SON DAKİKA

logo

AKMEK’te dünyanın ilk halısının desenleri eski koltuğa işlendi

Kepez Meslek Eğitim Kurslarında (AKMEK), Arkeoloğlara göre M.Ö 3-5 yüzyıla ait olduğu düşünülen Dünyanın bilinen ilk halısı ve aynı zamanda düğümlü ilk halısı olan ‘Pazırık Halısı’nın desenlerinin işlendiği eski koltuk kıymetli bir sanat eserine dönüştürüldü. 1 santimetrede 36 düğüm atılan koltuğu..

Kepez Meslek Eğitim Kurslarında (AKMEK), Arkeoloğlara göre M.Ö 3-5 yüzyıla ait olduğu düşünülen Dünyanın bilinen ilk halısı ve aynı zamanda düğümlü ilk halısı olan ‘Pazırık Halısı’nın desenlerinin işlendiği eski koltuk kıymetli bir sanat eserine dönüştürüldü. 1 santimetrede 36 düğüm atılan koltuğun el işçiliği tam 2 yılda tamamlandı.
AKMEK’in 12. Geleneksel Yıl Sonu Sergisi muaazzam bir el emeği örneğine ev sahipliği yapıyor. Mimar Sinan Kongre Merkezi’ndeki sergide, birbirinden eşsiz el emeği ürünlerinin arasında yer alan Pazarık desenli koltuk büyük ilgi çekiyor. Eski bir koltuk, Arkeoloğlara göre M.Ö 3-5 yüzyıla ait olduğu düşünülen Dünyanın bilinen ilk halısı ve aynı zamanda düğümlü ilk halısı olan ‘Pazırık Halısı’nın desenleri işlenerek, kıymetli bir sanat eserine dönüştürüldü. 1 santimetrede 36 düğüm atılan koltuğun el işçiliği tam 2 yılda tamamlandı.

Koltuğun işlemeleri 2 yılda tamamlandı
Pazarık Halısı desenlerinin işlendiği koltuğunun çok ince işçilikle dolu bir el emeği ürünü olduğunu belirten AKMEK El Sanatları Teknolojisi Dekoratif El Sanatları Öğretmeni Leyla Karasu Memiş, “Eski koltuğu önce temizledik. Boya yapmadık. Özelliği kaybolmasın diye zımparalanarak temizlenip yağlanma yapıldı. Hazeran’la arkası kaplandı. Üzerine işlenecek işlemenin bir hikayesi olmasını istedik. Dünyanın ilk halısı ve ilk düğümlü halısının desenleri ganaviçeye çevrildi. Renklere sadık kaldığımız koltuğumuzun işlemelerini öğrencimiz Atiye Delibaş ile birlikte tam 2 yılda tamamladık. Süreç çok meşakatli ve yorucu olsada ortaya çıkan güzellik bizleri çok mutlu etti” dedi.

Pazırık halısı
Memiş halı hakkında şu bilgileri verdi:
“Arkeoloğlara göre M.Ö 3-5 yüzyıla ait olduğu düşünülen Dünyanın bilinen ilk halısı ve aynı zamanda düğümlü ilk halısıdır. Kareye yakın dörtgen biçimindedir. Bu dörtgen yapı, Eski Türklerin ve birçok bozkır ulusunun dünyayı dört köşe olarak algıladıklarından ve dört yön belirlediklerinden dolayıdır. Pazarık halısı; bitkisel ve geometrik motifler ile birlikte hayvan ve insan figürleri de kullanılarak dokunulmuştur. Pazırık halısında bulunan motiflerden birisi de ata binen insan motifleridir. Atın kuyruğunun bağlanmasının işlendiği bu motifler Ön Türklerden Tatalara yüzyıllarca devam etmiş bir gelenektir. Hala bir çok türk boyu atlarını kuyruklarını bu şekilde bağlamaktadır.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 14:04:02
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATB BAŞKANI ÇANDIR: TARIMDA GİRDİ FİYATLARI ARTIYOR

Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. TÜİK’in Temmuz ayı tarımsal girdi enflasyonunun aylık yüzde 1.98, yıllık yüzde 29.38 olarak ilan ettiğini belirten Çandır, 12 aylık ortalamalara göre yüzde 19.05’lik artış gerçekleştiğini kaydetti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 27.01, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 29.78 artış gerçekleştiğini belirten Çandır, yıllık en fazla artışın yüzde 62,43 ile gübre ve toprak geliştiriciler alt grubunda olduğuna dikkat çekti.

ÜRETİCİ ZARAR YAZIYOR

Temmuz ayında Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’nin (Tarım-ÜFE) aylık yüzde 1.34, yıllık ise yüzde 22.80 olarak ilan edildiğini anımsatan Çandır, “Tarım-ÜFE, tarımdaki üreticinin satış fiyatındaki enflasyondur. Olması gereken ve sürdürülebilir olan aylık ve yıllık Tarım-GFE rakamlarının Tarım-ÜFE’den düşük seyretmesidir. Ancak bu durumda tarım üreticisi, varlığını ve faaliyetlerini sürdürebilir. Temmuz ayı rakamları bize gösteriyor ki, tarım üreticisi aylık olarak yüzde 48 ve yıllık olarak ise yüzde 29 zarar yazmıştır. Yani satış fiyatlarındaki artıştan aylıkta yüzde 48, yıllıkta ise yüzde 29 daha fazla girdi maliyeti artışına maruz kalmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

SÜRDÜRÜLEMEZ

Tarımda girdi maliyetleri artışının satış fiyatından yüksek seyrettiğini vurgulayan Başkan Ali Çandır, şunları kaydetti:

“Temmuz aylarında Tarım-GFE’nin Tarım-ÜFE’den daha yüksek seyrettiği diğer yıllara baktığımızda sadece 2015 yılında üreticilerin lehine bir oran söz konusu iken diğer tüm yıllarda üreticilerin girdi maliyetlerindeki artışlar, satış fiyatlarındakinden yüksek seyretmiştir. Bu durum üreticiler açısından sürdürülemez bir durumdur. Ocak-Haziran dönemindeki aylarda da geçmiş 7 yılda benzer eğilimler gözlenmiştir. Yani üreticiler diğer aylarda da sistematik olarak daha yüksek girdi maliyetleri artış oranlarına maruz kalmıştır.”

TÜKETİCİ ENFLASYONU UYARISI

Tarımsal ürünlerle ilgisi olmayan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yi-ÜFE) Temmuz’da aylık yüzde 2.46, yıllık yüzde 44.92 ilan edildiğini, Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi’nin ise (Yd-ÜFE) ise Temmuz’da aylık yüzde 0.34, yıllık ise yüzde 41.89 olarak ilan edildiğini anımsatan Çandır, “Görüldüğü gibi ülkemizde tarımsal dünya ile ilgili enflasyonlardan ortalama olarak yüzde 72 daha yüksek seyreden tarım dışı üretici enflasyonu hakimdir. TÜFE ve çekirdek enflasyonlardaki sırayla aylık yüzde 1.80 ve yüzde 1.88, yıllık yüzde 18.95 ve yüzde 11.12’lik rakamlar, gelecek için tüketiciler üzerinde, ciddi bir üretici enflasyonu baskısının söz konusu olacağını göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.

TARIM KESİNTİSİZ VE BÜYÜYEREK DEVAM ETMELİ

Son 15 yıla göre dünyada tarım ve gıda fiyatlarında artış yaşandığını, diğer emtia fiyatlarında da aşırı yükselme olduğuna dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, “Bir taraftan emtiada arz kısıtlamaları, lojistik darboğazları, ihracatı kısıtlayıcı politikalar hüküm sürerken, diğer taraftan da tüm zamanların rekorlarını açık ara kıran para bolluğu da azaltılmaya çalışılmaktadır. Yani küresel gelecek açısından kolay zamanlar bitmektedir. Bizler kolay zamanlarda yaptıklarımızın ya da yapmadıklarımızın bedelini ödemeye hazırlıklı olmalıyız. Bu çerçevede, tarımsal faaliyetlerimizin kesintisiz ve büyüyerek devam etmesini sağlayacak politikaları bir an önce gecikmeden uygulamalıyız” diye konuştu.

Tarımsal faaliyetlerde bulunanların maliyet-gelir oranında son 11 yılda ciddi bir zayıflamayla karşı karşıya kaldığını kaydeden Çandır, yılbaşından bu yana açıklanan tarımsal enflasyon rakamlarının da bu zayıflık eğiliminin devam ettiğini gösterdiğini söyledi. Tarımda gidişatı tersine çevirecek sürdürebilir politikalara ihtiyaç olduğunu söyleyen Çandır, kamunun piyasada etkili bir düzenleme, izleme, denetleme ve iyileştirme politikasını hayata geçirmesi gerektiğini vurguladı.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.21 08:48:31
Son Düzenlenme Tarihi :





Kalp hastalığında erken teşhis hayat kurtarır

Dünya genelinde en çok ölüme neden olan durumların başında kalp krizlerinin geldiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Taner Şeker, “Kalp hastalığının gelişiminin önlenmesi tedavisinden daha kolaydır, bu nedenle kalp hastalıklarının erken teşhisi bizim açımızdan çok önemlidir” dedi.
Medical Park Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Taner Şeker, kalp damar hastalıkları konusunda açıklamalarda bulundu.
Dünya genelinde en çok ölüme neden olan durumların başında kalp krizlerinin geldiğini dile getiren Doç. Dr. Şeker, “Damar duvarına yerleşmiş plak dediğimiz yağlar giderek damarı tıkayarak belirtilere neden olmaktadır. Bazen de ilk belirti kalp krizi olabilmektedir. Kalp hastalığının gelişiminin önlenmesi tedavisinden daha kolaydır, bu nedenle kalp hastalıklarının erken teşhisi bizim açımızdan çok önemlidir” diye konuştu.
Risk faktörlerine sahip kişilerde kalp damar hastalığının gelişmesi ve kalp krizi riskinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şeker, “Sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, diyabet, obezite, sedanter yaşam dediğimiz hareketsiz yaşam tarzı, alkol, yağlı beslenme gibi değiştirilebilir ya da kontrol altına alınabilir” ifadelerini kullandı.

“Efor sırasında nefes darlığı gelişebilir”
Kalp damar hastalığı olan bireylerde hangi belirtilerin görülebileceğine değinen Doç. Dr. Şeker, daha sonra şunları söyledi:
“Kalp damar hastalığı gelişmiş kişilerde damar tıkanıklığının derecesine göre belirtiler gelişebilir. Hastada hiçbir belirti de olmayabilir. Bu sebeple risk faktörlerine sahip kişilerin hastalık başlangıcı ve ilerlemesini geciktirmek amacıyla risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır. Kalp damarındaki tıkanıklık kalbin beslenmesini bozacak düzeye geldiğinde belirtiler gelişmeye başlar. Efor sırasında göğüs ağrısı yanıcı baskı tarzda, efor sırasında nefes darlığı, çabuk yorulma ve ritim bozuklukları gibi belirtiler gelişebilir.”

“Tanı koyma süreci”
Teşhis koyma sürecinden bahseden Şeker, “Kalp damar tıkanıklığını düşündürecek belirtilere sahip kişilerde yapılacak efor testi, kalsiyum skorlaması, miyokart perfüzyon sintigrafisi, koroner sanal anjiyo, koroner anjiyografi gibi yöntemlerle tanısı konulabilir” şeklinde konuştu.
Koroner anjiyografi yönteminin kimlere uygulanabileceği ile ilgili bilgi de veren Şeker, “Risk faktörlerine sahip kişilerde göğüs ağrısı olması, daha önce kalp krizi geçirmiş kişilerde kriz ağrısına benzer şikayetlerin gelişmesi, daha önce kalp damarlarına balon stentleme işlemi yapılıp tekrar göğüs ağrısı olması durumunda uygulanabilir. Kalp kapağından dolayı ameliyata gidecek olanlarda, ciddi ritim bozuklarında altta damar tıkanıklığını dışlamak amacıyla elektrokardiyografi, efor testi, ekokardiyografi, sintigrafi, bt anjiyografi yöntemlerde ciddi damar tıkanıklığını düşündüren keşiflerin olması durumunda anjiyografi yapılmalıdır” dedi.

“Anjiyografi için hasta bayıltılmaz”
Koroner anjiyografinin nasıl uygulandığını anlatan Doç. Dr. Şeker, “Koroner anjiyografi kalp damarlarının içerisine özel katater denilen ince borularla radyoopak madde verilerek görüntüleme işlemidir. Anjiorafi için hasta bayıltılmaz, sadece girişim yapılacak bölge kasık ya da el bileği uyuşturulur. Hasta işlem boyunca kendindedir ve doktorla iletişim halindedir. El bileğinden girilerek yapılan anjiografi işlemi kasıktan girilerek yapılana göre daha avantajlıdır. Hasta el bileğinden anjio olduğunda kasıktan yapılana göre daha erken taburcu olur, kum torbası gerektirmez, daha az kanama, morluk, şişlik gibi istenmeyen olaylar gelişir. El bileğinden anjiografi işlemi sırasında gerek duyulduğunda balonlama ve stentleme işlemi de yapılabilmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.26 21:58:43
Son Düzenlenme Tarihi :