SON DAKİKA

logo

Bakan Bayraktar: "2’nci ve 3’üncü nükleer santral projelerimizi hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santralinden çok kısa bir süre sonra elektrik üretmeyi hedeflediklerini belirterek, "Burası çevre anlamında da ciddi katkı sağlayacak. Yaklaşık 35 milyon ton karbon salınımına engel olacak bir proje. Bu projenin yanında 2’nci ve 3’üncü santralle ilgili yoğun görüşmelerimiz devam ediyor. Bunları da en hızlı şekilde devreye almak istiyoruz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santralini ziyaret ederek, işçilerle bayramlaştı. Bakan Bayraktar’a Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ile Akkuyu NGS yetkilileri eşlik etti. Burada çalışanlarla birlikte yemek yiyen Bayraktar, ardından tek tek işçilerle bayramlaştı.
Daha sonra gazetecilere konuşan Bayraktar, geçen hafta deprem bölgesinde olduğunu hatırlattı. Bayraktar, "Bakan olarak ilk ziyaretimi deprem bölgelerine yaptım. Ardından Şırnak’a gittim. Orada çok önemli bir petrol bulduk. Bugün de yaklaşık 30 bine yakın işçi kardeşimizle bayramlaşmak üzere buraya geldik. Çalışmalarla ilgili yöneticilerden bilgi aldık. Tabi Türkiye’nin son 21 yılda enerji alanında yaptığı Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki sessiz devrim çok önemli. Türkiye bu süre içerisinde aşağı yukarı enerjisini 3’e katladı. Şimdi bu enerji devriminin yeni fazına geçmiş oluyoruz. Milli enerji ve maden politikamızın en önemli sacayaklarından bir tanesi nükleer enerji alanı ve Türkiye nükleer enerji programının ilk örneği Akkuyu Nükleer Güç Santrali için burada 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtı sahaya getirdik. Artık burası uluslararası bir nükleer tesis statüsüne kavuştu. Proje büyük bir hızla ilerliyor. Çok kısa bir süre sonra bu projeden elektrik üretmeye ve inşallah her yıl birer reaktörü devreye alarak önümüzdeki süreçte 2028’e kadar bu projenin tümüyle devreye alınmasını hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

"2’nci ve 3’üncü nükleer santral projelerimizi hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz"
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unun karşılanacağını vurgulayan Bakan Bayraktar, daha sonra şunları söyledi:
"Bu proje çok önemli. Burada Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’u karşılanacak. En az bunun kadar önemli bu enerjiyi biz karbonsuz şekilde üretmiş olacağız. Dolayısıyla çevre anlamında çok ciddi katkı sağlayacak. Burası yaklaşık 35 milyon ton karbon salınımına engel olacak bir proje. Dolayısıyla bizim nükleer enerji programımız hem çevre ile alakalı açıdan hem enerji arz güvenliği açısından hem de çeşitlendirme açısından önem arz ediyor. Tabi ki bu proje tek değil. Bu projenin yanında 2’nci ve 3’üncü santralle ilgili yoğun görüşmelerimiz devam ediyor. 2’nci ve 3’üncü nükleer santral projelerimizi de hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz. Türkiye’nin nükleer enerji programında küçük modüler reaktörler de önemli. Önümüzdeki dönemde nükleer de önemli yatırımları gerçekleştirmek istiyoruz. Türkiye’nin nükleer enerji ekosistemine çok önemli bir katkı sağlıyor. İnsan kaynağı ve endüstri yönüyle katkı sağlıyor. Yaklaşık 800 civarında talebemiz yurt dışında eğitim aldı ve yurda döndü. 300’e yakını burada çalışıyor. Dolayısıyla istihdam, insan kaynağı yetiştirme kaynağıyla önem arz ediyor. Yerel halka da kazandıran bir proje. Yaklaşık 6,5 milyar dolarlık yerel sanayiye, Türkiye sanayisine katkısı olan proje. İnşallah diğer projelerde daha yoğun bir şekilde aynısını hep birlikte göreceğiz. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını kutluyorum."
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.29 16:42:00
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Burdur’da çıkan yangında 100 dönümlük tarım arazisi kül oldu

Burdur’un Karamanlı ilçesinde çıkan anız yangınında 100 dönümün üzerindeki tarım arazisi kül oldu.
Yangın, öğle saatlerinde Karamanlı ilçesine bağlı Kılavızlar köyünde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bir tarım arazisinden alevlerin yükseldiğini gören vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye çevre ilçelerden itfaiye, Orman İşletme Müdürlüğü ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelerek yangına müdahale eden itfaiye ve orman ekiplerine vatandaşlar da traktörleriyle destek verdi. Uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangında 100 dönümün üzerinde tarım arazisi yandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 15:11:27
Son Düzenlenme Tarihi :





Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen: “Nedeni bilinmeyen inmelerde “PFO” araştırılmalı”

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin..

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin gelişimi sürecinde kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atrium) arasında kapak benzeri bir yapı olan foramen ovale açıklığının olduğunu belirten Küçükseymen, “Süt çocukluğu döneminde bu kapak kendiliğinden kapanır, fakat kapanmaz ise patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Sağlıklı yetişkin insanların yaklaşık yüzde 20’sinde PFO bulunur ve PFO’lu genç yetişkinlerde (60 yaş altı) inme riski PFO’su olmayanlara kıyasla yüzde 40-50 daha yüksektir. Ayrıca bu hastalarda PFO sıklığı sağlıklı bireylerden daha yüksek oranda bildirilmiştir” dedi.
60 yaş altında inmenin nedeni bulunamıyorsa (kriptojenik) PFO açısından ciddi araştırma yapılması gerektiğini vurgulayan Küçükseymen, “Ayrıca nedeni bilinmeyen inme geçiren hastalarda bacaklardaki damarlarda pıhtı oluşumu (derin ven trombozu-DVT) sıklığı da daha yüksektir. PFO ile nedeni bilinmeyen inme arasındaki ilişki genç yetişkinlerde, yaşlılara kıyasla daha barizdir. PFO’su olan ve bir kez nedeni bilinmeyen inme geçiren bir insanın gelecek her bir yıl için tekrar inme geçirme riski yüzde 2.5 oranında bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Auralı migren hastaları dikkat!”
Küçükseymen, PFO bulunan dalgıçlarda vurgun olma riski olmayanlara göre 5 kat fazla olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunların dışında PFO’nun migren ile olan ilişkisi halen tam olarak çözülememesine rağmen aura ile seyreden migren vakalarda PFO’nun rolü olduğunu düşündüren veriler bulunmaktadır. Auralı migren olgularında da PFO sıklığının sağlıklı bireylere göre iki katına kadar arttığı, PFO kapatılmasının migrene bağlı baş ağrılarını azalttığı bilinmektedir. Çoğu insanda patent foramen ovale belirtileri görülmez. Nadiren de olsa PFO migren, ayağa kalkarken ve ayakta dururken nefes darlığı ortaya çıkabilir. PFO belirli felç türleri için daha yüksek risk olarak kendini gösterir.”

“Multidisipliner bir yaklaşımla tanı konuyor”
“İnme geçiren genç-yetişkin (60 yaş altı) hastalar nöroloji uzmanı tarafından inmenin nedenine yönelik yoğun bir araştırmaya tabi tutulur” diyen Küçükseymen, şunları söyledi: “Nedeni bulunamayan vakaları, nöroloji ve kardiyoloji uzmanı hekimler birlikte değerlendirir. Normal ekokardiyografik inceleme erişkin hastalarda çok net görüntüleme imkanı sağlamadığı için bu hastalarda yemek borusundan ekokardiyografik inceleme (transözefagal ekokardiyografi) yapılması gerekir. Bu işlem sırasında kol toplardamarlarından serum verilerek geçiş izlenebilir."

İnme geçirme riskini ortadan kaldırmak için PFO kapatma işlemi gerekli
Küçükseymen, nöroloji tarafından yapılan transkranial doppler tarama, PFO varlığını indirekt yolla gösteren bir yöntem olduğunu ve koldaki toplardamardan verilen serumun beyin atardamarında oluşturduğu ultrasonik sinyallerin ölçülmesi ile gerçekleştirildiğini bildirdi. Daha konforlu bir yöntem olmasına rağmen test pozitif olduğunda ekokardiyografi ile tanı kesinleştirmesi gerektiğini aktaran Küçükseymen, “Tüm bu testlerin pozitif ya da şüpheli olması durumunda, hastaların bacaklarında aktif ya da daha önceden pıhtılar (derin ven trombozu) oluştuğuna dair kanıtlar var ise, hastanın tekrar inme geçirme riski ve olabilecek işlemin öngörülebilir riskleri hasta ile paylaşıldıktan sonra PFO kapatma işlemine karar verilir” diye konuştu.

“PFO ameliyatsız kapatılabiliyor”
PFO’nun ameliyatsız kapatılabildiğini belirten Küçükseymen, “İşleminde kasık toplardamarından (femoral ven) iğne ile girilir ve buradan kalbe kadar uzanan ve PFO’dan geçen bir tel gönderilir. PFO’ya uygun büyüklükte seçilen kapama cihazı kasıktan ilerletilerek delikten geçirilir. Cihaz, deliği iki taraftan üzerine oturarak kapatır. Cihaz bırakılmadan önce PFO’nun uygun şekilde kapandığı ve takılan cihazın kalbin diğer bölümlerine zarar vermediği kontrol edilir ve işlem sonlandırılır. İşlem sonrası 3-6 ay içinde kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar ve cihaz artık vücudun bir parçası haline gelir” dedi.

İşlem sonrası dikkat edilmesi gerekenler
Son olarak Kücükseymen, işlem sonrası yapılması gerekenleri, “PFO kapama işlemi ortalama 1 saat kadar sürer. Kullanılan cihazlara göre hasta işlem sırasında uyanık olabilir ya da hafif uyutulabilir. İşlem sonrası hasta en az 6 saat yatakta ve bir gece hastanede kalır ve sabahında taburcu edilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için kısa süre kan sulandırıcı ilaç kullanılması önerilir. Birkaç gün evde istirahat sonrasında hasta günlük aktivitelerine dönebilir. 6 hafta süreyle darbe almalarına neden olan durumlardan ve temas sporlarından (karate, boks, güreş, halter gibi) kaçınılmalıdır” sözleriyle anlattı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 15:22:09
Son Düzenlenme Tarihi :