VALİ YAZICI YENİ İL JANDARMA KOMUTANINI KABUL ETTİ
Vali Ersin Yazıcı, Antalya İl Jandarma Komutanı olarak atanan Tuğgeneral Yavuz Özfidan’ı makamında kabul edip yeni görevinde başarılar diledi.
Görüşmede,
Antalya’nın dünyanın en güvenilir şehirlerinden biri olduğuna vurgu yapan Vali
Ersin Yazıcı “Bizim görevimiz bu şehirdeki huzur ve güvenliği sağlamak. Antalya
bir dünya şehri, ülkemizin turizm başkentidir. Biz sadece bu şehirde yaşayan iki
buçuk milyon insanın güvenliğinden sorumlu değiliz. Her sene yurtdışından
milyonlarca misafir ağırladığımız şehrimizde misafirlerimizin huzur ve güven
ortamı içerisinde tatillerini yaparak ülkelerine memnun bir şekilde dönmelerini
sağlamak da bizim görevimiz. Bu misafirlerin şehrimizi tercih etmesi adına
Antalya’nın güvenliği kadar güvenlik algısı da çok önemli. Biz şehrimizin
tanıtımını yaparken bu ziyaretçilere bu şehrin güvenli olduğu algısını da
vurguluyoruz.Turizm bölgelerimizin birçoğu da Jandarmanın yetki ve sorumluluk
alanlarında yer alıyor. Buradaki personelimizinimajı,tutumu ve nitelikli olması
çok önemli. Yabancı misafirlerimize karşı Türk askerini temsil ettiklerinin
bilincinde olmaları gerekiyor. Bu yüzden bizlere çok büyük bir sorumluluk
düşüyor. Bu şehirde yaşanacak en küçük bir talihsiz olay, en küçük bir iletişim
sorunu dahi sadece şehrimizin değil Türkiye’nin imajını da zedeler. Bu sebeple
görevimizi ifa ederken büyük bir hassasiyet göstermeliyiz. Siz de tecrübeli bir
generalimiz olarak Terörle Mücadele Daire Başkanlığı görevinden şehrimize İl
Jandarma Komutanı olarak atandınız. Ben görevinizi en iyi şekilde ifa
edeceğinize inanıyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Görevinizde kolaylıklar ve
başarılar dilerim.” ifadelerini kullandı.
Tuğgeneral Yavuz Özfidan Kimdir
1968 yılında Eskişehir’de
doğmuştur.
1986 yılında Işıklar Askeri
Lisesi, 1990 yılında Kara Harp Okulu, 1991 yılında Piyade Okulu, 1992 yılında
Jandarma Subay Okulundan mezun olmuştur. 2009 yılında; Dicle Üniversitesi
Eğitim Bilimlerinde Yüksek Lisans derecesi almıştır. İtalya Carabinieri Subay Okulu,
Kara Harp Akademisinde kurslar görmüştür.
1992-2000 yılları arasında Bölük
ve İlçe Jandarma Komutanı olarak; Niğde, Ankara ve Van’da çeşitli görevlerde
bulunmuş,
2000-2007 yılları arasında Genelkurmay
Başkanlığı bünyesinde Ankara ve Diyarbakır’da Proje Geliştirme ve Analiz
Değerlendirme Subaylığı,
2007-2011 yılları arasında
İstanbul Tak.J.Komd.AlayıHrk. Eğt. Ks.A.liği ve Tunceli Dent.ve Değ. Bşk.lığı,
2011-2017 yılları arasında
Burdur, Hakkâri ve Muğla İl Jandarma Komutanı olarak görev yapmış, 21 Temmuz
2017 tarih ve 2017 / 285 sayılı Kararname ile Tuğgeneralliğe terfi etmiş ve Van
İl Jandarma Komutanı olarak atanmıştır.
2019-2021 tarihleri arasında
Jandarma Terörle Mücadele Daire Başkanı olarak görev yapmıştır.
23 Ağustos 2021 tarih ve
2021/422 sayılı Kararname ile Antalya İl Jandarma Komutanlığı görevine atanmış
ve halen bu görevi sürdürmektedir. Dilek ÖZFİDAN ile evli olup iki çocuk
babasıdır. Almanca ve İtalyanca bilmektedir.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.02 14:03:31
Son Düzenlenme Tarihi :
Doç. Koşar: ”Keçe, moda dünyasında yükseliyor”
Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Sevim Tuğba Arabalı Koşar, Çukurova Türkoloji Araştırma Merkezi’nde (ÇÜTAM) “Geleneksel Keçe Tekniğinin Sanatsal İfade Aracı Olarak Kullanımı ve Çağdaş Yorumlamalar” konulu bir konferans verdi. Koşar, keçenin sözlük anlamı olarak, yapağı veya keçi kılının dürülüp kuvvetlice bastırılması veya dövülmesiyle elde edilen kepenek, çadır, cank, külah ve döşeme örgüsü yapımında kullanılan dokunmamış kaba kumaş (aba) olarak tanımlandığını söyledi.
Maddi kültürün en güzel örnekleri olan el sanatlarının, Türk halk kültürünü tanımlaması, çeşitliliği ve sanat değeri ile geçmişten geleceğe taşıması özellikleri ile dünya el sanatları içinde seçkin bir yere sahip olduğunu ve geleneksel Türk el sanatları ya da halk sanatlarından biri olan keçe yapımcılığının en eski el sanatı olarak nitelendirilebildiğini ifade eden Koşar, “Keçenin soğuğa dayanıklı ve su geçirmez olması, onu kullanım aracı olarak ilk sırada tutmuştur. Türkçe’de, keçe sözüne ilk kez XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde rastlanmıştır. Keçe kelimesinin, geçme-geçmek (kaynaşıp birleşmek anlamında) kelimeleri arasındaki bir ilişkiden dolayı kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir. Keçeleme kelimesi de lifi keçeye dönüştürme sürecini ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir çok bilim adamı ve araştırmacı keçenin tekstilin ilk örneği olduğu, iklim Özellikleri nedeniyle de muhtemelen ilk kez Orta Asya’da üretildiği konusunda hem fikirdir. M.Ö 4. yüzyıldan bu yana keçenin buluntuları, koyunun olduğu her coğrafyadaki kazıdan çıkmıştır. Özellikle Orta Asya göçerleri, keçeyi ürününü ana temel ihtiyaç olarak kullanmışlardır. Geçmişte iklim şartlarına ve yaşam tarzına uygunluğu, sağlıklı olması, nemi tutması ve yalıtıma yatkı olması özellikleri nedeniyle "çadır örtüsünden yer örtüsüne, giysilerden günlük yaşamda kullanım ve taşıma aksesuarlarına kadar birçok alanda yaygın olarak kullanılmıştır” diye konuştu.
"Günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur"
Geleneksel Türk el sanatlarının sonsuz döngü içinde yer almaya ve geleceğe taşınan kültür mirasının bir parçası olmaya devam etmekte olduğunu belirten Koşar, “Geleneksel Türk El Sanattan içinde geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan keçe popüler kültür içinde, doğal, kültürel değerleri barındıran, yenilenebilir, sürdürülebilir ve ekolojik bir malzeme olması nedeniyle günümüz sanatçılarının tercih ettiği bir sanat dal olmuştur. Günümüzde birçok yerli ve yabancı sanatçı keçeyi geleneksel yöntemlerin ve kullanımının dışında farklı malzeme ve tasarımla kullanarak, çağdaş sanat dünyası içinde yerini korumasına destek olmaktadır” şeklinde konuştu.
Toplantı sonunda ÇÜTAM Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik tarafından Doç. Sevim Tuğba Arabalı Coşar’a bir teşekkür belgesi verildi.
Kaynak : İHA