SON DAKİKA

logo

Mısır çiftçinin yüzünü güldürecek

Türkiye’nin en önemli mısır üretim merkezlerinden Adana’da bu sene mısırda verimin yüzleri güldürmesi bekleniyor. Çiftçiler, lisanslı depolardaki mısırların bir an önce yeni mısır için boşaltılmasını ve fiyatların hasattan önce açıklanmasını istiyor.
Türkiye’nin 8,3 milyon tonluk mısır üretiminin yaklaşık yüzde 14’ünü karşılayan Adana’da ’sarı altın’ olarak adlandırılan mısırda hasat yaklaştı. Kent genelinde 2020’de yaklaşık 700 bin dönüm alanda ekilen mısırda 820 bin ton rekolte gerçekleşirken, bu rakamlar 2021’de 665 bin dekarda 810 bin ton, geçen yıl ise 800 bin dönümde 1 milyon 50 bin ton olarak kayda geçti. Bu sene de yaklaşık 865 bin dönüm alanda mısır ekimi gerçekleşirken, yağışlı hava nedeniyle mısırdan 1 milyon 200 bin ton rekolte hedefleniyor. Ayrıca mısırda verimin bu sene çiftlerin yüzünü güldürmesi bekleniyor. Ancak buğday ve geçen seneki mısırlar nedeniyle lisanslı depoların yaklaşık yüzde 60’ının dolu olduğu öğrenildi. Çiftçiler ise bu nedenle mısırlarını lisanslı depolara dökememe endişesi yaşıyor.

“Depolarda yer açılmasını istiyoruz”
İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Bu sene havaların serin gitmesinden dolayı kent genelinde 1 milyon 200 bin ton rekolte bekliyoruz. Ancak fiyatlar daha açıklanmadı ve biz Ağustos ayının başında fiyatların açıklanmasını bekliyoruz. TMO tarafından geçen sene alınan mısırların çoğu lisanslı depolarda dolu. Adana genelinde ise depoların yüzde 60-70’i dolu. Bu depoların bir an önce boşalıp mısır için yer açılmasını istiyoruz. Bir an önce depoların boşalmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Mısır bizim için olmazsa olmaz”
Mısırda verimin çiftçinin yüzünü güldüreceğini anlatan Doğan, “Verim açısından çiftçinin yüzü mısırda bu sene gülecek ancak ortada fiyat yok. Geçen sene fiyat 5 bin 700 lira açıklandı ancak şu anda fiyatlar geçen seneden daha düşük. Yeni mahsulün fiyatının açıklanmasını bekliyoruz. TMO depoları boşaltmadan biz ürünü nereye gönderebiliriz? Mısır bizim için olmazsa olmaz. Bu sene buğday ve mısır ekim alanları arttı” dedi.
Öte yandan, Doğan, buğdayda olduğu gibi mısırda da bin liralık primin verilmesini beklediklerini söyledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.20 18:03:04
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO Başkanı Bahar: "(Orta Vadeli Program) Sıkı bir para ve maliye politikası ile bu hedeflere ulaşılabileceğine inanıyor ve bunları destekliyoruz”

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, açıklanan Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin, "Biz ATSO olarak sıkı bir para ve maliye politikası ile bu hedeflere ulaşılabileceğine inanıyor ve bunları destekliyoruz” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim..

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, açıklanan Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin, "Biz ATSO olarak sıkı bir para ve maliye politikası ile bu hedeflere ulaşılabileceğine inanıyor ve bunları destekliyoruz” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ı (OVP) değerlendirdi. Orta vadeli programların hedeflere ulaşmasının kamu kurumları, bakanlıklar ve ekonomi yönetimi tarafından sahiplenerek uygulanmasına bağlı olduğunu kaydeden Bahar, “Geçmişe dönüp baktığımızda kamu kurumlarının pek çok OVP’de konu edilen başlıklardaki sorumluluklarını ellerinden geldiği kadar yerine getirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Devlet organlarının geçmişte düzenlenen 18 farklı OVP’nin çoğunda söz verdikleri vaatleri yerine getirdiğini gördük” diye konuştu.

"Belki de ilk defa OVP çalışması bu kadar kapsamlı bir şekilde yürütüldü"
Mevcut büyüme kompozisyonuna bakıldığında resmin çok net olduğunu dile getiren Bahar, “Büyüme bu yıl tamamen tüketim artışıyla gerçekleşiyor. Net ihracatın büyümeye katkısı negatif. Yani büyümeyi aşağı çekiyor. Çünkü ihracat yatay seyrederken, ithalatta çok yüksek artışlar gördük. Sanayi sektörü 9 aydır yani iki çeyrek boyunca küçüldü. Tarım çok zayıf. Hizmet sektörlerinde ise tüketim artışı nedeniyle canlı bir büyüme var” dedi.
OVP’nin hazırlanma tarzından ve kamuoyu ile paylaşılma şeklinden son derece memnun olduğunu kaydeden Bahar, “Belki de ilk defa OVP çalışması bu kadar kapsamlı bir şekilde yürütüldü. Her sektörün temsilcilerinden, STK’lardan bilgi ve önerileri alındı. Bu OVP’nin sahiplenilmesi adına güçlü bir göstergeydi. Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni dönem ekonomi politikalarına verdiği güçlü desteği bir kez daha ifade etmesi olumlu idi. Yine Cumhurbaşkanımızın ’dengeli büyüme’ ifadesini çok değerli buluyoruz. Hızlı büyüme hepimizin dileği” dedi.

"Sayın Cumhurbaşkanının ’OVP’nin arkasındayız’ mesajı bu defa daha güçlü bir program uygulanacağını gösteriyor”
Yapısal alanlarda gerçekleştirilmesi planlanan çalışmaları vizyoner ve inovatif bulduğunu belirten Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyüme ve Ticaret, Beşeri Sermaye ve İstihdam, Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrar, Kamu Maliyesi, Afet Yönetimi, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, İş ve Yatırım Ortamı konularında vizyoner ve inovatif bir anlayış görüyoruz. Sanayi üretiminin teknolojik yapısının güçlendirmesi, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konuları bizler için çok önemli. Son olarak enflasyonu düşürmenin öncelikli konular arasında altının çizilerek vurgulanması ve Sayın Cumhurbaşkanının ’OVP’nin arkasındayız’ mesajı bu defa daha güçlü bir program uygulanacağını gösteriyor.”

Dengeli büyüme ve nitelikli üretim
Sanayi odaklı ve dengeli büyümeyi öngören bir OVP beklentisi içerisinde olduklarını dile getiren Bahar, “Bu gerçekleşmiş görünüyor. Özellikle ‘nitelikli üretim’ vurgusunu önemli görüyoruz. Herkesin yaptığını yapmak değil, katma değeri yüksek, inovatif bir sanayi üretimine yönelmemiz gerekiyor” dedi.
Para ve maliye politikasında OVP’de enflasyonu düşürmenin birinci öncelik olduğunu dile getiren Bahar, “Bu yılsonu için yüzde 65, gelecek yıl için yüzde 33 enflasyon öngörülüyor. 2025’te yüzde 15,2, 2026’da ise yüzde 8,5 hedefleri konulmuş. Bütçe açığının GSYH’ye oranının bu yıl ve 2024’te yüzde 6,4 olması bekleniyor. Bunda deprem sonrası kamu finansmanının önemli bir etkisi var. Sonraki yıllarda yine yüzde 3 ve altına inilecek gibi görünüyor. Biz ATSO olarak sıkı bir para ve maliye politikası ile bu hedeflere ulaşılabileceğine inanıyor ve bunları destekliyoruz” diye konuştu.

"Kurun yükselmesine izin verilmeli"
Cari açık konusuna ilişkin değerlendirmede bulunan Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yıl GSYH’nin yüzde 4’ü kadar açık bekleniyor. 2024 sonunda yüzde 3,1, 2025 sonunda yüzde 2,6 açık hedefleniyor. Seçici kredi politikaları ile tüketim malı ithalatını kontrol altında tutup, hammadde ve yatırım malı ithalatının devamı sağlanmaya çalışılacak. Burada önemli bir konu da kurun yükselmesine izin verilmesi. Son iki yılda ithalatta çok yüksek artışlar yaşandı. Kurun 2023’te ortalama 23,9, gelecek yıl ortalama 36,8 TL olacağı tahmin ediliyor. Yani beklentiler gerçekleşirse yüzde 54 civarında bir kur artışı olacak gibi görünüyor.”

İç talepte ani yavaşlama riski
Para politikasını sıkarken iş dünyasını rahatlatmanın önemine vurgu yapan Bahar, “Sıkı para politikasını destekliyoruz. Ancak bunu yaparken üretimi ve iç talebi düşünmek gerekiyor. Çok hızlı bir yavaşlama binlerce şirketi zor duruma sokabilir, borçlar ödenemez duruma gelebilir. Bu nedenle frene çok hızlı basmamak ve yolcuların yani işletmeler ve vatandaşlarımızın emniyet kemerlerini bağladığından emin olmamız gerekiyor. Benim sık sık ATSO meclisinde dile getirdiğim finansman konusu var. KGF limitlerinin artırılması konusu var. Geçtiğimiz günlerde sayın Hazine ve Maliye Bakanımız ’Bu limitleri artıracağız’ dedi. Nitekim geçtiğimiz günlerde ilgili mevzuat değişikliği de yapıldı. Bu olumlu bir adım. Sonuçlarını önümüzdeki haftalarda, aylarda izleyip göreceğiz” dedi.

Tarım reformu ve gıda politikası
Türkiye’de köklü bir tarım reformu yapılması ve ciddi bir gıda politikası uygulanması gerektiğine işaret eden Bahar, “Bu en az para politikası kadar önemli ve acil bir sorun. Açıklanan OVP’de bu konuda önemli çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor. Örneğin nitelikli sera OSB’leri açılacağı söyleniyor. Bu ülkenin seracılıkta başkenti Antalya’dır. Ben de gıda sektöründe işletmeleri olan bir girişimciyim. Sektörün içinden biri olarak şunu net olarak ifade edebilirim. Bu ülkenin geleceği için tarım ve gıda üretimi en stratejik konulardan biridir” diye konuştu.

"Turizmde gelir artışı geride kalıyor"
Turizm gelirlerindeki beklentinin artışa yönelik olduğunu kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Turizm gelirlerinin bu yıl 55,6 milyar dolardan 2024’te yüzde 7’lik artışla 59,6 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Tabii bu önceki yıllara göre biraz ılımlı bir artış beklentisi. Sebebi ana pazarımız olan Euro Bölgesi’nin hala büyüme noktasında zayıf bir performans gösteriyor olması. Günübirlik evlerin turizme olumsuz etkisi devam etmekte. Kayıt dışı faaliyet gösteren günlük evler turizmin ekonomik dengesini maalesef olumsuz etkiledi. Baktığımızda gelen turist sayısı artıyor ancak turizm gelir artışı, turist sayısındaki artışın gerisinde kalıyor.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.08 14:13:18
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya'nın Tarihi ve Kültürel Mirası, Tatilcileri Büyülüyor!

Antalya, sadece güzel plajları ve muhteşem deniziyle değil, aynı zamanda zengin tarihi ve kültürel mirasıyla da tatilcileri kendine çekiyor. Bu yaz sezonunda da Antalya'nın tarihi ve kültürel dokusu, ziyaretçilerine büyülü bir deneyim sunuyor.

Antalya, Roma İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanan birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Şehirdeki antik kentler, kalıntılar, müzeler ve diğer tarihi mekanlar, geçmişin büyüleyici hikayelerini anlatıyor.

Bunlardan biri, dünyaca ünlü tarihi kent Side. Roma döneminden kalma tiyatrosu, antik limanı ve tapınaklarıyla Side, tarih severlerin ilgisini çekiyor. Aynı şekilde Perge Antik Kenti, Aspendos Tiyatrosu, Termessos Antik Kenti gibi diğer tarihi bölgeler de ziyaretçilere benzersiz bir yolculuk sunuyor.

Antalya aynı zamanda birçok müzeye de ev sahipliği yapıyor. Antalya Müzesi, Pergamon'dan gelen eserlerin sergilendiği zengin koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Ayrıca, Antalya Atatürk Evi ve Müzesi, Antalya'nın tarihi dokusunu ve Atatürk'ün yaşamını tanıtmak için önemli bir nokta olarak öne çıkıyor.

Kültürel etkinlikler de Antalya'nın zengin turistik deneyimine katkıda bulunuyor. Yaz aylarında düzenlenen konserler, festivaller ve diğer etkinlikler, yerli ve yabancı turistleri eğlenceli bir atmosferde bir araya getiriyor. Özellikle Aspendos Antik Tiyatrosu'nda düzenlenen konserler, tarihi bir mekanda müzik keyfi yaşama fırsatı sunuyor.

Antalya'nın tarihi ve kültürel zenginlikleri, tatilcilerin plajlardan ve güneşten uzaklaşarak keşfetmek istedikleri alanlardan biri. Turistler, bu antik şehirlerin sakin sokaklarında dolaşabilir, tarihi yapıları gezebilir ve eşsiz bir atmosferde geçmişe yolculuk yapabilirler.

Antalya, tarihi ve kültürel mirasıyla tatilcilerin gönlünde ayrı bir yer edinmeye devam ediyor. Tatilciler, güzel plajların yanı sıra bu büyüleyici tarihi ve kültürel mekanları keşfetmek için Antalya'yı tercih ediyor. Yaz sezonunda Antalya'nın tarihine ve kültürüne tanıklık etmek isteyen herkes, unutulmaz bir deneyimle evlerine dönecek. -Abdültalip Güngör

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.07.16 11:51:45
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.07.16 11:54:35