SON DAKİKA

logo

BTSO Geçici Yaşam Alanı 4 bine yakın afetzedeyi ağırlıyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve meclis üyeleri, depremin vurduğu Hatay’ın Antakya ilçesinde kurulan BTSO Geçici Yaşam Alanı’nı ziyaret etti. Burkay, deprem bölgesinden asla el çekmeyeceklerini belirterek, “Afetzedelerin tamamı evlerine kavuşana kadar Bursa iş dünyası olarak bölgemize gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.
BTSO tarafından 6 Şubat depremleri sonrası AFAD koordinasyonunda Hatay’ın Antakya ilçe merkezinde kurulan BTSO Geçici Yaşam Alanı, 4 bine yakın afetzedeyi ağırlıyor. Depremden etkilenen vatandaşların geçici barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tefrişatlı şekilde hazırlanan konteyner evlerden oluşan geçici yaşam alanı altyapısı, elektrik ve aydınlatma sistemleri, idari ve sosyal alanlarıyla vatandaşlara hizmet veriyor. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BTSO Yönetim Kurulu, Meclis Divanı ve Meclis Üyeleri, Geçici Yaşam Alanı’ndaki son durumu yerinde incelemek ve ihtiyaçları tespit etmek için bölgeyi ziyaret etti. BTSO heyetine Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdal Şahutoğlu ve Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Uğurlu da eşlik etti.

“Tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz”
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen depremlerin 11 ilde büyük bir yıkıma yol açtığını hatırlattı. Depremden etkilenen şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması ve bölgede üretim çarklarının dönmeye devam etmesi için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü kaydeden Burkay, “Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde valilerimiz, kaymakamlarımız ve AFAD ekipleri ilk günden bu yana sahada afetzedelerin yanında olmaya devam ediyor. Batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine ülkemizin her ilinden bölgeye seferberlik ruhuyla yardımlar yapılıyor. BTSO olarak bizler de bu büyük acının yaralarını sarma noktasında tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bugün de Bursa iş dünyamızın destekleri ile hayata geçirdiğimiz Geçici Yaşam Alanımızı ziyaret ettik” diye konuştu.

“Bölgeden asla elimizi çekmemeliyiz”
Depremin üzerinden 6 aya yakın bir zaman geçtiğini, hayatın normal akışında depremzedelerin ihtiyaçlarının farklılaştığını ifade eden Burkay, “Hem depremzedelerin yanında olduğumuzu göstermek hem de ihtiyaçları yerinde tespit etmek amacıyla BTSO Meclisi olarak Geçici Yaşam Alanımızı ziyaret ettik. Burada misafir ettiğimiz ailelerimizle bir araya geldik, çocuklarımıza hediyeler getirdik. Öyle görüyoruz ki buradan asla elimizi çekmememiz lazım. Afetzedelerin tamamı evlerine, iş yerlerine ve okullarına kavuşana kadar Bursa iş dünyası olarak bölgemize gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Hatay’ın yanındayız”
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, depremin yol açtığı en temel sorunlardan birinin geçici barınma sorunu olduğunu kaydetti. Bu konuda Bursa iş dünyasının destekleri ile çok hızlı bir şekilde organize olarak Hatay’da Geçici Yaşam Alanı’nı tamamladıklarını ifade eden Uğur, “Bugün burada misafir ettiğimiz ailelerimizin, özellikle çocuklarımızın mutluluklarını görmek bizleri çok memnun etti. Bu projeye destek veren tüm üyelerimize ve hayırseverlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Elimizden gelen her türlü maddi, manevi imkanlarla Hatay’ın yanında olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Yardımlaşma ve dayanışma örneği gösterdik”
BTSO Meclis Üyesi Tekin Çanga, yaşanan deprem felaketi sonrasında Türk milletinin birlik ve beraberlik içerisinde bölgeye destek olduğunu belirterek, “Bursa iş dünyası olarak bizler de BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim Burkay’ın önderliğinde kenetlendik, hep birlikte seferber olduk. Geçici Yaşam Alanı’nın hayata geçirilmesinden gurur duyduk. İnşallah ülkemizde böyle bir felaket bir daha yaşanmaz. Hatay halkına tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.
BTSO Lojistik Konseyi Başkanı ve Meclis Üyesi Ersan Keleş, Bursa iş dünyasının tüm paydaşları ile Hatay halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgularken, BTSO Meclis Üyesi Süleyman Mengin ise yardımların doğru yere ulaşmış olmasını görmekten memnuniyet duyduklarını ifade etti.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Meclis Başkanı Ali Uğur ile yönetim kurulu ve meclis üyeleri, Hatay programı çerçevesinde ayrıca Hatay Valisi Mustafa Masatlı’yı ziyaret etti. Vali Masatlı, Hatay’a destekleri için BTSO’ya teşekkür etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.27 22:39:03
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ANSİAD’ın 2 nci olağan toplantısında konuşan Sevinç : Uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var

Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD)’ın 2. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. “Bir Uluslararası Stratejistin Gözünden: Küresel Dönüşüm ve Yapay Zekâ Çağı’nda Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye’nin Kaderi” konu başlığı ile düzenlenen toplantıda konuşan Sevinç, “uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var. Başka masalarda da sadece kendi konularıyla değil, Avrupa’nın gündemindeki konulara da doğrudan dahil olmayı başarabilmesi gerekiyor” derken kendi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan Antalya’yı memleketi gibi, ANSİAD’ı ailesi olarak gördüğünü söylerken ve ANSİAD toplantısına konuk konuşmacı olarak katılmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti.

Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD)’ın 2. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. “Bir Uluslararası Stratejistin Gözünden: Küresel Dönüşüm ve Yapay Zekâ Çağı'nda Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye’nin Kaderi” konu başlığı ile düzenlenen toplantı 28 Ocak 2025 Salı günü Sunis Hotels Su’da gerçekleştirildi.

 

Toplantının başkanlığını yapan, ANSİAD Uluslararası İlişkiler ve AB Çalışma Masası Üyesi & Titiz Agro Group A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Çağla Titiz Köse yapmış olduğu açılış konuşmasında, “Toplantıya gelmeden önce Kader Hanım’ın web sitesinde özgeçmişini okudum ve çok gurur duydum. Bizi bilgi birikimi başarıları ve Brüksel’de temsil etmesi ve ülkemizi tanıtması, ülkemiz adına da ayrıca gurur verici. Bu gururu bize yaşattığı ve toplantımızda değerli bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaşacak olmasından dolayı kendisine teşekkür ederim” dedi.

 

“Zorlu hikayeler, güçlü insanlar yaratır”

 

Kendi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan Antalya’yımemleketi gibi, ANSİAD’ı ailesi olarak gördüğünü söyleyen ve ANSİAD toplantısına konuk konuşmacı olarak katılmaktan mutluluk duyduğunu belirten Kader Sevinç, “Benim yolcuğum Anadolu da birçok farklı kentte büyüyerek geçti. Bu da bana uluslararası alanda Türkiye’yi temsil ederken çok büyük güç verdi. Bugün ki konumuz benim hikayem değil. Bugünkü konumuz Türkiye’nin, Avrupa’nın ve Dünya’nın hikayesi. Bugüne kadar ki bildiğimiz dünya yıkılıyor ve yepyeni bir dünya kuruluyor. Bu yeni dünyada Amerika ve Avrupa kendine yer kapmaya çalışıyor. Ve bugüne kadar görmediğimiz yeni aktörleri de görüyoruz sahnede. Bu yeni dünyada sadece ekonomik gelişmeler değil, yapay zekâ, robotik teknolojiler, büyük veri teknolojileri gibi pek çok alan ve konu dünyayı değiştirmeye devam ediyor. Bu teknolojileri kullanan ülkeler var bir de üreten ülkeler var. İşte bugün bu teknolojileri üretmeyi, bu alanı kontrol etmeyi başaran ülkeler geleceğin aktörleri olacaklar. Bu aktörler Dünya’nın da Avrupa’nın da, Türkiye’nin de kaderini yazan ülkeler olacaklar" diye konuştu.

 

“2025 yılında, küresel yapay zekâ ekonomisinin 2 buçuk trilyonu aşması bekleniyor”

 

Konuşmasına küresel dönüşüm çağının önemli başlıklarına değinerek devam eden Sevinç; “En önemli başlık tabi ki ekonomi. Ekonomide küresel büyüme 2024 yılında %2,9 olarak ortaya çıkmış. 2025 yılında düşük tüketici talebi ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalardan dolayı da bu rakamın daha da geriye gitmesi bekleniyor. Avrupa da küresel piyasalardaki rolü itibari ile çok ciddi sorgulamalardan geçiyor. Bugüne kadar Avrupa için kolay olan şeyler giderek Avrupa için de zor hale geliyor. Diğer taraftan yapay zekâ ekonomisi ön plana çıkıyor. 2025 yılında projeksiyonlarında küresel yapay zekâ ekonomisinin 2 buçuk trilyonu aşması bekleniyor. Bu rakam dünya çapındaki toplam tarım üretimi değerine eşit durumda. Bu alanın önemini buradan anlamamız gerekiyor” dedi.

 

 

 

                                                                                                                                                        

 

 

 

 

“Küresel aktörlerin hangi bölgeleri, nasıl domine ettiğini görmek çok önemli”

 

Ekonomi ve teknoloji alanında kontrolü elinde tutan ülkelerin izlediği strateji ve yatırımların önemini vurgulayan Sevinç; “Ekonomi dediğimizde Amerika ve Çin arasındaki rekabetin de ne kadar kızıştığını görüyoruz. Aynı zamanda bu küresel aktörlerin, hangi bölgeleri nasıl domine ettiğini de görmemiz gerekiyor. Örneğin Çin bugün Avrupa’nın Afrika’yı domine etme gücünü neredeyse kırmış durumda. Çin burada çok büyük bir güç haline geldi. Yani Afrika’nın kaynaklarını kullanabilir durumda. Avrupa ise yeni bir Afrika politikası geliştiriyor. Genel olarak baktığımızda küresel ekonomide, küresel aktörlerin eylemlerinde ve stratejilerinde gördüğümüz; herkes yeniden dağıtılan kartlarda en büyük payı almaya çalışıyor. Ve en büyük kavga Amerika ve Çin arasında kopmakta. Brüksel’in ve Avrupa Parlamentosu’nun önemli gündemlerinden biri Çin’in kuşak ve yol projesi kapsamında Afrika’ya 60 milyar dolarlık bir yatırım yapması. Bir diğeri ise ekoloji konusu. Küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceye yaklaştığı konuşuluyor. Ve bunun Akdeniz havzasını çok derinden etkileyeceği belirtiliyor. İklim değişikliği ve kuraklık da bir diğer önemli gündem maddelerini oluşturuyor. Buna paralel yenilenebilir enerji yatırımları ön plana çıkıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının %38’lik bir paya ulaştığını görüyoruz. Yenilenebilir enerjinin Avrupa’daki konuşulan yatırım oranına bakarsak %50’yi geçmiş durumda” ifadelerini kullandı.

 

“Türkiye’yi görmezden gelmek, büyük bir körleşme demektir”

 

Türkiye’nin Avrupa’daki gündem konularında daha aktif rol alması gerektiğinin altını çizen Sevinç; “Bugün dünya genelinde işletmelerin %70 oranında yapay zekâ temelli çözümler kullandığını görüyoruz. 2025’te de bu rakamın giderek artacağını göreceğiz. Gündemde olan bir diğer konu da tabi ki savunma teknolojileri konusu. Çünkü tam bir savaş ekonomisi ve savaş süreci içerisindeyiz. Bu durum Avrupa’yı çok beklenmedik bir anda yakaladı. Avrupa soğuk savaş döneminden sonra kendi bölgesinde bir savaş gündeminin olmayacağından emin bir şekilde hareket etti. Fakat bugün yaşadıklarımız bunun gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Aynı anda hem savaş hem de pek çok çatışmayla karşı karşıyayız. Buna paralel olarak Avrupa ortak savunma birliğini oluşturmaya çalışıyor. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye açısından bu oluşum çok önemli. Avrupa savunma birliğini çok yakından takip etmemiz gerekiyor. Burada insansız hava aracı teknolojileri büyük önem taşıyor. Türkiye’nin geleceği ve Avrupa’daki yerini yeniden tanımlamak adına oldukça önem arz ediyor. Fakat Türkiye bu stratejik masalarda ve Avrupa savunma mimarisinde aktif öngörülerde bulunmadı. Ben bu konuyla alakalı makale kaleme aldım. Bu konuda Türkiye’yi görmezden gelmek, büyük bir körleşme demektir. Ancak uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var. Başka masalarda da sadece kendi konularıyla değil, Avrupa’nın gündemindeki konulara da doğrudan dahil olmayı başarabilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

“Yeni teknolojilerin sahibi olan Dünya’nın da sahibi olacak”

 

Yeni teknolojilerin üretim ve kullanımında söz sahibi olan üç lider ülkeye dikkat çeken Sevinç; “Yapay zekâ teknolojilerinde çok büyük fırsatlar ve riskler barınmakta. Burada öne çıkan üç aktör var. Amerika, Çin ve Avrupa Birliği” dedi ve ekledi. “Amerika Birleşik Devletleri’ne baktığımızda girişimcilik ekosistemini destekliyor ve yeni teknolojilerin önünü açıyor. Çünkü biliyor ki yeni teknolojilerin sahibi olan Dünya’nın da sahibi olacak. Ama aynı zamanda Çin de bu yarışın içerisinde. Çin patentlerle bu rekabeti yürütüyor. Fakat bir yandan da girişimcilik ekosistemini de desteklediğini görüyoruz. Örneğin en son çıkarttıkları yapay zekâ modeli DeepSeek, Amerikan ekonomisini ve şirketleri önemli ölçüde sarstı.  Bunun gibi sarsıcı gelişmeleri teknoloji alanında oldukça göreceğiz. Teknolojik alanın demokratik alanı da önümüzdeki dönem nasıl etkilediğini ve şekillendirdiğini göreceğiz. Avrupa Birliği de yapay zekâ regülasyonlarında Dünya’da bir numara. Avrupa Birliği yapay zekâ modelini riskler temelinde sınıflandıran yasa ortaya koydu. Bu sebeple de Avrupa Birliği piyasasında aktif olmak isteyen yapay zekâ şirketleri Avrupa Birliğinin getirdiği bu standartlara uymak zorunda.

 

 

 

 

 

Bu standartlara uymayan yapay zekâ şirketleri, Avrupa’da faaliyet gösteremeyecekler. Avrupa Birliği üyeliğini bir romantik rüya olarak görmekten ziyade gerçekçi bir perspektif ile ele almamız, bugün bize olan etkisini doğru okumamız ve buna uygun olarak da hazırlıklar yapmamız gerekmektedir. Girişimcilerimiz bu regülasyonları doğru anlamazlarsa çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.

 

“Türkiye’nin AB süreci donmuş durumda”

 

En çok merak edilen ve sorulan sorunun Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği olduğunu ifade eden Sevinç bu konuda her iki kutbunda hareketsiz olduğunu dile getirdi. Bu konuda sadece devletlerin değil şirketlerin, iş insanlarının ve toplumun aksiyon alması gerektiğini vurgulayarak “Biz maruz kaldığımız regülasyonların ve politikaların yapıldığı masada mı olmak istiyoruz yoksa bu politikaların bize dayatılmasını mı istiyoruz? Bu konuyu etraflıca düşünerek kendi içimizde dürüstçe tartışmalıyız. Bu cevabı dürüstçe verdiğimiz zaman doğru adımları da atmış olacağız. O zaman uluslararası alanda çok daha aktif ve etkili olacağız. Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri hem iki tarafın isteksizliği hem de Türkiye’deki demokratikleşme alanında yaşanan değişikliklerden ve bir dizi başka sebeplerden dolayı donmuş durumda. Fakat bizlerin de Türkiye’nin daha ileriye gidebilmesi için üzerimize düşenleri yapmamız, dünyanın nasıl değiştiğini iyi okumamız, Avrupa’nın rolünün nasıl değiştiğini iyi okumamız ve bunun üzerinden de doğru, daha geniş ve çok katmanlı stratejiler üretmemiz gerekmektedir” dedi.

 

ANSİAD 2. Olağan Toplantısı soru cevapların ardından, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in günün anısına toplantının başkanlığını yapan ANSİAD Uluslararası İlişkiler ve AB Çalışma Masası Üyesi & Titiz Agro Group A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Çağla Titiz Köse ile konuğumuz Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimi ile sona erdi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.01.31 07:07:21
Son Düzenlenme Tarihi :





Depremlerin merkezinde üretim devam ediyor: Süt ürünleri birçok kente gönderiliyor

İki büyük depremin merkezi Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren süt ve süt ürünleri üreticileri, yaşanan zorluklara rağmen afetzede işçileriyle çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Üretimi yapılan çeşitli peynir ve dondurmalar, birçok kente gönderiliyor.
7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük depremin merkezi Kahramanmaraş’ta hasar almayan mandıralarda inek ve keçi sütünden çeşitli süt ürünleri üretimi sürüyor. Merkez Onikişubat ilçesinde depremlerden etkilenmeyen süt işletme merkezinde çalışan 35 afetzede, keçi ve inek sütünden mozzarella başta olmak üzere çeşitli peynir çeşitleri, tereyağı ve dondurma üretimi gerçekleştiriyor. 350 büyükbaş 350 küçükbaş hayvanın bulunduğu mandırada çalışanlar depremin ikinci gününden itibaren yoğun bir şekilde üretime devam etti.
İşletme sahibi Hasan Sami Aksüyek, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin ikinci günü tam kapasite olarak süt ürünleri üretmeye devam ettiklerini söyledi.
Kısıtlı imkanlarla hayvanlarının ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade eden Aksüyek, "Dolayısıyla hemen nasıl toparlanırız diye girişimde bulunduk. Beraberinde çiftlikte olduğu için büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar onların ihtiyaçlarının anında karşılanması gerekiyor. Günübirlik sağılması gerekiyordu. Kısıtlı imkanlarla önce onları hallettik. Arkasından mandıramızı çok ivedi bir şekilde hizmete soktuk. İkinci günden itibaren üretim yapmaya başladık. Bu defa nasıl bir katkı verebiliriz şehre, depremzedelere onun arayışı içerisine girdik Sıcak süt ve peynir yapımıyla ulaşabildiğimiz noktalara ulaşmaya çalıştık. Aşamalı olarak personelimizi zaman içinde topladık. Şuanda çok şükür tam kapasite olarak çalışmaya devam ediyoruz. Yaklaşık 350 küçükbaş, 350 de büyükbaş hayvanımız var. 35 çalışan personelimiz var. Mandıramızla beraber entegre bir tesisiz. Yemiyle süt üretimiyle kendi sütümüzü işliyoruz ve mamul hale gelerek hizmete sunuyoruz" dedi.
Çiftlik ve mandıralarının olduğunu ifade eden Furkan Bulut ise, "Kahramanmaraş’ta hem çiftliğimiz hem de mandıramız var. Deprem yaşadık malumunuz. Deprem gününden bu yana biz de sahadayız. Sürekli bir çalışma halindeyiz. Vatandaşlarımızın yaralarını hep beraber sarmak istiyoruz. Alanda bulunduk hep sürekli yardımlarımız oldu. Bir taraftan da üretimlerimiz devam etti. Bir taraftan da insanlarımıza yardımcı olmaya çalıştık, aş götürmeye çalıştık" şeklinde konuştu.
İşletmede görev yapan İbrahim Aksüyek de, "Güneş enerjilerimiz var çatılarımızda kendi enerjimizi üretiyoruz. Doğa dostu bir çiftliğiz aynı zamanda sadece kendi inek ve keçilerimizin sütünü mandıramızda ürünlere çevirerek tamamen doğal ve katkısız olarak tüketicilere ulaştırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.14 20:34:22
Son Düzenlenme Tarihi :