SON DAKİKA

logo

Muratpaşa’da yüzme bilmeyen çocuk kalmayacak

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin yaz dönemi spor okulları yüzme kurslarında iki hafta geride kaldı. Yaşları 6-14 arasında değişen çocuklar, belediyenin ücretsiz kursu sayesinde suyun üzerinde durup ayaklarını çırparak hareket etmeyi öğrendi.
Muratpaşa Belediyesi’nin gönüllüleri, diyetisyenl..

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin yaz dönemi spor okulları yüzme kurslarında iki hafta geride kaldı. Yaşları 6-14 arasında değişen çocuklar, belediyenin ücretsiz kursu sayesinde suyun üzerinde durup ayaklarını çırparak hareket etmeyi öğrendi.
Muratpaşa Belediyesi’nin gönüllüleri, diyetisyenleri ve spor eğitmenleriyle Türkiye’nin en geniş katılımlı yaşam programı ‘Sağlıklı Muratpaşa Hareketi’nin en büyük organizasyonlarından spor okullarında yaz dönemi başladı. Ücretsiz olan spor okulu, çocuklar için 18, yetişkinler için ise 8 branşta açıldı.
Spor tesislerinin yanı sıra kapalı pazar yerleri ve parkların adeta spor salonuna dönüştüğü spor okullarında en çok ilgiyi ise yüzme kursu çekiyor. Süleyman Erol Yüzme Havuzu’nda düzenlenen kursa 6-14 yaş grubu çocuklar kabul edilirken eğitmen İlhan Ulutaş, amaçlarının Antalya’da ulaşabildikleri kadar yüzme bilmeyen çocuğa ulaşarak onlara yüzme öğretmek olduğunu söyledi. İlk aşamada çocuklara suyun üzerinde kalmayı ve ayak çırpmayı öğrettiklerini belirten Ulutaş, “Çocuklarımız çok istekli ve yetenekli” dedi. 11 yaşındaki Hamza Babat, 2 hafta sonunda yüzmeyi öğrendiğini söyledi.
Murapaşa Belediyesi’nin çocuklar için yüzme kursu hafta içi her gün saat 10.30’dan 16.00’ya 4’er grup halinde gerçekleştiriliyor. Süleyman Erol Yüzme Havuzu’nun bir kulvarında yüzme bilmeyen çocuklar, başka bir kulvarda ise daha teknik yüzmek isteyen çocuklar çalışıyor. Kursta ilk dönem 4 Ağustos’ta tamamlanacak. İkinci dönem ise 7 Ağustos – 8 Eylül arasında gerçekleşecek.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.18 11:00:22
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Akdeniz’de mikroplastik alarmı: "Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi"

Son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden, artık insan vücudunda bile ortaya çıkan mikroplastikler, giderek Mersin ve Akdeniz için de büyük bir sorun haline geldi. Son dönemde kıyı şeridinde bile gözle görülür şekilde plastik atıkları görülürken, yapılan çalışmada Mersin Körfezi’nde her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şubesi Başkanı Sinan Can, denizlerin gün geçtikçe kirlendiğini belirterek, "Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Son dönemde Mersin sahillerindeki kirlilik gözle görülür şekilde artarken, özellikle plastik ve mikroplastikler büyük bir tehdit oluşturuyor. Yıllardır küresel bir sorun haline gelen mikroplastikler artık Mersin ve tüm Akdeniz için de büyük bir tehdit olmaya başladı. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yaptığı bir çalışmada, her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.

"Deniz kirliliği son yıllarda gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır"
Oluşan kirlilikle ilgili konuşan ÇMO Mersin Şube Başkanı Sinan Can, Mersin’in 321 kilometre kıyı şeridine sahip bir il olduğunu söyledi. Bunun 108 kilometresinin doğal kumsallardan oluştuğunu kaydeden Can, "Mersin yapısına baktığımız zaman batısında turizm ve tarım faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bir kent. Doğusunda ise sanayinin ve liman faaliyetlerinin gerçekleştiği bir kent. Böyle bir kentin deniz üzerinde ya da sucul ortamlar üzerindeki baskının çok fazla olması zaten beklenen bir durumdur. Deniz kirliliği ise son yıllarda özellikle gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır. Keza bu hem deniz çöpü hem de mikroplastikler noktasında önem arz etmektedir. İnsanlar denizleri kullandığı zaman, denizlere girdiği zaman denizlerde gördükleri atıkları ya da çöplerden doğrudan etkilenmektir. Bu açıdan deniz kirliliği son yıllarda artan bir kirlilik olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

"Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik var"
Kirliliğin farklı nedenleri olduğunu vurgulayan Can, "Bunlar karasal ve deniz faaliyetlerinden kaynaklı nedenler. Bir de tabii gelişen sektörlerin de deniz kirliliğine olan etkileri var. Fakat gerçekleştirilen tahminlere göre deniz kirliliğinin sebeplerinden yüzde 80’i karasal kaynaklı olduğu belirtiliyor. ODTÜ Deniz Bilimleri’nin yapmış olduğu kirlilik ölçümleri projesinde Mersin Sahili’nde 9 pilot bölge seçildi. Kirliliklere bakıldığı zaman yüzde 78,8 ile yüzde 98 arasında plastik kaynaklı olduğu görülüyor. Zaten deniz kirliliğinin en önemli noktalarından birisi de plastik kaynaklı. Bu plastik kaynakların da karasal noktadan geldiği belirtilmektedir. Diğer yandan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yapmış olduğu bir çalışmaya göre ise her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edilmiş. Bu da çok can alıcı bir veri" şeklinde konuştu.

"Deniz kirliliği giderek artıyor"
Gerçekleştirilen araştırmada Akdeniz Körfezi’nde deniz kirliliğinin giderek arttığının gözlendiğinin altını çizen Can, "Bu artışa nazaran tabii bunun önlenmesi, sağlıklı denizlere girilmesi açısından ciddi çalışmaların yapılması gerekir. En önemlilerinden birisi de farkındalık çalışmaları ve eğitim çalışmaları. Mersin’de bu çalışmaların giderek artırılması gerekmektedir. Diğer yandan, bizim denizlerimize ulaşan su kaynaklarımız derelerimiz, ırmaklarımız var. Buralarda ciddi anlamda kirlilik kaynağı olarak görülmektedir. Buralardan gelen kaynakların da önlenmesi son derece önemli. Nehirlerimiz ve derelerimize yapacağımız kirlilik baskıları doğrudan denizel ortamda biz onun karşılığını görebilmekteyiz. Sadece Mersin özelinde değil, bölgesel hatta ulusal olarak değerlendirmemiz gereken bir konu. Çünkü eğer bunu bölgesel olarak değerlendirirsek yalnızca Mersin’i düşünmüş oluruz. Fakat bu kirlilik kaynakları birçok noktada var" ifadelerini kullandı.

"Temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak"
Türkiye’de yasa ile denizlerin kirlenmesinin önüne geçildiğini dile getiren Can, "Hatta uluslararası sözleşmelere de taraf bir ülkeyiz. Yani denizlerimizin kirlenmesini doğrudan önleyebilecek olan uluslararası sözleşmelere de tabiyiz. Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu da son derece önemli. Giderek dikkati de o yöne çeken bir alan olarak görüyoruz. Mikroplastikler yapılan çalışmalarda görüyoruz ki denize girdiğimiz esnada yutulan sulardan ya da farklı noktalardan canlı bünyesine doğrudan girebilen maddeler olarak görüyoruz. Çünkü çok küçük boyutta kirlilik kaynakları bunlar. Diğer yandan da deniz canlıların gözle görülemeyecek boyutta olan bu kirlilikleri besin kaynağı olarak görüp yutarak, besin zincirine dahil edilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Diğer yandan deniz canlıların nesillerinin tükenmesine ya da azalmasına da sebep olur. Yani çok boyutlu bir nokta. Kirlilik kaynakları arttıkça, kirlilik gözle görülür bir şekilde arttıkça insanlar denizi kullanamaz hale gelecekler. Bu nedenle denizlerin temiz tutulması özellikle turizm faaliyetleri çerçevesinde oldukça önemli. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.03 11:13:56
Son Düzenlenme Tarihi :





Denizlerde av yasağı Cumartesi başlıyor

Denizlerde av yasağı, endüstriyel avcılık yapan balıkçı gemileri (gırgır ve trol) için 15 Nisan'da başlayacak.
2022-2023 balıkçılık sezonu özellikle palamut avcılığı bakımından çok verimli geçerken, son yılların en fazla palamut avlanan av sezonu oldu. Sezon başından kasım ayına kadar fazla av vermeyen hamsi ise Kasım, Aralık ve Ocak aylarında yoğun olarak yakalandı.
Bakanlıkça Şubat’ta yapılan çalışmalarda, avlanan hamsilerde yasal avlanabilir boy uzunluğunun altındaki bireylerin oranında artış olduğu ve kondisyonunun da (et verimi) düşük olduğu tespit edildi.
Bundan dolayı, balıkçılıkla ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüşleri ve Bakanlık bünyesinde oluşturulan Balıkçılık ve Su Ürünleri Bilimsel ve Teknik Tavsiye Kurulu üyesi ilgili akademisyenlerin önerileri doğrultusunda 21 Şubat'tan itibaren sezon sonuna kadar (15 Nisan 2023) Marmara Denizi ile İstanbul ve Çanakkale boğazlarında hamsi avcılığı durduruldu.
Stokların korunması için alınan bu tedbirin gelecek yıllardaki avcılığa olumlu etkisi bekleniyor.
Aynı gerekçeyle 2020-2021 balıkçılık sezonunda Karadeniz'de İstanbul Boğazı ile Gürcistan sınırı arasında kalan bölge hamsi avcılığına kapatılmış ve sonraki sezonlarda olumlu etkileri görülmüştü.
Av yasağının uygulandığı sürede, küçük ölçekli balıkçılardan gelenlerle ve yetiştiriciliği yapılan balıklarla yaz sezonu boyunca halkın balık ihtiyacını rahatlıkla karşılayacak imkan bulunuyor.
YENİ SEZON 1 EYLÜL'DE BAŞLAYACAK
Yaklaşık 4,5 aylık dönemde ekonomik faaliyetlerine devam etmek isteyen balıkçılar, Bakanlıktan izin almak ve belirlenen kurallara uymak koşuluyla kara suları dışındaki uluslararası sularda gırgır ve trol yöntemiyle avcılık yapabilecek.
Endüstriyel avcılık yapan balıkçı gemileri için yeni balıkçılık av sezonu açılışı Akdeniz hariç tüm denizlerde 1 Eylül'de, Akdeniz'de ise 15 Eylül 2023'te başlayacak. Kıyı balıkçılığı yapan küçük ölçekli balıkçılar ise bu yasaktan muaf olup avcılık yapmaya devam edebilecek.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.13 15:18:00
Son Düzenlenme Tarihi :