SON DAKİKA

logo

Kaza yapıp mesleğini bıraktı, ’iş yok’ diyenlere inat her şeye yeniden başladı

Antalya’nın Serik ilçesinde trafik kazası geçirince bacağından yaralanıp oteldeki işini bırakmak zorunda kaldı, 15 yaşında öğrendiği mesleğine geri dönüp aldığı aparatlarla araç farlarını temizlemeye başladı. Süleyman Uçar, "İş yok diye bir şey yok. Piyasada her yer iş. İş arayanlara işte iş" dedi..

Antalya’nın Serik ilçesinde trafik kazası geçirince bacağından yaralanıp oteldeki işini bırakmak zorunda kaldı, 15 yaşında öğrendiği mesleğine geri dönüp aldığı aparatlarla araç farlarını temizlemeye başladı. Süleyman Uçar, "İş yok diye bir şey yok. Piyasada her yer iş. İş arayanlara işte iş" dedi.
Geçirdiği kaza sonrası hayata tutunabilmek için araç farları temizliği yapan Süleyman Uçar, gittiği park gibi kalabalık yerlerde hem vatandaşların sohbetine katılıyor, hem de araçların farlarını temizleyerek geçimini sağlıyor. Uçar, aldığı makineyle araç farlarını zımpara yoluyla sürterek tertemiz yapıyor. Yaptığı işçilikle müşterilerden tam not alıyor.
"Piyasada iş yok" diyenlere çok iş olduğunu belirten Süleyman Uçar, "15 yaşımda başladım bu işe. Daha önceleri bu işi bıraktım, otele girdim. Trafik kazası geçirince tekrar bu işe döndüm. İş yok diye bir şey yok. Piyasada her yer iş. İş arayanlara işte iş. Ben iş yok diye ağlamıyorum. Kendim aldım bir makine, yapıyorum bu işi. Kimseye muhtaç değilim. Far temizliğinde kalın zımparayla başlayıp, 5 kat ince zımpara yapıyorum. Pürüzsüz ve çiziksiz bir şekilde yaptıktan sonra makineyle temizliğini yapıyorum. Şu ana kadar yaptığım hiçbir işten şikayet almadım. Bu işi kendi arabamla yapıyorum. Gittiğim yerlerde hem vatandaşımızın yaptığı sohbetlere katılıyorum, hem de araçlarının farlarını temizliyorum. Benim için değişiklik oluyor. Evde oturmak yerine bu işi yapıyorum. Her şey sağlığındayken yapılıyor, gençliğindeyken kazanacaksın parayı" şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.09 16:08:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Büyükşehir’den üreticilere destek

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı Aşağıkaraman Mahallesi’nde serada üretim yapan çiftçilere sarı ve mavi yapışkanlı tuzak dağıttı. 
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı üreticilerin yanında olmaya devam ediyor. Beyaz sinek, yaprak bitleri, meyve sinekleri, trips gibi birçok zararlıyla mücadele edilerek üretimde maksimum verim alınabilmesi için Konyaaltı ilçesine bağlı Aşağıkaraman Mahallesi’nde seralarda üretim yapan çiftçilere sarı ve mavi yapışkanlı tuzak dağıtıldı. 
SEZON BOYUNCA RAHAT ÜRETİM 
Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri mücadele kapsamında 9 bin yapışkanlı tuzak dağıtımı gerçekleştirdi. Seralarda, fide döneminden hemen sonra hem gözlem amaçlı hem de zararlılarla mücadele edilmesi kapsamında dağıtılan sarı ve mavi yapışkanlı tuzaklar sayesinde Aşağıkaraman Mahallesi’ndeki çiftçilerin üretim sezonu boyunca tuzak almalarına gerek kalmayacak. -BLD.BSN.











Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.05.11 15:26:13
Son Düzenlenme Tarihi :





MAKÜ, Medya Etiği Bağlamında Olağanüstü Dönemlerde Doğru Habercilik Paneli’ne Katıldı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “Medya Etiği Bağlamında Olağanüstü Dönemlerde Doğru Habercilik Paneli” düzenlendi.

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KİMER) çalışanlarının da katıldığı panele, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Özhan başta olmak üzere üniversite rektörleri, dijital medya temsilcileri, üniversitelerin kurumsal iletişim birimi çalışanları ile basın mensupları katıldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında gerçekleştirilen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Panel açılış konuşmaları ile devam etti.  TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, “Teyitli bilgi paylaşımı, kamu yararı ve toplumsal gözetme, olağanüstü hallerde sağduyulu ve sorumlu davranma gibi medya etik ilkelerinin, sosyal medya mecraları için de geçerli olması hayatidir.” dedi. Sobacı konuşmasının devamında şunları söyledi: “Çoğunlukla bilinçli olarak gerçekleştirilen doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin paylaşılmasıyla korku ve endişe iklimi oluşturulmaya çalışılıyor. Üzerine bir de etkileşim merakı ve iyi niyetli insanların bir şey yapma gayesiyle paylaşımlarını artırması eklenince kaotik ortam derinleşiyor. Oysa sosyal medyanın afet dönemlerinde hızlı haber akışını sağlamak, organize olmayı kolaylaştırmak, seferberliği genişletmek ve mobilize olmak için güçlü bir iletişim zemini oluşturabilme potansiyelini sağlıyor. Bu potansiyeli kullanılamaz hale getiren ise yalanı hakikatten ayrılamaz kılan yoğun dezenformasyon ve duygusal gerçeklikler silsilesidir. İçeriği paylaşan kaynağın kendini açıkça belirtmediği bir ortamda başka bir kaynağa atıf yapması ve bunun güvenilir olabilmesi mümkün değildir.”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise doğru haberin önemine vurgu yaptı. Altun Konuşmasında “Bir haber, doğası gereği zaten doğru olmalıdır. Doğru değilse, bunun adı haber değildir. Habercilik de doğruluktan başka bir zeminde yapılmamalıdır. Doğruluk yoksa yalan varsa, çarpıtma varsa, zaten bu yapılan habercilik değildir. Dolayısıyla doğruluk, başlıca medya etiği standartları ve basın ahlak ilkeleri açısından vazgeçilmez bir değerdir. Toplumun haber alma hakkını eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde karşılamak, ancak ve ancak doğrulukla yapılan habercilikle mümkündür. Bu ana ilkeyle birlikte, haberin birtakım teknik kurallarının, temel gerekliliklerinin olduğu hepimizin malumudur.” ifadelerine yer verdi. 
Altun, habere ve bilgiye erişim anlamında muazzam imkânlar sunan dijitalleşmenin, aynı zamanda insanlığın en büyük imtihanlarından biri haline geldiğine işaret ederek, “Medya etiğine ilişkin sorunlar ve tartışmalar, konvansiyonel medyanın sınırlarını aşarak internet medyası ve sosyal medyanın hız ve yaygınlık kazanmasıyla farklı bir boyuta taşındı. İçinde yaşadığımız hakikat ötesi çağda dijitalleşme, sunduğu fırsatların yanı sıra kitle iletişim süreçlerinde büyük bir dejenerasyonu da beraberinde getirdi. Nitekim dijital dönüşümün en önemli risklerinden biri olan maksatlı, yalan bilgi, yani dezenformasyon, gerçekliğin yitimine sebep oldu. Dezenformasyon bugün bireysel, toplumsal ve ulusal güvenlik açısından bir tehdit olarak her geçen gün daha fazla karşımıza çıkıyor. Bildiğiniz üzere Türkiye, maksatlı yalan bilgiye, dezenformasyona dünyada en fazla maruz kalan ülkelerin başında geliyor. Türkiye’nin son 20 yıldır gösterdiği büyüme ve gelişmeyi durdurma çabaları, sistematik dezenformasyon siyasetiyle de kendini gösteriyor. Ülkemizi ve kurumlarımızı yıpratma girişimleri, siyasetten medyaya birçok alanda çok boyutlu saldırılarla yürütülüyor.” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından program, “Medya ve Etik: Dezenformasyon, Mahremiyet ve Kurgusal Gerçeklik” ile “Yeni Nesil Medyada Haber Etiği” konulu oturumlarla devam etti.

-HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.30 13:50:33
Son Düzenlenme Tarihi :