SON DAKİKA

logo

Çalıştığı kurum görme engelli Samet’in ailesi gibi oldu

Mersin Mezitli Belediyesi santralinde görev yapan görme engelli Samet Hatip, görenlerin takdirini topluyor. Çalışmayı çok seven Hatip, "Mezitli Belediyesi de benim ailemin bir parçası. Burada olmaktan son derece mutluyum"dedi.
Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan tarafından kente kazandırılan hizmet binası engelli vatandaşlar kadar çalışanlar için de geniş imkanlar sunuyor. Engelli çalışanlar belediyenin tüm bölümlerine rahatlıkla ulaşabiliyor. Yaklaşık 15 yıldır Mezitli Belediyesinde görev yapan doğuştan görme engelli Samet Hatip de bunlardan birisi. Her gün babasıyla gelerek Mezitli Belediyesi santral biriminde görevine devam eden Hatip, kimseden yardım almadan işini yapabilmenin de mutluluğunu yaşıyor.
2009 yılından bu yana çalışarak parasının kazanmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Samet Hatip, “Yüzde yüz görme engelliyim. Benim işim santral. Belediyenin tüm iç ve dış iletişimini ben sağlıyorum. İşimi de layıkıyla yaptığımı düşünüyorum. Elimden geldiği kadar normal bir insan gibi işimi yapmaya özen gösteriyorum. Bütün zorluklara rağmen hayattaki inancımı ve azmimi kaybetmedim. İşe gelip gidiyorum ama eğlenmemi de ihmal etmiyorum. Sinema ve tiyatroyu seviyorum. Yaşamımı dolu dolu sürdürmeye çalışıyorum. Gezmeyi seviyorum. Arkadaşlarımla pikniğe gitmeyi seviyorum” şeklinde konuştu.
Sesleri ve telefon numaralarını kafasında tutabildiğini ifade eden Hatip, “Okulu bitirdikten sonra aileme kendi hayatımı kazanmak istediğimi ifade ettim. Annemle birlikte İş-Kur’a gittik. Oradan bana Mezitli Belediyesinde kontenjan olduğunu belirterek görevlendirdiler. Çok hızlı gelişti ve 2009 yılından bu yana görevimi yapmaya çalışıyorum. İnsanlarla konuşarak rahatlatabiliyorum. Çok zorlu insanlarla bile 20 saniye sonra rahat sohbet edebilir hale geliyoruz” diye konuştu.
Bugünlere gelmesinden ailesinin büyük hakları olduğunu belirten Hatip, “Ailem en büyük destekçim. Küçük şeylerden mutlu olan birisiyim. Motivasyonum düşerse hemen ailem beni destekler. İşimi severek yapıyorum. İçimde bir aşk var. Aşk olmazsa başarılı olamazsınız. Seslerden analiz yapmayı öğreniyorsunuz. Bir süre sonra da yaptığım analizlerin doğru olduğunu fark edince daha çok mutlu oluyorum. Mezitli Belediyesi de benim ailemin bir parçası. Burada olmaktan son derece mutluyum. Her zaman beni evlatları kardeşleri gibi gördüler. Onların mutluluğu benim de mutluluğum. Tekrar dünyaya gelsem yine Mezitli Belediyesinde çalışmayı tercih ederdim” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.11 19:29:51
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kireçlenmesi olan hastalar için 9 öneri

Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Gilgil, romatizma hastalarına önerilerde bulundu.
Tam anlamıyla tedavisi mümkün olmayan, kişiye yaşamı boyunca eşlik eden romatizmal hastalıklar özellikle yol açtıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle hayat standardını düşürüyor. Hastalığın ileri aşamaların..

Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Gilgil, romatizma hastalarına önerilerde bulundu.
Tam anlamıyla tedavisi mümkün olmayan, kişiye yaşamı boyunca eşlik eden romatizmal hastalıklar özellikle yol açtıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle hayat standardını düşürüyor. Hastalığın ileri aşamalarında hastalar zorunlu ihtiyaçlarını bile zorlukla yerine getirebiliyor. Romatizmanın yol açtığı olumsuz etkilerle olabildiğince geç karşılaşmanın yolu ise yaşam alışkanlıklarını değiştirmekten geçiyor. Memorial Antalya Hastanesi Romatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Gilgil, romatizma hastalarına önerilerde bulundu.

“Kireçlenme de romatizmal bir hastalıktır”
Kaslar, kemikler, eklemler ve bu yapıları birleştiren bağlarda ağrı ve hareket kısıtlılığına, bazen de şişlik ve şekil bozukluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizma denildiğini belirten Prof. Dr. Erdal Gilgil, “Romatizmal hastalık her yaş, cinsiyet ve ırktan insanda gelişebilir. Birkaç farklı romatizmal hastalık şekli vardır ve bazı insanlar bazılarına diğerlerinden daha duyarlıdır. Hastalığa genetik ve çevre faktörleri, cinsiyet ve yaşın etkili olduğu bilinmektedir. Romatizmal hastalıklar genel olarak iltihabi olanlar ve olmayanlar olarak sınıflandırılabilir. Halk arasında bilinen, kireçlenme olarak isimlendirilen artroz hastalığı iltihabi olmayan romatizmadır” dedi.

“Kireçlenmede ilk belirti; ağrı”
Kireçlenme kalça, diz, ayak bileği, omuz gibi büyük eklemlerin yanı sıra el parmakları gibi küçük eklemlerde de olabileceğine işaret eden Gilgil, “Kadınlarda erkeklere göre daha fazladır. Hastalığın asıl nedeni eklem kıkırdağının zamanla incelmesi, aşınması ve sonunda yırtılmasıdır. Kireçlenmede hastalar öncelikle ağrıdan yakınırlar. Ağrı başlangıçta uzun aktiviteler sonrası başlar, dinlenince ve basit ağrı kesicilerle geçer. Zamanla ağrı daha kısa aktivitelerle başlar ve daha uzun sürer. Daha da ilerleyince ağrı sürekli bir hal alır ve hiçbir ilaç ile kontrol edilemez. Ağrıyla birlikte eklemlerde tutukluk oluşur ve hastaların hayat standardı düşmeye başlar. Kireçlenme ilerledikçe hastalar zorunlu ihtiyaçlarını bile güçlükle giderirler” ifadelerini kullandı.

9 öneri
Son olarak romatizma hastalarına önerilerde bulundu Gilgil, şunları söyledi:
“Hastaların ideal kilolarına inmesi, ekleme binen yükleri azalttığından hem hastalığın ilerlemesini azaltır hem de uygulanan tedavi yöntemlerinin etkinliğini ve süresini arttırır. Eklem kireçlenmesinden korunmak için eklemleri zorlayıcı egzersizlerden kaçınmak gerekir. Bu rahatsızlıkta düşük yoğunluklu egzersiz, yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi aktiviteler önerilirken, ağırlık kullanılarak yapılan sporlar ve uzun mesafe koşuları önerilmez. Su, eklemlere binen yükü azalttığı için yüzme ve yürüyüş en uygun sporlardandır. Egzersiz düzenli olarak yapılmalıdır. Ağrılı durumlarda eklemler baston, dizlik ya da korse kullanılmalı ve eklem üzerine binen yük azaltılmalıdır. Eklem bölgesinde ısı artışı olduğu dönemlerde sıcak uygulamalardan kaçınılarak lokal soğuk uygulamaları yapılmalıdır. Kronik dönemde ise sıcak su torbaları, sıcak havlular faydalıdır. Diz kireçlenmesini önlemek için, çömelme ve diz çökmeden kaçınmalı, bele binen yükü azaltmak için ağırlık kaldırmaktan kaçınılmalıdır; öne eğilen hareketler yapılmamalı, oturuş şekline dikkat edilmeli, el ve omuz kireçlenmesini engellemek için mümkün olduğu kadar titreşimli alet kullanılmamalı, ağırlık tek elle taşınmamalıdır. Ayrıca omuz artrozu olan hastalar baş üstü aktiviteleri uzun süre yapmamalıdır. Kireçlenmeden korunmak için hafif ve ortopedik tabanlı ayakkabılar giyilmeli, düz ve yüksek topuklu ayakkabı kullanılmamalıdır. Katı yağlardan kaçınılmalı, zeytinyağının ve sebzelerin ağırlıkta olduğu Akdeniz diyetine geçilmelidir. Omega-3’ten zengin yağlı balıklar sıkça tüketilmeli, ancak bu yüksek dozda Omega-3 içeren ilaçların kullanılması gerektiği anlamına gelmez. D vitamini alımı ihmal edilmemelidir.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 11:25:08
Son Düzenlenme Tarihi :





İnşaat işçisi babasının yanında işe başlayan genç sıcak çarpmasıyla komalık oldu

Antalya’da inşaat işçisi babasının yanında çalışarak para biriktirmek isteyen 21 yaşındaki üniversite öğrencisi, sıcak çarpması sonucu komalık oldu. Gazetecilik bölümü okuyan genç adam yoğun bakımdaki tedavisiyle yaşama tutunduktan sonra, “Haber yapmak nasip olmadı, haber olduk” dedi. 30 yıldır in..

Antalya’da inşaat işçisi babasının yanında çalışarak para biriktirmek isteyen 21 yaşındaki üniversite öğrencisi, sıcak çarpması sonucu komalık oldu. Gazetecilik bölümü okuyan genç adam yoğun bakımdaki tedavisiyle yaşama tutunduktan sonra, “Haber yapmak nasip olmadı, haber olduk” dedi. 30 yıldır inşaatlarda çalışan baba, oğlunun durumuna ilişkin “İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum” diye konuşurken, uzman isim güneş çarpması ile sıcaklık çarpmasının birbirinden ayrı olduğuna dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Olay, Kemer ilçesinde 21 Temmuz Cuma günü meydana geldi. 19 Mayıs Üniversitesi Gazetecilik Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Okan İğden (21), okul bitimi sonrası iş kurabilmek için inşaat işiyle uğraşan babası Arif İğden’in yanında çalışmaya başladı. İlk üç gün sıcak hava etkisiyle mide bulantısı, baş dönmesi ve kusma şikayetleri yaşadı. Dördüncü gün ise yine aynı şikayetlere şuur kaybı eklendi ve İğden baygınlık geçirdi. Kemer Devlet Hastanesi aciline kaldırılan İğden, ardından Memorial Antalya Hastanesine sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan genç adam, tedavisinin ardından yaşama tutundu.

“Eşyalarla konuşup kavga ediyordum”
Normal servise alınan Okan İğden, başında geçenleri şu sözlerle anlattı:
“Geçici olarak inşaat şantiyesinde çalışıyordum. Şapka ve onun altına atletimi korumalık yapmıştım. İlk gün işe başladığımda kusma durumu yaşadım. Öğle molasından klimalı odaya geçince biraz rahatladım. Ardından saat 16.00’ya kadar çalıştım. İkinci günde de sendeleyerek çalıştım. Dördüncü gün baygınlık geçirmişim. O sırada etrafımdaki eşyalarla konuşup kavga ediyordum. Haber yapmak nasip olmadı, haber olduk.”

“30 yıldır çalışıyorum, böyle bir şey görmedim”
Gencin babası Arif İğden de, oğlunun 4 gün boyunca sıkıntı yaşadığını ancak bunun farkına sonradan vardığını söyledi. İğden, “Mezun olduktan sonra beraber gazete bürosu gibi bir yer açmayı düşünüyorduk. 4-5 ay beraber çalışıp bu parayı ayarlarız diye düşündük. Yanımda çalışmaya başladı. Üçüncü gün başını tutmaya başlayınca, ‘Hasta mısın oğlum’ deyince ‘Yok baba biraz güneş etkiledi’ dedi. Dördüncü gün ise çok istifra etmeye başladı. Sonradan dinlendiği sırada şuuru yerinde olmadığını gördüm. 30 yıldır bu işte çalışıyorum, böyle bir şey görmedim. Aşırı sıcaklıktan dolayı olmuş. ‘Ben dayanıyorsam, oğlum da dayanabilir’ diye bencillik yapılmayacağını gördüm. ‘Bu olayı yaşayınca çocuğumu bu sıcağa niye getirdim’ diye pişman oldum. Allah doktorlarımızdan razı olsun. Çocuğumun başını bırakmadılar” ifadelerine yer verdi.

“Vücudu kendini soğutamadığı için dokularında bu olumsuz durum meydana gelmiş”
Vakanın kendilerine ulaştığına komada olduğunu belirten Memorial Antalya Hastanesi Girişimsel Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Elif Sarıönder Gencer, ilk başta epilepsi, zehirlenme, kafa tramvası veya beyin damar tıkanıklığı yönünde düşünceleri olduğunu ancak muayene ve labarotuvar bulgularına bakılınca sıcak çarpması teşhisini koyduklarını bildirdi. Uzun süre sıcağa maruz kalmanın, vücut ısı dengesini bozarak dokulara ağır hasar verdiğine vurgu yapan Gencer, “Kan akışkanlığını bozuyor, beyin ödemine neden olabiliyor. Küçük damarlarda tıkanıklık ya da kanamaya yatkınlık gösterebiliyor. Başlarda kendini terleme sorunu, garip ve anlamsız konuşmalar olarak gösteriyor. Hastada baş dönmesi, bulantı, kusma ve baş ağrısı olabiliyor. Daha sonra şuur bozukluğu komaya kadar gidebiliyor. Ardından beyin ödemine bağlı epileptik nöbetler ortaya çıkabiliyor. Biz de hastayı bu tabloda yakaladık. Açık alanda çalışmış ve 42-44 derece güneşe maruz kalmış. Vücudu kendini soğutamadığı için dokularında bu olumsuz durum meydana gelmiş. Asit-baz dengesi bozulmuş ve nöbeti devam ediyordu. Karaciğer ve böbrek değerleri, hem kalp atışı hem solunum sayısı sorunluydu. Ağır yoğun bakım hastası durumundaydı. Bunun uzaması kalıcı hasarı arttırır, beyin ödemi daha tehlikeli hale gelir, kandaki damar tıkanıklık ve kanamaya yatkınlık daha ağır hale gelir, kalp krizi geçirebilir ve ölüme neden olabilirdi” ifadelerini kullandı.

“Bedenleri soğutacak şekilde güvenli ortamlara geçmeleri ve bol su içmeleri gerekiyor”
Güneş çarpması ile sıcak çarpmasının farklı şeyler olduğunun altını çizen Gencer, özellikle risk gurubundaki çocuklar, ileri yaş hastalar, tansiyon ve kalp ilacı kullananların dikkatli olması gerektiğini söyledi. Gencer, “Güneşte kalmasalar bile aşırı ısıya maruz kalırlarsa böyle tehlikeli durumla karşılaşabilirler. Aşırı sıcak ortamında bulunanların bedenleri soğutacak şekilde güvenli ortamlara geçmeleri ve bol su içmeleri gerekiyor” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.25 11:25:11
Son Düzenlenme Tarihi :