SON DAKİKA

logo

Düğünleri ertelenen depremzede gelin ile damadın nikah töreni konteyner kentte gerçekleşti

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremler nedeniyle düğünleri ertelenen çift, konteyner kentte yapılan düğünle dünyaevine girdi.
8 Şubat’ta evlenmeyi planlayan ancak 6 Şubat’ta iki büyük deprem yaşayan Tuba ve Bestami çiftinin nikah töreni konteyner kentte gerçekleşti. 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketinde Tuba Gazi’nin annesi göçük altında kalarak hayatını kaybetti. Üç kardeş olan Tuba Gazi, babasıyla konteyner kentte yaşamaya başladı. Gençlerin bu durumuna kayıtsız kalmayan Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, depremden etkilenen çiftin yaralarını sarmak amacıyla düğün hazırlıklarına destek oldu. Tuba’nın gelinliğini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan diktirirken, gelinin çeyizi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığınca başlatılan “Elimin Emeği Gözümün Nuru” projesi çerçevesinde AK Parti Sultanbeyli İlçe Kadın Kolları tarafından hazırlandı.
Konteyner kentte gerçekleşen nikah törenine damat Bestami Eker gelin arabası ile geldi. Daha sonra çift gelin arabası ile nikah töreninin gerçekleşeceği alana geçti. Nikahı Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin’in kıydığı törene Başkan Keskin’in eşi Çiğdem Keskin, Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz cd eşi Gülen Yavuz, Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz ve Yazar Said Ercan, konteyner kent sakinleri ile yakınları katıldı. Havadan dron ile görüntülenen nikahta gelin Tuba Gazi gözyaşlarına hakim olamadı.
Nikahı kıyan Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, “Sultanbeyli Belediyesi konteyner mahallesinde Tuğba kızımızla tanıştık ve o tarihten itibaren kızımızdan rica ettik, Bestami ile olan düğününü biz tertip ettik. Düğününü oluştururken özellikle Emine Erdoğan Hanımefendi de yakından ilgilendi. Kendisine de özellikle teşekkür ediyorum. Ve bugün burada konteyner mahallemizde kıymetli depremzede kardeşlerimizin davetli olduğu, ailelerinin bulunduğu bir ortamda nikahlarını gerçekleştirmiş olduk. Bir ömür boyu mutluluklar diliyorum” dedi.
Damat Bestami Eker, “Çok mutluyuz. İstanbul Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ve eşi Çiğdem Keskin Hanım ve Belediye Başkan Yardımcısı Gülten Terzi Hanım’ın yaptıkları yardımlardan, yakın ilgilerinden dolayı minnettarız” şeklinde konuştu.
Emine Erdoğan’a teşekkür eden gelin Tuba Gazi ise, “Çok mutluyum. Kendisinin ilgisi alakası, güler yüzü, benimle ilgilenmesi, bana bir anne gibi kucak açması en önemlisi benim için. Allah başımızdan eksik etmesin. 8 Şubat’ta benim düğünüm vardı, olmadı. Annemi kaybettim. Her şey üst üste geldi. Ama Allah razı olsun, bin kere razı olsun herkesten. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma, buraya gelen herkese. Kendi anne tarafımı, baba tarafımı, hepsini burada görmek beni çok duygulandırdı” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.06 18:54:03
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






"AKBAŞ ÇOBAN KÖPEĞİ ANTALYA'DA DA ÇOK RAHAT YETİŞİR"

(İHA) - Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde yetişen Türkiye’nin yerli köpek cinsi akbaşların üreme dönemi başlarken, 2009 yılında koruma altına alınan türün sayısı çoğaldı.   
  Sivrihisar’da yetişen yerli ve milli bir ırk olan akbaş köpekleri üreme dönemine girdi. Sivrihisar Belediyesi, Sivrihisar Kaymakamlığı ile Sivrihisar Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje çerçevesinde, 2009 yılında korumaya alınan özel türün nüfusu arttı. Akbaş Çoban Çiftliği’ndeki yavru popülasyonunun yükselişi gözlere çarparken, akbaşlara ilgi ve talep gösteren vatandaşların sayısı çoğaldı. Sürü başlarının yanı sıra yurt dışında da yoğun bir şekilde kullanıldığı belirtilen yerli köpek türü, yüksek adaptasyon kabiliyeti ve her türlü hava şartına uyum sağlayabilmesi ile dikkat çekiyor. 
 
  “Sivas’ın kangalı varsa aynı şekilde Sivrihisar’ın da akbaşları mevcut” 
  Sivrihisar İlçe Tarım Müdürü Erhan Ulutürk, Sivrihisar akbaşlarının koruma altına alındıktan sonra oldukça çoğaldığını söyledi. Sürü başlarında kullanımı yaygınlaşan akbaş köpeklerinin diğer ırklara göre bazı üstün özellikleri olduğuna da değinen Ulutürk, “Biz bu akbaşları 2009 yılında koruma altına aldık. Akbaş yerli ve milli bir ırktır. Sivas’ın kangalı varsa aynı şekilde Sivrihisar’ın da akbaşları mevcut. Aksaray, Malatya gibi bizim de Sivrihisar’daki akbaşlarımız meşhur. Sayıları da oldukça çoğaldı, koruma altına aldığımızda parmakla gösterilecek kadar azlardı. Şimdi ise sürü başlarında akbaşları rahatlıkla görebiliyoruz. İlk olarak 8 tane hayvanımızla başladık, daha sonra bir pik dönemimiz oldu ve hayvanımız 100 başa kadar çoğaldı. Akbaşlar etrafta çoğalınca ve özel kişiler de üretime başlayınca biz bu sayıyı sabitledik. Şu anda 50 civarında koruma altında bulunan akbaşlarımız mevcut. Akbaşların diğer köpeklere göre üstün özellikleri var. Tabii ki en büyük özelliği yerli ve milli bir ırk olması. Ülkemizde tanınmayan akbaş çoban köpeklerimizi tanıttık, kullanılmaya başlandılar” dedi. 
 
  “Amerika’nın Kanada bölgesinde çok fazla akbaş var" 
  Akbaşların yurt dışından da yoğun talep gördüğünü ifade eden Ulutürk, yerli köpeğin 1996 yılında Amerika’da 12 ırk arasından en iyi sürü bekçi köpeği seçildiğini belirtti. Üreme dönemiyle ilgili detaylardan ve yavru akbaş sayısının artışından da bahseden Sivrihisar İlçe Tarım Müdürü Erhan Ulutürk, konuşmasına şöyle devam etti: 
  “Akbaş çoban köpeğimiz soğuğa dayanıklı olduğu kadar sıcağa da çok dayanıklıdır. Mesela kangallar çok fazla sıcağa dayanıklı olmadığı halde akbaşlar beyaz olması sebebiyle Antalya bölgesinde bile çok rahatlıkla yetiştirilebilir. Adana bölgesine de verdik, hiçbir problem çıkmadı. Mesela aynı şekilde Erzurum'a da verdik. Soğuk bölgede de gayet güzel yetiştiler ve ortama uyum sağladılar. Yani adaptasyonları yüksek. Yurt dışından bile talep alıyoruz, Amerika ve Hollanda’ya akbaş gönderiyoruz. Ayrıca Amerika’nın Kanada bölgesinde sayıları çok fazla. Akbaşlar 1996 yılında Amerika’da 12 ırk arasından en iyi sürü bekçi köpeği seçildi. Bazı köpekler sürüyü etrafında işte çevirir, kollar ama kurda karşı koruyamaz. Bizim köpeğimiz hem kurda karşı koruyabilir hem de gerektiğinde eğer eğitilir ise sürüyü otlatabilir. Şu anda 4-5 anaç köpeğimiz var. Bir kısmı büyüdü, satışlarını yaptık. Geçtiğimiz günlerde doğan, 2 aylık, 1 buçuk aylık ve 3 aylık olan yavrularımız var. Akbaşlar genellikle iklim değişikliklerinde kızgınlık gösteriyorlar, ondan 2 ay sonra da doğum yapıyorlar. Yavrular 2 ay sonra annesinin yanında ayrılıyor ve verilebilecek duruma geliyor.” 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.24 10:32:53
Son Düzenlenme Tarihi :





Sağlıklı beslenme için ata tohumundan üretilen karakılçık buğdayı sofralarda

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü ve eşi Radyasyon Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, kanser hastalarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla atalarından kalan tarlayı kullanarak düşük glüten içeren ve faydaları saymakla bitmeyen ’karakılçık buğdayı’ üretimine başladı. Yıld..

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü ve eşi Radyasyon Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, kanser hastalarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla atalarından kalan tarlayı kullanarak düşük glüten içeren ve faydaları saymakla bitmeyen ’karakılçık buğdayı’ üretimine başladı. Yılda 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, düşük glütenle beslenmek isteyenler için karakılçık buğdayı ekmeğini piyasaya sürdü.
Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı olan Doç. Dr. Eda Küçüktülü ve aynı hastaneden Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan eşi Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, kanser hastalarının tedavisi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda gelen sorular üzerine çalışmalarına başladı. Glüten oranını düşük ve yüksek lif ile protein barındıran karakılçık buğdayı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Özellikle kanser hastalarının glütensiz beslenme arayışı içinde olmaları nedeniyle veya glüten oranı düşük beslenme taleplerini karşılamak amacıyla değerlendikleri buğday türü, çiftin dikkatini çekti. Çalışmalarda başarılı sonuçların elde edilmesinin ardından üretim alanı 90 dekara çıkardılar ve buğday ekimi gerçekleştirdiler. Bu yıl yaklaşık 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, Antalya’daki bir fırınla iş birliği yaparak, "karakılçık" cinsi buğdaydan yapılan ekmekleri piyasaya sürdü.

Kanser tedavisindeki yan etkilerin azalmasını sağlıyor
Lif, protein, vitamin, antioksidan ve mineral yönünden oldukça zengin olan karakılçık buğdayı; fosfor, potasyum ve demir gibi önemli mineraller içeriyor. A vitamini, E vitamini, K vitamini ve C vitamini içeren buğday, anti-enflamatuar özelliği ile hassasiyet, ağrı ve ateşi düşürerek iltihabı önleme özelliğine sahip. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan Karakılçık, uzun süre tokluk hissi veren yüksek miktardaki lif oranıyla iyi bir diyet yemeği olarak biliniyor. Mideyi yormayan ve hazmı kolay olan buğdayın, sindirim sistemini desteklemesi de faydaları arasında. Karakılçık buğdayı diğer buğdaylara oranla çok daha az glüten içerdiği için de kanser hastalarının beslenmesinde kullanılıyor.

Avrupa’da laboratuvar ortamında, Türkiye’de doğal yollarla üretiliyor
Avrupa’da laboratuvar ortamında üretilen, Türkiye’de ise doğal yollarla yetişen karakılçık buğdayı girişimin serüvenini aktaran Doç. Dr. Eda Küçüktülü, “Hastalarımızdan bize tedavi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda çok fazla soru geliyordu. Tamamen glütensiz beslenmek için tahıllardan uzaklaşmanın da özellikle bizim hastalarımızda ciddi komplikasyonları var. Hastalarımızda karşılaştığımız kemik kırıkları üzerine araştırma yaparken karakılçık buğdayından haberim oldu. Sonra Avrupa’daki tahıllarda glüteni düşürmek için laboratuvar çalışmaları yaptıklarını okudum. Bizim böyle halihazırda hiçbir laboratuvar çalışması yapmamıza gerek kalmadan zaten glüten oranı düşük bir atalık buğdayımızın olması ve insanları aşırı derecede tok tutuyor olması dikkatimi çekti. Onunla ilgili hastalarıma destek olabilmek için uygun olan bu topraklarda ticari kaygı olmadan üç yıl önce bunu denemek üzere ektik. Başarılı sonuçlar alınca bu sene de artık hastalarımıza verebilecek bir bilimsel çalışmada kullanabilecek şekilde ekmek üretimine geçtik” ifadelerini kullandı.
Probiyotik sıvı ekşi maya ve özel maya tuzu ile elde edilen karakılçık ekmeği, gramaj olarak küçük ve fiyatı beyaz ekmekten daha yüksek. Ancak bir dilimi beş dilim beyaz ekmeğe denk geliyor ve yüksek lif oranı sayesinde beyaz ekmek gibi hızlı bayatlamıyor. Glüten oranı her ne kadar düşük olsa da çölyak hastalarına önerilmiyor.

“Glüten oranının düşük olması sağlıklı beslenmek için önemli bir fırsat”
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, ata tohumundan üretilen karakılçık buğdayının sağlık açısından sunduğu avantajları vurgulayarak, "Glütenin zararlı etkilerinden kaçınmak için glütensiz beslenmek kalori ihtiyacının fazlasının alınmasına sebep olmaktadır. Onun yerine kullanılan ürünler çok daha kalorili oluyor. Bu durum bağırsak florasındaki yararları bakterilerin yok olmasına, koli basili diye bilinen bakterilerin üremesine sebep oluyor. Çölyak hastası dışındaki insanların glütensiz beslenmek adına tahıllardan uzaklaşmasının yan etkileri mevcut. Örneğin kemik erimesi yapması söz konusu. Kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller tahıllardan alınıyor. Buğdayın glüten oranının düşük olması, sağlıklı beslenmeyi tercih eden herkes için önemli bir fırsattır. Ayrıca, bulgur olarak da sofralarımıza taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 11:30:44
Son Düzenlenme Tarihi :