SON DAKİKA

logo

Cilvegözü’nde alışılmışın dışında bayram görüntüsü

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü sınır kapısında Kurban Bayramı öncesi yoğunluk yaşanmadı.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Gümrük Kapısı Türkiye’nin birçok noktasında bulunan Suriyeli vatandaşların sıklıkla kullandığı sınır kapısı konumunda. Geçtiğimiz yıllarda bayram öncesinde yoğunluğun yaşandığı Cilvegözü Gümrük Kapısı’nda bu yıl Kurban Bayramı arifesinde alışılmışın dışında bir görüntü oluştu. Her yıl bayramlarda binlerce insanın kullandığı gümrük kapısını kullanan vatandaş sayısı çok az oldu. Hatay Valiliğinden alınan özel izinle seyahat edebilen vatandaşlar, bayramda memleketlerine gidemediler. Suriye’ye yük taşıyan tır sürücüleriyse, sınır kapısı önünde kuyruk oluşturarak geçiş işlemleri için bekledi.
Öte yandan bu bayram Suriyeli vatandaşların memleketlerine gitmemelerinde asrın felaketi olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkili olduğunun da düşünüldüğü ifade edildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.27 19:02:44
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kuraklık önce gölü, sonra flamingoları vurdu

Flamingoların en çok konakladığı göl olan Yarışlı Gölü’nü besleyen kaynak suyunun üzerine köylüler tarafından seyyar sondaj motorlarının kurulması, artan sıcaklarla birlikte kuruyan gölü tehlikeye soktu. Mayıs ayında binlerce flamingonun olduğu gölde şimdi parmakla sayılabilecek kadar az kuş barınıyor.
Flamingoların en çok bulunduğu Yarışlı Gölü ilkbahar aylarında su tutarken, sıcaklığın artmasıyla tekrar eski kurak zamanlarına döndü. Gölü besleyen su kaynaklarını inceleyen uzman ekip, su kaynağı üzerine köylüler tarafından kurulan birçok sondaj motoru tespit etti. Dünyada sadece burada yaşayan iki balık türünün olduğu bu kaynaktan su alınması hem bu canlıları tehlikeye atıyor hem de gölü besleyen su miktarının azalmasına neden oluyor.
DKMP 6. Bölge Müdürlüğü’nün sekreteryasını üstlendiği Burdur ve Antalya Gölleri Yönetim Planı Hazırlama Projesi’nde yer alan uzman ekip, gölü besleyen en önemli kaynak üzerine köylüler tarafından kurulan seyyar sondaj motorlarının kaynak içerisinde bulunan ve sadece burada yaşayan endemik balık türleri için tehlike arz ettiğini tespit etti. Ayrıca bu sondaj motorları gölde barınmaya devam eden az da olsa flamingonun yaşamlarını da tehlikeye sokuyor.
Gölü inceleyen ekipte yer alan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İskender Gülle, “Yarışlı Gölü’nün yüzölçümü yaklaşık olarak 10 ila 15 kilometre arasında değişiyor. Aslında bir zamanlar bu göl sürekli bir gölmüş ama günümüz şartlarında tam bir göl değil. Çünkü mevsimlik olarak su tutabiliyor. Biz bu tür göllere geçici göller diyoruz. Bu gölün özelliği bir kısmının tabak şeklinde olması. O nedenle bu gölleri tuzlu göl, tuzla gölleri veya pilaya gölleri olarak isimlendiriyoruz. Türkiye’de çok sayıda buna benzer göl var. Fakat Yarışlı Gölü’nün şu anda en önemli özelliği kış aylarında en fazla 20-30 santimetreye kadar su tutabiliyor olması. 20-30 santimetre su tutarsa bizim için çok iyi. Ama normalde günümüzde yağışların da azalması nedeniyle en fazla 10 santimetreye kadar su oluyor haziranın başında, o da tamamen kuruyor. Bu göl geçici göl olmasına rağmen özellikle mikroskobik canlılar açısından da son derece zengin. Böyle olduğu için de başta flamingo olmak üzere çok sayıda su kuşu için adeta bir beslenme alanına dönüşüyor. Sığ olduğu için flamingolar burayı çok fazla tercih ediyorlar. Besin kaynağı da çok fazla tabi ki, o açıdan Yarışlı Gölü’nün en önemli özelliği biyolojik olarak iyi bir kuş alanı olması” dedi.

Yarışlı Gölü yıllardır koruma altında
Yarışlı Gölü’nün hem çevredeki mermer ocaklarından hem de kaçak avcılık ve göl arazisinin tarım amacıyla kullanılmasına karşı koruma altında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle, “Bu göl yıllardır korunuyor. Korumayı sadece mermer ocaklarından ibaret görürsek yanılmış olabiliriz. Onun dışında bir de özellikle Milli Parkların yapmış olduğu dolaylı koruma yöntemleri var. Kara avcılığı, su avcılığı, göl kenarlarındaki alanların işgal yerlerinin fazla artmaması şeklinde. Görsel olarak baktığımızda farklı bir manzarası var. Suyu da biraz tuzlu. Kış aylarında binde 14, yani 1 litre suda 14 gram tuza kadar yükselebilen tuz özelliği var. Suları herhangi bir tarımsal faaliyette kullanılmıyor. İçme suyu amacıyla da kullanılmıyor. Ayrıca gölün içerisinde değil ama gölün kıyılarındaki tatlı küçük su kaynaklarında dünya için endemik iki tane tatlı su balığı türümüz var. Bunların sadece bu bölgede yaşadığını söyleyebiliriz. Göl kenarlarındaki pınarlar, özellikle
görmüş olduğunuz sazlık alanlar bu balıkların yaşamı açısından son derece önemli” ifadelerini kullandı.

Yönetim planlarında artık birinci öncelik: “Su”
Çalıştay hakkında da açıklama yapan Prof. Dr. İskender Gülle, “Göllerin her beş yılda bir sulak alan yönetim planları yapılıyor. Bu yönetim planları çerçevesinde yeniden bir bilimsel, ekolojik ve çevresel değerlendirme yapılıyor. Beş yıl boyunca doğru yapılan veya eksik yapılan ya da beşinci yılın sonunda ortaya çıkan yeni durumlar neler bunları gözden geçiriyoruz. Yönetim planlarını beş senede bir revize ediyoruz. Şu anda iki gündür yapmış olduğumuz çalıştayımız bir bilimsel altlığa dayalı olarak yapıldı. Onun neticesinde bugün de bir arazi gezisi yapıyoruz. Bu arazi gezimizde durumu gözlemliyoruz. Planlarımızda hangi değişiklikleri yapabiliriz, onları gözden geçiriyoruz. Gördüğümüz kadarıyla şu anda tüm Türkiye çapında, Burdur çapında öncelikli konu su. Yani su tedariği göller için ve yönetim planları için birinci madde haline geldi. Bundan 20-30 sene önce daha ziyade kirlilik ağırlıklı bir yönetim planı yapıyorduk, artık birinci önceliğimiz su oldu” dedi.
Burdur ve Antalya Gölleri Yönetim Planı Koordinatörü Peyzaj Yüksek Mimar Seda Yıldız ise, “Burdur yöresinde Sulak Alan Yönetim Planı çalışmasını DKMP 6. Bölge Müdürlüğü adına yürütüyoruz. Göllerimizle ilgili çalıştayımız dün gerçekleşti. 2016 yılında yine göllerle ilgili Sulak Alan Yönetim Planı yapılmıştı. Şu an revizyon zamanı geldiği için yenilenebilirliğini sağlayabilmek ve biyon verebilmek için şu an tekrar Sulak Alan Yönetim Planlarımızı yeniliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.25 20:31:42
Son Düzenlenme Tarihi :





Rektör Özkan’dan hayırseverlere çağrı

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt ve yönetimi ile bir araya geldi. Üniversite ve şehir iş birliğinin önemini vurgulayan Rektör Özkan, üniversiteye konservatuvar, çocuk hastanesi ve kongre merkezi kurulması için hayırseverlere çağrıda bulundu.

 

Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde Üniversite - Antalya Kent Konseyi istişare toplantısı gerçekleştirildi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında Rektörlük Senato Salonunda yapılan toplantıya Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Turhan, Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Cengiz Toker, Genel Sekreter Ali Evren İmre ile aralarında sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğretim üyelerinin de olduğu Antalya Kent Konseyi grup başkanları katıldı.

ÜNİVERSİTE İLE KENT KONSEYİ BULUŞTU

Kent Konseyini üniversitede ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirten Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, vatandaşla devlet arasında bir köprü olan sivil toplum kuruluşlarını çok önemsediğini ve şehrin gelişimi için ilgili paydaşlarla sık sık bir araya gelip görüş alışverişinde bulunduğunu söyledi. Rektör Özkan, “Antalya Kent Konseyi benim gözümde biraz daha farklı bir yerde. Çeyrek asırdır şehre hizmet eden Antalya Kent Konseyi şehrimizin sosyal, kültürel, ekonomik, fiziki yapılanması gibi alanlarda yaşanan sorunlara çözüm bulmak için elini taşın altına koymaktan çekinmiyor. Siyaset üstü bir anlayışla kente hizmet anlamında önemli bir misyonu yüklenen Antalya Kent Konseyi bence gücünü de bu tarafsızlığından alıyor. Antalya Kent Konseyi ile ilgili aldığım duyumlar da göğsümüzü kabartıyor bir Antalyalı olarak. Bizim adımıza çok mücadele veriyorsunuz. Çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

BİLİM EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZ

Üniversitede son iki buçuk yılda yapılan çalışma ve projelerden bahseden Rektör Özkan, eğitimde dijital dönüşümden, bilimsel yükselişe, sağlık alanında yapılan atılımlardan, ilerleyen dönemde gerçekleştirmek istedikleri projeleri anlattı. Bir ülkenin güçlü olmasının en temel faktörünün bilim olduğunu vurgulayan Rektör Özkan, “Bilim Vadisi Projesi ile Cumhurbaşkanlığından 315 milyonluk bütçe desteği aldık. Zorlu bir covit geçirdik biliyorsunuz. Covit bitti ama ileride yine farklı bir şey çıkabilir.  Bir ülkenin güçlü olmasının temel faktörü bilim. Proje tamamlandığında ulusal stratejik öneme sahip aşı, ilaç, yapay organ, antikor vb. biyolojik ürünlerin yerli imkânlarla üretilmesi sağlanacak. Kanser aşılarını yapmak için bir laboratuvar kurup projelere başladık.” şeklinde konuştu. 

OTOPARK, OTEL PROJELERİNDE SONA YAKLAŞILDI

Üniversite hastanesinde uzun yıllardır yaşanan otopark sorununu Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile çözdüklerini hatırlatan Rektör Özkan, 2023 yılının sonunda otoparka kavuşulacağını ifade etti. Özellikle uzun süreli tedavi gerektiren bölümlerde şehir dışından gelen hasta ve yakınları için büyük bir sorun olan barınma konusunu da çözüme kavuşturduklarını söyleyen Rektör Özkan “Bunu çok uzun zamandır istiyorduk. Bir hayırseverimizle Kilit Grubunun yardımıyla eski diş hekimliği fakülte binasını 116 yataklı otele dönüştürdük. Yakında devreye girecek.” dedi. Türkiye’nin dört bir tarafından hatta yurt dışından çok sayıda hastanın geldiğini söyleyen Rektör Özkan “Hastanemizde ciddi bir yoğun bakım eksikliği var. Ayrıca Antalya’nın en büyük en komplike aciline sahibiz. Ancak mekanımız çok yeterli değil. 20 yıl önce yapılan bir bina. Acil Servisimizi büyütüp daha iyi hale getireceğiz. Bu konuda bir yol kat ettik, sizlerden de bu konuda destek bekliyoruz. Desteklerle daha hızlı ilerleyebiliriz.” şeklinde konuştu.

GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ HAYATA GEÇİYOR

Üniversite için çok önemli bir proje olan Güneş Enerji Santrali projesini hayata geçirdiklerini belirten Rektör Özkan, “Güneş Enerji Santrali projesi Türkiye’nin ilk ve en büyük üniversite hastanesine bağlı projesi olacak. 30 Megawatt kurulu güce sahip, 40 milyon dolarlık bir proje bu. Korkuteli’nde 1100 dönümlük bir araziyi çabalarımızla Bakanlıktan aldık. 20 Haziran’da ihalemiz var. Hem ekonomik ve hem de çevreci bir proje. Son aşamasına geldik. Çok önemli bir proje. Sadece üniversite için değil Antalya için de önemli.” dedi.

HAYIRSEVERLERE ÇAĞRI

Hayırseverlerin desteğine ihtiyaç duydukları üç konu başlığı olduğunu söyleyen Rektör Özkan, “Konservatuvar binamız için 2020 yılında depreme dayanıksız raporu alınmıştı. Göreve geldikten sonra Deprem Performans Analizi yaptırdık. Binanın eğitime uygun olmadığı, ancak idari amaçla kullanılabileceği sonucu aldık. Önceliğimiz geleceğimizin teminatı gençlerimizin, çocuklarımızın güvenliğidir. Bu amaçla öğrencilerimizi üniversitemizdeki farklı birimlere taşıdık. Binanın güçlendirme projesi, yıkılıp yeniden yapılması maliyetinin yüzde 40’ını geçiyor. Bu nedenle uygun çözüm yolu yeni bir konservatuvar binası kazandırmak. Şehrimize, üniversitemize yakışan bir bina kazandırmak için hayırseverlerimizin desteğini bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.

ÜNİVERSİTEYE ÇOCUK HASTANESİ VE KONGRE MERKEZİ

Çocuk hastalarına daha yoğun şekilde hizmet verebilmek adına Çocuk Hastanesi kurmak istediklerini ifade eden Rektör Özkan bu konuda da hayırseverlerin desteğini istedi. Ayrıca üniversitenin bir kongre merkezine ihtiyacı olduğunun altını çizen Rektör Özkan “En yüksek kapasiteli kongre merkezimiz 550 kişilik Atatürk Kültür Merkezi’mizdir. Ancak bu yetersizdir. Bu amaçla en büyüğü 3 bin kişilik olmak üzere beş salonun yer aldığı bir kongre merkezi kurmak için yatırım teklifinde bulunduk. Ancak bu dönem için kabul edilmedi. Yeni dönemde yeniden girişimlerimizi sürdüreceğiz. Bu konuda da hayırseverlerimizin katkısını bekliyoruz. Çünkü kongre merkezleri, aynı zamanda üniversitelerin şehirle buluşma noktaları.” dedi.

OLBİA ÇARŞISI ASLINA DÖNECEK

Üniversitenin Uluslararası Ağa Han Mimarlık ödülüne sahip Olbia Çarşısı hakkında yapılan görüşmede ise  Rektör Özkan, “Göreve geldiğimizde çarşıda yaptığımız incelemede farklı zamanlarda yapılmış projeye uygun olmayan 12 ilave tespit ettik. Ancak hemen göreve gelmemizin ardından başlayan pandemi sürecinde, şimdi de deprem felaketi nedeniyle yüz yüze eğitim alan öğrenci sayısının sınırlı kalmasıyla çarşıdaki kiracılarımızın birçoğu kepenk açmadı. Bu nedenle bu alanda planladığımız değişimi henüz başlatamadık.  Amacımız projenin orijinal yapısının korunmasıdır. Hedefimiz yeni sözleşme süreciyle birlikte, kampüsün değişen ihtiyaçlarını da karşılayacak düzenlemelerin yapılmasıdır. Mevcut plana aykırı yapılar yıkılarak, bunların yerine ihtiyacı karşılayacak, plan bütünlüğünü bozmayan, geçici nitelikte ek yapılar projelendirilecek. Bir Akdeniz Üniversitesi mezunu olarak, bu çarşıda nice hatıralar yaşamış biri olarak bu çarşının kıymetini çok iyi biliyorum. Bu mirası koruyacağız.” diye konuştu.

TRANSİT GEÇİŞE İZİN YOK

Toplantıda gündeme gelen konulardan biri olan Uncalı ve Meltem güzergahı giriş ve çıkışının transit geçiş alanı olarak kullanıma kapatılması hakkında da konuşan Rektör Özkan, önceliklerinin öğrenci güvenliğini ve huzurunu sağlamak olduğunu ifade etti. Akdeniz Üniversitesi’nde “Yaya Öncelikli Kampüs” anlayışının uygulanmaya devam ettiğini söyleyen Rektör Özkan, transit geçişleri önlemeye yönelik bu düzenlemeler sonrası kampüse giriş yapan günlük 20 bine ulaşan araç sayısı, 10 binin altına kadar düştüğünü sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI

Şehrin ilk üniversitesi olan Akdeniz Üniversitesinin kent  için çok önemli olduğunu ve tercih edilme, kariyer anlamında ilk sıralarda görmek istediklerini söyleyen Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu’nu saygıyla, minnetle anıyorum. Üniversitenin kurucularından birisi de benim amcam. Bu alanın kente kazandırılması onların başarısıdır. Kentin kalbi burası. Her yönüyle inci gibi üniversitenin dışarıya yansıması gözükmesi gerekir. Ben çok gururlanıyorum bir anne olsam da olmasam da başta rahim nakilleri olmak üzere bu başarılardan. Türkiye açısından aslında çok öne çıkaramadığımız bir konu. Organ nakli konusunda gerçekten Türkiye’nin yüz akı. Antalya olarak biz bunun farkındayız.” dedi.

KENTLE BÜTÜNLEŞEN ÜNİVERSİTE

Üniversitesinin kente kapısını açmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Semanur Kurt, “Biz bu anlamda bir sıkıntı yaşamıyoruz gerçekten hiçbir önerimiz, fikrimiz geri çevrilmiyor. Bu kentle bilimin buluşması, aklın kentle buluşmasıdır. Aynı şekilde üniversite içerisinde de görmek isteriz. Bu kentin doğasını, dokusunu bilen toplumsal yapısını bilen Akdeniz Üniversitesi kent yönetimlerinin gündemine ışığını yansıtmalı. Bizler de bu kapıyı açmak zorundayız. Üniversite ile rektörle bu kadar süre içerisinde kent sorunlarını ve kentle üniversiteyi tartıştığımız ilk toplantı bu. Bunun hakkını teslim etmeliyiz. Bu sebeple çok kıymetli bizim için bu ortamlar. Daha sık bir araya geleceğiz. Çünkü hepimiz aynı amaç için bir aradayız. Çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. -AÜBSN.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.18 16:54:43
Son Düzenlenme Tarihi :