray S. ile 43 ACV 172 plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan İsmail E. ve İsmail Ataş yaralandı. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezine yaptığı ihbar üzerine bölgeye sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından ambulansla Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ağır yaralanan İsmail Ataş hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Diğer yaralılardan durumu ağır olan Hilmi S. ve İsmail E.’nin tedavileri sürüyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.27 15:39:40
Son Düzenlenme Tarihi :





MEYVE SEBZENİN YARISI ÇÖPE GİDİYOR

Antalya Ticaret Borsası(ATB), Antalya Tarım Konseyi(ATAK), Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen “2021 Uluslararası Meyve Sebze Yılı İlk Yarı Değerlendirme Toplantısı" gazeteci Galip Umut Özdil’in moderatörlüğünde çevrimiçi yapıldı. ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca’nın açılışında konuştuğu toplantıya, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği Başkanı (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan ile Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm konuşmacı olarak katıldı.

BM’nin 2021 yılını “Meyve ve Sebze Yılı” ilan ettiğini anımsatan Özdil, 2016 yılının da “Bakliyat Yılı” ilan edildiğini, farkındalık yaratılan o dönemde bakliyatın üretim ve tüketiminin arttığına dikkat çekti. Özdil, “Bakliyatın tüketimi o dönem dünya genelinde yüzde 3.84 arttı. Bu yıl meyve sebze üretim ve tüketiminde de artış olmasını umuyoruz” dedi.


 

ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın yaş meyve sebze üretiminde Türkiye’nin en önemli merkezi olduğunu kaydederken, üretimin sürdürülebilir olması için ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Çandır, Borsa olarak 2021’i sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini belirtirken, iklim değişikliği, yeşil mutabakat konularına dikkat çekmek için toplantılar düzenledikleri söyledi.

 

Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, Türkiye’nin meyve sebze üretiminde dünyada 5. sırada yer aldığını kaydederken, “Hem üretim hem tüketim noktasında şanslı bir coğrafyadayız” dedi. Türkiye’de geçen yıl 50 milyon ton yaş meyve sebze üretilirken, Antalya’daki üretimin 6.7 milyon tonu geçtiğine dikkat çeken Karaca, “Üretimimiz artarak devam ediyor. Ürettiğimiz ürünün planlamasını yapmalıyız. Bununla ilgili tüm kurumlarla ortak çalışıyoruz” diye konuştu.

 

SAĞLIKLI, UYGUN FİYATLI VE ERİŞELEBİLİR OLMALI

FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, sağlıklı beslenme için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurgularken, “Dünya Sağlık Örgütü her gün en az 400 gram meyve sebze tüketilmesini öneriyor. DSÖ, 2017 yılında 3.9 milyon insanın ölüm sebebinin yeterince meyve sebze tüketmemelerinden kaynaklı olduğunu rapor etti. Meyve sebze beslenmemizin temeli. O nedenle gıda güvenliği kuralları çerçevesinde üretilmeli, uygun fiyatlı, sağlıklı ve erişilebilir olmalı” diye konuştu.

 

MEYVE SEBZENİN YARISI ÇÖPE GİDİYOR

Selışık, 2000 yılında dünya genelinde 685 milyon ton sebze üretilirken, 2018 yılında 1 milyar ton sebze üretildiğini, aynı döneminde meyve üretiminin 577 milyon tondan, 868 milyon tona çıktığını kaydetti. Selışık, TÜİK verilerine göre bu yıl Türkiye’de sebze üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 0.3 azalacağının tahmin edildiğini, meyve, içecek ve baharat bitkileri üretiminde yüzde 7.1 oranında artış olacağının tahmin edildiğini söyledi. Selışık, gıda israfına dikkat çekerken, “Gelişmiş ülkelerde meyve ve sebzenin yüzde 50’ye yakını hasat ve tüketim sürecinde kaybediliyor. Özellikle yaş sebzenin pazara erişimi sırasında büyük kayıplar oluyor. Bu kayıplar da toprak su gibi giderek azalan sınırlı kaynaklarımızın kaybına neden oluyor” diye konuştu.

 

GIDANIN YÜZDE 80’İNİ KÜÇÜK İŞLETMELER ÜRETİYOR

 

Ayşegül Selışık, meyve sebzedeki kaybın sera gazı sorununu da artırdığını belirtirken, “İklim değişikliği riskini iyi yönetmemiz gerekiyor. Kayıp ve israf önlenirse sera gazı salınımı da azalır” dedi. Selışık, dünya gıda üretiminin yüzde 80’inin, meyve sebze üretiminin ise yüzde 50’sinin küçük işletmeler tarafından üretildiğini belirtirken, küçük üreticinin ürününü pazara ulaştırmada yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Selışık, küçük üreticinin yaşadığı sıkıntıların kooperatifler aracılığıyla giderilebileceğini belirtti.

 

AFYONKARAHİSAR KİRAZ İHRAÇ EDEMEDİ

BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, salgın döneminde tarım sektörünün üretim ve ihracatının durmadığını, artarak devam ettiğini belirtirken, bu yılın ilk 6 ayında yapılan tarımsal ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40’ın üzerinde artış kaydettiğini söyledi. Ürün kaybının yaş meyve ve sebze ihracatında da yaşandığını belirten Çavuşoğlu, “Ürünümüzü tüketiciye ulaştırıncaya kadar ciddi bir israf yaşıyoruz” dedi. İklim değişikliğinin yaş meyve ve sebze üretimi ve ihracatını olumsuz etkilediğini kaydeden Çavuşoğlu, kiraz ihracatında önemli bir yer olan Afyonkarahisar’ın bu yıl hava şartlarının üretimi olumsuz etkilemesi nedeniyle kiraz ihraç edemediğine dikkat çekti.

 

TAKİP SİSTEMİ SAHADA OLMALI

Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, yaş meyve ve sebzede üretimden tüketime ürünün izlenebilirliğinin önemini vurguladı. Bunun için sahada olan bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Tavşan, “Ürünü tarladan sofraya iyi takip edecek, gıda güvenliğinden fiyatlandırmasına kadar takibini yapabilecek bir yapıya ihtiyaç var ama bu yapılanmayı sahada görmek istiyoruz” dedi. Hal sisteminin sürekli gündeme getirildiğini, ancak yerine konacak daha iyi bir sistemin henüz bulunamadığını söyleyen Tavşan, “Hal sistemini sürekli konuşmak bizi yaralıyor” dedi. Tavşan, üretim planlaması ve fiyat garanti sisteminin oluşturulmasıyla üreticinin ve tüketicinin mutlu olabileceğini kaydetti.

 

YAŞ MEYVE SEBZENİN YÜZDE 30’U HAL’DEN GEÇİYOR

Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, 1960 yılında çıkarılan Hal Kanunu’nun yaş meyve ve sebzeye standart getirdiğini belirtirken, daha sonra yapılan düzenlemelerle ürün standardının yok sayıldığını söyledi. Kuruüzüm, “Buzdolabı alırken bile ‘tek kapılı mı çift kapılı mı’ diye soruyorsunuz ama domateste hangi domates çeşidi diye sormuyorsunuz” dedi. Türkiye’de üretilen yaş meyve sebzenin yüzde 30’u, Antalya’da ise sadece yüzde 20’sinin hallerden geçtiğini kaydeden Kuruüzüm, “Fiyat mekanizmasını ve şeffaflığı hal sistemiyle oluşturmak mümkün” dedi. Kuruüzüm, hal yasasına her dokunuşta hem üretici hem tüketicinin zarar gördüğüne dikkat çekti.

























Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.07.09 09:42:30
Son Düzenlenme Tarihi :