SON DAKİKA

logo

Şeker hastası yaşlı adamın deniz keyfi kabusa döndü

Hatay’ın Samandağ ilçesinde 67 yaşındaki vatandaşın kumsalda yürüdüğü esnada ayak tabanının derisi soyulmaya başladı. Deniz keyfi kabusa dönen yaşlı adam ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Edinilen bilgililere göre, Samandağ ilçesinde geçtiğimiz gün güneşli havanın tadını çıkarmak isteyen 67 yaşındaki şahıs, deniz de yüzdükten sonra güneşlenmeye başladı. Bir süre sonra ayak tabanında soyulma başlayan şahıs, çevredeki vatandaşlardan yardım istedi. Durumun 112 acil çağrı merkezine bildirilmesi üzerine yaşlı adam, olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Şeker hastası olduğu öğrenilen şahsın, ayak tabanlarında ciddi ve derin yanık izleri olduğu görüldü.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.24 22:05:23
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Klima almadan önce bunlara dikkat edin

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte klima talebinde sıçrama bekleniyor. Tüketicilerin klima satın almadan önce önemli püf noktalara dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çeken Baymak Akademi Direktörü Mustafa Bozkurt, “Günümüzde piyasada çok farklı özelliklere sahip klimalar bulunuyor. Doğru klimaya karar verebilmek için kullanılacak yerin özelliklerine uygun bir seçim yapmanın yanı sıra; enerji verimliliği yüksek, hava kalitesini artıran, çok fonksiyonlu ürünler tercih edilmeli. Ayrıca seçilecek markanın yaygın bayi ve yetkili servis ağı ile 7/24 çalışan bir müşteri hizmetleri ekibi olmasına da dikkat edilmeli” diyor.

Yaşam kalitesini artıran klimalar, artık hayatın vazgeçilmezleri arasına girdi. Havaların ısınmasıyla, klimalara olan talebin artması bekleniyor. Klimaların uzun ömürlü olması, beklentileri karşılaması, bütçe dostu olması ve sorunsuz çalışması büyük önem taşıyor. Piyasada farklı özelliklere sahip yerli ve yabancı çok sayıda klima modeli olması, tüketicilerin seçimini de zorlaştırıyor. Özellikle üretim maliyetleri ve enerji fiyatlarındaki artışla birlikte klima fiyatlarının da artması tüketicilerin en doğru tercihi yapmasını çok daha önemli hale getiriyor. 

Baymak Akademi Direktörü Mustafa Bozkurt, “Doğru klima tercihi ve klimaların doğru kullanımıyla konforlu yaşam alanlarına sahip olmak mümkün. Bunu sağlamak adına hem sağlığınızı hem de bütçenizi korumak için tercihler çok büyük önem taşıyor. Nasıl bir klimaya ihtiyaç olduğu, mekânın özelliklerini dikkate alarak belirlenmeli” diyor. 

Elektrik tasarrufu için dikkat edilmesi gereken noktalar
Bozkurt, klima seçiminde dikkat edilmesi gereken ilk konunun cihazın verimi, enerji tüketim sınıfı ve montajı yapılacak alanın ısıtma ve soğutma ihtiyacına uygunluğu olduğunu belirtiyor. “Hem verimlilik hem de enerji tasarrufu için en az A+ ve üzeri enerji sınıfındaki inverter özellikli SEER ve SCOP değerleri yüksek cihazlar tercih edilmelidir” diyen Bozkurt, önerilerini şöyle sürdürüyor: “Klimaların enerji etiketlerinde belirtilen SEER yani mevsimsel enerji verimliliği oranı değeri ve SCOP mevsimsel performans katsayısı cihazın sahip olduğu enerji verimliliğini seviyesini gösterir. SEER ve SCOP değerleri ne kadar yüksek olursa ünite o kadar verimli çalışır ve elektrik tüketimi de düşük olur.” Özellikle soğutma modunda kullanılan ECO modu özelliğine sahip klimaların tercih edilmesinin elektrik sarfiyatını azaltacağına işaret eden Bozkurt “Klima kullanımında gerek sağlığımız gerekse düşük elektrik sarfiyatı için kullanılmasını tavsiye ettiğimiz oda sıcaklıkları; yazın 24-26 derece santigrat kışın 21-23 derece santigrat olmalı. Sıcaklık farkından kaynaklanan sağlık problemleri yaşanmaması adına; iklimlendirme yapılan alanlarda, ani sıcaklık değişiklikleri yapılmasını tavsiye etmiyoruz. Dış hava sıcaklığı ve iç ortam sıcaklığı arasında 6-8 derecelik bir fark olmasına dikkat edilmesini öneriyoruz. Örneğin dışarısı 30 dereceyken ev sıcaklığı 24 derece olmalı” değerlendirmesinde bulunuyor.

UV teknolojisi havanın temizlenmesine destek oluyor
Bahar aylarıyla birlikte alerjik tepkilerin yaygınlaşması, hava kalitesinin önemini daha da iyi kavramamızı sağlıyor. Bozkurt, yeni nesil Baymak Elegant Plus UV klimaların, ultraviyole teknolojisiyle; virüs, mantar ve bakterilerden büyük oranda koruyarak havanın temizlenmesine yardımcı olduğunu ifade ediyor.



Tercih edilecek klimanın fiyatına montajın dahil olmasının önemli kriterlerden bir diğeri olduğuna işaret eden Bozkurt, klima kumandasının oda termostatı olarak da kullanılabilmesi, favori ayarlara tek tuşla ulaşılabilmesi, klimanın otomatik devreye girme, kendi kendini temizleme, zaman programı yapabilme, sessiz çalışma (silence) özelliğine sahip olmasının yanı sıra; nem alma, ECO modu, Wi-Fi ile uzaktan kontrol gibi özelliklerin de tüketicilerin tercihinde etkili olması gerektiğini belirtiyor. 

Çevre için R32 gazı, sessizlik için düşük desibel seviyesi önemli
Öte yandan klimanın içinde kullanılan soğutucu akışkanın türü hem verimlilik hem de çevre duyarlılığı açısından önemli bir fark yaratabiliyor. Küresel ısınmayla birlikte alternatif akışkan arayışlarının başladığını ve çevre duyarlılığına sahip bilinçli tüketicilerin R32 soğutucu akışkan kullanılan klimaları tercih etmesinin faydalı olacağını ifade eden Bozkurt, gürültü seviyesinin de önemine dikkat çekiyor. “Klimanızın ne kadar gürültülü olduğu; marka modeli ile yaşı, türü ve bulunduğu şartlara göre değişkenlik gösterebilir” diyen Bozkurt, konfor isteyenlere desibel değeri düşük ve sessiz çalışma (silence) moduna sahip klimaların tercih edilmesini öneriyor. 

Garanti süresi kadar kapsamı da önemli
Bozkurt, “Klima satın alırken bir diğer önemli husus da garanti süresi. Düşük garanti süresi yerine daha uzun garanti verilen cihazlar tercih edilmeli ve bu garantinin tüm ürünü koşulsuz olarak kapsadığına dikkat edilmeli” uyarısında bulunuyor.

Bozkurt “Satın alınacak markanın bölgedeki yaygınlığı da ayrıca dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alıyor. Satın alınacak markanın bulunulan bölgede yaygın bayi ve yetkili servis ağı, hızlı montaj ve servis hizmeti sağlayabilme kapasitesi,  7/24 çağrı merkezi ve yüksek müşteri memnuniyeti oranın olması da dikkate alınmalı” diyor.


-BAYMAK BSN.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.20 11:08:00
Son Düzenlenme Tarihi :





Subaşı: AFAD ve Kızılay da enkaz altında kaldı”

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı; 11 ilimizde yaşanan deprem felaketi ile ilgili TBMM’de yaptığı konuşmada sistemi eleştirerek, “Cumhurbaşkanı ‘Devleti şirket mantığıyla yönetmeliyiz, kazan-kazan düsturumuz olmalı’ dedikten sonra tek tek bütün kamu kurumlarını maalesef kaybetmeye başladık” dedi. Subaşı, bu felakette insanlarımız ve şehirlerimiz gibi AFAD ve Kızılay da enkaz altında kaldığını söyledi.

    TBMM Genel Kurulunda deprem felaketi ile ilgili İYİ Parti adına konuşan Hasan Subaşı, ülkemizin gerçekten büyük felaketler yaşadığını belirterek; “Üst üste iki deprem sonucunda 11 ilimiz enkaz altında kaldı, on binlerce insanımızı kaybettik, şehir merkezlerinde büyük tahribatlar oldu. Ben, buradan, kaybettiğimiz insanlarımız için tekrar başsağlığı diliyorum, inşallah, bir daha ülkemizin bu tür felaketlerle karşılaşmamasını diliyorum” diye konuştu.

    Subaşı, bu felaket sırasında ilk başta, Cumhurbaşkanlığı sisteminde düğmenin yanlış iliklendiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

 Kızılay Holdingleşme sevdasına kapıldı

    “Sayın Cumhurbaşkanı ‘Devleti şirket mantığıyla yönetmeliyiz, kazan-kazan düsturumuz olmalı’ dedikten sonra tek tek bütün kamu kurumlarını maalesef kaybetmeye başladık ki bunların içinde en değerlisi 1868 yılında Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak kurulmuş olan Kızılay’dı. Kızılay da bu kazan-kazandan, şirket mantığından etkilenmek suretiyle bir holdingleşme sevdasına kapıldı, oysa bu yardım derneği, bizim baş tacımızdı. Dünya çapındaki Kızılay holdingleşme hevesiyle, depremde enkaz altında kalan insanlarımız ve şehirlerimiz gibi AFAD ve Kızılay da enkaz altında kaldı maalesef”

 Şirketler kar, dernekler yardımı amaçlar

    Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Cumhurbaşkanı’nın ‘şirket mantığı ile yönetim’ gereği 13 tane şirket kurulduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Devlet ve yardım kuruluşları kazan-kazan esasına dayalı olarak şirket mantığıyla yönetilecekse eğer, Türkiye’de de dünya ülkelerinde de çok tecrübeli, bu konuda yönetim kabiliyeti olan şirketler var. Oysa yardım dernekleri ve cemiyetleri yardımı amaçlar, şirketler ise sadece kâr amacıyla yönetilir.Bir cemiyeti, bir vakfı, bir yardım kuruluşunu şirket mantığıyla yönetmek mümkün olmamaktadır çünkü kazanmakla ilgili şirketlerin ciddi deneyimleri vardır ama siz bir yardım kuruluşunu bir şirkete dönüştürürseniz maalesef, kazanabilmek için afet bekler hale gelirler. Öyle ki bugün yaşandığı gibi, Kızılay afet sonrası atağa geçmiş afetzedelereçadır ve elindeki malları satmaya başlamıştır çünkü amacı kârdır”

 Göbeklitepe’de sütunlar bir milim oynamadı

    Hasan Subaşı konuşmasının son bölümünde Prof. Naci Görür’ün bir açıklamasını hatırlatarak; “Urfa şehri yıkılmıştır ama 19 kilometre ilerisinde, on iki bin yıl önceki yerleşim merkezi Göbeklitepe’de şehrin sütunlarında 1 milim dahi oynamamıştır, hareket olmamıştır. Yani, on iki bin yıl önce insan yaşamıyla ilgili yerleşim merkezlerinin ne kadar özenle yapıldığı orta yerdeyken biz, maalesef, bu konuda da toplum olarak sınıfta kaldık. Bir zihniyet devrimine gerçekten ihtiyaç var!..”


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.17 11:13:50
Son Düzenlenme Tarihi :