SON DAKİKA

logo

Akdeniz’de mikroplastik alarmı: "Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi"

Son yıllarda tüm dünyayı tehdit eden, artık insan vücudunda bile ortaya çıkan mikroplastikler, giderek Mersin ve Akdeniz için de büyük bir sorun haline geldi. Son dönemde kıyı şeridinde bile gözle görülür şekilde plastik atıkları görülürken, yapılan çalışmada Mersin Körfezi’nde her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şubesi Başkanı Sinan Can, denizlerin gün geçtikçe kirlendiğini belirterek, "Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Son dönemde Mersin sahillerindeki kirlilik gözle görülür şekilde artarken, özellikle plastik ve mikroplastikler büyük bir tehdit oluşturuyor. Yıllardır küresel bir sorun haline gelen mikroplastikler artık Mersin ve tüm Akdeniz için de büyük bir tehdit olmaya başladı. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yaptığı bir çalışmada, her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edildi.

"Deniz kirliliği son yıllarda gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır"
Oluşan kirlilikle ilgili konuşan ÇMO Mersin Şube Başkanı Sinan Can, Mersin’in 321 kilometre kıyı şeridine sahip bir il olduğunu söyledi. Bunun 108 kilometresinin doğal kumsallardan oluştuğunu kaydeden Can, "Mersin yapısına baktığımız zaman batısında turizm ve tarım faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bir kent. Doğusunda ise sanayinin ve liman faaliyetlerinin gerçekleştiği bir kent. Böyle bir kentin deniz üzerinde ya da sucul ortamlar üzerindeki baskının çok fazla olması zaten beklenen bir durumdur. Deniz kirliliği ise son yıllarda özellikle gözle görülür bir şekilde artmış bulunmaktadır. Keza bu hem deniz çöpü hem de mikroplastikler noktasında önem arz etmektedir. İnsanlar denizleri kullandığı zaman, denizlere girdiği zaman denizlerde gördükleri atıkları ya da çöplerden doğrudan etkilenmektir. Bu açıdan deniz kirliliği son yıllarda artan bir kirlilik olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

"Her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik var"
Kirliliğin farklı nedenleri olduğunu vurgulayan Can, "Bunlar karasal ve deniz faaliyetlerinden kaynaklı nedenler. Bir de tabii gelişen sektörlerin de deniz kirliliğine olan etkileri var. Fakat gerçekleştirilen tahminlere göre deniz kirliliğinin sebeplerinden yüzde 80’i karasal kaynaklı olduğu belirtiliyor. ODTÜ Deniz Bilimleri’nin yapmış olduğu kirlilik ölçümleri projesinde Mersin Sahili’nde 9 pilot bölge seçildi. Kirliliklere bakıldığı zaman yüzde 78,8 ile yüzde 98 arasında plastik kaynaklı olduğu görülüyor. Zaten deniz kirliliğinin en önemli noktalarından birisi de plastik kaynaklı. Bu plastik kaynakların da karasal noktadan geldiği belirtilmektedir. Diğer yandan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Mersin Körfezi’nde yapmış olduğu bir çalışmaya göre ise her 1 kilometre karede 8 milyonun üzerinde mikroplastik tespit edilmiş. Bu da çok can alıcı bir veri" şeklinde konuştu.

"Deniz kirliliği giderek artıyor"
Gerçekleştirilen araştırmada Akdeniz Körfezi’nde deniz kirliliğinin giderek arttığının gözlendiğinin altını çizen Can, "Bu artışa nazaran tabii bunun önlenmesi, sağlıklı denizlere girilmesi açısından ciddi çalışmaların yapılması gerekir. En önemlilerinden birisi de farkındalık çalışmaları ve eğitim çalışmaları. Mersin’de bu çalışmaların giderek artırılması gerekmektedir. Diğer yandan, bizim denizlerimize ulaşan su kaynaklarımız derelerimiz, ırmaklarımız var. Buralarda ciddi anlamda kirlilik kaynağı olarak görülmektedir. Buralardan gelen kaynakların da önlenmesi son derece önemli. Nehirlerimiz ve derelerimize yapacağımız kirlilik baskıları doğrudan denizel ortamda biz onun karşılığını görebilmekteyiz. Sadece Mersin özelinde değil, bölgesel hatta ulusal olarak değerlendirmemiz gereken bir konu. Çünkü eğer bunu bölgesel olarak değerlendirirsek yalnızca Mersin’i düşünmüş oluruz. Fakat bu kirlilik kaynakları birçok noktada var" ifadelerini kullandı.

"Temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak"
Türkiye’de yasa ile denizlerin kirlenmesinin önüne geçildiğini dile getiren Can, "Hatta uluslararası sözleşmelere de taraf bir ülkeyiz. Yani denizlerimizin kirlenmesini doğrudan önleyebilecek olan uluslararası sözleşmelere de tabiyiz. Bütün ülkelerin topyekun olarak bu kirlilik kaynaklarını görmesi ve denizel ortamların korunması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu da son derece önemli. Giderek dikkati de o yöne çeken bir alan olarak görüyoruz. Mikroplastikler yapılan çalışmalarda görüyoruz ki denize girdiğimiz esnada yutulan sulardan ya da farklı noktalardan canlı bünyesine doğrudan girebilen maddeler olarak görüyoruz. Çünkü çok küçük boyutta kirlilik kaynakları bunlar. Diğer yandan da deniz canlıların gözle görülemeyecek boyutta olan bu kirlilikleri besin kaynağı olarak görüp yutarak, besin zincirine dahil edilmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Diğer yandan deniz canlıların nesillerinin tükenmesine ya da azalmasına da sebep olur. Yani çok boyutlu bir nokta. Kirlilik kaynakları arttıkça, kirlilik gözle görülür bir şekilde arttıkça insanlar denizi kullanamaz hale gelecekler. Bu nedenle denizlerin temiz tutulması özellikle turizm faaliyetleri çerçevesinde oldukça önemli. Eğer denizler temiz tutulmazsa insanlar denizleri kullanamayacak ve turizmin gelişimi ya da ilerlemesinde de set vurabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.03 11:13:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antalya’da feci kaza: 2 ölü, 1’i ağır 3 yaralı

Antalya’da otomobilin takla atması sonucu yaklaşık 30 metreden aşağı yuvarlanan otomobildeki karı koca yaşamını yitirdi, aynı aileden 1’i ağır 3 kişi yaralandı.
Kaza, Akseki-Belenköy Oymapınar yolunda meydana geldi. Zeynel Abidin Özen’in kullandığı otomobil, direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucu 30 metrelik yükseklikten aşağı yuvarlandı. Takla atan aracın arka koltuğunda oturan İbrahim Hayri Özen ve eşi Nuran Özen hayatını kaybederken, çiftin kızı Ezgi Özen ağır yaralandı, oğulları Ahmet Özen ve aracı kullanan akrabaları Zeynel Abidin Özen ise hafif yaralandı. Kaza ihbarının ardından olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri yaralıları hastaneye kaldırıldı.
Hayatını kaybeden çiftin cenazeleri otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Soruşturma başlatılan kazada, ailenin Malatya’dan Antalya’ya geldikleri öğrenildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.28 16:44:36
Son Düzenlenme Tarihi :





Enkazdan çıkan araçlar ustaların elinde yeniden ekonomiye kazandırılıyor

Depremin vurduğu Hatay’da enkazdan çıkarılan araçlar, sanayi sitesinde ustaların hünerli ellerinde tamir edilerek yeniden karayoluna çıkıyor. Yoğunluk yaşanan sanayi sitesinde ustalar, önümüzdeki 6 ay boyunca dolu olduklarını ve tamir için yeni araç alamadıklarını belirtti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük yıkım Hatay’da meydana gelmişti. Antakya ilçesinde de yüzlerce araç enkaz altında kalarak hurda haline gelmişti. Enkazdan çıkarılan araçların sahiplerine teslim edilmeye başlamasıyla birlikte sanayi sitesinde yoğunluk yaşanmaya başladı. Şehirdeki ustalar, önümüzdeki 6 ay boyunca dolu olduklarını, yanlarında bin TL’ye yevmiyeyle çalıştıracak eleman bile bulamadıklarını aktardı.

“Arabamızı büyük hayallerle almıştık ama işte enkaz altında kaldı”
Enkaz altında kalan aracını tamire getiren Recai Genç, büyük üzüntü içerisinde olduğunu belirterek, “Depreme Antakya’da yakalandık. Aracımız enkazdan çıktı, 2,5 aydan beri kaporta ustasının iş yerinde. Yaklaşık 1,5 ay kadar daha sürecek gibi. Ne zaman çıkar bilmiyorum. Arabamızı büyük hayallerle almıştık ama işte enkaz altında kaldı. Bütün emeğimiz boşa gitti, üzüntülüyüz” dedi.
Yoğun mesai yapan kaporta ustası Ali Balıkçı ise, “Şu an ekip eksikliğimiz var, aşırı derecede bir yoğunluğumuz var. Şu an tamir edilmeyi bekleyen 25 aracımız var, sırayla yapıyoruz. Tamir edilen araçları sahipleri alıyorlar. Bir şekilde araçları bitirmeye çalışıyoruz. 6 ay boyunca doluyuz, dışarıdan araç alamıyoruz" dedi.

Günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulunamıyor
Yanlarında çalışacak eleman bulamadıklarına da değinen Balıkçı, "2 elemanımız var, benle 3 kişiyiz. 7 kişiydik, şu an 3 kişi çalışıyoruz. Şu an bir ustanın günlüğü yaklaşık bin-bin 200 lira arasında” ifadelerini kullandı.
Çok fazla yoğunluk yaşandığını ve bin TL yevmiyeyle eleman bulamadıklarını dile getiren kaporta ustası Orhan Karaoğlan da, “Çok büyük bir yoğunluk var, eleman sıkıntımız var. İş yetiştiremiyoruz. Şu anda 25-30 tane bekleyen aracımız var. Elemanlar hep memleketi terk etti, kimse kalmadı burada. Şu an en kötü yevmiye bin TL” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.02 10:29:26
Son Düzenlenme Tarihi :