SON DAKİKA

logo

Burdur’daki trafik kazaları güvenlik kameralarına yansıdı

Burdur’da Haziran ayı içerisinde yaşanan 3 ayrı trafik kazası Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarına yansıdı.
Görüntülerin ilkinde, Bülent Ecevit Bulvarı’nda bir otomobilin trafik ışıklarında duran otomobile arkadan çarptığı anlar yer aldı. İkinci görüntüde, Armağan İlci Bulvarı’nda kavşaktan dönen otomobil ile kırmızı ışık ihlali yapan otomobilin çarpıştığı görüldü. Üçüncü görüntüde ise iki otomobilin çarpıştığı anlar yer aldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, “Biraz daha dikkatli olsalardı bu kazalar olmayabilirdi” notuyla görüntüleri paylaştı. Kazaların aşırı hız, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu meydana geldiği ve şans eseri maddi hasarla atlatıldığı bildirildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.19 16:23:17
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ZAFER’DEN ANTALYA SAADET’E KATILIM

Zafer Partisi Kumluca ilçe teşkilatı kurucularından ve Kadın Politikalarından Sorumlu İlçe Başkanı Ziraat Mühendisi Şenay Albayrak ve beraberindeki partililer Zafer Partisinden istifa ederek Saadet Partisine geçtiler. Albayrak’ın rozetini Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları İl Başkanı Zübeyde Güler taktı.

Zafer Partisi Kumluca ilçe teşkilatı kurucularından ve Kadın Politikalarından Sorumlu İlçe Başkanı Ziraat Mühendisi Şenay Albayrak ve beraberindeki partililer Zafer Partisinden istifa ederek Saadet Partisine katıldılar. Saadet Partisi Kumluca Teşkilatı’nda Zafer Partisi’nde istifa edenler için katılım ve rozet merasimi düzenlendi. Merasime Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler ve ekibi, İlçe Başkanı Ergün Eren ve partililer katıldı.

 “SEÇİMLERE DE İKTİDARA DA HAZIRIZ!”

    Merasimde konuşan İl Kadın Kolları Başkanı Zübeyde Güler, Zafer Partisinde istifa eden Ziraat Mühendisi Şenay Albayrak ve beraberindeki partililere evinize hoş geldiniz. Hayırlı olsun temennisinde bulunarak;

    “Bundan sonra Saadet Partisi çatısında birlikte çalışacağız. Malumunuz üzere seçime kısa bir süre kaldı. Saadet Partisi olarak çalışmalarımıza hız verdik, son hazırlıklarımızı da gözden geçiriyor, aynı zamanda hem masa başında hem de sahada aktif bir şekilde çalışıyoruz. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; Saadet Partisi İl ve İlçe Kadın kadroları olarak biz, seçimlere de iktidara da hazırız!” diye konuştu.

     Güler, Mevcut hükümet; ülkemiz bir çıkmaza sokulmuştur diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hem toplumsal hem de yapısal anlamda ülkemiz bir çıkmaza sokulmuştur. Ne yazık ki karşımızda şöyle özetleyebileceğimiz vahim bir tablo durmaktadır; yüksek enflasyon, işsizlik, borçluluk ve giderek artan cari açık, halkın büyük çoğunluğunu esir almış bir yoksulluk, tepeden tırnağa bir israf, rüşvet ve yolsuzluk düzeni, hasara uğramış devlet kurumları, geçmişin birikimi ve geleneğiyle bağı kopmuş bir devlet mekanizması, keyfî işleyen bir hukuk ve yargı sistemi, istişare ve ortak aklı bir kenara bırakmış yürütme erki, gücü zayıflatılmış ve atıl bırakılmış bir yasama. Açıktır ki Türkiye, sadece son birkaç yılda bu denli kötü bir tablo ortaya çıkaran bir sistemle ilerleyemez. Mevcut sistem değişmeden, ekonominin düze çıkması da mümkün değildir. Bu sisteme geçerken dolar kuru 4.8 lirayken, bugün 20 lira sınırına dayandı. Resmi enflasyon %15’lerde iken, bugün üç haneli rakamlara yaklaştı. Yoksulluk ve işsizlik artarken, halkın alım gücü her geçen gün azaldı. Bırakın ev alma hayallerini, artık büyük bir çoğunluk için düzgün bir evde oturabilmek, kirasını ödeyebilmek hayal oldu. Birkaç yıl önce dar gelirli aileler için et almak zordu; şimdi ekmek, süt, yumurta, patates gibi eskiden çok ucuz olan en temel gıda maddelerini bile alamaz hale gelen yüz binler var. Artık devlet okulundaki çocuğunun kantin ve kırtasiye masraflarına yetişemeyen on binlerce aileden bahsediyoruz. Devlet hastanelerindeki muayene ücretini ve ilaç parasını dahi denkleştiremeyen binlerce aileden bahsediyoruz.”

 İKTİDARI, ZİHNİYETİ VE SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ

     Saadet Partisi İlçe Başkanı Ergün Eren’de, İktidarın bu gerçeklerin konuşulmasını önlemek için, her zaman yaptığı gibi soyut, afaki ve hamaset dolu cümlelerle süreci yönetmeye çalıştığını anlatarak; “Türkiye’nin hamasete değil, gerçekten köklü yapısal dönüşümlere ihtiyacı var” dedi.

    Adil, güçlü, müreffeh ve demokratik bir Türkiye’yi kurmaya kararlı olduklarını dile getiren Eren sözlerini şu şekilde tamamladı:

    “Her şeyden önce, anlayamadığınız bir problemi çözemeyeceğinizi anlamaya mecbursunuz! Bu iktidar ülkemizin ve insanımızın problemlerinin gerçekte ne olduğunu ya anlamıyor ya da anlaşmazlıktan geliyor. Bu nedenle sürekli olarak ya çözüm üretmiş gibi anlatıyorlar ya da çözüm üreteceklermiş gibi yeni sözler veriyorlar! Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum; ‘-mış gibi yapan’ bu iktidarı, bu zihniyeti ve ‘her şeyin tek bir kişinin iki dudağı arasından çıkan söze göre şekillendiği’ bu sistemi hep birlikte değiştireceğiz.

Sizlerin onayı, güveni ve desteğiyle bunu başaracağız”

     Saadet Partisine katılan Şenay Albayrak ise, Teşkilat mensuplarımızla beraber, ülkemizin sıkıntılarını ve bizim çözüm önerilerimizi sahada milletimize anlatma noktasında önemli görevler düşüyor. İnşallah Kumluca teşkilatımızın tecrübeli kadrosuyla birlikte bu görevi en iyi şekilde yapacağımıza inancım tamdır dedi.”

     Konuşmalardan sonra Zafer Partisi Kumluca ilçe teşkilatı kurucularından ve Kadın Politikalarından Sorumlu İlçe Başkanı  Ziraat Mühendisi Şenay Albayrak ve beraberindeki partililere rozetlerini Kadın Kolları İl Başkanı Zübeyde Güler taktı. Güler, üye forumlarını da imzaladı ce hayırlı olsun temennisnde bulundu. Saadet Partisi İlçe Başkanı Ergün Eren ise; Ziraat Mühendisi Şenay Albayrak’a ve ekibineProf. Dr. Necmettin Erbakan’ın davam kitabını hediye etti. Albayrak ve ekibine bu katılımlarınız bizlere güç kattığını belirterek hayırlı olsun dedi.

 

 

 

 

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.12 16:40:40
Son Düzenlenme Tarihi :





Bin 500 yıl önce depremle birlikte denizin yuttuğu şehir tekne turlarının merkezi oldu

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgen..

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos’un Vitası’ndan anlayabiliyoruz” dedi.

Her ne kadar M.S. 141’deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası’nı da içeren Orta Likya’daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor.

"Plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentleri içine gömülmesine sebep olmuş"
Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra - Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi olayın yaşandığı bölge hakkında bilgiler paylaştı. Kekova’daki yerleşimlerin batmadan önce üzerinde yoğun yaşamın olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çevik, 529 ile 540 yıllarında yaşanan büyük depremler ve sonrasında yaşanan tsunami ile salgın hastalıklarla neredeyse 200 yıl boyunca bölgenin sessizliğe büründüğünü söyledi. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı’nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma’nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi.

"Dönemin Akdeniz’deki en büyük limanı da işlevini yitirdi"
Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz’in en büyük antik limanı Andriake’nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake’deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova’da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya’yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 14:31:53
Son Düzenlenme Tarihi :