Gücümüz Anadolu Platformu, Türk dilinin yabancı diller ve alfabeler yoluyla kuşatılmasına, yozlaştırılmasına ve asimile edilerek yok edilmesine karşı açıklama yaptı. Platform, Türk dilinin ve milli kimliğin korunması için "Millî bir dil politikası" oluşturulması çağrısında bulundu.

Platformun düzenlediği basın toplantısında yapılan açıklamada, Türk dilinin milletin kalbi, zihni, öz benliği, milli bilinci, genetik kodu ve hafızası olduğu vurgulandı. Dilin, bir milletin karakterinin ve milli kimliğinin belirleyici unsur olduğu ifade edildi.

Platform üyeleri, Türk dilinin yabancı diller ve alfabelerle giderek yok edilmeye çalışıldığını vurguladı. Ticarethanelerin, işyerlerinin ve sahil şehirlerinin yabancı isimler ve tabelalarla dolu olduğuna dikkat çekildi. Aynı zamanda, Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacıların da kendi dillerini ve alfabelerini kullanarak asimilasyona neden olduğu belirtildi.

Gücümüz Anadolu Platformu, Türk milletinin dil ve kimliğinin korunması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Platform, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti görevini yapmaya davet ederek, yabancı dillerdeki tabelaların ülkenin her yerinden indirilmesini talep etti.

Platform sözcüsü, Türk Dili'nin yok olması durumunda Türk milletinin de yok olacağı uyarısında bulundu ve bu kültürel asimilasyona karşı mücadele edeceklerini ifade etti.

Konuyla ilgili gelişmeler ve alınacak tedbirlerle ilgili olarak kamuoyuna yapılacak duyuruların takip edilmesi bekleniyor. -ABDÜLTALİP GÜNGÖR

Ankara’da 30 Aralık 2022’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden tarihçi, akademisyen ve siyasetçi ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in adı Antalya Muratpaşa’da parka verildi. Muratpaşa Belediyesi’nce, mecliste AK Parti MHP ve gruplarının ret oyuna karşılık Güzeloba Mahallesi’nde yaklaşık 2 bin metrekarelik alan Doç. Dr. Sinan Ateş Parkı olarak düzenlenirken, park törenle hizmete açıldı. 

Törende Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve eşi Ümran Uysal birlikte yer alırken törene İYİ Parti Genel Sekreteri ve Antalya milletvekili adayı Uğur Poyraz, CHP Antalya Milletvekili Adayı Sururi Çorabatır, Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin il ve ilçe yöneticileri, milletvekili adayları, belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Tören, saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. 

İYİ Parti Genel Sekreteri Poyraz, “Keşke bu park hiç olmasıydı” diyerek başladığı konuşmasında “Keşke, Sinan Ateş eşinin ve çocuklarının yanında, üniversitedeki kürsüsünde, öğrencilerini karşısında olabilseydi. Faili sözde meçhul aslında malum cinayetler son bulmuş olsaydı. Biz bugün aslında bir söz verip ardına şerefimizi koyuyoruz. Gökte uçan kuşlar bile bilecek ki başka Sinanlar öldürülmesin, başka çocuklar babasız, eşler yalnız kalmasın, hak yerini bulsun diye soluğumuz hiç kesilmeden çalışacağız” diye konuştu. 

CHP Antalya Milletvekili Adayı Sururi Çorabatır ise Ateş’in gençlerin bilim, akıl ve insanlık sınırlarında sağlıklı bir Türk milliyetçisi olması yolunda emek harcayan bir isim olduğunu belirterek “Söz veriyorum, bu hain saldırının takipçisi olacağım” dedi. 

Başkan Uysal, bilim insanı, baba ve dava adamı olarak tarif ettiği Doç. Dr. Ateş’in başkent Ankara’nın göbeğinde, gün ortasında ve herkesin gözü önünde katledildiğini söyledi. Başkan Uysal, “Bu sadece ona ve ailesine karşı değil topluma, millete, kamu düzenine, devletimize ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bunu sadece menfur cinayet olarak göremeyiz” dedi. Bu cinayetin uzun dönemde kamu güvenliğini tehdit eden bir noktaya ulaşabileceğini, aydınlatılmaması ve faillerin cezasız kalmasının ‘güvensiz bir gelecek’ tesis edilmesine neden olacağının altını çizen Başkan Uysal, şunları söyledi:

“Doç. Dr. Sinan Ateş daha millete çok hizmet edecekti. O insanın, başkentimizin göbeğinde katledilmesi sıradan bir cinayet olarak görülemez. O nedenle Muratpaşa’mız onu yaşatmak istedi. Muratpaşa’mızda bir tarafta Süleyman Demirel Parkımız bir tarafta Prof. Dr. Erdal İnönü Parkımız var. Bir tarafta Cengiz Aytmov bir tarafta Nazım Hikmet Ran parklarımız vardır. Bir tarafta Ziya Gökalp Parkı var. Bir tarafta Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’la simgeleşen Üç Fidan Parkımız var. Milletimizin bütün evlatlarına bir bütün gözüyle bakarız. Fikirleri farklı olabilir. Gelip geçtikleri bu kısa hayatta duruşları farklı olabilir. Ama önemli olan vatanına, milletine, ülkesine, insanlığa hizmet etti mi etmedi. Buna bakarız. Bugün, cari siyasi güçlerden cesaret aldığı anlaşılan faillerin katletme cüretini gösterdikleri bir vatan evladını, Muratpaşa’mızdaki diğer vatan evlatlarımızla, üzerinde çocukların oynayacağı bir parkta yaşatabiliyor olmanın gururu içindeyiz. Bengisu ve Banuçiçek’in babalarını geri getiremeyiz ama burada anısını yaşayacak.” 

Açılışa video konferansla bağlanan Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş ise “Kalbimiz sizinle. Bizim yanımızda olduğunuz için sizlere ve Belediye Başkanımıza teşekkür ederiz. Hep birlikte unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi. Konuşmaların ardından katılımcılar parkın ve Doç. Dr. Sinan Ateş adına yapılan anıtın açılışı gerçekleştirildi.  -BLD.BSN.

    Sözkonusu basın toplantıları Konyaaltı’ndaki Su Hotel’de düzenlenirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e soruyorum: 

    Bu tür basın toplantılarının ya da ulusal veya uluslararası toplantıların düzenlenebileceği modern ve çağdaş bir toplantı salonunuz yok mu ? 

    Yoksa bu ayıp sizin ve sizden önce o makamda oturanların büyük bir ayıbı, nokta.

*****

    Geçtiğimiz günlerde Basın İlan Kurumu tarafından düzenlenen Antalya,Isparta, Burdur, Afyon, Konya, Aksaray ve Karaman il ve ilçelerinde yayınlanan gazete sahip ve yöneticilerinin katıldığı bölge toplantısı için Konya’daydım. Toplantıdan 1 gün önce bu güzel şehre gidince, bir kez daha görme ve gezme imkanı buldum.

    Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Hz. Mevlana’nın tüm hayatının ve 13.yy Konya’sının anlatıldığı Panorama Müzesi’ni gezerken, Muhittin başkanın onca danışmanının ne işe yaradıklarını merak ettim, danışman değil, günklerini kurtaranlar olduklarını bir kez daha anladım.

    Öyle bir müze yapmışlar ki...

    Türkiye’de İstanbul 1453 Panoraması’ndan sonra 2. yapılan 360 derece kubbeli panorama olan Selçuklu Taç kapı örneği bir kapıdan girilen müzede sizi bir avlu, avlunun içinde günümüzde ayakta kalmış mevlevihanelerin maketleri, gül bahçesi içinde karşılıyor.

    Müzenin birinci bölümünde Selçuklu dönemindeki yapılan kabartmaların konu edildiği Selçuklu Panosu yer alırken, galeri bölümünde Hz Mevlana’nın çocukluğundan vefatına kadar geçen dönemdeki olayları konu alan devasa tablolar yeralıyor.

    Beni ve ziyaretçileri etkileyen en önemli bölüm, 13 ncü yüzyıl Anadolu Selçuklu dönemi Konyası’nın anlatan demiyorum YAŞATAN “Panorama” bölümü.

    Bu bölümde o dönemin tacirleri, sanatkarları, Anadolu’ya sığınmış alimler, papazlar, azizler, kısaca o dönemin yaşamı öyle bir görselliğe dökülmüş ki,  ön planda çok gerçekci silokon heykeller, hipergerçekci kuklalar geri planda panoramik resim, 3 boyutlu maketler sizi alıp o yüzyılın Konya’sına götürmekle kalmıyor, abartmıyorum kendinizi o hayatın içinde buluyorsunuz. 

    En küçük bir detay bile atlanmamış, mimikler dahi ön plana  çıkarılmış. 

******

    Biz daha halen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin basın toplantılarının da düzenlenebileceği çok amaçlı bir salonun olmamasını konuşurken,,Konya devasa bir otoparka sahip müze kurarak geçmişi günümüze taşımış.

    Hele hele, tarihi (!) Demirciler İçi ve yan tarafından bulunan eski ilkokul alanı atıl bir halde dururken....* Erkin ÖZGÜNSÜR