SON DAKİKA

logo

Diyetisyen Nevin Bilici: “Eti 200 ile 250 gramdan fazla tüketmemeliyiz”

Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi Diyetisyeni Nevin Bilici, kesimden hemen sonra yenilen etin sindirim problemlerine neden olabileceği uyarısında bulundu.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi Diyetisyeni Nevin Bilici, bayramda sağlıklı beslenme konusunda uyarılard..

Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi Diyetisyeni Nevin Bilici, kesimden hemen sonra yenilen etin sindirim problemlerine neden olabileceği uyarısında bulundu.
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi Diyetisyeni Nevin Bilici, bayramda sağlıklı beslenme konusunda uyarılarda bulundu. Güne hafif bir kahvaltıyla başlanması tavsiyesinde bulunan Diyetisyen Bilici, kesimden hemen sonra yenilen etin sindirim problemlerine neden olabileceğini ve en az 24 saat buzdolabında bekletildikten sonra tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Kurban Bayramı’nda nasıl beslenilmesi gerektiğini sıralayan Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi Diyetisyeni Nevin Bilici, “Kızartma yerine ızgara, fırınlama, buğulama, haşlama yöntemlerini tercih etmeliyiz. Eti öğle öğünü olarak tüketmeliyiz ve 200 ile 250 gramdan fazla tüketmemeliyiz. Etin yanında mutlaka limonlu salata tüketmeliyiz. Eti pişirirken kuyruk yağı, iç yağ gibi ilave yağ eklenmemeli ve kendi yağında kavurmalıyız. Sindirim kolaylığı için yavaş yavaş çiğneyerek yemek süresini uzatmalıyız. Gün içinde bir ana öğünü sebze yemeği ile geçirmeliyiz. Gazlı içecekler tüketilmemeli, gün içinde ayran, maden suyu, yeşil çay gibi içecekler tüketmeliyiz. Bayramda dondurma, muhallebi gibi hafif sütlü tatlılar tercih edebilir. Şerbetli tatlıları daha az tüketmeliyiz. Bol su içmeliyiz. Tuz tüketiminde aşırıya kaçmamalıyız. Yürüme mesafesi olan yerlere yürüyerek gitmeli, hareketi artırmalıyız. Özellikle yüksek kolesterol, kalp damar hastalığı ve hiper tansiyonu olanlar varsa et tüketiminde porsiyon kontrolüne dikkat etmeli” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.26 11:08:03
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Başkan Esen, Konyaaltı'nda sele dikkkat çekti

Yerel seçim sürecinde Doyran Mahallesi’nde tanıştığı 96 yaşındaki bir vatandaşın 60’lı yıllarda yaşanan bir sel felaketinden bahsettiğini söyleyen Esen, ‘’Nereye kadar su bastı diye sorduğumda, ‘gözünün gördüğü her yer sular altında kalmıştı’ diye yanıt verdi.’’ dedi.

Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, KONYSİAD’ın düzenlediği Mart ayı toplantısına katıldı. Deprem felaketi sonrasında bölgede yaşadıklarını katılımcılar ile paylaşan Esen, bölgede karşılaştığı manzarayı anlatırken göz yaşlarına hakim olamadı. Esen’in konuşması salonda bulunanlara da duygusal anlar yaşattı. Konyaaltı bölgesinde yaşanabilecek doğal afetler için alınması gereken önlemlerle ilgili de kaydeden Esen, Konyaaltı için en büyük risklerden birinin sel felaketi olduğunu aktardı. Yerel seçim sürecinde Doyran Mahallesi’nde tanıştığı 96 yaşındaki bir vatandaşın 60’lı yıllarda yaşanan bir sel felaketinden bahsettiğini söyleyen Esen, ‘’Nereye kadar su bastı diye sorduğumda, ‘gözünün gördüğü her yer sular altında kalmıştı’ diye yanıt verdi.’’ dedi.

KORKUNÇ SONUÇLARI OLABİLİR

60 yıldır gerçekleşmeyen sel felaketinin meydana gelmesi durumunda korkunç sonuçların ortaya çıkabileceğinin altını çizen Başkan Esen, “Konyaaltı’ndaüç büyük su yolu var; Karaman Çayı, Göksu Çayı ve Çandır Çayı. Bu üç çay 60’lı yıllarda Konyaaltı’nı sular altında bırakmış’’ şeklinde konuştu. Karaman, Göksu ve Çandır çaylarının kenarlarına sel sularına engel olacak yükseklikte ve sağlamlıkta sedde duvarlar yaparak felaketler için önlem alınabileceğini vurgulayan Esen, ‘’Bu, Konyaaltı için hayati derecede öneme sahip bir konu. Bu konuda Konyaaltı Belediyesi olarak yetki bizde mi? Hayır, değil. Ama biz de bu işin paydaşlarından biri olmalıyız. Devlet Su İşleri ve Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Konyaaltı’nda yaşanabilecek bir sel felaketi ile ilgili önlem almalıyız.’’ dedi.

DEPREM İÇİN YENİ ÖNLEMLER

Konyaaltı Belediye Meclisi’nde alınan kararla fore kazık sistemini zorunlu hale getirdiklerini hatırlatan Esen, ‘’Sadece fore kazık sistemi yeterli değil. Zemindeki suyun binaya gelip beton ve demiri çürütemeyeceği bir önlem lazım. Bunun için de yalıtımın sağlam ve dikkatli yapılması lazım’’ dedi. Esen, bir sonraki mecliste bu konuyla ilgili belli zemin tipleri için bohçalama ve yalıtımın zorunluluğu konusunu gündeme getireceklerini aktardı. Deprem bölgesinde yaşanan barınma sorununa da dikkat çeken Başkan Esen, 500 bin adet geçici barınma evinin önümüzdeki kışa kadar mutlaka halledilmesi gerektiğini, eğer yapılamıyorsa vatandaşlara bir an evvel konteyner evler verilmesi gerektiğini belirtti. Gelecek kışa kadar çadırda kalan kimsenin kalmaması gerektiğini belirten Esen, ‘’Kim ne derse desin o bölgenin kışını çadırda geçiremezsin. Mutlaka konteyner evlerinin olması lazım. Allah insanlığa bir daha bu şekilde acılar yaşatmasın.’’

 

 

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.15 13:14:45
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya, Deniz Şehri Olmasına Rağmen Balık Eti Tüketiminde Sıkıntı Yaşıyor

Antalya, Türkiye'nin güney sahilinde yer alan eşsiz güzelliklere sahip bir deniz şehri. Turkuaz renkteki sularıyla ünlü olan bu kent, pek çok turisti kendine çekiyor. Ancak, Antalya'nın balık eti tüketimi düşük seviyelerde seyretmekte. Bu durum, balık fiyatlarının yüksekliği ve bazı diğer faktörlerin birleşimiyle açıklanabilir.

Deniz kenarında yer almasına rağmen Antalya, balık tüketimi açısından ciddi bir sıkıntı yaşamakta. Yerel halk ve turistler, balık restoranlarında veya marketlerde uygun fiyatlı ve çeşitli balık ürünlerini bulmakta zorlanıyor. Balık fiyatları son yıllarda arttı ve bu da tüketimi olumsuz yönde etkiledi. Ekonomik olarak sıkıntı yaşayan birçok birey, yüksek balık fiyatları nedeniyle bu sağlıklı ve besleyici protein kaynağından uzak durmak zorunda kalıyor.

Bununla birlikte, balık tüketimini etkileyen diğer faktörler de mevcut. Antalya'da yerli balıkçılığın azalması, yerel balık stoğunun azalmasına yol açtı. Uzmanlar Denizlerdeki aşırı avlanma ve çevresel faktörlerin etkisiyle, balıkçılık faaliyetlerinin ve yerli balık çeşitliliğinin azaldığını söylüyor. Bu durum, balık ürünlerinin sınırlı çeşitlilikte ve yüksek fiyatlarda sunulmasına neden oluyor.

Balık tüketiminin düşük olması, sağlık açısından da endişe verici. Balık, omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve diğer önemli besin maddeleri açısından zengin bir kaynak. Düşük balık tüketimi, bu değerli besinlerin eksikliğine yol açarak insan sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Antalya'da balık tüketimini artırmak için çeşitli önlemler alınması gerekmekte. Öncelikle, yerel balıkçılığın teşvik edilmesi ve sürdürülebilir avcılık yöntemlerinin benimsenmesi önemli. Balıkçılık sektörünün desteklenmesi ve balık stoklarının korunması için gerekli adımlar atılmalı.

Ayrıca, balık fiyatlarının kontrol altına alınması da önemli. Uygun fiyatlı ve kaliteli balık ürünlerinin sunulduğu yerlerin sayısının artırılması, tüketimi teşvik edebilir. Bu noktada, yerel yönetimler, balık pazarları veya satış noktaları gibi alternatif platformlar oluşturarak, daha ekonomik seçenekler sunabilir. -ABDÜLTALİP GÜNGÖR


Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.07.19 18:01:00
Son Düzenlenme Tarihi :