SON DAKİKA

logo

Görünmez kaza engelli bıraktı, iyileşmesi için ameliyat olması gerekiyor

Kahramanmaraş’ta çalışırken yaşadığı bir kaza sonrası engelli kalan 2 çocuk babası, iyileşmek istiyor.
Onikişubat ilçesi Karamanlı Mahallesi’nde yaşayan 2 çocuk babası 41 yaşındaki Sait Nane, bir yıl önce malzeme bıraktığı inşaatta yaşadığı görünmek kaza sonrası bir bacağı engelli kaldı. Engelli değneği ile yürüyen Nane, ameliyat olup sağlığına kavuşarak kendi ekmeğini kazanmak istiyor.
Yaşadıklarını anlatan Sait Nane, “Bir yıl önce bir asansör şirketinde şoför olarak çalışıyordum. İnşaata malzeme bıraktım ve çıkarken sağ ayağım havalandırma deliğine düştü sol ayağımda ise menisküs, kıkırdak, çapraz bağım hepsi koptu. Daha önce ameliyat oldum ama yapamamışlar. 450 bin lira civarında masraf çıkıyor ikinci ameliyata. Zor durumdayım akşama kadar parklarda dolaşıp akşam da eve dönüyorum. İş yerinden de çıkış verdiler. İki çocuğum var onlara ekmek götürmek istiyorum. Değnek ile yaşamak istemiyorum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.14 23:44:33
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






12 Eylül mağduru o günleri anlattı: "Bizleri cezalandırdılar"

12 Eylül 1980 darbesi birçok insanın hayatını hayatlarını olumsuz yönde etkiledi. Onlardan biri de Kahramanmaraş’ta yaşayan 63 yaşındaki Ahmet Bağcı oldu. Dönemin mağdurları, yaşadıkları acımasız süreci, çektikleri işkence ve zulümleri anlattı.
12 Eylül 1980 tarihinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bazı acılar halen ilk günkü gibi duruyor. Darbe yönetiminin o günlerde uyguladığı insanlık dışı muamele ve antidemokratik uygulamaları birçok hayatı olumsuz yönde etkiledi. Askeri yönetimin başa geçmesinin ardından birçok vatandaş işkencelere maruz kalmış, bazıları ise hayatlarının baharında hayatı boyunca unutamayacağı psikolojik travmalar geçirmişti. O dönemde ortaokul yıllarında Ülkü Ocakları’na giren Ahmet Bağcı, İstanbul’da 1980 darbesi öncesinde büyük bir yürüyüş düzenlediklerini ve Kahramanmaraş’tan mehter takımı ile gittiklerini söyledi.

“Arkadaşımızı suçsuz yere idam ettiler”
Askeri darbe öncesinde yaşanan olayları anlatan Ahmet Bağcı, “Dönüşte bizi topladılar. Bana zorla 28 dosya imzalattılar, ben bu 28 dosyanın 8’indan ceza aldım, 20’sinden beraat ettim. Asla eylemlere karıştım diyemem ama yapmadığımız bir sürü dosyayı da işkence ile bize üzerimize yıktılar. Kenan Evren ihtilalinden sonra birçok arkadaşımız şehit oldu. Ahmet Kerse arkadaşımız lise yıllarında sık sık Maraş’a gelir giderdi. Çok yakın tanışırdık ve tekrardan yollarımız Adana Cezaevi’nde kesişti. Ahmet’in adı bir eyleme karışmış ama eylemi gerçekleştiren kendisi değildi. Biliyordu kimin yaptığını ama arkadaşını kıyıp ismini vermiyordu. Sonunda idam kararı çıktı Ahmet’e, dışarıda asıl eylemi yapan kişi idamdan önce bu eylemi ben yaptım diye teslim olduğu halde bu arkadaşımızı bile bile idam ettiler. Yani 12 Eylül zulmünün en bariz örneği Ahmet Kerse’de sembolleşmiştir” dedi.

“Türkiye’yi 50 yıl 100 yıl geriye vurdu bunlar”
Askeri darbenin ülkeyi her anlamda geriye götürdüğünü söyleyen Bağcı, “Çanakkale’den sonra Türk milletinin, Türk gençliğinin katledildiği, yok edildiği en büyük operasyondur 12 Eylül. Yüz binlerce tutuklama bunların birçoğu idam oldu, evlerde, karakollarda işkencelerden ölenlerin hesabı yok. Öyle kıymetli gençlerimiz gitti ki, hesabı kitabı tutulmaz. Yetişmiş Türk gençliğinin Türk kadrolarının yok etmekle Türkiye’yi 50 yıl 100 yıl geriye vurdu bunlar. Bu ihtilalin zararı sadece işkencede şunda bunda değil, ekonomik olarak da yetişmiş insan kadrosu bakımından da bizi 50 yıl geriye vurdular çünkü bunların hepsi istikbalinden oldular” diye konuştu.

“Türkçülerin, Turancıların yazgısı bu olmamalıydı”
İnsanlara zulüm yapanların mahkeme kararlarını dinlemeden işkence yaptıklarını ifade eden Bağcı, “Eğer onların başına iş gelmeseydi Türkiye’nin en önemli insanlarıydı ve Türkiye’yi ekonomik olarak, siyaset olarak muhasır medeniyetler seviyesine çıkaracak insanlardı. Bunlar bir garez ile böyle bir nefretle saldırdılar. Mahkeme kararlarını dinlemediler, bir kinle saldırdılar bize. Türkçülerin, Turancıların yazgısı bu olmamalıydı. Ben dünyada hiçbir ülkede o ülkenin milliyetçilerinin Türkiye’deki kadar ezildiğini horlandığına şahit olmadım. O dönemde psikolojini kaybeden, davranış bozukluğu sergileyen günlük hayatını idame ettiremeyen binlerce arkadaşımız tedavi gördü” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.12 17:55:29
Son Düzenlenme Tarihi :





Eğirdir gölü 35 günde 11 santim azaldı kritik seviyeye 27 santim kaldı

Eğirdir ilçesine adını veren ve günün değişik zamanlarında mavi, yeşil tonlara büründüğü için ‘yedi renkli göl’ olarak adlandırılan Eğirdir Gölünün su seviyesi, 35 günde 11 santimetre düştü.
Eğirdir Gölü su kotunun, Eğirdir ve Kovada Gölü Çevre Koruma Birliği ( EKO-BİR) tarafından yapılan ölçümleme sonucu 915,01 metreye düştüğü bildirildi.
Eğirdir Gölü için “kritik su kotu” seviyesi olan 914,74 metreye sadece 27 santimetre kaldığı öğrenildi.
EKO-BİR Müdürü Süleyman Can, “Yaklaşık 35 günde 11 santim düşüş yaşandı. Geçen yıllarda aylık 20-22 santim düşüş yaşanmış. Yani günlük 0,6-0,8 santim düşüş yaşanıyormuş. Bu yıl biraz daha iyiyiz. Bunda yağışlarla birlikte Sulama sezonunun da geç açılması etkili oldu. Buna rağmen geçen yıla göre 29-30 santim daha düşük seviyede seyrediyoruz" dedi.
EKO-BİR Müdürü Süleyman Can, Eğirdir Gölü Özel Hüküm Genel Hükümler bölümü C maddesine göre gölün 914,74 santimetreye düşmesi halinde hiçbir şekilde su kullanımı olamayacağını da sözlerine ekledi.
Eğirdir Gölü’nden tarımsal sulamanın yanı sıra kent merkezine de içme suyu ihtiyacı için su alımı yapılıyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.19 16:23:37
Son Düzenlenme Tarihi :