SON DAKİKA

logo

Enkaz kentin kedilerinin Gürcü annesi

Hatay’ın Gürcistanlı gelini Sabina Günaydın, enkaza dönen kentin ıssız sokaklarında yaklaşık 200 kediye, aylık 10 bin TL harcama yaparak kendi deyimiyle ‘annelik’ yapıyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkım Hatay’ın Antakya ilçesinde meydana geldi. Deprem sonrası binlerce insanın göç ettiği Antakya adeta terk edilmiş şehri andırırken, sokaklardaki hayvanlar dikkat çekiyor. Sokakta aç ve susuz gezen hayvanları kurumlar ve gönüllülerin yanı sıra 7 yıl önce Hatay’a gelin olarak gelen Gürcistanlı Sabina Günaydın unutmadı. Günaydın, deprem sonrası sokak hayvanları için enkaz kente geri döndü. Antakya’nın ıssız ve harabe haldeki sokaklarını tek tek gezerek yaklaşık 200 kedi besleyen Günaydın, sokak hayvanları için aylık 10 bin TL harcama yapıyor. Hayvanseverlerin desteğiyle eşiyle birlikte onlarca kediye kendi deyimiyle ‘annelik’ yapan Günaydın, şehirdeki vatandaşlardan da aynı çalışmayı bekliyor.

“Eşimle çocuğumuz yok kedilerimiz var, daha çok onları besledik”
Eşiyle birlikte sevgilerini hayvanlara verdiğini dile getiren Sabina Günaydın, “Aslında Gürcistanlıyım, Hatay’a gelin geldim ve 7 yıl oldu. Eşimle çocuğumuz yok kedilerimiz var, daha çok onları besledik. Aşkımızı hayvanlara verdik. Deprem sürecinde çok zor günler geçirdik, 1 hafta sokaktaydık. Nisan’dan beri her gün beslemeye çıkıyoruz. Geldiğimizde her yer perişan haldeydi, su bile yoktu kediler için. Öyle her gün eşimle çıkıp, besleme yapıyoruz” dedi.

“Bu durum ekonomik olarak bizi çok zorluyor”
Enkaz kentin sokaklarında el arabasıyla günlük 15 kilogram yem dağıttığını dile getiren Günaydın, “En az 150-200 kedi besliyorum. En az burada 40 tane var ve böyle 5-6 noktamız var. Bahçemizdeki kedilerle 200’den fazla belki de. Günde 2 torba mama gidiyor, 15 kiloluk. Gerçekten bu yaptığım zorluyor çünkü her gün aynı acıları görüyoruz. Hep enkaz ve yıkık yerler görüyoruz. Bir taraftan da bunların karnını doyuruyoruz mutlu oluyoruz. Geçiyor günümüz. Çevremizdeki insanlar takdir ediyorlar, helal olsun, bıkmıyor musun, yorulmuyor musun diyorlar. Ayda 10 bin TL’miz kediler için gidiyor hatta tek kedi değil köpek de oluyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.26 21:59:54
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Serebral Palsili çocukların yaşam konforunu artırmak mümkün

Halk arasında beyin felci olarak bilinen serebral palsi, çocuklarda görülmekte ve doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusundaki hasara bağlı ortaya çıkmakta. 
Bu hasar hiçbir zaman “tamamen” iyileşmemektedir ancak iyi rehabilitasyon uygulamaları ile hastalar bağımsız bir yaşam kurabilir, eğitim alabilir ve sosyal rollerine devam edebilir. 
Memorial Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer, serebral palsi ve fizik tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Erken doğan bebeklerde sık görülüyor
Serebral palsi bir çocuğun doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusunda gelişen hasarlar sebebiyle oluşan ilerleyici olmayan bir beyin hastalığıdır. Çocuklarda beyin felci olarak da tanımlanır. Etken beynin oksijenizasyon sorunu, enfeksiyonlar, kanamalar, ağır sarılık, genetik veya nörolojik hastalıklar olabilir. Hastalığın genel karakteri ilerleyici olmamasıdır. Yani sabit, permanent denilen bir beyin hasarından bahsedebiliriz. Ancak hastalığın vücudun periferindeki yani kollarda, bacaklarda ya da sistemler üzerindeki etkileri değişkenlik gösterebilir. En önemli problemlerden biri kas fonksiyonları üzerindeki etkileridir. 
Beyin hasarına bağlı olarak kas güçsüzlüğü, spastisite (istemsiz kas gerginliği),  distoni (istemsiz hareketler) ve ataksi (denge bozukluğu) dediğimiz tablolarla kendini gösterebilir. Her ne kadar beyindeki hasar sabit olsa da bu sayılan tablolarda bazen artış, bazen azalma yaşanabilmektedir. Bu yönüyle dinamiktir ancak beyin hasarı yönüyle dinamik değildir.
Risk gruplarına dikkat
En fazla erken ve düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelmiş olan çocuklarda görülmektedir. Yani prematüre ve 1.5 kg’ın altında doğmuş olan çocuklarda serebral palsi görülme ihtimali diğer çocuklardan çok daha yüksektir ancak her şeyiyle normal dünyaya gelmiş çocuklarda da serebral palsi görülebilmektedir.
Çocuğunuzu iyi gözlemleyin
Serebral palsinin erken ortaya çıkan belirtileri çocukların gelişim evrelerini izlenerek görülebilmektedir. Bir çocuk doğduktan 3 ay sonra en geç baş kontrolünü yapabilmeli, 9 ay sonra oturabilmeli, 12-14. aylarda yürüyebilmelidir. Eğer bir çocuk 5-6. aylarda hala baş kontrolünü sağlayamıyorsa, 8. ve 9. aylarda oturamıyorsa, 1 yaşına geldiğinde adımlama ya da sıralama fonksiyonlarını kazanamamışsa bu çocuklarda bir problem olduğunu düşünmeliyiz. Çoğul gebelik, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, kordon dolanması gibi doğum esnasında zorluklar yaşanması durumuna fonksiyon kazanımlarındaki gecikmeler de eklendiğinde çocuğun serebral palsi olma ihtimalinden şüphelenilir.
Tanıda geç kalınmaması önemli
Serebral palsi tanısı şüphelenmekle başlar. Dolayısıyla ilk bulgular ailede veya takiplerini yapan çocuk hastalıkları uzmanının şüphelenmesi ile başlar. Sonra Pediatrik Nöroloji uzmanları tarafından önce çocuktaki motor, nörolojik ve mental gelişimdeki sorunlar değerlendirilir. Bazı klinik değerlendirmelere eşlik eden MR incelemeleri ile beyindeki hasarlar tanınabilir. Nihayetinde belli bir aşamaya gelmiş ve ilerleyici olmayan beyin hasarı netleşirse serebral palsi tanısı klinik olarak da netleşir. Ancak ailelerin izleyebileceği yol şu olabilir. Eğer çocuk çoğul gebelikten biriyse yani ikiz ya da üçüz bebekten biriyse, düşük doğum ağırlığı ile doğmuşsa, erken doğmuşsa (özellikle 28. haftadan önce) ve motor gelişim evrelerinde gecikme varsa bu çocuk geç kalınmadan çocuk nörolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Modern tedavi uygulamalarından faydalanın
Serebral palsili hastalarda pek çok problem eşlik edebilir. En önemlisi kas ve kas koordinasyonunu ilgilendiren motor becerilerde yaşanan sorunlardır. Dolayısıyla süreçte en önemli şey rehabilitasyon perspektifiyle bakmaktır. Yani çocuğun başını kontrol edebilir, yürüyebilir, oturabilir ve ayakta durabilir hale getirmek için yapılacak olan rehabilitasyon çalışmalarıdır. Ancak hastalığın ağırlığına bağlı olmak üzere çocuklarda başka nörolojik problemler de olabilir. Örneğin, epileptik ataklar, yutma güçlüğü, solunum ya da otonomik problemler vb. eşlik edebilir. Bu eşlik eden problemler de usulünce tedavi edilmelidir. İlerleyen zamanlarda tedaviye eşlik etmesi gereken uygulamalardan bazıları ortopedik operasyonlardır. 
Yani çocukta kas iskelet sistemi ve ekstremitelerde yani uzuvlarda (kalça, diz, ayak bileği ve ayak) bazen spastisite adı verilen şiddetli kas gerginliklerinin belirlediği deformiteler söz konusu olabilir. Bu tablolar eğer rehabilitasyon ve ortez (yardımcı tıbbi cihazlar) ile kontrol edilemez ise ortopedik cerrahi uygulamalarıyla ortadan kaldırılması gerekebilir. 
Ancak her serebral palsili aynı semptom ve bulgularla doğmaz. Dolayısıyla her çocuğun ihtiyacı onun için yapılacak olan özel değerlendirme ve tedavilerle bertaraf edilmelidir. Hatta temel rehabilitasyon uygulamaları dahi bireyselleştirilmelidir.
Temel amaç motor gelişim aşamalarını tamamlamak ve beceri düzeyini arttırmaktır. Tedavinin ekseni Fizyoterapi yani rehabilitasyondur. Özel rehabilitasyon uygulamaları nörogelişimsel destek sağlarken, spastisitenin sebep olduğu tabloların tedavisinde ortez, yardımcı cihazlar, botulinum toksin ( botoks) ve medikal tedaviler kullanılabilir. Bir fizyoterapistin birebir çalışması ile giden rehabilitasyon çalışmalarında zaman zaman sofistike cihazların (ileri teknoloji cihazları. Robotlar vs.)  kullanımı da söz konusu olabilir. Denge, kas güçlendirme çalışmaları için havuz tedavileri, hippoterapi gibi alternatifler de kullanılabilir.
Çocuğun yaşam kalitesi artırılıyor
Beyindeki lezyon tamamen ortadan kalkmaz. Ancak ilgili sorunlar iyi rehabilitasyon uygulamalarıyla ortadan kaldırılabilir. İyileşmeden kasıt şudur: Hastalar tutulum şekillerine bağlı olmak üzere özellikle hemiplejik ve diplejik olan çocuklar normal gelişimlerini geç de olsa yakalayabilirler, yürüyebilirler, okula gidebilirler, öğrenim hayatlarını tamamlayabilirler, meslek sahibi olabilirler ve sosyal rollerini tamamen oynayabilirler. Tetraplejik olanlarda yani hem kol hem bacak tutulumu olanlarda gerek mental gerekse fiziksel olarak gecikmeler kalıcı olabilir. Dolayısıyla onlardaki beklentiler biraz daha düşüktür. Ancak tam kür yani tamamen iyileşme maalesef bu hastalıkta söz konusu değildir. Amaç mevcut durumda maksimum bağımsızlık seviyesine çıkabilmektir.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 15:26:07
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.07.23 15:26:33





Antalya'da Haftaya Hava Nasıl Olacak ? 6-12 Şubat 2023

Diğer illerde yoğun kar yağışı başlamasıyla Antalya'da da sıcaklıklar hızla düşmeye başladı. Peki 6-12 Şubat 2023 tarihlerinde Antalya'da hava nasıl olacak ?


Pazartesi gününe yağışla başlayan Antalya'da kuzey batıdan esen şiddetli rüzgarların öğleden sonra 59 km/s hıza ulaşması bekleniyor. Sıcaklığın 7-10 derecelerde seyretmesi beklenirken, parçalı bulutlu bir hava hakim olacak.

Salı günü güneşli ve rüzgarlı bir hava beklenirken, rüzhar hızının öğlen saatlerinde 56 km/s'e çıkması beklenirken sıcaklık 7-10 derecelerde seyredecek.

Çarşamba ve Perşembe günleri de rüzgar hızını 50 km/s civarına düşürecek ve güneşli bir hava beklenirken sıcaklık ise düşerek 4-9 derecelerde seyredecek.

Cuma ve Cumartesi günler rüzgar etkisini yitirirken, hızı saatte 30 km/s seviyelerine düşecek. Rüzgarın etkisini yitirmesiyle sıcaklık düşüşü de devam edecek ortalama 2-9 derecelerde güneşli bir hava hakim olacak. 

Pazar günü sıcaklık bir miktar yükselirken rüzgar hızını iyice kaybedecek ve 4-14 derecelerde seyreden güneşli bir hava hakim olacak.

Bu analiz çalışması değişiklik gösterebilmekte olup, veriler uluslararası hava istasyonlarından ve Windy.com üzerinden elde edilmiştir.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.02.05 09:51:05
Son Düzenlenme Tarihi :