SON DAKİKA

logo

Gök bilim meraklıları Antalya'da buluştu.

TUBİTAK’ın düzenlediği Gözlem Şenliği bugün Saklıkent’te başlarken, 13 Ağustos’ta sona erecek.

Etkinliklerde, uzman astronomlar eşliğinde teleskoplarla gök cisimleri gözlemlemecek, astronomi ve uzay bilimleri söyleşileriyle katılımcılar bilgi sahibi olacaklar, atölye ve etkinlikleriylede her yaştan katılımcı gökyüzü gözlem etkinliğine katılabilecek.
11 AĞUSTOS ETKİNLİK PROĞRAMI
10:00 – 13:30 - TUG Gezisi (ilk 500 kişi)
14:00 – 14:30 - Aynalardaki Yıldızlar - Prof. Dr. Faruk SOYDUGAN
14:30 – 15:00 - Uzay araştırmaları: Dünü, bugünü, yarını - Dr. Korhan YELKENCİ
15:00 – 15:30 - 7’den 77’ye Astronomi - Prof. Dr. Ethem DERMAN
15:30 – 16:00 - Etkinlik Toplu Fotoğraf Çekimi
16:00 – 16:30 - Neden Astronomi? Gökyüzü Gözlemi ve Uzay Bilimleri Bize Neler Kazandırır? - Prof. Dr. Talat SAYGAÇ
16:30 – 17:00 - Doğu Anadolu Gözlemevi 2023 - Prof. Dr. Cahit YEŞİLYAPRAK
17:00 – 17:30 - Gökyüzünü Tanıyalım – Prof. Dr. Zeynel TUNCA
17:30 – 18:30 - Panel / Bir Astronoma Sorun (Dr. Korhan YELKENCİ, Ethem DERMAN, Talat SAYGAÇ, Cahit YEŞİLYAPRAK, Zeynel TUNCA)
20:30 – 21:00 - Dünya 24 saatte mi dönüyor? Dr. Tuncay ÖZIŞIK
20:30 – 22:00 Teleskoplarla ve çıplan gözle gözlem

12 AĞUSTOS ETKİNLİK PROĞRAMI
09:00 – 09:30 - Aslında ne keşfedildi ? 
Uzay Keşiflerine Doğru Açıklamalar - Doç. Dr. Selçuk TOPAL
10:00 – 13:30 - TUG Gezisi (ikinci 500 kişi)
14:00 – 14:30 - Yüksek Enerji Astrofiziği - Prof. Dr. Tolga GÜVER
14:30 – 15:00 - Evrenin Havai Fişekleri: Yüksek Enerjili Patlamalar - Prof. Dr. Ersin GÖĞÜŞ
15:00 – 15:30 - Galaksiler ve Evren - Astronom Süleyman FİŞEK
15:30 – 16:00 - Küp Uydular ile Astrofizik - Prof. Dr. Emrah KALEMCİ
16:30 – 17:00 - Gelecek Hedefimiz Ay, Neden Bu Kadar Önemli? 
Doç. Dr. Hasan Ali DAL
17:00 – 17:30 - Karadelikler - Prof. Dr. Emrah KALEMCİ
17:30 – 18:00 - Panel - Bir Astronoma Sorun 
(Prof. Dr. Tolga GÜVER, Prof. Dr. Ersin GÖĞÜŞ, Prof. Dr. Emrah KALEMCİ, Doç. Dr. Selçuk TOPAL)
20:30 – 21:00 - Dünya 24 saatte mi dönüyor? 
Dr. Tuncay ÖZIŞIK
20:30 – 22:00 - Teleskoplarla Gözlem
22:00 – 23:00 - Teleskoplarla Gözlem / Çıplak Gözle Gökyüzü Tanıtımı 23:00 – 00:00 - Teleskoplarla Gözlem 
00:00 – 01:00 - Teleskoplarla Gözlem / Yıldızların Kimyası Gösterisi 01:00 – 02:00 - Teleskoplarla Gözlem
02:00 – 03:00 - Teleskoplarla Gözlem / Çıplak Gözle Gökyüzü Tanıtımı 03:00 – 04:00 - Teleskoplarla Gözlem.

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 16:10:53
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Vicdansızlar bunu da yaptı, SMA hastası çocukların nefesine göz diktiler

Dolandırıcıların sosyal medyada SMA hastalığı bulunan çocuklarının fotoğraflarına kendi IBAN’larını koyup yardım toplamaya çalıştığını gören SMA aileleri duruma tepki gösterip şikayette bulundu. Antalya SMA ve Genetik Hastalıklarla Mücadele Derneği Başkanı Kamile Kurt, “Bu çocuklar nefes alamayan,..

Dolandırıcıların sosyal medyada SMA hastalığı bulunan çocuklarının fotoğraflarına kendi IBAN’larını koyup yardım toplamaya çalıştığını gören SMA aileleri duruma tepki gösterip şikayette bulundu. Antalya SMA ve Genetik Hastalıklarla Mücadele Derneği Başkanı Kamile Kurt, “Bu çocuklar nefes alamayan, makinelerle nefes alabilen çocuklar. Bu makinelerin ücretleri de çok pahalı. Bu çocukların aldığı nefese göz dikmek vicdansızlıktan da öte” diyerek dolandırıcılara öfke kustu.
SMA hastası çocuklarının nefes alabilmelerini sağlayan cihazları ve ilaç tedavilerini sağlayacak kampanyalara gözlerini diken dolandırıcılar, çocukların fotoğraflarının altına kendi IBAN’larını yazarak sosyal medyada para toplamaya çalıştıkları ortaya çıktı. Durumu fark eden aileler ise valilik onaylı kampanyalarının, kimliği belirsiz kişilerce farklı IBAN’la paylaşıldığını görünce duruma tepki gösterdi. Aileler, hastalıktan dolayı hayatını kaybeden, hatta gerekli miktarı toplanan parayla şuanda yurt dışında tedavi gören çocukların dahi fotoğraflarını paylaşarak yardım talep eden şahısları şikayet etti.

“Valilik izinli IBAN dışında hiçbir yere para yardımı yapılması uygun değil”
22 yaşındaki kızını SMA hastalığından dolayı kaybeden Antalya SMA ve Genetik Hastalıklarla Mücadele Derneği Başkanı Kamile Kurt, bu durumun sıklaştığını ve defalarca şikayette bulunduklarını anlattı. Kurt, “Vefat eden çocuklarımızın fotoğraflarını alıp altına kendi IBAN’larını koyarak sosyal medyadan para topladıklarına da defalarca şahit oldum. Şuanda yardım toplanan çocuklarımızın da altına yine kendi IBAN’larını koyup paylaşıyorlar. Bu da halk arasında SMA ailelerine olan güveni zedeliyor. Ailenin kesinlikle bundan haberi olmuyor. Haberleri olduğunda bize ulaşıyorlar ve gerekli yerlere şikayette bulunuyoruz. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Valilik izinli İBAN dışında hiçbir yere para yardımı yapılması uygun değil. Zaten çocukların kendi sayfalarında valilik izni sorgulama butonları var. Oraya bastıkları zaman valilik sitesinden bu sorgulanabiliyor. Mutlaka bunu yapsınlar ve her İBAN’a göndermesinler” dedi.

“Bu art niyetli kişilerle aileler savaşmakta ama biz yetersiz kalıyoruz”
Yaşananlara örnekler vererek devam eden Kurt, “Antalya’da örneğin Aybars bebeğimizin çok şükür kampanyası tamamladı ve şuanda Dubai’de tedavi olmakta. Ancak son 1 aydır Aybars haberi olmadan bir kadın profilinde Aybars adına para topluyor. Ne ailenin haberi var ne bizlerin. Bunu fark edince CİMER ve bilişim suçlarına şikayette bulunuldu. Bunun daha iyi bir şekilde kontrol edilip üzerine düşülmesi gerekiyor. Çünkü sadece bu değil, 1 yıl önce kaybettiğimiz bir bebek adına da yardım toplamaya çalışan şahıslar oluyor. Maalesef ki bu art niyetli kişilerle aileler savaşmakta ama biz yetersiz kalıyoruz” diye konuştu.

“Vicdansızlıktan öte”
Son olarak dolandırıcılara seslenen Kurt, “Bu çocuklar nefes alamayan, makinelerle nefes alabilen çocuklar. Bu makinelerin ücretleri de çok pahalı. Bu çocukların aldığı nefese göz dikmek vicdansızlıktan da öte” diyerek tepkisini dile getirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.05 14:59:57
Son Düzenlenme Tarihi :





Bin 500 yıl önce depremle birlikte denizin yuttuğu şehir tekne turlarının merkezi oldu

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgen..

Akdeniz’de 6. yüzyılda yaşanan iki büyük deprem sonrası sulara gömülen Kekova Bölgesi-Batık Şehir-her yıl yüzlerce yerli yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Neredeyse bir uygarlığı sonlandıran bu büyük felaket sonrası sahil kesimleri su altında kalan şehrin üzerinden bugün tekneler geçiyor. Bölgenin tarihi konusunda bilgiler paylaşan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, “O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve neredeyse terk edildiğini arkeolojik verilerden ve Sionlu Nikolaos’un Vitası’ndan anlayabiliyoruz” dedi.

Her ne kadar M.S. 141’deki gibi büyük depremler olduysa da sonrasında kentlerin onarılıp hayatın devam ettiği biliniyor. Ancak özellikle 529 ve 540 yıllarında yaşanan büyük depremler sonucu Demre ilçesi Kekova Yarımadası’nı da içeren Orta Likya’daki büyük bir bölge sular altında kaldı. Depremler sonrası oluşan tsunami ve salgın hastalıklar bölgede yaşayan uygarlığı neredeyse yok etti. Batık Şehir adı verilen bölge bugün yerli yabancı turistlerin akınına uğruyor. Karadan ulaşımın olmadığı bölgeye turlar düzenlenip tekneler şehrin üzerinden geçiyor. Denizin altında kalan şehrin yapıları ise gözle görülüyor ve turistler o anları fotoğraflıyor.

"Plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentleri içine gömülmesine sebep olmuş"
Antalya’nın Demre ilçesinde sürdürülen Myra - Andriake Kazıları Başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Nevzat Çevik, tarihi olayın yaşandığı bölge hakkında bilgiler paylaştı. Kekova’daki yerleşimlerin batmadan önce üzerinde yoğun yaşamın olduğu bir bölge olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çevik, 529 ile 540 yıllarında yaşanan büyük depremler ve sonrasında yaşanan tsunami ile salgın hastalıklarla neredeyse 200 yıl boyunca bölgenin sessizliğe büründüğünü söyledi. Çevik, “Sadece Kekova bölgesi değil, Andriake, Finike, Kaş çevresinde bütün bölge batmış. Bu batığın da en erken ne zaman olabileceğine dair fikirlerimiz var. Batık kentlerin sulara gömülmüş yapılarının tarihleri felaket için bir alt tarih sınırı veriyor. Kapağına dek sulara batmış lahit ya da Andriake Limanı’nın tamamı batmış rıhtım caddesinde lentosuna kadar sulara gömülmüş yapılar bölgenin battığını gösteriyor. 6. yüzyıldaki büyük depremlerde, plakalar denize doğru 2 metreden fazla kayarak bütün bölgedeki kentlerin sulara gömülmesine sebep olmuş. Bundan sonra o kentlerin sahil kısımlarındaki hayatın bittiğini özellikle denize yakın limana ya da sivil yerleşime ilişkin konut gibi diğer yapıların sulara gömülmüş olmasından anlıyoruz. Üst kısımlarına Hristiyanlık döneminde hayatın devam ettiğini görüyoruz ancak klasik ve Helenistik Çağ ile Roma’nın bir kısmında o kentlerin sahil kısmı kullanılıyordu, özellikle Simena, Teimiussa, Aperlai ve Kekova Adası ve çevrelerindeki yapıların sahile yakın olanları tamamen sular altında kaldı. Bugün tekne gezginlerinin gördüğü yarısı sular altında kalmış basamaklar ve yapılar bu batışın sonucudur” dedi.

"Dönemin Akdeniz’deki en büyük limanı da işlevini yitirdi"
Oluşan tablo sonrası batık ve dolgularla beraber Akdeniz’in en büyük antik limanı Andriake’nin de işlevini kaybettiğini aktaran Çevik, “Andriake’deki kazılarda MS 7. Yüzyıl sonrasına ilişkin buluntu ele geçmemesi bu nedenledir. Kekova’da çok sayıda liman ve sığınaklar var. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir deniz trafiği var. Andriake antik Akdeniz’in en büyük limanlarından biri olduğu için orada çok büyük bir uluslararası gemi trafiği yaşanıyordu. Liman işlevini yitirince bu kullanım çok azaldı. Bunun temel nedeni depremler. Binlerce deprem oluyor. Özellikle Fethiye – Burdur hattında ana bir hat var. O hattaki büyük depremler de Likya’yı etkilemiş. Akdeniz içindeki büyük depremler de bütün bu kentlerin etkilenmesine yol açmış. Depremler sonrası tsunami ve salgınlar gibi etkenler de oradaki uygarlığı, kültürü ve yerleşim popülasyonunu derinden etkiliyor ve hayatı değiştiriyor. O dönemden sonra hayatın azaldığını, uygarlığın önceki gibi ilerlemediğini ve yerleşimlerin terk edildiğini arkeolojik verilerden de görebiliyoruz. Bu oluşumlar şimdi muhteşem görüntüler oluşturan pitoresklere dönüşmüş durumda. Doğanın ve kültürel kalıntıların terkediliş sonrası oluşturduğu doğal sarmal eşsiz bir kültürel peyzaj oluşturmuş durumdadır. Bu nedenle Kekova sadece en berrak denizi ve Dalmaçya tipi etkileyici doğası ile değil su altında kalmış kalıntıları ile de akıl almaz bir görsellik oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 14:31:53
Son Düzenlenme Tarihi :