SON DAKİKA

logo

Bileği kırılıp alçıya 44 bin 555 TL ödeyen Ukraynalı kadın, muayenesini Ukrayna’da yaptıracak

Antalya’da kızıyla pazar alışverişi yaparken bileği kırılan ve ardından özel bir hastanenin bin 650 dolar faturasıyla şoka uğrayıp yaptıkları itiraz üzerine 850 dolarını iade alan 61 yaşındaki Ukraynalı kadın, “Bu hem Türkiye hem de Ukrayna’da yaşayanlar için çok para” dedi. “Acil bakım, enjeksiyo..

Antalya’da kızıyla pazar alışverişi yaparken bileği kırılan ve ardından özel bir hastanenin bin 650 dolar faturasıyla şoka uğrayıp yaptıkları itiraz üzerine 850 dolarını iade alan 61 yaşındaki Ukraynalı kadın, “Bu hem Türkiye hem de Ukrayna’da yaşayanlar için çok para” dedi. “Acil bakım, enjeksiyon, röntgen ve geçici alçı için bin 650 dolar aldılar” diyen talihsiz kadının kızı ise, annesinin Ukrayna’da muayene olacağını söyledi.
Olay, 4 Ağustos Cuma günü Kemer ilçesi Aslan Bucak Mahallesi Cuma pazarında yaşandı. Savaştan kaçıp Antalya’ya yerleşen Olena Buletsa (61), burada Şeyhmus Doğan ile yakın bir tarihte evlenen kızı Kateryna Buletsa’la (32) pazar alışverişine çıktı. Kızıyla birlikte yürüdüğü sırada dengesini kaybedip yere düşen Olena Buletsa’nın bileği kırıldı. Çevredekilerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirmesi üzerine Buletsa ambulansla Kemer Özel Yaşam Hastanesine götürüldü. Burada iddiaya göre, sadece röntgen ve alçıya bin 680 dolar (günün kuruyla 44 bin 555 TL) fatura kesildi. Buletsa ve kızı bu parayı ödeyip evlerine döndü. Faturayı gören damadı Şeyhmus Doğan hastaneye gidip faturaya hastane çalışanları ve yetkililerine tepki gösterip itiraz etti. Olaydan bir gün sonrası ise 850 dolar Kateryna Buletsa’nın hesabına geri yatırıldı.

“Annem Ukrayna’ya gidip muayene olacak”
Çıkan fatura karşısında halen şaşkınlığını gizleyemeyen Kateryna Buletsa da şunları söyledi:
“Bir röntgen çekildi, ardından cerrah kolu ayarladı ve bir alçı uyguladı. Sonuçta doktor alçının geçici olduğunu ve ameliyat gerektiğini söyledi. Bize bin 650 dolarlık bir fatura verdiler. Operasyonun miktarını belirtmediler. Bütün bunların Ukrayna’da çok daha ucuz olacağını düşünüyorum. Alçı yaklaşık 30 dolara mal olacak ve ameliyat yaklaşık 800 dolara mal olacak. Ukrayna’da bir savaş var. Oradan kaçıyoruz. Yardım istedik. Ve bu hastanenin hizmetleri için çok büyük parayı ödedik. Ukrayna’da alçı fiyatı yaklaşık 30 dolar. Kısacası, acil bakım, enjeksiyon, röntgen ve geçici alçı için bin 650 dolar aldılar. Annem Ukrayna’ya gidip muayene olacak” diye konuştu.

"Ukrayna ve Türkiye’de yaşayanlar için çok para"
Bileği kırılan Olena Buletsa ise, “Sadece alçı ve röntgen için çok para. Bu hem Türkiye hem de Ukrayna’da yaşayanlar için çok para” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.12 20:41:21
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Morca Mağarası’nda rahatsızlanan ABD’li dağcının sağlık durumu iyiye gidiyor

Mersin’in Anamur ilçesinde 2100 rakımda yer alan Morca Mağarası’na inen ekipte yer alan ve mide kanaması geçiren ABD’li dağcının durumunun iyiye gittiği, bin 200 metre derinlikte ilaç ve serum tedavisi uygulandığı bildirildi.
Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Sugözü Mahallesi’nde bulunan Türkiye’nin en derin 3’üncü mağarası Morca’ya aralarında yabancıların da olduğu ekip iniş gerçekleştirdi. Toroslar dağlarının 2 bin 100 metreden girişi olan mağaraya inen ekipte yer alan ABD’li Marck Dick, yaklaşık bin 200 metrede mide kanaması geçirdi. Haber verilmesi üzerine bölgeye AFAD, UMKE ve jandarma ekipleri sevk edildi. Rahatsızlanan dağcıya ekip arkadaşlarının getirilen ilaçlarla serum bağlandığı ve sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun koordinesinde Türkiye’nin yanı sıra Macaristan’dan da ekip geldiği ifade edildi.
Mağara araştırma grubunun çalışmalarında yer alan Jeofizik Mühendisi Turgay Gönülalan da hem çalışma ile ilgili hem de Marck Dick’in sağlık durumu hakkında bilgi verdi.

"Her yıl araştırma yapılıyor"
Turgay Gönülalan, "2012 yılından itibaren yapılan bir çalışma. Her yıl bu ayda sular biraz daha kuru olduğu için mağara çukur gibi. Su konusu biraz azalmasından dolayı ağustosun ortasında başlayıp, eylülün ortasına kadar devam eden bir çalışma. Bu yılki çalışma 14 Ağustos’ta başladı, ben 30’unda geldim. Bu çalışmalarda sürekli aynı ekip kalmıyor. Uluslararası bir çalışma bu. ABD’lisi, Romanyalısı, Macaristanlısı var. Her yıl böyle yabancılar ve Türklerin ortak bir çalışması var. Şu anda ekipte 21 kişi var. 4’ü Türk, 8’i Macar, 4 tane ABD’li, 1 tane de İspanyol var. Her yıl geliyorsun sıfırdan başlayarak, şu an bin 240 metrede. Yan yollar var. Her yıl araştırma yapılıyor. Mağara bitti denilene kadar bu çalışmalar devam ediyor. Haritası çiziliyor, mağaraya özgü ne varsa çalışmalar yapılıyor" dedi.

"Arkadaşımız birkaç güne kadar güçlendikten sonra kendiliğinden çıkacak"
ABD’li dağcının rahatsızlanmasına da değinen Gönülalan, "Oradaki kişi bir mide kanaması geçiriyor. Mide kanaması geçirince yanında zaten 6 kişi vardı. 2 kişi yukarı çıkıp haber verdiler. Gerekli doktorlarla bağlantı kurup ilaç sağladık. O ilaç getirildi ve mağaraya indirildi. Bu saatlerde ilaç tedavisine başlandı. Şimdi UMKE’den doktor başkanımız burada. Bugün yaklaşık 3’üncü gün. Eğer bu kanama devam etseydi çok kötü sonuçlar olurdu. Ben pozitifim. Arkadaşımız birkaç güne kadar güçlendikten sonra kendiliğinden çıkacak. Yani bir kaza değil. Bugün hem Türkiye’den hem de Macaristan’dan yardım edecek ekipler geldi. Bir doktor, bir paramadik, ABD’li kendisi, içeride. Bir doktor bekliyor. Acil bir kan değişimi olursa diye Anamur’dan kan gelecek. Onu da başka arkadaşımız götürecek. Hatta büyük bir ihtimalle herhangi bir durum olur diye hem İtalya’dan hem Bulgaristan’dan hem de Türkiye’den de pek çok arkadaşımız birkaç güne kadar burada olacak. Ben iyimserim, 3-4 güne kadar Marck kendi çıkacak. Şu anda AFAD, UMKE, jandarma birimimiz burada. Her gün üç kez bilgilendirme toplantısı yapıp gelişmeleri aktarıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 19:25:07
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.09.04 19:25:24





Kadından kahveci mi olur diyenlere aldırmadı, iş yeri dolup taşıyor

ISPARTA (İHA) - Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kahvehane açarak işletmeciliğini yapan 28 yaşındaki Melike Tarhan, “Kadınlar buraya giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi. Bu öncülüğü kendimde gördüğüm için böyle bir taşın altına elimi koydum” dedi.
Yalvaç ilçesinde yaşayan evli ve iki çocuk annesi Melike Tarhan, 6 ay önce çalıştığı işinden ayrılıp tarihi Çınaraltı mevkiisinde kahvehane açtı. Bir süre iş arayışında olan Tarhan, eşinin desteği ile açtığı kahvehanesine sabahın ilk ışıklarında geliyor. Ocağını yakarak tüm hazırlıklarını yapan genç kadın, mevsimine göre hazırladığı el yapımı içecekler, çay ve kahvelerini müşterilerine sunuyor. İlk zamanlar bu durumu yadırgayan müşteriler ise, "Torunum, yeğenim kahvemizi, çayımızı sen getir" diyor.
Kahvehane müşterilerinden Durmuş Ali Karip, Melike Çınar'ın Çınaraltı'na açtığı kahvehane ile neşe ve değişik bir konsept getirdiğini söyleyerek, “Çınaraltı'na yeni açılan Tarhan Kahvehanesi'ni Melike Tarhan işletiyor. Buraya güzellik ve neşe kattı, çayı ve kahvesi mükemmel. Kendisine verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Çınaraltı'nın kahvehane ortamının bir kadının gelmesi sebebi ile daha sosyalleştiğini belirten müşteri Yusuf Küçüksarı da, “Melike Hanım yaptığı çay ve kahve ile mutluluk veriyor. Kişiliğinden ve karakterinden çok memnunuz. Erkek ve kadının arasındaki fark çok önemli. Bayanların çayı, kahvesi, hizmeti erkeklerden çok farklı. Bu durumdan çok mutluyuz” dedi.
Yalvaç’ta sosyal yaşantının kısıtlı olduğunu söyleyen Küçüksarı, kadın işletmeci geldikten sonra Çınaraltı'nın atmosferinin değiştiğini belirtti.

“Kadınlar buraya giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi”
6 ay önce çalıştığı özel sektördeki işinden ayrıldıktan sonra iş arayışında olduğunu söyleyen işletmeci Melike Tarhan, “Bir gün Çınaraltı’nda eşimle oturup çay kahve içerken dükkanın kiralık olduğunu gördüm. Nasıl olur, nasıl yapabilirim gibi düşüncelere kapıldım. Eşim de bu süreçte bana destek oldu. 3-5 yıla kadar kadınlar buraya gelip tek başına oturamazdı, giremezlerdi, çekindikleri bir yerdi. Buna rağmen ben burada işletmeci olabilirim, yapabilirim dedim. Bu öncülüğü kendimde gördüğüm için böyle bir taşın altına elimi koydum” şeklinde konuştu.

“Çayımızı, kahvemizi sen getir gibi iltifatlar alıyorum”
Kadın kahvehane işletmecisi olarak halkın ilk zamanlar bu duruma alışık olmadığını söyleyen Tarhan, “Halkın ilk zamanlar 'Kadından kahveci mi olur?' gibi sözleri oldu ama sonrasında müşterilerimden 'Torunum, yeğenim kahvemizi sen getir, çayımızı sen getir' gibi iltifatlar alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Yaptığımın karşılığını alıyorum” dedi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.30 14:22:56
Son Düzenlenme Tarihi :