SON DAKİKA

logo

"ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR"

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Düzen, “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!” dedi
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Düzen, Siyasette konfor arayanlardan hiç olmadık! Siyaseti bugüne kadar para, makam ve şöhret için yapanlardan olmadık, olmaya da asla niyetimiz yok diyerek; “Siyaseti inandığımız değerler çerçevesinde yapma gayreti içindeyiz. Şimdiye kadar milletin derdine derman olmak, ülkemizin problemlerine çözüm üretmek için siyaset yaptık. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz” diye ifade etti
Düzen, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!... 7 bin 500 lira maaşla geçinmeye çalışan yüz binlerce emeklimize; “ne yapalım biraz daha bekleyin de Meclis açılsın, sonra bakarız.” deme lüksümüz yok. Kimsenin de yok. “Geçinemiyorum, ayın sonunu artık getiremiyorum” diye haykıran çiftçimize, üreticimize, işçimize, memurumuza, esnafımıza “yıl sonu gelsin de yeni bir düzenleme yapılır.” demekten de denilmesinden de hayâ ederiz! 
Gün, bugündür! Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Meclis aritmetiği muhalefet partilerinin ve TBMM’nin etkinliğini kısıtlamış olsa da; biz üzerimize düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olacağız.”
ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR
Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Son 5 yıldır hiçbir öngörüsü tutmayan, sürekli olarak öngörülerini revize eden, etmek zorunda kalan iktidar, ekonomide ferahlama için şimdilerde 1,5 yıl sonrasını, yani 2025 yılı ortalarını işaret etmeye başladı. Başkanlık sistemi gelecek ve havalanıp “uçacaktık”; ancak her geçen gün irtifa kaybettik, kaybetmeye de devam ediyoruz. “2023’te şahlanışa geçecektik”; 2023 adeta “ekonomik bunalım” yılı oldu! Geçen hafta da belirttiğimiz gibi milletimiz önünü göremediği bir “belirsizlik ortamı”na sürüklendi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından “enflasyon canavarı” zapt edilemez hale geldi ve 2,5 ayda milletimizin boynunu büktü, belini doğrultamaz duruma getirdi. Şimdi Yerel Seçimler yaklaşıyor; buradan halkımıza bir uyarıda bulunmak istiyoruz: İktidarın seçim öncesi söyledikleri konusunda dikkatli olun. İkinci kez kanmamanızı salık veririz.
Seçim sonrası yaşananlar ortada. Aslına bakılırsa, şimdi yaşadıklarımız Mart 2024’te yapılacak Mahalli seçimlerinin ardından yaşanacakların sadece kısa bir özeti gibi görünmektedir. Bugün, dünü nasıl arar hale gelmişsek, bu anlayış ve politikalar devam ettiği sürece yarın da bugünleri arar hale gelebiliriz. Sn. Erdoğan çok doğru söylemiştir: “bu kötü gidişata son vermek için” anlayışı ve zihniyeti değiştirmekten başka çare yoktur!
İSİMLERİ DEĞİL POLİTİKALARI SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRMEK ŞARTTIR
İsimleri değiştirmek değil politikaları sil baştan değiştirmek gerektiğini belirten Düzen, Bu olmadığı takdirde, Ahmet gitmiş Mehmet gelmiş; hiçbir önemi yoktur ve defalarca görülmüştür ki bunun bir faydası olmuyor diye belirterek; “Borç-faiz-borç sarmalından çıkaracak somut adımlar atılmadığı takdirde, dün IMF’den bugün de başkalarından borç dilenmeye devam edilecektir. Sadece borçlu olduğun yer değişir, borçluluk hali ise değişmez. Hem de nesiller boyu devam eder. Adına dün başka bir şey dersin, bugün Kur Korumalı Mevduat dersin; milletin alın terini bir avuç insana faiz olarak aktarırsın. İsminin ne olduğunun önemi mi var? Çiftçimizin toprağa döktüğü alın terinin hakkını birkaç büyük şirkete aktarmaya devam ettiğin sürece; bankanın adı Ziraat olsa ne olur, olmasa ne olur? Asgari ücretli, zamlı maaşını daha eline almadan açlık sınırının altında kalıyorsa; asgari ücret 8500 lira olsa ne olur, 11 bin 400 lira olsa ne olur?”
KİRACILAR İLE EV SAHİPLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİYOR
Düzen, açıklamasında şunları konuştu: “Kira fiyatlarına kalıcı çözüm bulmadığın takdirde, sözde %25 sınırı getirerek sadece kiracılar ile ev sahiplerini birbirine düşman etmiş olursun. O kadar. Çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi desteklemediğin sürece; yaz günü meyve-sebze fiyatları 30-40 liranın altına düşmez!  Türkiye gibi bir ülkede, “Yaz geldi ama daha bir karpuz alıp da yiyemedik.” diyen binlerce vatandaşımızı, bir dilim karpuza imrenir hale getirmiş olursun.
Bu cümlenin ne kadar ağır olduğunun farkındayım. Evet, bu cümlenin ağırlığı bir iktidarı sarsmaya, kendine getirmeye yeter de artar bile; ama hisler mefluç hale gelmişse yapılacak fazla bir şey yoktur. Bir annenin “Çocuğumu parka götürüyorum, dondurma istiyor alamadan geri dönüyorum.” cümlesi, iktidarda bulunanların uykusunu kaçırtacak ağırlıkta bir cümledir; ama nedense daha fazla, daha derin uyumayı tercih ediyorlar. “Kaç senedir tatile gidemiyoruz” diyen on binlerce ailenin olduğu bir ülkede “Meclis de tatil yapmasın, problemlerimize çözüm üretsin” beklentisi karşısında iktidar blokunun milletvekilleri ne hissediyorlar, ne düşünüyorlar doğrusu merak ediyoruz.”
MECLİS’TE KAÇSANIZ PAZARDA YAKALAYACAĞIZ
Meclis, millet iradesinin tecelligâhıdır. Bu zorlu dönemlerde Meclis’i tatile sokmak kabul edilebilir bir şey değildir diye vurgulayan Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “TBMM tatili bırakıp bir an evvel toplanmalı ve Birinci Meclis ruhuyla çalışmalıdır. Milletimizin gözü üzerinizdedir. Bunca sıkıntıdan gözü açılan milletimizin gözünden kaçamayacaksınız! Milletimiz, kendisini mahkûm ettiğiniz yoksulluğun hesabını gün gelecek soracaktır Bir dönem IMF’nin acı reçeteleri meşhurdu. Şimdi ise AKP’nin acı reçeteleri. IMF ve AKP reçeteleri aynı anlama gelecek şekilde nitelik bakımından özdeşleşti. Bakmayın siz, “IMF’ye olan borcu bitirdik, hatta biz IMF’ye borç veriyoruz” edebiyatı yaptıklarına…
Hepsi boş! Hepsi masal! İnanın bu iktidarın reçeteleri, IMF’in reçetelerinden de beter. IMF’den eksiklikleri yok, fazlaları var! Şundan emin olabilirsiniz: IMF gelse, bu kadarını bizden isteyemezdi! İstemesine isterdi de bu kadarı aklına gelmezdi. 
Hep birlikte hatırlayalım; ne vardı IMF reçetelerinde? “Üç şeyi artıracaksın”: Vergileri arttıracaksın, zamları arttıracaksın ve faizi arttıracaksın! Peki seçimden bu yana iktidar ne yapıyor? Durmadan vergileri arttırıyor, zamlar zaten yağmur gibi yağıyor; iğneden ipliğe fiyatı artmayan hiçbir şey kalmadı. Faize gelince; “nas var nass!” diyen arkadaşlar, şimdi yeniden “faiz, dünya gerçeğidir” anlayışına sarıldılar. Tek seferde, Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz artış oranını gerçekleştirdiler. Yine IMF reçetelerinde, “üç şeyi de azaltacaksın” diye yazar ve borçlu ülkeleri rejime sokar. Çalışanın ücretini azaltacaksın, çiftçinin ürününe düşük taban fiyatı uygulayacaksın böylece ucuza kapatacaksın, yani çiftçinin - üreticinin gelirini azaltacaksın ve halkın alım gücünü düşüreceksin. 15 milyondan fazla emekli bugün açlık sınırının altında; 7.500 lira maaşla geçinmek zorunda bırakılan milyonlarca emekli var. Bu açlık da değil artık “hiçlik sınırı!” Ve ilginçtir, bu iktidar emekliye yapılacak artışı yük olarak görüyor. Ancak, iktidar şunu bilmelidir ki, bu ülkenin sırtındaki asıl yük; yanlış politikalarla ülkeyi bir uçurumun kenarına getirmiş ve kendi iş bilmezliğinin faturasını garip gurabaya ödetmek isteyen  iktidarın bizzat kendisidir.  IMF bunlara şapka çıkarmaktadır! Marifet, ne IMF ne de uluslararası tefecilere muhtaç olmadan, “milli görüş” bakış açısıyla fiziki ve beşeri sermaye kaynaklarını çok iyi kullanarak ülkeyi maddi ve manevi yönden kalkındırmaktır. 
Gelin, algıları değil bunları konuşalım; gerçekleri masaya yatırıp, uçurumun kenarına gelmiş ülkemizi birlikte bu çıkmazdan kurtaralım. Milletin derdine derman olacak kanunları, düzenlemeleri hep birlikte hızlı bir şekilde çıkaralım. Gelin, sırf Mart 2024’te birkaç tane daha belediye başkanlığı kazanabilmek için, her geçen gün daha da büyüyen bu ekonomik yangının üstüne benzinle gitmeyelim!
Bilelim ki, Türkiye, artık kesin ve keskin bir yol ayrımındadır: Ya ekonomideki problemler görmezden gelinmeye devam edilecek, ya da bu süreçten ders alınarak köklü yapısal reformlar gerçekleştirilecek. Ya israf ve tüketim ekonomisi devam edecek, ya da üretim ve istihdam ekonomisine bir an evvel geçilecek. Ya yanlış yatırım anlayışıyla kalan son kaynaklarımız da çarçur edilecek, ya da hızlı ve yaygın kalkınma hamleleriyle ülkemiz bir bütün olarak ayağa kaldırılacak. Bu işin ortası yoktur, bu işin lamı cimi de artık kalmamıştır!”
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 19:12:06
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Büyükşehir 4 günlük sokağa çıkma yasağında çalışanlar için 16 hatta sefer düzenleyecek

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 22 Nisan gecesi başlayacak 4 günlük sokağa çıkma yasağı kapsamında çalışması zorunlu olan sağlık personeli, kamu ve diğer çalışanların toplu ulaşımını sağlamak için planlama yaptı. 4 günlük sokağa çıkma yasağı boyunca 16 hat seferde olacak.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma yasağı uygulanacak 23 Nisan Perşembe, 24 Nisan Cuma, 25 Nisan Cumartesi ve 26 Nisan Pazar günlerinde, çalışması zorunlu olan sağlık personeli, kamu ve diğer vatandaşların ulaşımını sağlamak için 16 hatta toplu ulaşım seferlerine devam edecek. Antray ve nostalji tramvayı ise bu süreçte hizmet vermeyecek.

16 HAT SEFERDE

Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, VF01, AF04, KC06, LC07, KL08, LF09, LF10, UC11, VL13A, DC15, TC16, CV17, MD25, KC35, MF40 ve VF66 levha numaralı ana ve gövde hatlar sokağa çıkma yasağı bulanan 23-26 Nisan tarihlerinde seferlerine devam edecek.

MOBİL UYGULAMADAN TAKİP

Sabah 06.00’da başlayacak seferler sabah ve akşam saatlerinde sıklıkla gerçekleştirilecek. Antalyalılar, toplu ulaşım araçlarının nerede olduğunu Antalyakart Mobil Uygulamasından takip edebilecek. Sağlık çalışanları personel kartlarını göstererek ulaşımdan ücretsiz faydalanacak.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2020.04.21 10:55:14
Son Düzenlenme Tarihi :





Mavi kelebekler skoru eşitledi

Hentbol Kadınlar Süper Ligi'nde şampiyonu belirleyecek play-off serisinin dördüncü maçında Konyaaltı Belediye Spor Kulübü, Kastamonu Belediyesi'ni mağlup ederek durumu 2-2'ye getirdi. Şampiyonu, Kastamonu'da oynanacak beşinci maç belirleyecek.

Hentbol Kadınlar Süper Ligi play-off serisi muhteşem bir çekişmeye sahne oluyor. Kastamonu karşısında seride ilk iki maçı kaybeden Konyaaltı Belediye SK, Kastamonu'da oynanan iki maçtan bir tanesini kazanarak yarışta ben de varım demişti. Serinin dördüncü maçı Akdeniz Üniversitesi Mavi Salon'da oynandı. Taraftarının desteğiyle mücadeleye hızlı başlayan Mavi Kelebekler,  ilk yarıyı 19-15 skorla önde bitirdi. Karşılaşmanın ikinci yarısı da şampiyonluk mücadelesine yakışır şekilde çekişmeli geçerken, Mavi Kelebekler maç sonunda 33-31 galip gelerek seride durumu eşitledi. Şampiyonu, 10 Haziran Cumartesi günü Kastamonu'da oynanacak beşinci maç belirleyecek. 

BAŞKAN ESEN, ŞAMPİYON OLACAĞIZ
Biri kendi evinde olmak üzere ilk iki maçı kaybeden Mavi Kelebekler'in son iki maçta insanüstü bir mücadele vererek şampiyonluğa ortak olduğunun altını çizen Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, ''Sporcularımızın, serinin beşinci maçında da aynı mücadeleyi göstererek şampiyonluk kupasını Konyaaltı'na getireceklerine inanıyorum. Avrupa kupası kazanan takımımız lig şampiyonluğunu da kazanacak güçte. Bugün gösterdikleri mücadele için hepsini ayrı ayrı tebrik ediyor, serinin son maçında başarılar diliyorum’’ dedi. Başkan Esen, salonu dolduran ve karşılaşma boyunca desteğini sürdüren taraftara da teşekkür etti.

ÜNSAL, KAZANMAK İÇİN GİDİYORUZ
Karşılaşma sonunda maçla ilgili konuşan Antenör Birol Ünsal ise, son maçta şampiyon olmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Rakip Kastamonu’nun çok iyi oyunculardan kurulu bir ekip olduğunu aktaran Ünsal, Kastamonu’daki maçta kazanmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Play-off finali eşleşmesini de değerlendiren Ünsal, ‘’Sezon başında kimse sorsanız, bu iki takımın final oynayacağını tahmin edebilirdi. Kıran kırana keyifli bir seri oluyor. İki kulüp de Türk hentbolu için elinden geleni yapıyor’’ dedi. Attığı 10 gol ile karşılaşmanın en skorer oyuncusu olan Dönegül Bozdoğan ise, kendilerini destekleyen taraftarların önünde çok güzel bir galibiyet aldıklarını, son maçı da kazanarak şampiyon olmak istediklerini söyledi.  -bld.bsn.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.08 11:46:46
Son Düzenlenme Tarihi :