SON DAKİKA

logo

AKTOB Başkanı Kavaloğlu: "Çeşitlilik turizmde direnci arttırır"

Türkiye ve Antalya’nın çok zengin turistik kaynak ve ürünlere sahip olduğunu belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği(AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, çeşitliliğin turizmin direncini artıran en önemli rekabet aracı olduğunu belirterek, "Türkiye turizmi ve Antalya destinasyon olar..

Türkiye ve Antalya’nın çok zengin turistik kaynak ve ürünlere sahip olduğunu belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği(AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, çeşitliliğin turizmin direncini artıran en önemli rekabet aracı olduğunu belirterek, "Türkiye turizmi ve Antalya destinasyon olarak turizm arzındaki rekabet üstünlüğünü geçtiğimiz yıl ortaya koydu ve şu anda dünya sıralamasında 4. sırada, pandemi sonrasında da en hızlı toparlanan ülkeler arasında en başlarda yerini aldı" dedi.
Kavaloğlu, dünyanın en önemli jeopolitik konuma sahip ülkelerinden biri olan Türkiye’nin, turizm çeşitleri bakımından birçok alternatifi barındırdığına değindi.
Türkiye’nin turizm arzının doğal, kültürel ve sosyal kaynakların zengin bir bileşkesi olduğunun altını çizen Kavaloğlu, "Ülkemiz doğu ve batının muhteşem bir arakesiti. Bu kaynak zenginliği içinde sektörümüzün hem gelişerek sürdürülebilir olması hem de rekabet üstünlüğü elde edebilmesi için temel turistik ürünler ile birlikte spesifik ürünlere yönelmelerini gerektirmektedir. Bölgemizde yer alan pek çok işletme, dünya standartlarında yapılan spor, sağlık, kongre tesisleri ile turizmde ürün gamının genişlemesine önemli katkılar sağladı. Türkiye’de yer alan golf tesisleri ile özellikle kış döneminde golf oyucularını bölgeye çekebilmektedir. Futbol klüpleri kış döneminde uzun süreli konaklamalar sağlamakta aynı zamanda klüplerin ait oldukları ülkelerde destinasyon tanıtımına katkıda bulunuyor" diye konuştu.
"12 ay sürdürülebilir turizm"
Sağlık işletmelerinin turizm hareketlerini 12 ay boyunca sürdürdüğünü dile getiren Kaan Kavaloğlu, "Türkiye turizmi ve Antalya destinasyon olarak turizm arzındaki rekabet üstünlüğünü geçtiğimiz yıl ortaya koydu ve şu anda dünya sıralamasında 4. sırada, pandemi sonrasında da en hızlı toparlanan ülkeler arasında en başlarda yerini aldı. Fuar ve kongre turizmi yine tüm yıla yayılan turizm hareketlerinin devamını sağlıyor. Antalya bir destinasyon olarak gelişen altyapısı ve üst yapısı ile 12 ay sürdürülebilir turizmin tüm bileşenlerini taşımaktadır. Üzerimize düşen; ürün çeşitliliği oluşturulurken doğal kaynakları koruyarak kaliteli bir çevre oluşturmayı kültürel değerlere ve bunların korunarak kullanılmasına uygun hareket etmek olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.20 16:52:23
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz, Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır.

ATSO Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz, Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır.

Sebze ve meyva fiyatları sadece İstanbul ya da Ankara gibi büyükşehirlerde değil, sebze ve meyvanın üretim merkezi Antalya’da da el yakarken, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz,  mecis toplantısında yaptığı konuşmada sorunu ortaya koymakla kalmadı, bu sorunun aşılması için neler yapılması gerektiğini de basit ve herkesin anlayabileceği bir dille aktardı.
“Bizde sebze ve meyve fiyatları bazen Avrupa'ya yakın, bazen de Avrupa'nın çok altında. Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır” diyen Cihangir M. Deniz,  marketlerde diş macunu, diş fırçası, deterjan, sucuk ve salam fiyatlarının Avrupa ayarında, hatta bazen daha da yüksek olduğunu, araba fiyatları, elektronik, hatta internet fiyatını da Avrupa'dan daha yüksek olduğunu hatırlattı.
“Ama sıra sebze ve meyveye gelince istiyoruz ki, ucuz olsun. İstiyoruz ki, köylü eskisi gibi düşük fiyata çalışsın, biz de düşük fiyatla alalım” diye bir gerçeği dillendiren ATSO Başkan Yardımcısı Deniz şunları söyledi:
“Bugün üretici bir kilo portakaldan kazandığıyla sahilde bir çay içemez. Eskiden kahvelerde çay kuruşla satılırdı. Şimdi kafelere geçtik çay ve kahve Euro üzerinden fiyatlandı. Bütün bunlara nasıl alıştıysak, sebze ve meyvenin Avrupa fiyatına gelmesine de alışacağız. Türkiye'nin sorunu ekonominin ve ücretlerin Avrupa düzeyine gelememesidir. 
Türkiye'de tarım alanlarını koruyamıyoruz. Antalya'da bile tarım alanlarını kendi elimizle konut alanlarına çeviriyoruz. Kooperatiflerimiz yok. Ambalaj sorunu var, ambalaj maliyeti yüksek. Seralarımız modern değil, lojistik modern değil.  Kış aylarında sera üretimi yetersiz olduğu için tüketici, yaz aylarında ürün bol olduğu için üretici kaybet-mektedir. Taşıma sırasında, market ve pazarda ürünün dörtte biri çöpe gidiyor. Her 100 metrede bir market var, marketlerin işletme maliyeti yüksek. Semt pazarlarına üretici giremiyor, farklı bir yapı oluşmuş durumda, bu nedenle pazar maliyetleri de yüksek. 
Seraların modernize edilmesi, organize sera bölgeleri kurulması, büyük ölçekli seralara geçilmesi, küçük üreticilerin modern kooperatiflerle birleştirilmesi gibi büyük hamleler yapmak, köyleri kalkındırmak, eğitimli gençleri tarım üretimine yönlendirmek zorundayız. 
Bu konuları artık herkes ezbere biliyor, bu gerçekler ortada iken, devletin veya belediyelerin bütçeden farkı ödeyerek ucuz sebze ve meyve satması mümkün değildir. Türkiye geçmişte KİT zararlarından, belediye zararlarından, banka zararlarından çok çekti. Geçmişteki hataları tekrar etmemeliyiz.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.02.27 07:05:16
Son Düzenlenme Tarihi :





Limonda hasat başladı, verim yüzleri güldürdü

Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da mayer cinsi limonun hasadı başladı. Mayer cinsi limondan kent genelinde 520 bin ton rekolte bekleniyor.
‘Turunçgil Kesim ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu’ tarafından 8 Eylül itibariyle limon hasadına izin çıktı. Türkiye’nin narenciye üretiminin üçte birini gerçekleştiren Adana’da da çiftçiler komisyon kararının ardından mayer cinsi limon kesimine başladı.

520 bin ton rekolte bekleniyor, verim yüz güldürüyor
Bu sene kent genelinde yaklaşık 150 bin dekar alanda üretimi yapılan mayer cinsi limondan 520 bin ton civarında rekolte bekleniyor. Limonun fiyatı ise bahçede kilogramı 5-6 liradan alıcı buluyor. Dönüm başına yaklaşık 4 tonluk verim ise çiftçinin yüzünü güldürüyor.

“Rekolte sevindirici”
Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bu sene verimin iyi olduğunu söyleyerek, “Geçen sene soğuk hava nedeniyle limon ve diğer ürünlerde verim yoktu ancak bu sene rekolte sevindirici. Adana genelinde 247 bin dönüm alanda limon ekimi var. Bunun da 150 bin dönümü mayer cinsi limon. Bu sene mayer cinsi limondan 520 bin ton rekolte bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Hasat bollaşınca fiyatlar daha iyi olacak”
Tüccarların Avrupa ve Rusya harici alternatif pazarlara da satması gerektiğini belirten Doğan, “Bu sene limonun verimi güzel. İnşallah tüccarlarımız alternatif pazarlar bulur ve bu ürünleri satar. Yurt dışına gönderdiğimizde çiftçimiz para kazanacaktır. Geçen sene fiyatlar bahçede kilogramı 8-10 lirayken bu sene 5-6 lira arasında değişiyor. Limon hasadında şuanda birikme var, önümüzdeki günlerde hasat bollaşınca fiyatlar daha iyi olacak diye bekliyoruz” dedi.

“DFİF desteği tüm ürünlere verilmeli”
Rekoltenin yüz güldürdüğünü ancak fiyatların düşük olduğunu kaydeden Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, daha sonra şunları söyledi:
“Bütün girdi fiyatları yükseldi. Geçen sene 8 liraya satılan limon bu sene 5 lira. Biz bu sene Cumhurbaşkanımız tarafından narenciye ürünlerinin tamamına Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’nun (DFİF) açıklanmasını istiyoruz. Bütün ürünlere fark yapılmaksızın ton başına 2 bin lira destek verilmesini bekliyoruz. Öyle olursa eğer çiftçimiz rahat edecektir.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.08 19:49:37
Son Düzenlenme Tarihi :