SON DAKİKA

logo

Fiyat Artışları, 5, 10 ve 25 Kuruş Paraları Tarihe Gömüyor!

Sıra 50 kuruşta mı?

Türkiye, Son Dönemdeki Fiyat Artışlarıyla Birlikte Kuruşları Unutmaya Başlıyor! Sıra 50 kuruşta mı?

Türkiye'de son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve fiyat artışları, günlük alışveriş alışkanlıklarını da derinden etkilemeye devam ediyor. Halk, her gün yaptığı alışverişlerde artık sık sık 5, 10 ve 25 kuruş gibi küçük değerlerle karşılaşamıyor.

Fiyatların hızla yükseldiği dönemde, işletmeler de fiyatlandırma stratejilerini gözden geçirerek, ürün ve hizmetlerinin fiyatlarını yuvarlama eğilimine giriyorlar. 5 kuruş ve 25 kuruş gibi küçük değerlerin ekonomik anlamda önemini yitirdiği düşüncesiyle, çoğu işletme fiyatları daha kolay yönetilebilir ve müşteri için anlaşılır olması açısından 1 TL ve üzeri değerlere yuvarlamayı tercih ediyor.

Bu durumun bir sonucu olarak, market kasalarında ve diğer alışveriş noktalarında artık 5 kuruş ve 25 kuruşlarla karşılaşmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Halk, alışverişlerinde genellikle sadece 1 TL, 5 TL, 10 TL gibi büyük değerli paralarla işlem yapma alışkanlığı edinmiş durumda.

Fiyatların istikrarsızlığı ve kıymetli maden fiyatlarındaki dalgalanmaların da etkisiyle, bu küçük kuruşların günlük hayatımızda yavaş yavaş tarih olmaya doğru gittiği görülüyor.

Uzmanlar, ekonomideki dengesizliklerin düzeltilmesi ve enflasyonun kontrol altına alınmasıyla birlikte küçük kuruşların da tekrar önem kazanabileceğini belirtse de, şu an için 1 TL ve üzeri değerli paraların egemenliğinin sürdüğü bir dönemden geçiyoruz. -ABDÜLTALİP GÜNGÖR 

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.07.21 12:24:00
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.07.21 12:26:20

Yorum Yap






Siber Isparta Gençlik Merkezi eğitimlere start veriyor

Isparta Belediyesi öncülüğünde her yaş grubundaki gençlerin teknoloji alanında farkındalıklarını artırmak ve bu alanda girişimci olmalarına katkı sağlamak amacıyla kurulan Siber Isparta Gençlik Merkezi, eğitimlerine başlıyor.
Isparta Belediyesi’nin gençlere yönelik yatırımları devam ediyor. Şehrin farklı noktalarına 3 Gençlik Merkezi inşa eden Isparta Belediyesi, Fatih Mahallesi Gençlik Merkezi’ni Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) ortaklığıyla Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ‘Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi Mali Destek Programı’ Siber Isparta Gençlik Merkezi adı altında gençlerin gelişimine yönelik hizmete sundu. Merkez, siber güvenlik, mobil ve web tabanlı uygulama geliştirme, robotik kodlama, sosyal medya uzmanlığı, dijital asistanlık gibi birçok alanda eğitimler gerçekleştirerek, girişimcilere ve bilişim sektörüne katkı sağlamayı hedefliyor. Her yaş grubundan gençlere hizmet verecek olan Siber Isparta Gençlik Merkezi sayesinde gençler teknoloji alanında kendilerini geliştirebilecek ve bu alanda girişimcilik özendirilerek, şirket kurmak isteyen gençlere destek sağlanacak.
Siber Isparta Gençlik Merkezi, yaz dönemi için eğitimlerine başlıyor. 17 Temmuz-11 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek eğitimlerde katılımcılara Siber Güvenlik, Web ve Mobil Uygulama Geliştirme, Sosyal Medya Yönetimi ve Dijital Asistanlık alanında eğitimler verilecek. Eğitimlere 226 kişi başvururken, başvurusu uygun bulunan 140 kişi eğitimlere katılmaya hak kazandı.
Eğitimlerin açılış toplantısı Isparta Belediyesi Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Açılışa Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, BAKA Genel Sekreteri Volkan Güler, ISUBÜ Meslek Yüksekokulları Koordinatörü ve Teknik Bilimler MYO Müdürü Prof. Dr. Cengiz Özel akademisyenler ve eğitimlere katılacak gençler katıldı.
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, teknolojinin günden güne farklı alanlara gittiğini, bu nedenle de Siber Isparta Gençlik Merkezini kurduklarını söyledi. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ne desteklerinden dolayı teşekkür eden Başkan Başdeğirmen, “BAKA da önemli desteklerde bulundu. Eğitim alınacak gençlik merkezimiz belediyemize ait ancak onun içerisindeki tefrişat, bilgisayarlar, çalışma ortamı ve bundan sonraki birçok şeyi BAKA hazırladı. Bu projenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Öyle büyük bir hızla teknoloji bir yerlere gidiyor ki yetişmek mümkün değil. Bugün son model olarak aldığınız herhangi bir ürünü, cihazı 6 ay sonra eskimiş olarak görebiliyorsunuz. 6 ay sonra üretilen bir cihazın daha fonksiyonlu olduğunu görebiliyorsunuz. Buna yetişmek için de yetişmiş, kalifiyeli elemanlara ihtiyacımız var. Merkezimizde yazılım, robotik kodlama, hackerlıkla alakalı eğitimler verilecek. Bu bölgemize de katkı sağlayacak bir çalışma. Bunu önemsemenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Yazılım ve dijital platformla ilgili konularda eleman sorunu yaşandığını dile getiren Başkan Başdeğirmen, “Aranan kişi olmak bu eğitimden geçecek. Orada her türlü imkanı size sunacağız. 24 saat çalışılabilecek bir ortam hazırladık. Bunun değerlendirilmesi gerekiyor. Sizler de buna katkı sağlar ve değerlendirirseniz, eğitimlerimizi gönülden veren hocalarımızı yaptığınız çalışmalarla daha çok teşvik ederseniz daha çok bilgiler kazanırsınız. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitemizin akademisyenleri gönülden gelerek sizlere bu eğitimleri verecekler. Herkes ülkemizde çocuklarımızdan bir tanesini nasıl en iyi şekle getirebiliriz kaygısı içerisindeler. Bunları değerlendirelim. Bu yapılan çalışmalar kolay değil, uzun vakit alan ve gerçek bir emek alan çalışmalar. Buradan istifade ederseniz ülke olarak biz de çok şey kazanırız” ifadelerinde bulundu.
Konuşmaların ardından eğitmenler tarafından katılımcılara eğitimler hakkında bilgi verildi. Gençler de eğitimlere ilişkin merak ettikleri soruları eğitimcilere sorarak, cevaplarını aldılar.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.11 17:28:35
Son Düzenlenme Tarihi :





Uzm. Dr. Erol: "Menüye siz karar verin, ne kadar yiyeceğine çocuk karar versin"

(İHA) - Bebeklerin ek gıdaya alıştıktan sonra ne kadar yemek istediklerine kendilerinin karar vermesi gerektiğini belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinden Uzm. Dr. Murat Çağlar Erol, "Bebekler ek gıdaya alıştıktan sonra günlük alım miktarını genellikle kendileri ayarlar. Bu durum çocuğun yaşamı boyunca geçerli olacak kurallardan biridir. Menüye siz karar verin, ne kadar yiyeceğine çocuk karar versin" dedi.
Ek gıdaya geçiş döneminde bebeklerin ihtiyaçlarına uygun ek gıdaların seçilmesinin ve hazırlanmasının büyük önem taşıdığını dile getiren Uzm. Dr. Murat Çağlar Erol, bebeklerin gelişme ve sindirim sistemlerine uygun beslenme ipuçları hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Erol, anne sütünün önemine ve ek gıdaya geçiş dönemine değindi.

“En önemli besin anne sütü”
Anne sütünün öneminin altını çizen Uzm. Dr. Erol, “Bebeklerin beslenmesinde yerine koyulamayacak en önemli besin anne sütüdür. Her bebek anne sütünden mümkün olduğunca faydalanmalı, anneler ve bakım verenler bu konuda desteklenmelidir. Bebeğin ilk 6 ayında sadece anne sütü hem sıvı hem kalori ihtiyacını karşılayabilecek kadar zengin içeriğe sahiptir. Bu dönemde demir ve D vitamini ile desteklenmenin dışında ek bir besin kaynağına genelde ihtiyaç duyulmamaktadır. Bazı özellikli durumlarda hekiminiz tarafından ek gıdalara başlamanız 4-6 ay arasındaki dönemde önerilebilir, fakat erken başlansa da temel kurallar hep aynıdır” ifadelerini kullandı.

“Ek gıda ile tanışmada aç olduğu dönem beklenmeli”
Bebeklerin ek gıda ile tanışma serüvenine değinen Uzm. Dr. Murat Erol, “6. aydan itibaren yavaş yavaş bebeğinizi ek gıdalar ile tanıştırmaya başlayabilirsiniz, bebeğe vereceğiniz tüm gıdalar temiz, taze ve katkısız olmalıdır. Kimyasal koruyucu içeren konserve ve katkı maddeli yiyecekler verilmemelidir. Bebek için her öğün mümkün olduğunca taze olarak hazırlanmalı, oda sıcaklığında uzun süre bekletilmeden tüketilmelidir. Bu dönemde ek gıdaları artırırken, anne sütünün devamlılığını sağlamaya özen gösterilmelidir. Bebeği ek gıda ile tanıştırmak için aç olduğu bir dönem beklenmeli, anne sütünün üzerine denenmemelidir. Miktar az başlanıp giderek artırılmalıdır. Öğünlere tuz ve şeker eklenmemelidir” diye konuştu.

“Sevmediği besinleri yemesi için zorlamayın”
Bebeklerin sevmedikleri besinler için zorlanamaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Erol, “Sevmediği bir besini yemesi için zorlamayın. Bebeklerin de tat duyusu olduğu, onların da bazı besinlerin tadını sevmeyebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. 6’ncı, 7’nci aylarda mevsim sebzeleri ve meyveleri başlangıç basamağı olmalıdır. Her defada tek bir yeni besine başlanması ve 3 gün artan miktarlarda denenmesi gerekir. Dördüncü gün daha önce denenenler verilirken yeni bir ek besine daha başlanır. Ek besinler çocuk açken, emzirme öncesi, günde bir ya da iki öğün sunulmaya başlanır ve sonra yavaş yavaş iki öğün tamamen doldurulur” şeklinde konuştu.

“Menüye siz karar verin, ne kadar yiyeceğine çocuk karar versin”
Ek gıdaya alıştıktan sonra günlük alım miktarını genellikle bebeklerin kendilerinin ayarladığını vurgulayan Uzm. Dr. Erol, şu bilgileri paylaştı:
“Bu durum çocuğun yaşamı boyunca geçerli olacak kurallardan biridir. Menüye siz karar verin, ne kadar yiyeceğine çocuk karar versin. Ek gıdalarla birlikte bebeğinize su verme zamanı da gelmiştir. Suyu gün içinde arada bir teklif edin. İstemiyorsa gereksinimi yoktur. Bebeğinize verdiğiniz içme suyunu mümkünse 10 dakika kaynatın ve soğuduktan sonra verin. Kaynatılmış suyu cam şişede saklayın. Su öğün sonrası bebeğe verilir, bu ağız içi hijyeni açısından da katkı sağlar.”

“8 ve 12. ay arası beslenme”
8. ve 12. ay aralarında artık bebeğini anne sütünü kesmeden pütürlü gıdalara başlama zamanı olduğuna dikkat çeken Dr. Erol, “Bebek 8 aylık olduktan sonra parmakları ile kıskaç yapabilir ve lokmayı ağzına götürebilir. Bu aylarda parmakla yemenin desteklenmesi önemlidir. Çorbalara nohut, bulgur, bezelye, kuru fasulye mercimek, kıyma eklenerek zenginleştirme yapılmalıdır. Yumurta sarısına, kıyma içeren sebze çorbasına, beyaz etli balıklara, köfteye, tuzu alınmış pastörize peynire ve beyaz tavuk etine iyice ufalamak koşuluyla başlayabilirsiniz” açıklamasında bulundu.

“Bebeğiniz sizinle birlikte yemek yemeli”
Bebeklerin artık öğünlerini aile üyeleri ile birlikte yemelerine gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Erol, “Bebeğinizin öğünlerini yavaş yavaş çeşitlendirin. Yedinci ayından sonra tel süzgeçten vazgeçin. Yemeklerini çatalla ezerek verin. Dokuz ay civarında küçük lokmalar halinde yumuşak besinleri vermeye başlayabilirsiniz. Dokuzuncu ayla birlikte çocuğunuzun sofrada sizinle oturmasını ve elleriyle yemesini destekleyin. Bu aylarda taklitle öğrenme çok fazladır ve siz yemek yerken öğreneceği çok şey vardır. Bu nedenle bebeğiniz de sizinle birlikte yemek yemeli, size yavaş yavaş sofra arkadaşı olmalıdır” dedi.

“Yeni gıdalarla karşılaşmak bebeğin sindirim sistemi için bir testtir”
Yeni gıdaların bebeklerin sindirim sistemi için bir test olduğundan bahseden Uzm. Dr. Erol, “Bir yaşa doğru sizin yediğiniz tüm besinleri birkaç istisna dışında yiyebilir. İnek sütünü ve sütle hazırlanmış muhallebileri doktorunuz tarafından önerilmediği sürece on sekizinci aya kadar vermemek daha uygundur. Yeni gıdalarla karşılaşmak bebeğin sindirim sistemi için bir testtir, beklenmedik durumlar ve özellikle alerji ile karşılaşmanız halinde çocuk hekiminizin görüşünü almanız çok önemlidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 14:37:34
Son Düzenlenme Tarihi :